Askın D/s ilişkinin temel dayanağı oldugunu düşündüğümü itiraf etmeliyim.. Konu sadece "köle" nin "efendi" ye duyduğu yogun hissi aşk olarak nitelemenin dışında, "efendi" nin de benzer duyguları "köle" si için hissedebilirliği üzerinden de düşünülmeli..
Kisiler ister "köle" ister "efendi" olsun, kendi öz benliklerini birbirlerine aktarmaktadırlar .. bu bağlamda, özellikle D/s temelli ilişkide yaşanılan, paylaşılan durum özü itibariyle "aşk" diye nitelendirilen hale çok yakındır..
Askın D/s ilişkinin temel dayanağı oldugunu düşündüğümü itiraf etmeliyim.. Konu sadece "köle" nin "Efendi" ye duyduğu yogun hissi aşk olarak nitelemenin dışında, "Efendi" nin de benzer duyguları "köle" si için hissedebilirliği üzerinden de düşünülmeli..
Kisiler ister "köle" ister "Efendi" olsun, kendi öz benliklerini birbirlerine aktarmaktadırlar .. bu bağlamda, özellikle D/s temelli ilişkide yaşanılan, paylaşılan durum özü itibariyle "aşk" diye nitelendirilen hale çok yakındır..
Efendi benzer duyguları kölesine karşı hissetmeye başladığında durumun "kıyamama" seviyesine hatta efendi köle boyutunu geçip canım-cicim boyutuna geldiğini yakınen gözlemledim. Yani ne kadar efendi kalmaya çalışırsa çalışsın, insanoğlu aklını değil hislerini dinlemeye mahkumdur. Bu olayın duygusal analiziydi. BDSM faslına gelince köle zaten efendi için nesnedir, değersizdir, aşağılanacak bir şeydir. Efendi nasıl kölesine aşık olabilir?
Özgürlük, içinde serbest kalmayı bekliyor
http://www.psikoestetik.com/tutku
okumanızı tavsiye ederim
ben tuzagim da dogdum, artik aldirmiyorum..
Askın D/s ilişkinin temel dayanağı oldugunu düşündüğümü itiraf etmeliyim.. Konu sadece "köle" nin "Efendi" ye duyduğu yogun hissi aşk olarak nitelemenin dışında, "Efendi" nin de benzer duyguları "köle" si için hissedebilirliği üzerinden de düşünülmeli..
Kisiler ister "köle" ister "Efendi" olsun, kendi öz benliklerini birbirlerine aktarmaktadırlar .. bu bağlamda, özellikle D/s temelli ilişkide yaşanılan, paylaşılan durum özü itibariyle "aşk" diye nitelendirilen hale çok yakındır..
Efendi benzer duyguları kölesine karşı hissetmeye başladığında durumun "kıyamama" seviyesine hatta Efendi köle boyutunu geçip canım-cicim boyutuna geldiğini yakınen gözlemledim. Yani ne kadar Efendi kalmaya çalışırsa çalışsın, insanoğlu aklını değil hislerini dinlemeye mahkumdur. Bu olayın duygusal analiziydi. BDSM faslına gelince köle zaten Efendi için nesnedir, değersizdir, aşağılanacak bir şeydir. Efendi nasıl kölesine aşık olabilir?
Eğer ki aşkı bir "duygusal delirme hali" olarak değerlendiriyorsak özellikle "kontrol" noktasına dikkat çekmek isterim.. Efendi zaten ilişkideki konumu gereği fazlasıyla kontrollü olmak durumunda kalıyor.. Efendinin efendilik vasfını kaybetmesi bence meseledeki "aşk" geriliminden değil "self-control" arızasından kaynaklanmaktadır.. onun dışında kölenin "değersizliği" ya da "aşağılanacak bir nesne" olarak algılanması açıkçası üzücü bir tutum ve bana "efendilerin(!)" tanrı psikozlarını ciddi ciddi düşündürüyor..
ben şu kölenin "aşağılanacak değersiz bir varlık" olarak görülmesinin sebebini, bdsm nin ve köleleiğin ne olduğunu bilmeyen kölelerden kaynaklandığını düşünüyorum. çünkü bu durumun, "benimle birlikte olsun da, isterse de beni değersiz bir varlık olarak görsün" mantığında olan, sadece seks düşünen kozalak arkadaşlarımızdan kaynaklandığını düşünüyorum.
arz talep meselesi diyebiliriz yani. tabi zaman içinde efendi(!) arkadaşlarımızda evrimleşerek bu durumu olması gereken durum olarak görmeye başladı...
tabi sözüm efendilere(!). Efendilere değil
İnsanın Sevgisi Ne Kadar Büyükse Vereceği Ceza da O Kadar Büyük Olur...
Askın D/s ilişkinin temel dayanağı oldugunu düşündüğümü itiraf etmeliyim.. Konu sadece "köle" nin "Efendi" ye duyduğu yogun hissi aşk olarak nitelemenin dışında, "Efendi" nin de benzer duyguları "köle" si için hissedebilirliği üzerinden de düşünülmeli..
Kisiler ister "köle" ister "Efendi" olsun, kendi öz benliklerini birbirlerine aktarmaktadırlar .. bu bağlamda, özellikle D/s temelli ilişkide yaşanılan, paylaşılan durum özü itibariyle "aşk" diye nitelendirilen hale çok yakındır..
Efendi benzer duyguları kölesine karşı hissetmeye başladığında durumun "kıyamama" seviyesine hatta Efendi köle boyutunu geçip canım-cicim boyutuna geldiğini yakınen gözlemledim. Yani ne kadar Efendi kalmaya çalışırsa çalışsın, insanoğlu aklını değil hislerini dinlemeye mahkumdur. Bu olayın duygusal analiziydi. BDSM faslına gelince köle zaten Efendi için nesnedir, değersizdir, aşağılanacak bir şeydir. Efendi nasıl kölesine aşık olabilir?
Eğer ki aşkı bir "duygusal delirme hali" olarak değerlendiriyorsak özellikle "kontrol" noktasına dikkat çekmek isterim.. Efendi zaten ilişkideki konumu gereği fazlasıyla kontrollü olmak durumunda kalıyor.. Efendinin efendilik vasfını kaybetmesi bence meseledeki "aşk" geriliminden değil "self-control" arızasından kaynaklanmaktadır.. onun dışında kölenin "değersizliği" ya da "aşağılanacak bir nesne" olarak algılanması açıkçası üzücü bir tutum ve bana "efendilerin(!)" tanrı psikozlarını ciddi ciddi düşündürüyor..
Bir şey ya nesnedir ya öznedir, köle özne olamayacağına göre nesne olmak ona kalan ve değerli olmadığı da kesin. Yani kendimi böyle absürt bir tartışmanın içinde bulmuş olmaya bile şaşıyorum, aşağılanacak bir nesneymiş. Yahu bir kere itaarkarlık aşağılanmaktır en başından, biri sana kibarca, nazikçe ve görgülü bir şekilde yat diyince yatıyorsun kalk diyince kalkıyorsun aşağılanmak olmuyor da hakaret edince ya da üzerine işeyince mi aşağılanma oluyor? Her emre itaat et sonra ben aşağılanmak istemiyorum de neyin kafası bu? Sözlü hakaret duymak istemezsin bu bambaşka bir şeydir ama köleliği seçen biri baştan aşağılanmayı kabul etmiştir.
Efendilerin tanrı psikozuna girdiği yok, bu bir oyundur sadece. Tanrı istediğini yapar, efendinin yapacağı kölenin çizeceği sınırlar doğrultusundadır bunun da aşkla ilgisi yok. İnsan aşık olduğu birine kölesine yapabileceği şeyleri yapamaz. İstediği kadar kontrol etsin kendini, ne kadar sürecek bu kontrol 1 gün? 1 hafta? 1 ay? Kolay mı aşık olduğun insana kölene yaptıklarını yapabilmek? Arada 3-5 romantik de laf geçsin görürüm sonra nasıl roller değişiyor, en ufak açığını bulduğumu efendiyi alaşağı eder köle kendi efendi olur.
Özgürlük, içinde serbest kalmayı bekliyor
ben şu kölenin "aşağılanacak değersiz bir varlık" olarak görülmesinin sebebini, bdsm nin ve köleleiğin ne olduğunu bilmeyen kölelerden kaynaklandığını düşünüyorum. çünkü bu durumun, "benimle birlikte olsun da, isterse de beni değersiz bir varlık olarak görsün" mantığında olan, sadece seks düşünen kozalak arkadaşlarımızdan kaynaklandığını düşünüyorum.
arz talep meselesi diyebiliriz yani. tabi zaman içinde Efendi(!) arkadaşlarımızda evrimleşerek bu durumu olması gereken durum olarak görmeye başladı...
tabi sözüm efendilere(!). Efendilere değil
Senin mantığına göre köle efendisini yönlendiriyor olsa gerek daha çok aşağılanma içgüdüsüyle, görmek nasip olmasın. Ama haklısın, sözüm ona efendiler(!) fazlasıyla kölelerinden etkileniyorlar, hele efendi erkek köle kadınsa ve efendi yoğun bir köle arayışı içindeyse ve kadınlar çiçektir prensibi ile yaklaşıyorsa.
Özgürlük, içinde serbest kalmayı bekliyor
Öncelikle "-mi?" soru eki ayrı yazılır bunu söylemeseydim buraya gönül rahatlığıyla yazamazdım kusura bakmayın Konuya dönersek; Ben dışardan gözlemlediğim bu aşkın peşinden buralara kadar geldim oysa burada yazılanlara bakınca çok şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Bence bdsm'in içinde sıradan bir 'çiçekböcekkuşlar' ilişkisinde bulamayacağımız boyutta bir aşk var. Daha tutkulu daha mesnevi çünkü bana göre acı aşkın doğasında var, hamurunda var. Üstelik Efendi ve itaatkar arasında yaşananlar o kadar yoğun ve o kadar özel ki karşılıklı hisler olmadan yaşananlar en fazla dişçiyle hastasının arasındaki ilişki kadar olur :nacizanefikrimbudur:
Lily'e katılıyorum, köle ile efendisi arasındaki aşk efendinin yaratıcılığını körükleyecektir, araya romantizm girse bile, doğru efendi, doğru köle ile ilişki sapıtmadan kendi iç dinamiklerini yakalayacak ve hatta daha tatminkar, daha keyifli yürüyecektir.
Direnme, güce teslim ol, onunla birlikte hareket et!
Lily'e katılıyorum, köle ile efendisi arasındaki aşk efendinin yaratıcılığını körükleyecektir, araya romantizm girse bile, doğru Efendi, doğru köle ile ilişki sapıtmadan kendi iç dinamiklerini yakalayacak ve hatta daha tatminkar, daha keyifli yürüyecektir.
çok doğru. fakat erkek efendi içindeki aşk'ı dışarı vurduğu an dişi köle kadınlığını hatırlayacak, bu da sonun başlangıcı olacaktır.
KIYIYI GÖZDEN KAYBETMEYE CESARET EDEMEYENLER, YENİ OKYANUSLAR KEŞFEDEMEZ. (Andre Gide)
Merhabalar
Bildiğiniz gibi Ben Gorean ım ve birkaç on yıldır hayat tarzının içindeyim .Naçizane fikrim ise şöyledir.
Köle dünyadaki en güçlü varlıklardan biridir sadece duyguları onu bu şeçime yönlendirmiştir.
Köle dünyadaki en duygusal varlıklardan biridir o kadarki duyguları Efendisini kendinden fazla düşünmeye sevkeder.
köle kız dünyadaki en feminen varlıktır o daima Efendisini düşünmekte ve arzulamaktadır bu onu devamlı uyanık tutar motive eder ( burada uyanık kelimesini " alert" karşılığı kullanıyorum ).
Efendi kölesine sahip çıkar ilgilenir hatası varsa düzeltir.sorumludur ondan ,ve sorumlu davranır . M/s ilişkisi "diz çök , kamçımı getir meselesi"değildir ama "seni seviyorum hayatım" da değildir.Bana kalırsa bir teslimiyet ,itaat ,sahip olma sahiplenilme ve köle açısından kendini yalnız ve güvensiz hissetmeme ilişkisidir .Esasen zincirlenerek yatan bir kölenin kendimi böyle güvende hissediyorum demesininn nedeninin bu olduğu da tarafıma ifade edilmişti.
Bu açıklamaların ışığında aşk bunun neresinde ?
Sanırım aşktan ziyade saygı demek daha doğru siz onun tarafına O da size ve her iki taraf ta ilişkinin tarif edilmiş kurallarına saygı göstermeli diye düşünüyorum.
iyilikler dilerim
LPP
EVERY WOMAN HAS A SLAVE IN HER BELLY
Bana kalırsa bir teslimiyet ,itaat ,Sahip olma sahiplenilme ve köle açısından kendini yalnız ve güvensiz hissetmeme ilişkisidir .
Işte tam burasında Bu tanım halihazırda temel bir doğa kanunu açıklıyor. Özellikle gelişmiş memeli topluluklarındaki dişi ve erkek bireylerin sosyal davranış formlarını sıklıkla bu şekilde gözlemliyoruz. İnsan olarak bizim tek farkımız, bunları çeşitli termionoljiyle süslüyor ve bize özgü olduğuna inanıyor olmamız. Dişiler aidiyet ve sahiplenilme arayışındadır. Erkek ise koruyup kollayandır, sahip olandır. Aşk da insanlara özgü bir “aksesuar davranış formu” olduğundan bu şekilde tezahürü gayet mümkündür.
Bana kalırsa bir teslimiyet ,itaat ,Sahip olma sahiplenilme ve köle açısından kendini yalnız ve güvensiz hissetmeme ilişkisidir .
Işte tam burasında Bu tanım halihazırda temel bir doğa kanunu açıklıyor. Özellikle gelişmiş memeli topluluklarındaki dişi ve erkek bireylerin sosyal davranış formlarını sıklıkla bu şekilde gözlemliyoruz. İnsan olarak bizim tek farkımız, bunları çeşitli termionoljiyle süslüyor ve bize özgü olduğuna inanıyor olmamız. Dişiler aidiyet ve sahiplenilme arayışındadır. Erkek ise koruyup kollayandır, Sahip olandır. Aşk da insanlara özgü bir “aksesuar davranış formu” olduğundan bu şekilde tezahürü gayet mümkündür.
İçeriği çok sıcak olan bir şey sanırım ancak bu kadar soğuk ifade edilebilirdi

- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 2 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler