Azad edildin...
Aslında onun ilk başta farklı olduğunu düşünmüştüm. İlişkimiz güzel başlamıştı. Dediklerimi her zaman yapmıyordu ama bir ceza vereceğimi biliyordu ve şikayet etmiyordu. Bazen çok hata yaptığını söylüyor ve "yapamayacağım" galiba diye sayıklıyordu. Dediklerimi yapamama korkusu olduğu içinmiş! Ne kadar aptalmışım. İçindeki isyankar ruhu göremedim. Ona bunun için kızdım ve eğer yapamayacağını düşünüyorsan bırak dedim. Gitmedi.
Dediğim gibi çok hata yapıyordu ama ceza alacağını biliyordu ve buna bir sözü yoktu. Bende onu zorladım. Sınırlarını en baştan belirtmişti ama ben o sınırların üzerine gittim. Ne zaman pes edeceğini merak ederek. Bunu sakın eşek sudan gelinceye kadar dövmek ya da ayak tabanlarını falakaya çekmek olarak algılamayın. Bu benim için yeni bir şey ve ben o kadar zalim olamadım henüz. Sınırlarını özel hayatına karışarak zorluyordum. Bu en sevmediği şeydi. Ona duyduğum güveni bana duymadığını hissetmiştim sadece. Ne zaman pes edeceğini merak ettim. Ve ona en yorgun, en stresli anında en istemediği şeyi yapmasını söyledim. Yalvarmadı bile. Sormadı bile "yarın yapsam olmaz mı diye". Bir bir içindekileri döktü. Kustu. Yapabileceğim fazla bir şey yoktu. Efendilik vazfımı yitirmiştim. Ve bu anın geleceğini bilerek bunu yapmıştım. Azad ettim ve bitti. Sonrasında artık o tatlı söz dinleyen kadın değildi. Çirkinleşti sadece. Kadınsı sancılarının verdiği hiddetle olmadığı bir şeye dönüştü. Ya da en baştan böyleydi.
Azad ettiğim andan itibaren ona hiç bir şey söylemedim. Döndüm ve gittim tabiri caizse. Ama o söylemek istediklerini bana ulaştırmak istiyordu. Ulaşmaya çalıştı ulaşamadı. Mesajlar geldi belki okurum ümidiyle. Okunmadı hiçbiri. Yoktu o artık.
Şimdi düşünüyordum da acaba pişman mı ya da hata gerçekten bende mi diye. "Efendicilikte oynasak hepimiz insanız" diye düşündüm. "İnsanlar hata yapar ama hiç bir zaman çirkinleşmemeli" dedim kendi kendime. Belki de kölesine fazla değer veren bir efendi olarak şimdi düşünüyorum ve ufak bir sızı duyuyorum nedense. Daha fazla becerilmeyi ve acı çekmeyi hak ediyordu. Ama benim için sadece bir silüetti. Kim olduğunu bilmediğim, Özel hayatına karışılmasından nefret eden, sadece sex oyunları oynamak isteyen çömez bir köle. Efendisi de çömez sayılır aslında terminolojisi iyi olsa da deneyimi az.
Sadece anlatmak istedim. Belki düşüncelerinizi paylaşma güzelliğinde bulunursunuz bilemem. İyi geceler
curiousmusician, içten paylaşımın için teşekkürler. Madem kabahat bendede mi? diye düşünüyorsun, gözüme çarpanları haddim olmayarak söyleyeyim.
Ne kadar aptalmışım. İçindeki isyankar ruhu göremedim. Ona bunun için kızdım ve eğer yapamayacağını düşünüyorsan bırak dedim. Gitmedi.
Herkesin içinde bir isyankar ruh vardır. Kölenin de içinde vardır. Bence olmalıdır da. Aksi takdirde herşey'e evet diyip yapan bir köle kukladan farksızdır bence. Efendi'ye düşen , eğer istediği bir kukla ise bu isyankar ruhu törpülemektir.
Bu benim için yeni bir şey ve ben o kadar zalim olamadım henüz.
Zalim olmak gerekmiyor, hiç bir işe yaramaz. Hatta ters teper. Sanırım burada "zalim" değil de "katı" (strict) demek istedin.
Sormadı bile "yarın yapsam olmaz mı diye". Bir bir içindekileri döktü. Kustu. Yapabileceğim fazla bir şey yoktu. ............. Sonrasında artık o tatlı söz dinleyen kadın değildi. Çirkinleşti sadece. Kadınsı sancılarının verdiği hiddetle olmadığı bir şeye dönüştü. Ya da en baştan böyleydi.
Tabi burada sebep nedir? kabahatlısı kimdir bilemem ama sanırım gerekli iletişim tek taraflı ya da iki taraflı olarak kurulamamış.
Çenemi tutamayıp bu yorumları yaptığım için tekrar kusura bakma curiousmusician , "ya da hata gerçekten bende mi diye" dediğin için yazdım bunları. Son bir not : hata yapmak hoş değil ama kötü de değil yeter ki hatalarımız karşımızdakine zarar vermesin ve bizler de bu hatalardan ders alalım.
Azad ne kadar iç burkan bir kelimedir. Her duyduğumda tüylerim ürperir. Sonu çağrıştırır. Azad edilmek özgürlük anlamına gelir. Serbest bırakılmak , bağımlı olmamak anlamına gelir. Konu BDSM olduğunda bu kelimenin anlamı yerini hüzüne bırakıyor. İki taraf için de önemli bir deneyimin son bulması sebep ne olursa olsun düşündürür insanı. Her biten ilişkide sorgulamalar yapılır. Hatalar gözden geçirilir. Haklı , haksız değerlendirmesi yapılır. İnsan içe döner.
curiousmusician, öncelikle içsel değerlendirmelerini bizimle paylaştığın için mutlu olduğumu belirtmeliyim. Masternick çok güzel yorumlamış. İki kişi arasında yaşanan ilişki konusunda yorum yapmak hiçbirimizin haddine değil fakat fikirlerimizi paylaşmamızı istediğin için ben de bir kaç düşüncemi aktarmak isterim konuyla alakalı.
Sınırları zorlamaktan bahsetmişsin. Ne zaman pes edeceğini merak etmiş ve zayıf anlarında psikolojik olarak üzerine gitmişsin anladığım kadarıyla. Evet mental Dominasyonda bu tür uygulamalar yapılabiliyor. Fakat birşeyi gözden kaçırmamak lazım. O da itaat edenin dengesini korumak. Uyguladığın yöntemin ne sonuç vereceğini merak etmenle orantılı olarak köleni yapamayacağını bildiğin bir duruma sokmuşsun. Sana olan bağlılığını , itaat duygusunun gerçekliğini , aslen ne istediğini ispat etmesini istemişsin bir nevi. Bunda sorun yok. Bu her Dominant karakterin merak ettiği ve cevabını almak istediği bir sorudur. Fakat bunu yaparken karşındakinin dengesini bozmamak Dominant kişinin ilk görevidir.
Ona olan güvenini sarstığını ve sana yeteri kadar güvenmediğini düşündüğünden bahsetmişsin. Güven tek taraflı olduğunda ilişki muhakkak çıkmaza girer. Lakin bir itaatkarın güvenini elde etmek yine Dominant'ın görevidir. Konuşulan sınırların üzerine çıkarak sanırım köen üzerinde baskı oluşmuş. Ve nihayetinde senin de belirttiğin gibi beklenen son gerçekleşmiş. Belki de güvenmek istediği kişinin yaklaşımı onu güvensiz hissettirmiştir. Çoğu zaman psikolojik baskılar fiziksel acılardan çok daha dayanılmaz bir hal alır. Anlatımından anladığım kadarıyla sen zaten onun buna dayanamayacağını biliyordun ve azad edeceğini bile bile onu test etmişsin. Senin şaşırtmasını beklemişsin belki de bilmiyorum. Fakat yaşanan şeyin çirkenleşmesi hususunda bu yolu biraz da sen çizmişsin gibi görünüyor. Bu söylediğimi lütfen yanlış anlama. İlişkinin nasıl sonlanacağını öngörmüşsün. Azad edilmek kolay değildir. Azad edenden daha farklı hissiyatlara sebep olur. İtaatkar tarafımla da Dominant tarafımla da hissettiğim bu iki duygunun birbirinden farklı olduğunu ifade edebilecek deneyimler edindim. Ve vardığım sonuç azad edildiğinde hırçınlaşmak , cevap aramak, tekrar iletişime geçmeyi istemek , asi bir tavra bürünmek çok doğal. Kaybetme korkusu bu duyguları tetikleyebiliyor. Bunun kadınsı hislerle malesef alakası yok. Azad edilmek dengeyi bozar. İnandığı varlığın yokluğunu kabul etmek zordur.
Hata kimde bilemem. Fakat anlattıklarından yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki bu senin için kendini , hatalarını, yaşadığın şeyi sorgulamana sebep olmuş. Deneyimler önemlidir. Sonu kötü de olsa iyi de olsa bir sonraki ilişkinde çizeceğin yolu belirler.
Son olarak ; Efendi olmak ya da köle olmak oyun değildir. Bu dünyada rollerimiz var evet. Her ne kadar role playing gibi anlaşıls da duygular ,yaşanılanlar gerçektir. Ve kalıcı etkilere sahiptir. Bu yüzden kölecilik ya da efendicilik kavramlarına bir nebze olsa da yakın duran kişilerden uzak durmak lazım. Yaşadığın şeyin gerçekliği her zaman seninle olsun.
Bu güzel paylaşımınla bizlere de fikir paylaşma fırsatı sunduğun için teşekkür ederim. Umarım bir sonraki ilişkinde istediğin köle profili karşına çıkar
sevgler,
Bia!
A mediocre Dominant tells, a good Dominant teaches, an excellent Dominant explains, but a True Dominant inspires!
Sana da aynı şekilde samimi yorumların için teşekkür ederim Bia. Cevap hakkımı kullanmak istediğim kısım ise bunun bir oyun olup/olmaması hakkındaki görüşlerim/görüşlerin.
Burada BDSM ilişkileri uç noktalarda yaşayan ya da hayat felsefesi haline getirmiş değerli üyeler de var. Herhangi bir yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermek istemem. Hepsine ve herkese saygı duyuyorum. O yüzden bazı düşüncelerimi kendime saklayarak şu değerlendirmeyi yapayım. Hayat bir oyundur. Yaşar ve ölürüz. Hayatın içinde de başka rollere bürünürüz. İşe gidince patronumuzun kölesi, evlenince eşimizin kölesi oluruz ( ya da tam tersi ). Kendimiz olmadan farklı rolleri oynayarak her gün başka bir oyun oynuyoruz. Bu yüzdendir ki BDSM yi, BDSM ilişkilerini, kendi tabirimle, oyun olarak görüyorum. Yoksa yaşananlar ve hissedilenler gerçek bu konuda sana katılıyorum.
iyi geceler

Sıradan bir olayı ne de güzel anlatmışsınız. Okurken kelimeler hızlıca aktı ekrandan. Biraz daha olmalarını istedim...
Olaya dönersek... Adınıza üzüldüm çünkü içinizde bir takım 'yaşanmamışlıklar' bırakmış ve çok ağır olmasa da bi miktar pişmanlık hissettim. Sanırım siz bu köle kişiye karşı biraz da duygusal hisler beslemişsiniz. Özel hayatına değinip canını yakmak istemeniz daha çok merak duygunuzu tatmin etmenizden ötürü olmuş gibi duruyor. Yani siz bilmek istediniz belki de, kölenizin sınırları diye değil. Aslında sahip/sahibe kavramını özel hayatı da kapsar. Bu bir sınır değildir çünkü Efendi, daima kölesinden sorumludur. Haliyle özel hayatına da müdahale etme durumu söz konusudur.
Bu eksiği de ikinizin bu konudaki acemiliklerine bağlıyorum. Siz eminim bir sonraki pratik denemelerinizde daha iyi bir master olacaksınızdır ama duygularınızı kontrol etmeyi bilmelisiniz. Yoksa bu durum size fazlasıyla zarar verebilir.
Esen kalın.
Yıkılsın Bütün Müdafaa Duvarları
Istırap ve İhtirasın Arasında
Peki curiousmusician benim bir sorum olacak niçin gitmesini sağladın ? Ben aynısına yakınını yaşadığım için bu tutumunuzun sebebini çözemedim.
Beni çok istediğini bildiğim halde hiç ama hiç bir sıkıntı yokken sınırımın (benim için kendi hayatımda çok kritik bir kaç gündü) aşırı üzerine giderek yapamayacağımı bildiği bir şeyi istedi sonra da yapamadım diye demediğini bırakmadı ki söylediklerinin içerisinde akla mantığa uygun elle tutulur şeyler yoktu ( sonradan fark ettim) saçma sapan sadece kusur bulmak için söylenmiş şeylerdi. Bir kadına işin gücün cilve diye kızılır mı allasen yani cilveyse sana yapıyorum sokaktaki adama değil ya neyse Öyle bir konuşma ki içinde seni sevmiyorum istemiyorum demiyor ara ara bana ne kadar değer verdiğini ve bunun için yaptığı fedakarlıkları söylüyor ama sürekli beni suçluyordu. Benim inadımdan sıkılmış ( ki istediği şeyin beni ne derece zorlayacağını bilecek kadar tecrubeli) o neler yapıomuş benim için ben hep itiraz ediyormuşuum falan filan. 2 gün boyunca düzeltmeye çalıştım. Belki başka bir şeye sinirlendi dedim morali bozuk dedim ama bir türlü düzelmedi hırçınlığı. Ben bu tutumunu durdurmasını ve üzüldüğümü söyleyip ne istiyorsun söyle tamam ama bitir artık bunu dediğimde bana HİÇ dedi. Hiçbir şey istemiyorum... O zaman beni istemiyorsun artık dedim. Çünkü sorun şikayet tamam çözüme gelince istemiyorum artık diyorsa bitmiş demektir. Bu soruyu 3 kere tekrarladım konuşmasının arasında yani beni istemiyor musun ? diye sordum. Nihayet 3. soruşumda evet diye cevap verdi. Bende peki dedim. Konuşma kapandı. Bir kaç gün sonra ben onun istemediği bir yere gittim. Onun haberi yok ama gittim 15 dk sonra çıktım eve döndüm :islik: . Hemen ertesi gün konsept olarak benim hoşlandığım bir şeyi yeni bir köle alarak ona yaptı hemde hiç vakit kaybetmeden. Bunu da benim görebileceğim bir yerde paylaştı. Yani bana öfkelenmişti
:islik:
Kısacası curiousmusician sende buna benzer bir şey yapmışsın çok merak ediyorum NEDEN ? Neden düzgün giden bir şeyi böylesine bozmak istediniz? Neden korktunuz ? Neden çekindiniz? Derdiniz neydi ? Ne olmasını istediniz ? Neyi amaçladınız?
Sadece curiousmusician değil diğer tecrubeli arkadaşlarda fikrini söylerse sevinirim
Bu yazıyı yapılan yorumları kaç gündür okuyorum. Nereye nasıl cevap versem diye düşünüyorum.Ve ya Hangi yönden alıp neresini ne kadar düzeltmeliyim diye.. Bir de onun üstüne gelen cevaplar a daha da cevap vermek istiyorum. evet ilişkiler yaşanır yazdıgın gibi aması .... coktur.
neyse şimdi yazacaklarıma döneyim....
"Dediğim gibi çok hata yapıyordu ama ceza alacağını biliyordu ve buna bir sözü yoktu. Bende onu zorladım. Sınırlarını en baştan belirtmişti ama ben o sınırların üzerine gittim. Ne zaman pes edeceğini merak ederek. Bunu sakın eşek sudan gelinceye kadar dövmek ya da ayak tabanlarını falakaya çekmek olarak algılamayın. Bu benim için yeni bir şey ve ben o kadar zalim olamadım henüz. Sınırlarını özel hayatına karışarak zorluyordum. Bu en sevmediği şeydi. Ona duyduğum güveni bana duymadığını hissetmiştim sadece. "
**Burada Bu ilişki bitmiştir. Bir Bdsm ilişkisinde Bir Efendi eğer İtaatkarının kendine güvenmediğine içten inanırsa onu orada anında bırakmalı. Daha başka birşey yapmasına gerek yoktur.Bir Efendinin de Ne zman İtaatkarı pes ettirirm gibi bir merakı olamaz....
Ne zaman pes edeceğini merak ettim. Ve ona en yorgun, en stresli anında en istemediği şeyi yapmasını söyledim. Yalvarmadı bile. Sormadı bile "yarın yapsam olmaz mı diye". Bir bir içindekileri döktü. Kustu. Yapabileceğim fazla bir şey yoktu. Efendilik vazfımı yitirmiştim. Ve bu anın geleceğini bilerek bunu yapmıştım. Azad ettim ve bitti. Sonrasında artık o tatlı söz dinleyen kadın değildi. Çirkinleşti sadece. Kadınsı sancılarının verdiği hiddetle olmadığı bir şeye dönüştü. Ya da en baştan böyleydi.
* Bu arada hiç tanımadıgın İtaatkarın için bir kaç sey yazacağım. Evet cok içtenlikle yazmışsın ama İtaatkarın Efendiliği bilmeyen bir kişiye kendini adadıgında olanları yaşamış onun için üzüdüldüm Hiç bir İtaatkar bunu yaşamamalı... ( Şahsına söylemedim)
Azad ettiğim andan itibaren ona hiç bir şey söylemedim. Döndüm ve gittim tabiri caizse. Ama o söylemek istediklerini bana ulaştırmak istiyordu. Ulaşmaya çalıştı ulaşamadı. Mesajlar geldi belki okurum ümidiyle. Okunmadı hiçbiri. Yoktu o artık.
** Bu kısmında doğruyu yapmıssın denebilir **
Şimdi düşünüyordum da acaba pişman mı ya da hata gerçekten bende mi diye. "Efendicilikte oynasak hepimiz insanız" diye düşündüm. "İnsanlar hata yapar ama hiç bir zaman çirkinleşmemeli" dedim kendi kendime. Belki de kölesine fazla değer veren bir Efendi olarak şimdi düşünüyorum ve ufak bir sızı duyuyorum nedense. Daha fazla becerilmeyi ve acı çekmeyi hak ediyordu. Ama benim için sadece bir silüetti. Kim olduğunu bilmediğim, Özel hayatına karışılmasından nefret eden, sadece sex oyunları oynamak isteyen çömez bir köle. Efendisi de çömez sayılır aslında terminolojisi iyi olsa da deneyimi az.
* bu bölümü hiç yazmış olmamanı dilerdim. işin acıkcası... İnsanlık dersi olarak biten bir ilişkiden sonra aylar hatta yıllar geçsede onu sıfatlıyamazsın .... bu da senin ne kadar düşüncesiz hareket edebildiğini gösteriyor üzgünüm . düşünmeden atılmış bir hareket. Efendi'yken böyle bir Lüksün yok olmazda...**
Sadece anlatmak istedim. Belki düşüncelerinizi paylaşma güzelliğinde bulunursunuz bilemem. İyi geceler
not: Kırmak için yazmadım:)
Seytanla beni ayiran tek fark,O hiç bir insani sevmez, Bense insan olmayi taklit edenleri....
"Pain is life, the sharper, the more evidence of life." - Charles Lamb
"The eye of the master will do more work than both his hands." - Benjamin Franklin
"You know what charm is: a way of getting the answer yes without having asked a clear question." - Albert Camus, "The Fall"
Foruma pek giremiyorum o yüzden geç gelen cevabım için bağışlayın. Öncelikle olumlu ya da olumsuz yorum yapan herkese teşekkür ederim.
@SuPerisi
"Kısacası curiousmusician sende buna benzer bir şey yapmışsın çok merak ediyorum NEDEN ? Neden düzgün giden bir şeyi böylesine bozmak istediniz? Neden korktunuz ? Neden çekindiniz? Derdiniz neydi ? Ne olmasını istediniz ? Neyi amaçladınız? "
Sanırım dışarıdan ne kadar düzgün ve sınırları belirlenmiş bi ilişki olsa da benim açımdan düzgün gitmeyen bir şeyler vardı. Bu beni rahatsız ediyordu. İstediğim şey bu değildi dediğin gibi. Sonuçta bitti. Böylesi daha iyi oldu. Daha sonra konuştuk zaten. Özürler dilendi. Ben de hatalı olduğumu kabul etmiştim onla konuşarak. Aramızda sorun kalmadan bittiğini düşünüyorum.
@Malibo thunder
Kırmak için yazmadığı biliyorum. BDSM, gitar çalmak gibi. Ne kadar iyi çalarsan çal, öğreneceğin bir şeyler hep kalıyor. Bu yolun başında olduğum düşünülürse yazdıklarında olumsuz bir şey görmedim. Sorun yok yani.
"Bir Efendinin de Ne zman İtaatkarı pes ettirirm gibi bir merakı olamaz."
Kendimi tam ifade edemediğimi düşünüyorum ama böyle olmadı da diyemem. Efendiler kölelerini zorlarlar. Ben güven konusunda kölemi zorlayarak olayı içselleştirdim. Dediğiniz gibi ilişki burada bitti. Ama durduk yere sen yoluna ben yoluma deyip gitmek de doğru gelmedi.
"Bu arada hiç tanımadıgın İtaatkarın için bir kaç sey yazacağım. Evet cok içtenlikle yazmışsın ama İtaatkarın Efendiliği bilmeyen bir kişiye kendini adadıgında olanları yaşamış onun için üzüdüldüm Hiç bir İtaatkar bunu yaşamamalı... ( Şahsına söylemedim)"
+1.
"Azad ettiğim andan itibaren ona hiç bir şey söylemedim. Döndüm ve gittim tabiri caizse. Ama o söylemek istediklerini bana ulaştırmak istiyordu. Ulaşmaya çalıştı ulaşamadı. Mesajlar geldi belki okurum ümidiyle. Okunmadı hiçbiri. Yoktu o artık.
** Bu kısmında doğruyu yapmıssın denebilir ** "
Uzunca bir süre sonra tekrar konuştuk. Yukarıda bahsetmiştim.
" Şimdi düşünüyordum da acaba pişman mı ya da hata gerçekten bende mi diye. "Efendicilikte oynasak hepimiz insanız" diye düşündüm. "İnsanlar hata yapar ama hiç bir zaman çirkinleşmemeli" dedim kendi kendime. Belki de kölesine fazla değer veren bir Efendi olarak şimdi düşünüyorum ve ufak bir sızı duyuyorum nedense. Daha fazla becerilmeyi ve acı çekmeyi hak ediyordu. Ama benim için sadece bir silüetti. Kim olduğunu bilmediğim, Özel hayatına karışılmasından nefret eden, sadece sex oyunları oynamak isteyen çömez bir köle. Efendisi de çömez sayılır aslında terminolojisi iyi olsa da deneyimi az.
* bu bölümü hiç yazmış olmamanı dilerdim. işin acıkcası... İnsanlık dersi olarak biten bir ilişkiden sonra aylar hatta yıllar geçsede onu sıfatlıyamazsın .... bu da senin ne kadar düşüncesiz hareket edebildiğini gösteriyor üzgünüm . düşünmeden atılmış bir hareket. Efendi'yken böyle bir Lüksün yok olmazda...** "
Edebiyat dersinde bir şey okunduğu zaman ne anladığımız, sonuç olarak ne çıkardığımız istenirdi. Bu paragraf benim sonuç bölümümdür. Sadece anlatıp gitseydim eksik olurdu. Amacım bir şeyleri sıfatlamak değil. Yaşananlar benim için değerlidir. Ve eğer düşüncesiz davrandıysam da yazdıklarımı tekrar okuyup ne kadar düşüncesiz olduğumu görürüm. Şu an düşüncelerimin biraz daha farklı olduğunu bilmeniz belki sizi rahatlatır.
iyi geceler.
Merhaba,
Ben de benzer bir durum ile karşı karşıya kalmıştım. Henüz çömez olduğum sıralarda kendime bir köle edinmiştim; benden çok daha fazla tecrübeliydi yaş farkımıza göre. Ben 31 o da 21 yaşındaydı, ilk zamanlarda sadece slave/master ilişkisi yaşıyorduk ama sonraları ben ona karşı romantik duygular hissetmeye başladım, beni uyardı ama ben kendime hakim olamadım ve en sonunda benim arzu ettiğim şekilde oldu; slave/master ilişkisi duygusal bir ilişkiye dönüştü ama yanlış olan da bir şey vardı... Ona olan saygımı ya yitirmiştim ya da ilişkimizin başladığı olgu nedeniyle saygım yoktu, bilemiyorum... Kendisini azad ettim ve o da Deniz Piyadelerine katılarak Afganistan'a gitti, kucağında da bir çocukla geri döndü... Hala haberleşiyoruz... ilginçtir ki bütün azad ettiğm ya da ayrıldığım kız arkadaşlarım ile halen görüşüyorum...
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 2 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler