Shop
BDSM Eğilimi Ve BDS...
 
Bildirimler
Tümünü temizle

BDSM Eğilimi Ve BDSM Kültürü?!?

2 Gönderiler
2 Üyeler
0 Reactions
271 Görüntüleme
(@agathon)
Gönderiler: 262
BDSM Ruhlu
Konu başlatıcı
 

Superisi nin açık sözlü ve haklı “yakınmaları” ile hareketlenen “biz masterların sorunu”adlı başlıkta gerek Master da Pain, gerekse Masternick in sözleri bence de yerinde eleştiriler.
Bu eleştirilerden feyz alarak, -BDSM eğilimi ve BDSM eğitimi- diye bir ayrım olması “gerekliliğini” dile getirdiğim bir başlıkla “malumun ilamı” niteliğinde, kendimce fikirlerimi beyan etmek istiyorum;

Sadist duygular, mazoşist eğilimler, iradesini başka bir iradenin hükmüne teslim etme, ya da bir başka iradeyi tamamen kontrol altına alma “eğilimleri”nin artık hepimizin bildiği üzere, toplumun “elit” kesimine ait kalburüstü dürtüler olmadığı, bunların doğuştan gelen ve toplumun her sosyal kesiminden insanların hissedebileceği duygular olduğu aşikar..

Bu eğilimler zamanla kimileri için olmazsa olmaz birer “ihtiyaç” halini alırken, kimileri hayatlarının belirli dönemlerinde tecrübet etmekten “haz aldıkları” zevkler olarak yaşamaktan öteye geçmemektedirler..

Şöyle düşünelim...

Bu dürtüler, malum, kimilerinde partnerinin tespitiyle, kiminde internet ortamında tesadüfen denk geldiği sayfalar aracılığıyla, ya da türlü değişik şekillerde gün yüzüne çıkıyor.

Akabinde kişi –çoğu zaman- kısa ve yüzeysel bir araştırmayla, hatta bazen kulaktan dolma bilgiler ile kendini eğiliminin türüne göre “Ben Köleyim”, “Ben Swithcim”, daha da vahimi “Ben Masterım”, “Ben Mistressim” hatta ve hatta “Ben ProDom um” gibi şekillerde adlandırmaya kalkıyor..

“BENCE” şu ayrımı iyi yapmamız gerekiyor;

Kişinin bunu 7/24 yaşaması, ya da belirli dönemlerde deneyimlemesi, onun BDSM eğiliminin ciddiyetini belirleyen bir unsur olmamalıdır.. 7/24 “sadist” olan birisi “tam bir Master” ya da sadece “kölesinin”yanında sadist duygularını açığa çıkaran birisi “bir heves” ile bunu yaşıyor diye “bence” “çakma master” gibi ifadelerle nitelendirilemez..

BDSM in kendi içerisinde mantıklı bir felsefesi, uygulanış şekli, değişik yöntemleri, bir geçmişi ve kendini yenileyen teknikleri olan bir “kültür” olduğunu düşünmekteyim.

Kültür kelimesini özellikle seçiyorum, çünkü BDSM “eğilimleri” diye nitelendirilen duygular, bu konuda bilgi sahibi olmadan yaşanmaya kalkıldığında çoğu zaman zevk vermeyi bir kenara bırakalım, karşı tarafa ciddi zararlar veren bir hal alıyor.

Kültür, beraberinde paylaşımı getiriyor, paylaşım değişik fikirlerin harmanlanmasını, çatışmasını, kişinin kendine göre sentezini ve sonuçta bireyin “olgunlaşmasını”….

Bireyin BDSM anlamında kendince bir tarzı, uygulayış biçimi ve prensipleri oluyor. Hepsinden öte, attığı her adımda “ehil” davranışlar sergileyebiliyor.
Bu noktada BDSM eğiliminin yetersizliğini ve BDSM Kültürünün gerekliliğini tekrar vurguluyorum vee siteye giren “özellikle” dominant eğilimli erkeklere yöneltilen bu “eleştirileri” genele yaymak istiyorum.

BDSM anlamında –kendimce- hatırı sayılır deneyimlerim olduğunu düşünüyorum.

Yaşım itibari ile belki henüz bazı şeyleri yorumlamak için yeterince olgun değilim. Ama yine de tecrübelerin paylaşılması gerektiğini düşünerek ben de fikrimi beyan etmek istiyorum.

Şimdiye kadar tanıştığım ::bayan:: switch ve submissive karakterlerin KİMİLERİNİN de en az tartışmalarda sözü geçen ::erkek:: master karakterler kadar BDSM anlamında tecrübesiz ve bilgisiz olduğunu söyleyebilirim.

Superisi nin sözünü ettiği, submissive bayanlardaki “çekingenlik, güvensizlik, dominasyon bilgimizi yetersiz görme” durumlarının yanında, kendilerinde de içten içe ciddi bir belirsizlik durumu hakim.

Gerçekten ne istediklerini bilmiyorlar.

Sınırları hakkında bilgi sahibi olmamaları normal olabilir belki, fakat daha vahimi, kırmızı çizgilerini dahi belirleyemiyorlar..

Dominant karakterin psikolojik baskılarına ya dayanamıyorlar, ya da bunları dominantın kişiliği ile özdeşleştirerek onu eleştirmeye başlıyorlar. Diğer bir deyişle;

Sapla samanı bazen ayırt edemiyorlar..

Kendilerini Slave olarak adlandırıp ardından mistress oluşlarından hiç bahsetmiyorum, :] fakat submissive bir karakter olduklarını söylediklerinde dahi, süreci yönetmeye kalkışıyorlar. Sınırlarını açıklamak adı altında istediklerini dominant karaktere empoze etmeye çalışıyor, bir nevi kendi zevkleri çerçevesinde şekillenecek bir “roleplay” gibi görüyorlar dominasyon sürecini.. Bunu elde edemediklerinde, ya da işler istedikleri gibi gitmediğinde, karşı tarafı ya barbarlıkla suçluyorlar, ya becerisizlikle suçlayıp, dominant karakterin kendilerini anlayamadığını söylüyor, ya da en iyi ihtimalle kaçıp ortadan kayboluyorlar.. :]

Anlatmaya çalıştığım gibi, bilgisizlik, her iki taraf için de ciddi bir problem. Tek başına eğilim hiçbir şey için yeterli olmuyor.

BDSM Kültürü olmadan BDSM eğilimi, tıpkı ehliyetsiz sürücü gibi bir tehlike oluşturuyor…

Tekrar ediyorum, bu bir genelleme değil.. Sadece nacizane tespitim…

Kendi tecrübelerimi meşrulaştırma, kendimi yüceltme ya da yaptığım tüm icraatları haklı gösterme gayreti içinde değilim kesinlikle.

Tek çabam bu durumun erkek olmak ya da kadın olmak ile alakadar olmadığını, BDSM eğiliminin doğuştan gelen fakat BDSM tecrübesinin zamanla edinilecek bir “hüner” olduğunu ve bu hünerin MUTLAKA edinilmesi gerektiğini “kendimce” anlatabilmek…

Biraz uzun olduğunun farkındayım. Sabırla okuyan herkese çok teşekkür ediyorum. Gerek yazım hatalarım gerekse oluşacak her türlü yanlış anlaşılma için peşinen özür diliyorum. Sizlerin de bu konuda fikirlerinizi paylaşmanız beni mutlu edecektir.

Herkese iyi forumlar…

nemo est liber qui corpori servit
bedenine hizmet eden kişi özgür olamaz...

 
Gönderildi : 7 Ocak 2010 02:06
(@marquisde)
Gönderiler: 141
BDSM Seven
 

Bu başlığın varlığı felsefi açıdan da, mantıksal açıdan da ve en önemlisi yaşamsal pratik açıdan da çok önemli.

Tam olarak oturmamış müzik kültüründeki bir kişinin "Ben Heavy Metalciyim, Rockçıyım" demesine çoğunlukla gülümserim; bazen de - ayıptır söylemesi - açık açık kaba etimle gülerim. Çünkü, bu müzik türlerini yaklaşık 20 yıldır büyük bir ilgiyle dinlememe, takip etmeme rağmen ben bunu büyük bir rahatlıkla söyleyemem.

Mesela, eğer kişilik tanıtımında "Master" yerine "Master Apprentice" ya da "Master Aprantisi" seçeneği olsaydı, seve seve bunu işaretlerdim. Çünkü, kendimi "olmuş" hissetmiyorum. Hani sayın MdP Üstadın dediği gibi "Öğrenmenin veya öğrenme sürecinin bitmesinin" söz konusu olduğuna inanmıyorum. Ayrıca, bugüne kadar BD-DS-SM hakkında okuduklarımı, öğrendiklerimi, özümsediklerimi, -doğru yada yanlış- gözlemlediklerimi, kontrol mekanizmamı ve en önemlisi "irademi" geliştirme fırsatını kendi hayat çizgim üzerinde kusursuz bir şablonla denemeye nail olmadığımdan, kendime şakkadanak "Master" olarak nitelemeye oldukça soğuk bakıyorum.

Ancak eğilimden öte, kendimi, bazı insanların tüm yaşadıklarından ve dünyalarından da ağır egomu, sınır tanımaz şovenizmimi, kusursuz inatçılığımı ve bulunduğum herhangi bir ortamdaki başı çekme eğilimimi de çok iyi bildiğim için, bu yolda ilerleme niyetim açık ve sarihtir: Bir Master olabilmek ve BDSM'in özünü hayatımın özü ile katıştırmak.

Tüm bu kuramsal, gerçel ve aynı zamanda dobra söylemin üç büyük destekçisi de "Kim olduğunu bilmek", "Her şeyden önce kendine SAHİP olmak" ve "BDSM'in özü ile tam bir uyum"dur.

İlk ikisini bir Master Aprantisinin kendisinin halletmesi bilincine tam olarak hakimken, üçüncü ve en önemli bacağı gerçekleştirmenin yani "BDSM'in özü ile tam bir uyum"un en sağlıklı yolu, bu sitedeki gerçek ve deneyimli Master ve Mistress'lardan, yani Üstat olarak nitelediğim kişilerden alacağım el ve feyz'dir. Mesela, bu yüzden sayın Masternick, LadySade ve elbette MasterDaPain'e zaman zaman hitaplarımda hissettiğiniz ve sitenin adab-ı muaşeret kurallarının da üstünde olan "SAYGI"mın nedeni budur. Bir zen öğrencisinin, ustasına gösterdiği saygıdan farksızdır.

MarquisDe... "Bu takma isimde bir şeyler eksik" diyordu sayın LadySade.

Evet. MarquisDe... yani ...'in Markisi, bir şey olma sürecinde yavaş yavaş, ama sağlam basarak ilerleyen bir Master Aprantisi.

"Hamım", "Pişiyorum" ve "Oldum" demeyi hak edene kadar da "Oldum" demeyeceğim...

Teşekkürler Agathon. Eğilmek, doğrulmak ve "Dolmak" gerçekten de farklı konular.

İrdelenmeyi fazlasıyla hak ediyor.

Akıllı bir adam fikrinin Efendisidir;
Aptal bir adam ise kölesi...

 
Gönderildi : 7 Ocak 2010 02:47
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL