Efendi'nize ya da Sahibenize ........
"Yalan söyleyecek kadar akıllı (becerikli) değilim. Kime hangi yalanı söylediğimi hatırlayıp ona göre devam etmeyi başaracak kadar da hafızam yok." demişsiniz ya Masternick.
Ben de egonun zannettiğimizden çok daha akıllı-zeki-becerikli-kıvrak-oynak-cabbar-ve-de-cevval olduğunu, "anteparantez" düşmek istedim. Tabii siz "ben" derken herhalde bir tek egonuzdan bahsetmiyordunuz, tecrübelerinize ve aramızdaki yaş farkına sonsuz saygım var Efenim. (d yok ama ha:)
Çok garip birkaç gündür GÜÇ'ten bahsederken güçle ilgili, AŞK derken aşkla ilgili bölümler çeviriyorum. Bu bana sürekli olan bir şey zten ama bir süredir olmamış demek geç fark ettim.
Hep bahsettiğim www.bornslaves.com sitesindeki uzzun eğitim sözleşmesinde, kölenin kendisinden "ben" olarak bahsedemeyeceği, "bu köle" olarak bahsetmesi gerektiği, bunun da egosunu kendini oluşturan btünden ayırmasını sağlayacağı yazıyordu. Bana da çok doğru gelmişti. Bugün LADY SADE ile "sen "siz" konusunda yazıştıktan sonra da şu bölümü çevirdim, dün de aynı şeyi Sizinle yaşamıştık hatırlarsanız Masternick.
"İnsan doğasına atfedilen eğilimlerden ne kadarının simgesel söylemin içe yönelik koşullarıyla ilgili olduğu ve bu bakımdan da bazılarının biyolojiye gereksinim duymadan evrensellik iddiasında bulunduğu kafa karıştırıcı. Bu durum özellikle linguistik “öteleyicilerin” sosyolojisinde ortaya çıkıyor: “Ben” ve “sen,” “burası” ve “orası,” “şimdi” ve “sonra” vs. “Ben” zamirini kullanan kişi bu yolla mekanı, zamanı ve nesneleri kendi bakış açısından (kendini referans alarak) yapılandırmış oluyor; egoizm, hatta güç istemi. Konuşanın karşısındaki kişi de aynı şeyi yapar, farklı bir dünya-oluşturma yetkisini öne sürer; rekabet. “Ben” ve “senin” dönüşebilirliği olarak bilinen o aynı değişim (birbirinin yerini alma); karşılıklılık ya da diğerkâmlık. Özne konumlarının bu değişebilirliğinin ima ettiği bireylerin karşılıklığı; sosyalleşebilme. Simgesel söylem içinde insanların sosyal etkileşiminin temel prensiplerini barındırır."
Neyse bugün çok yazdım biraz uzak kalıyım da yüzüm eskimesin bari
Şimdi bunların hepsi doğru. İtirazım yok. Ancak göz önüne alınması gereken şöyle bir durum var. Bu söylenenler Efendi köle ilişkisi içerisinde olan bireyler arasında geçerli. Bana ait olmayan bir köleye "siz" diye hitap etmekte bir sakınca görmüyorum. Bana ait olan bir kölenin de bana "sen" diye hitap etmesinde bir sakınca görmüyorum. Efendiler toplum içerisinde belli bir sınıf ya da katman oluşturmadıkları için genel bir hitap tarzı yoktur ya da olmamalıdır diye düşünüyorum. Yüksek rütbeli askerlere general ya da devlet memurlarına memur bey demek gibi birşey olur. Hele bir de Efendilikleri ya da kölelikleri kendilerinden menkul olanları düşünürsek ..... hiç olmaz.
Bence normal ilişkilere nazaran D/s kişiler arasında daha fazla sevgi ve saygı barındırır. Normal yaşamda anlık kaçamaklar aldatmalar ya da flörtler genel ilişki boyutunda nasıl hoş karşılanmaz ise D/s içinde kesinlikle yaşam alanı bulamaz. Dürüstlük itaat ve kendini adamanın en büyük seçimidir köle olabilmek. Bunu adayan birinin bu tür bir şey yaşaması başta kendi inancıyla doğru orantılı olamaz diye düşünüyorum.
Elbette insan olmanın getirisi bir takım ruh ya da bedensel ihtiyaçların olabileceğini ve bunların da D/s içinde Efendi köle ikilisinde yaşanmadığını da düşünebiliyorum(istisnai durumlar hariç) o halde insanların bir takım ihtiyaçlarını giderebilmek için bir takım şeyleri yaşamaya ya da yaşamış gibi düşünmeye itilebileceğini göz önünde bulunduruyorum.
Temelinin dürüstlük olduğu bir yaşam formunda ise kendimce kaçamak ya da gecelik ilişkilerin yaşanmaması gerektiğine inanıyorum. Elbet bu izinler ve esnek alanlar tanınması durumunda değişiklik kazanır. Ama bir Efendim varken bir başka Efendiye hizmetimin aynı ruh yapısında olabileceğini sanmıyorum. Zaten bir Efendin varken bir başka Efendide heyecan aramak yaşadığın formda bir eksiklik olduğunun işaretidir. Sağlıklı bir D/S ilişki içindeysen zaten yan bahçede gözün olmaz olamaz.
Elbette yukarda insan olmanın gerekliliğine değindik bunun ruh alemi içindeki yansıması cinsellik yada duygusal bir flört olabilir. Cinsellik her yetişkinin zaman zaman ihtiyaç duyduğu flört kavramı ise duygusal bir ruhun bazen beslenmesine etken olan bir yaşam dilimidir. Bunların yaşanması dahi doğru zamanda ve eş değer paylaşımda olursa haz veren taraf olur. Kısaca bedenimi ve ruhumu verdiğim Efendimin dışında bir başka bedenle haşir neşir olmanın (kaçamak yoluyla) bana haz vermeyeceğini aksine ruhumu acıtacağına inanmaktayım.
S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!
bence köleye ençok acıverenşey EFENDİSİNİ ait olduğu kişiyi uzun süre görememektir yapılabilecekte en zor iş uzakdurmaktır taaki çagırana kadar bence en büyük itaat örneği bu bekleyebilme sürecidir.
Bütün kadınlar melektir aslında. Sadece kanatları kırıldığında süpürgelerine binerler. Hepsi bu...
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 1 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler