Efendi'niz bunu derse ne demek istemiştir??!!
Efendi hükmedendir..
Efendi koruyandır..
Efendi himayesine alandır, kollayandır..
Efendi kimseye ait olmadığınız kadar ait olduğunuzdur..
Efendi'nin sözü emirdir ve yapılır... bunu biliyor ve içtenlikle benimsiyoruz.
Peki bir gün Efendi'niz karşınıza geçip :
"Ben özgür değilim" derse ne anlarsınız?
[align=justify]Efendi'nin özgür olmaması, kısıtlı olması nedir? köle her zaman her yerde emre hazır ve emri yerine getirenken Efendi hangi özgür kısmıyla kölesini dar sınırlarının dışına aştırır?
Bunu uzun süredir düşündüm. Bulamadım. Fikri olup aydınlatabilecek birileri var ise lütfen fikrini beyan etsin. Saygılar...
Fazla mütevazilik "hiçliktir."

Peki bir gün Efendi'niz karşınıza geçip :
"Ben özgür değilim" derse ne anlarsınız?
Buna söylenecek tek realist düşünce var....Kimse özgür degildir,hayatın içinde herkes birilerine baglı olarak yaşamlarını sürdürürler......
EFENDI lerde herkes gibi 9ay 10 gun surec sonucunda hayata gelen,herkes gibi yaşamın içinde bulunan, hasta olan,acıkan,susayan,düşen,kalkan,aglayan,seven,sevilen ,terk eden,terk edilen çalışan ,okuyan,ailesi olan,KADINEFENDILER de çamasıryıkayan,ütü yemek yapan,cocuk doguran,çocuk yetıştiren diye sıralayabilecegimiz bir sürec içinde tıpkı köleler gibi. Hayatta herkesin EFENDİLERİ vardır EFENDİLERİN dahi.Dolayısıyle ben bir EFENDİ olarak derim ki ne var bunda tuhaf karsılanacak kim özgür kü yaşamında EFENDI de tam özgür olsun.
Hayallerimizi yaşatmak ruhlarımızı beslemek ayrı ama gercek hayatın içinde var olmak ayrı bir durum.
Sitemizde ki uyelerın içlerinde EFENDi olsun köle olsun bekar olanlar oldugu gibi evli olupta eşleriyle bu hislerini yaşayamayan büyük bir grup var.Şimdiii evli bir köleyi bu sekliyle kabul eden bir EFENDİ nasıl kölesiyle birlikte olacagı anı secerken bunu dikkate almalı ise evli bir EFENDIYE itaatini sunan bir kölede bunun sonuclarına katlanmalı.
Konu evlikltir yada degildir ayrı bir konu.Ama evli yada beraber oldugu kişi ile BDSM acısından tatmin olamayan kişilerle dolu butur yerler.Boyle oluncada EVET EFENDI DE ÖZGÜR DEGİLDİR OLAMAZDA ...
Bir başka bakış acısı olarak da..,
BDSM ruhun tatmin edildiği bir zevk zinciridir.Kişiler zevklerini özellikle ekonomik anlamda rahatladıkları sürece daha rahat ve genış çaplı yasayabilirler.Ekinomik rahatlıkta çalışma hayatıyla gelır ve çalışma hayatında da herkesın bir EFENDİSİ vardır.PATRONLARIN dahi..O PATRONLARDA dışardan göründüğü gibi tamamen özgür kişiler degiller.
EFENDİNİN gücü,özgürlüğü taşıdıgı ruhun içinde saklıdır.Bizler ruhlarımızın özgürlüğünün gücü ile hükmederiz.Toplumda kapladığımız bedensel güclerimizle hükmetmeyiz..
Herşeyden önce zaafları olan İNSANLARIZ hepimiz,Hiç birimiz ÜTOPYA DEĞİLİZ.....
Kesinlikle zor bir soru..
köle-efendi ilişkisinden de öte normal kadın-erkek ilişkilerinde geçerli olabilecek bir excuse...
efendi kollayan 'dır..hükmedendir..koruyandır bunlar doğru ama daha da önemlisi her "efendi" aynı zamanda da bir "İNSAN"dır.
Tüm insanlar da bir şekilde sorumluluk sahibidirler ( yaşamak için de öyle olmaları doğaldır).Ve her tür sorumluluk beraberinde "Özgürlük Kısıtlanmasını" getirir.
Kelimelerinden hissedilen acıya bakıldığında söz konusu efendi için bu "Medeni Hal" durumu gibi algılanıyor...öyle olmasaydı da bu "Aile " olabilirdi "Meslek yada İŞ " olabilirdi.Sonuçta "Efendi" yada "köle" yada bu sınıflandırmaya girmeyen her insan için kesinlikle "Özgürlükler MECBURİYET 'lerle sınırlıdır.Bu ne yazık ki bir modern toplum yaşamı kuralı hatta kanunu.
"köle her zaman her yerde emre hazır ve emri yerine getirenken Efendi hangi özgür kısmıyla kölesini dar sınırlarının dışına aştırır? "demişsin.Cevabı aslında basit.Bazen hatta çoğu kez insan bu "sınırlandırılmışlık" yada "özgürlük kısıtlanmasından" sıkılır hatta bunalır.Hele içinde "arzular" vede yeni "deneyim" isteği bulunan ruhlar bu kısırdöngüden bir çıkış yolu ararlar.
İşte bu durumda işin için "Hayaller" ve o hayaleri "Yaşamak" isteği girer . Çoğu insan çözümü bir süre için tüm engel ve kısıtlama sebeplerine gözlerini kapatıp sadece "iç ten gelen sesi" dinlemek ve bir süre (belki de hayatında ilk kez) kendi arzusunu...ve arzu ettiği yaşamı aile,toplum hiç bir kurala uymadan özgürce yaşamakta bulur.
Ancak yukarıda bahsettiğim modern toplum kuralları yada prangaları kesindir.Kişi kendisini yeni hayatında yada yeni ilişkisinde çok mutlu hissetsede sonuçta KURALLAR _KAYGILAR ve de SORUMLULUKLAR vardır.
Başka bazı insanlarsa bu durumu "Hayali" veya modern değimle "SANAL" Şeyler yaşayarak aşmaya çalışır.Sanırım burda en önemli nokta yaşanan şey sanalsa bunu ilişkinin "DİĞER "tarafınında açık ve net olarak "bilmesi" ve bunu onun da kabul etmesidir.
Ancak "HAYAT" adı verilen "Süprizlerle dolu" asla tam olarak kavranamaz tiyatro oyunu "Sanal_yada sınırlı_yada koşullu" bir şeyler yaşayacağını her iki tarafın da bilmesi hatta özellikle bunu istemesi ve de kabul etmesi durumunda dahi bazen OYUNBOZANLIK eder.
Herşey o kadar güzeldir ki..bir süre sonra her iki taraf veya bir taraf bunun "Sanal" yada "Sınırlandırılmış" bir ilişki olduğunu unutur veya unutmak ister yada bunun "GERÇEK" olduğuna inanır.Sonuç genelde her zaman "ACIDIR" ve lanet olası "Yürek acısı" ve "Ruh yarası" çok ama çok acı vericidir.
Sözkonusu bu tür bir ilişkiyse belki de en büyük ayıp oyunun veya ilişkinin bir tarafı olaya "SANAL" "SINIRLI" veya "Geçici" olarak bakarken bu düşüncelerinden diğer tarafı haberdar etmemesi olabilir.
kişi kölesini kendi dar sınırlarında senin deyiminle "kölenin sınırlarının ötesine" taşımıştır çünkü "ARZUSU" veya "HAYALİ" budur.
ne seni ne de efendini tanıyorum...ama "acı" ve "isyan" dolu satırlarını görünce cevap yazmak istedim.
"Zaman her şeyin ilacıdır..ve zamanın o muhteşem etkisi olmasaydı hayat çok dah az yaşanılabilir olurdu"....
'The Tiger is back to the forrest.Find a place to hide!!!'
“ego primum tollo, nominor quoniam leo"
Sitemizde ki uyelerın içlerinde EFENDi olsun köle olsun bekar olanlar oldugu gibi evli olupta eşleriyle bu hislerini yaşayamayan büyük bir grup var.Şimdiii evli bir köleyi bu sekliyle kabul eden bir EFENDİ nasıl kölesiyle birlikte olacagı anı secerken bunu dikkate almalı ise evli bir EFENDIYE itaatini sunan bir kölede bunun sonuclarına katlanmalı.
Sözünüz olarak şunu demek isterim. Genel olarak sadece evlilik ya da bir ilşkiyi sürdüren Efendi tanımı için dile getirmemiştim bu konuyu. Ama akla gelen ilk bu olmuş. Genelde Efendi'ler emirlerinin anında gerçekleştirilmesini, amasız fakatsız itaati isterler her zaman ki gibi de haklıdırlar. Belki Lady'm siz kölenizin yaşam koşullarını bilip buna göre istek ve baskılarda bulunursunuz saygımda sonsuzdur, kuşkumda yoktur ama bu sadece Siz'i bildiğim için. Ben diğer Efendileri de bilmek istedim. Nereye kadar özgürdürler. Ben istediğimi yaparım diyebileni neyi yapabilir. Hayat içinde kendisini gizleri açıklar mı? Bir ailesi varsa bu düzen içindeki Bdsm'nin uygulama ya da kölenin hayatın içine sokulma süreci nedir. Sabah 9 akşam 6 mıdır?
Köle düşünülür mü? Evde oturulurken kölem ne yapıyor denir mi? kölenin o andaki bir sesini duyma ihtiyacı için nasıl bir risk gözealınabilir? Değer midir riske? Bunu bilmek istedim. Sadece sadizmin bedenlerinde yaşandığı kişiler miyiz yoksa ruhende bir değerimiz var mıdır? Kadın ya da erkek.. köleler sadece ihtiyaç ya da merak giderilenler miyizdir? Bu sorular aklımda çok geçiyor ve cevap bulamıyorum bazen..
Bizler bağlılık zindirlerimizle domuz bapıyla bağlı yerimizde duramazken Efendi'm dediğimiz ne kadar özgürdür? Ne kadar? Eğer ağzından bir de bu söz çıkmışsa aslında o ne demek istemiştir??
Fazla mütevazilik "hiçliktir."
Şimdiye kadar okuduklarımdan çıkardığım : Efendilik zor zanaat. BDSM hayatın bir alt kümesidir. Hayatın sınırlamaları BDSM içerisindeki Efendi köle fark etmez herkesi sınırlar. Kendinin ve hayatın sınırları arasındaki dengeyi kurabilenler mutlu olur. Kuramıyanlar olmaz.

özgürlük bireysel olduğu kadar toplumsal bir kavram, özgürlük ve kölelik iki zıt birinin olduğu yerde diğerinin bu da kim ya ben bunun olduğu yerde duramam diyeceği iki sabit fikirli düşman, insanoğlu_insan kızı_ yüzyıllardır tercihini özgürlükten yana kullanmaya çalışmış, her kullandığında bedelini ödemeye mahkum olmuştur,ve öyle bir hale gelmiştir ki bu iki kavramı birlikte yaşatma gerçeğiyle yüzyüze kalmıştır,bu öyle büyük bir sorundur ki bununla boğuşan insanlık yıllarca bireymi?toplum mu? gibi alt sorunlarla oyalanmıştır bunu zevkle ve isteyerek yapmıştır. liberalizm doğuşundan bu yana geçen süreç içinde insan yaşantılarının sağcı liberalizme doğru kayması buna mecbur olmasıda bundandır, evet aslında kimse%100 özgür değildir, olamayacaktır, insanoğlu_insan kızı_ fiziksel,ruhsal,sosyal,ekonomik açlığı olan her koşulda önce bunu doyurması gereken bir varlıktır, bir alanda açlığını doyurmuş insanların aynı alandaki açlık hisseden insanlara tabiri caizse (elleri cebinde ukalaca) bakması bireysel bencillikle açıklanabilir.ben üstesinden geldim sen gelemedin bak o halde ben senden üstünüm .%100 özgürlük mümkün deil evet, o halde bu özgürlük denen şey nerde başlar? nerde biter? ne kadardır? yoksa elimize verilmiş ucuz bi oyuncakmıdır, tabiki hayır insan özgürlüğü vardır ve alanlara dağılır, bir alanda özgürüm diyebilmek için o alanda öncelikle ihtiyaçların karşılanması gerekir, örneğin; seyahat özgürlüğü diyorsanız öncelikle paranızın, sıhhatinizin, vaktinizin olması gerekir bunlar olmazsa bu alandaki bir özgürlükten bahsedemezsiniz, bahsederseniz size bir sır vereyim kendinizi kandırıyorsunuz, ihtiyaçlarımızı karşıladık bittimi tabiki hayır bize öğretilenlerdende sıyrılmak gereklidir, ve aslında en zorlu en çetin yol budur,benliğimizi bulmak için bize neyin ne kadar dayatıldığını bulamak, üstüne gitmek, zihnin kaf dağını aşmak,,, bu da olursa eğer alnınızdan öpüyorum siz dünyada bir çok insanın farkında bile olmadığı bir şeye sahipsiniz O ALANDA ÖZGÜRLÜK, evet sadece o alanda,,, biliyorum başlıkla bire bir tutarlı bi cevap olmadı ama özgürlük denince birşeyler karalamak istedim,başlığaysa el cevap kimse %100 özgür deildir, olamayacaktır, biz hayatımızda bize kalan kadar özgürüz,
Beni kategorize etme
Benle oynama
Yaftayı yapıştırıp
Bana isim koyma... 😉
Özgürlüğü/mutluluğu dışarıda aradığımız sürece bunları tekrarlamaktan kaçınamayız, kimse %100 özgür değildir.
Baudrillard'ın da dediği gibi sistemden kaçış dışarıda değil, "içe doğru patlamayla" mümkündür. Özgürlük ve sonsuzluk/sınırsızlık içimizdedir. Dışımızda bulduğumuzu sandığımız her seferinde, bulduğumuz yenişeyin de sistem haline gelmesi kaçınılmazdır.
Bir kölenin amacıysa özgürlüğüne ulaşmaktır. Egosunun çeşitli türlü oyunlarını kendisine bile itiraf etmeyerek "sahip olmaya" çalışmak değil.
Sevgiler Saygılar
bence burada demek istenen kesinlikle "ben evliyim"dir. bence evlilikten baskaca baglar is-cocuklar vs vs ben ozgur degilim lafini soyletmez bir insana.
olsa olsa gobekten baglamayan kisitlamalarin etrafindan dolasip yasar yine yasayacagini kisi.
evli olunca isler karisik!
ama gercekten bdsm ruhlari uyusmus iki insani da evlilik kisitlamasi bile durduramaz bence.
daha gercek bir uyuma diyelim meph!
I do, I say, I behave whatever the little voices tell me to do!
Capito?
Peki bir gün Efendi'niz karşınıza geçip :
"Ben özgür değilim" derse ne anlarsınız?
Buna söylenecek tek realist düşünce var....Kimse özgür degildir,hayatın içinde herkes birilerine baglı olarak yaşamlarını sürdürürler......
EFENDI lerde herkes gibi 9ay 10 gun surec sonucunda hayata gelen,herkes gibi yaşamın içinde bulunan, hasta olan,acıkan,susayan,düşen,kalkan,aglayan,seven,sevilen ,terk eden,terk edilen çalışan ,okuyan,ailesi olan,KADINEFENDILER de çamasıryıkayan,ütü yemek yapan,cocuk doguran,çocuk yetıştiren diye sıralayabilecegimiz bir sürec içinde tıpkı köleler gibi. Hayatta herkesin EFENDIM
O zaman özgür değilse özel hayatında keşke herşey onların masaya yumruklarını vurmalarındaki gibi onlar ne isterse öyle olacakmış gibi tavır takınmasınlar. Bu ne özgür olmamak bu ne birşeylerin sorumluluğunu inkar edememek ne de masum başka birşey. Bu sadece kendini bilmezlik bu sadece çıkarları için yalanı bile kaldırmayacak konularda yapamayacağı şeyi telafuz etmemesi gerektiği bir durumdur. Kişi kendini bilcek en çokta ayağını denk alacak. Mazallah ayağı kayıp yere düşer yazık olur sonra.
Fazla mütevazilik "hiçliktir."

Oylesi bir duruma ınanmak ta enaz o EFENDININ aymazlıgı kadar sacma degıl mı Meph?Itaat eden kısı herseyın masaya vurmakla hallolmadıgını bılemıyecek bırıyse bu ne ıtaattir nede EFENDILIK tır.Bu tarafların olayları gerceklıkten cıkarıp gormek ıstedıgı biçime sokmalarından baska bısey degıl. Yanı gercekten kacmaları sadece ve gercek olan şu kayan ayak ikisinin..
Kesinlikle katılmıyorum. Sebep çok açık. Ben açıkçası yalana katlanamam. Katlanmasında kimse. Yapmamak ayrı ama bilerek bazı şeyleri yalanlarla süslemek çok ayrı. Hatta katlanılmayacak kadar tiksinç. Ciddi anlamda tiksinç! Karakter çok önemliydi hayatımda ne denli önemli olduğunu hem kendi hem de diğer şahıslarda gördüm. olay bıraktım ben bıraktım yok yok sen bıraktın olayı hiç değil bence. Asıl kaybeden her zaman iki taraftır muhakkak ki. Ve artık birbirlerini duyduklarını söyledikleri her neyse. Yazık olan ona oluyor işte. Bir de ciddi ciddi ağzından lafı çıkartmış olana oluyor. Ha evet ayağı kayıyor yere düşüyor ama elbet ayağa kalkıyor. Ha o düşürdüğünü sanan var ya o her zaman insan gözünden düşüyor. Ben o gözden düşen olmadığım için çok mutluyum. Bırakın yağmurun ıslattığı çamurlu yollarda üstüm başım saçım kirlensin sonuna dek. Yıkanırım çıkar. Ama kalbim mis gibi kalır. Diğeri düşünsün elinde neyinin kaldığını. Bitmek bilmeyen iğrenç egosumu? yoksa hiçliği mi?
Fazla mütevazilik "hiçliktir."
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,006 Üyeler