Shop
Ahlak ve İtaat
 
Bildirimler
Tümünü temizle

Ahlak ve İtaat

7 Gönderiler
3 Üyeler
0 Reactions
422 Görüntüleme
(@by_kole)
Gönderiler: 2301
BDSM Ustası Yönetici Admin
Konu başlatıcı
 

Ahlak Ve İtaat
Yeryüzünde tek başına yaşayan bir insanın ahlakından söz edilebilir mi?
Kime karşı davranışında ahlaklı ya da ahlaksız olacak?

İnsanın bireysel bir yönü de var elbette; insan başkaları arasında da yalnız olabilir, onlardan uzak durabilir ama insanın bir de toplumsal yapısı var. Aristoteles’in deyişi ile «toplumsal bir canlı varlık» insan aynı zamanda. İnsanın bir yandan bireysel bir varlık olduğu, kendi ben’ine dayandığı ama öbür yandan her insanın başkaları ile birlikte bulunduğu bir toplum varlığı olduğu, başkaları ile, «sen»le bir bağlantı içinde bulunduğu göz önüne alınırsa, ahlakın temelinin de bu sen-ben bağlantısında ortaya çıktığı görülecektir.

Çevremizdeki, insanları seviyoruz, ya da nefret ediyoruz onlardan; hoşlanıyoruz ya da kızıyoruz, herhalde bir ilgi kuruyoruz çevremizle. Onları sevmemiz onlara karşı davranışımızı da belirliyor, onlardan da aynı davranışları bekliyoruz. Başkalarını düşünmeyen, onlara saygı göstermeyen, onları hesaba katmayan insana bencil diyoruz. Bu bencil sözünde ahlakça bir yerme var. Bencil insan da toplumsal bağlantılarda sıyrılmış değil, ama bu toplumsal bağlantılar içinde başkalarını değerlerini hiç göz önüne almadığı için böyle kimseye bencil diyoruz, başkalarına kayıtsız kaldığı için ahlakça aşağı buluyoruz. Bugün. bizim kültür çevremizde egemen olan ahlak için de karakteristik olan, bütün ahlak buyruklarının, birlikte yaşanılan insanlar istekleri yararına, kendi isteklerimizi baskı altına almaya dayalıdır. Bu ahlak başkalarını göz önüne almayı, başkalarına saygı göstermeyi ister ve başkası için kendine karşı durur. Öyleyse kültür çevremizde geçerli olan ahlak da bir «feragat» ahlakıdır. Dinlerdeki ahlakın esası da hep buna dayanır. Gerçi bugünkü dünyamız içindeki çeşitli ahlaklar bu «başkalarını» belirlemede ayrılırlar. İlkel toplulukların saygı gösterdiği «başkası» yalnızca kendi soyu sopu, uluslar için yalnızca kendi ulusu. Ancak bütün bunların üstüne çıkabilen az sayıda filozof kişiler için «başkası» bütün insanlardır. Çevresi genişlemiştir onun. Bu çevrede bütün insanlık yer alır. Bütün dinler bile bu kadarına erişememiştir. Yalnızca «kendin gibilerini» seveceksin diyor Hıristiyanlık da. Ama ne olursa olsun bütün bu ahlaklarda esas olan hep başkalarını göz önünde tutmadır; hep birlikte yaşanılan insan, toplum söz konusudur, toplumun istekleri, gereksinmeleri düşünülür, toplumun davranışlarımızdan ne beklediği bize bildirilir. Bu bakımdan bütün yürürlükteki ahlak yasaları bir buyruk niteliğini alır. Her ahlak da bu buyruklarının gerçekleştirilmesini, yerine getirilmesini ister, onlara itaat edilmesini ister. İtaatse özgürlüğü ortadan kaldıran bir şey. Oysa özgürlük olmayınca ahlakın kendisi de ortadan kalkar. Özgürlük içinde yapılmayan bir eylemin ahlakça hesabı verilemez. İnsanın yapıp ettiklerinin hesabını verebilmesi, bir eyleminden sorumlu tutulabilmesi için o insanın özgür olması gerekir. Çelişik bir durum var burada: Ahlaklı olmamız için özgür olmamız gerekiyor, ama öte yandan ahlak, itaati de şart koşuyor. Öyleyse bu itaatin, itaat kavramının ahlak bakımından değerlendirilmesi, temellendirilmesi gerek.

S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!

 
Gönderildi : 3 Haziran 2007 05:58
(@by_kole)
Gönderiler: 2301
BDSM Ustası Yönetici Admin
Konu başlatıcı
 

İtaat ne çeşitten bir itaat olmalıdır ki ahlaka uygun olabilsin?
Hangi itaat ahlaka uygundur?
Biz kime itaat edersek ahlaka uygun hareket etmiş oluruz?
Bu sorunun bir başka yönü de ahlakta yasa koyucunun kim olduğu sorusudur. İtaat edilmesi gereken buyrukları kim koymuştur?

Ahlaktaki yasa koyucu tek insan, toplum, devlet, tanrı olabilir, ben kendim olabilirim. Bu buyruklar kimden gelirse gelsin onlara karşı bir ödev duygusu da var hepimizde. Onları yerine getirmek için bir şey bizi zorlar.

Bu bizi zorlayan nedir?
Başka sözcüklerle, ahlaka uygun itaatin gerekçesi söz konusudur burada. Niçin itaat ediyoruz?

Bizi itaate zorlayan çeşitli yollar var. Bunlardan biri kör ya da otomatik itaat. Bir buyruğa mutlak bir körlük içinde itaat edebilirim. Sadece buyurulmuş olması yeter. Tam bir körlük, hipnotize olmada görülür. Böyle bir durumda hareketleri yöneten hipnotize edendir; edilenin kişiliği kaldırılmış, daha doğrusu uyuşturulmuştur. Böyle mekanik bir itaat normal olmayan bir durumdur. Ama hipnotize edilmeden de bir çeşit kör itaate ve kör inanca pek rastlıyoruz yaşamda. Özellikle çocuklarda. Çocuğun henüz kişiliği kurulmadığı için itaati de otomatiktir çoğunlukla. Hipnotize edilen de, çocuk kör itaati de ahlakça yargılamanın dışındadır. Her ikisinden de itaatinin hesabı sorulamaz. Ama kişiliğin eksik oluşu, kendi kendine düşünebilme yeteneksizliği, çocukta olduğu gibi, yetişkinlerde olabilir. İnsanlar, hipnotize etmeden de, başkalarını düşünce ve ahlak bakımından uyuşturabilirler, kişiliklerini kötürümleştirebilirler, hatta büsbütün ortadan kaldırabilirler. Böylece yetişkinlerde ve normal insanlarda da kör bir inanmanın ve buna karşılık olan kör bir itaatin koşulları hazırlanmış olabilir. İnsanlar, bencillik duyguları uyandırılarak da, ahlak bakımından körleştirilebilirler. Bir ah1ak buyruğunun yerine getirilmesi istenirken gerçi insan bunu yapıp yapmamada özgür bırakılmıştır, ama sonunda ya bir «mükafat»a kavuşacak, ya da ceza görecektir. İnsanın buyruğu yerine getirirken artık göz önünde tuttuğu «mükafat»tır; buyruğun içeriği, yani ahlaksal eylem bunun gerçekleşmesi için bir araç olmuştur sadece. Sonunda ahlaksal eylemin değeri artık görülmez olur.

S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!

 
Gönderildi : 3 Haziran 2007 06:00
(@by_kole)
Gönderiler: 2301
BDSM Ustası Yönetici Admin
Konu başlatıcı
 

İnsanların böyle bir körleşmesi ya da körleştirilmesi karşısında ahlaksal yargılama nasıl olacak? Değişecek mi?

Düşünüş ve ahlak bakımından geri kalmış olmanın, ya da burada söz, konusu olan düşünüş ve ahlakça uyuşukluk durumunun ve buna dayanan kör inanma ve kör itaatin ahlak bakımından kötü bir şey olduğuna, böyle bir şeye değer verilemeyeceğine hiç kuşku yok. Yetişkin insanlardan belli bir ölçüde kişilik bekler, özgür bir düşünce isteriz. Çoğunlukla, bir eylemi ya da bu eyleme temel olan düşünüşü ahlak bakımından yargılar ve değerlendirirken, bu düşünüşün nereden geldiğini sormayız. Karşımızda iki gül ağacı olsa. Biri iyi gelişmiş, sağlam, çiçekleri canlı, öbürü cılız, hastalıklı. Bunlardan hangisinin güzel olduğuna karar vermek için gelişmelerinin nasıl olduğunu sormayız. Cılız kalmış gülün bahçıvanını sorumlu tutarız gerçi, ama bu, ağaç üzerindeki yargımızı değiştirmez.- Ya da örneğin, biri bilgi bakımından pek zavallı durumda, bilgisizliğinden boyuna yanılıyor. Neden böyle olduğunu da pekâlâ anlıyoruz: bilgisini artırmak için pek bir fırsat bulamamış. Ama böyledir diye bu adamı bilgice sınırlı değil de, bilgili mi kabul edeceğiz? Böylece bir insanın düşünüşü ya da karakteri üzerindeki yargımız, bu adamı nasıl olup da böyle bir düşünüş ya da böyle bir karaktere varmış olduğu düşüncesinden büsbütün bağımsızdır. Her insanın, her durumda kendinin olan, ahlaksal bir değeri vardır; biz de o insanı o değerine göre değerlendirebiliriz. Bu ahlaksal değerin nereden geldiğini anlamamız, bu aynı değeri ne çoğaltır, ne azaltır, bundan dolayı bizim değerlememiz de değişemez. Biz bir insana iyi ya da kötü derken, karakteri hakkında bir yargıda bulunurken bu karakterin neden iyi ya da kötü olduğunu, bunun nereden geldiğini düşünmeyiz. Gül ağacının cılız kalmasından bahçıvanı sorumlu tuttuğumuz aynı ölçüde, yetişkin insanın ahlak ve bilgice cılız kalmasından da çevresini sorumlu tutabilir miyiz?

S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!

 
Gönderildi : 3 Haziran 2007 06:02
(@by_kole)
Gönderiler: 2301
BDSM Ustası Yönetici Admin
Konu başlatıcı
 

Düşünüş ve ahlakça körleşmiş ya da körleştirilmiş bile olsa, bir insanın sorumluluğu başkasına aktarılabilir mi?

Ahlaksal sorumluluk, Theodor Lipps’in dediği gibi, «birinin omuzundan alınıp bir baş kasının omuzuna verilebilecek bir yük parçası değildir» (Die ethische Grundfragen, s. 106). Çünkü biz her insandan, insan olması bakımından, belli ölçüde de olsa, özgürlük bekleriz, yapıp ettiklerinin bilincine varmış olmasını, hesabını kendisinin verebilmesini bekleriz. Ahlakça sorumluluğu olmayan insanın ahlakından da söz edilemez. Özgürlük olmadan da sorumluluk olamayacağına göre, öyleyse ahlaklılık özgürlükle aynı anlamdadır. İtaati, dar anlamında, yani bir başkasının istemeleriyle belirlenmiş olma anlamında alırsak, hiçbir itaat ahlaka uygun olamaz. Düşünce özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı yerde, kör bir inanma ve kör bir itaat söz konusu olacağından, bir başkasının istemelerini körü körüne -yerine- getirme de her zaman ahlaka aykırı olur. Kısaca, itaat, düşünüş olarak, özgür olmayıp kölelik- anlamında alınırsa, ahlaka aykırıdır. Her insanda bir özgürlük özlemi var. Ama birçokları kendilerinin özgür olduklarını sandıkları halde, gerçekte hiç de böyle değildirler. Başkalarının istençlerine bağlı olmakla ahlakça bir darlık içinde bırakılmışlardır. «Mükâfat ve ceza» düşüncesine, alınyazısının ve başka insanların lütuflarına, alışkanlıklara, geleneklere, toplumun ya da bağlı olduğu çevrenin ön yargılarına bağlıdırlar. Çoğu zaman çevrelerinin değerlemeleri kendilerine kendi değerlemeleri gibi görünür Başka kişilere kör bir bağlanma ile, kendi kişiliklerinin özgür olduğunda aldatılmışlardır. Bütün bunlara karşı her ahlak felsefesi, ahlakça bir özgürlüğü, yani kendini ahlak bakımından özgür olarak belirlemeyi ister.

S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!

 
Gönderildi : 3 Haziran 2007 06:03
 xman
(@xman)
Gönderiler: 38
Kanıyla Üye
 

Düşünüş ve ahlakça körleşmiş ya da körleştirilmiş bile olsa, bir insanın sorumluluğu başkasına aktarılabilir mi?

Düşünce özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı yerde, kör bir inanma ve kör bir itaat söz konusu olacağından, bir başkasının istemelerini körü körüne -yerine- getirme de her zaman ahlaka aykırı olur. .
by köle gerçek ten güzel bir payalşım yapmışın emeğiine sağlık.Gerçektende yazının özü yukardaki cümle.Düşünce özgürlüğü olmadan yapılan bir itaat körü körüne bir itaat olacaktır..Çok teşekkürler.

SÖYLEDİKLERİMDEN ÇOK SAKLADIKLARIMDA SAKLIYIM

 
Gönderildi : 3 Haziran 2007 17:05
(@by_kole)
Gönderiler: 2301
BDSM Ustası Yönetici Admin
Konu başlatıcı
 

Taşınma sürecinde yitirilen bu başlıkta güncenlenmiştir. Hatırlatmalar için teşekkürederiz.

S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!

 
Gönderildi : 3 Nisan 2013 17:03
(@bia-style)
Gönderiler: 455
BDSM Tutkunu
 

Bu da harika bir yazı. Sanırım sen yazdın by_kole. Muazzam bir beyin fırtınası. Her paragraf ayrı yorumu hakediyor. Biraz daha inceleyip yorum yapmak istiyorum. Emeğine , beynine sağlık. Wink

A mediocre Dominant tells, a good Dominant teaches, an excellent Dominant explains, but a True Dominant inspires!

 
Gönderildi : 3 Nisan 2013 17:30
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL