Hayallerim,internetim ve ben..!!!!!!!!!

“Peki insanlar neden sanal kimliklere, sanal ilişkilere ihtiyaç duyuyorlar? Biraz kafa yorduktan sonra bunu keşfetmek hiç zor değil. Öyle bastırılmış yaşamlar sürüyoruz ki tıkıştırdığımız ne varsa sonunda dayanamayıp buldukları ilk boşluktan dışarı fırlıyorlar. Genelde bu bastırılmış duygular da cinsellikle ilgili oluyor. Sado-mazo eğilimler, eşcinsellik, grup seks fantezileri...”
.......
Kırklı yaşlarının başında olan Mülayim Bey ismi hala Osmanlıca telaffuz edilen bir devlet dairesinde memurdur. Saat 5 dedi mi ucu lastikli siyah kolluklarını çıkarır, dairenin önündeki duraktan son on beş yıldır hemen hemen hep aynı saatte bindiği otobüsüne biner. Eve varmadan önce manavdan patlıcandır, soğandır, karısının siparişlerini alır. Evde yemek hazırdır. “İş nasıldı, sen ne yaptın” gibi yanıtı dinlenmeyen sorulardan oluşan formalite sohbet eşliğinde yenen yemekten sonra Mülayim Bey hacizden ucuza kapattığı Pentium’uyla “oynaşmak” üzere çocuk odasına çekilir. Hiç çocukları olmadığı için, evlerde “çocuk odası” olarak ayrılan bu oda eve bilgisayar girdiğinden bu yana işlev kazanmıştır. “Hanım ben biraz şu aleti kurcalayacağım” lafıyla sonsuz sanal fanteziye start verilmiştir. Hanım ise televizyondaki dizileri rahatsız edilmeden izleme şansına kavuştuğu için minnettardır. Memur Mülayim Bey bilgisayarın yuvarlak butonuna basar. Çıkan çıt sesinin ardından bir süre sonra ekranda beliren resimciklerden telefon şeklinde olana tıklar ve saniyeler sonra bir “internetçi”nin ya da saatlerce faks çekmeye çalışıp sonra da başaran bir sekreterin tuhaf doyum anını yaşar. Parazit ve çarpışma seslerinin karışımı bu sesle bilgisayar Mülayim Bey’e “Hey, bağlandım, hadi bakalım!” mesajını veriyordur. Bu tahrik edici ve kışkırtıcı sesle birlikte Mülayim Bey birden kırklı yaşlardan yirmi beş yaşına düşer, başı dikleşir, omuzları genişler, simsiyah deri kıyafetlere bürünür. Kara gözlüklerini de taktı mı tam “Matrix” tadını yakalamıştır. Artık o Mülayim Bey değil “Sexy Whip” yani Seksi Kırbaç’tır. Bazen de Master of Slaves (Kölelerin Efendisi) ya da Eternal Pain (Sonsuz Acı)dir. Etiler’de lüks bir villada yaşar. Mesleği uyuşturucu kaçakçılığıdır. Bu yüzden asla yasaların onu tanıdığı ismini söylemez. Çok kadının canını yakmıştır. Hem duygusal hem de fiziksel anlamda. “Nick” yani takma isimlerinden de anlaşılacağı üzere o Sado-Mazo oyunlardan zevk alan bir “efendi”dir. En büyük eğlencesi kadınları kırbaçlamaktır. Mülayim gece on ikiye kadar Seksi Kırbaç olarak kalır ve sonra puf! Araba balkabağı, uşaklar da fare olur. Yatma vakti gelince Kırbaç gider, Mülayim Bey gelir. Memur Mülayim, Şefika Hanım’la yatağa girer, birbirlerine sırtlarını döner uyurlar.
İnternete girdin mi çıkamazsın demişler. Dememişlerse de bu tür internet bazlı özlü sözlerin çoğalması yakındır. Hemen hemen her tür insanı yakalayabilecek güce sahip internet kısa sürede insanların “eğlencesi” olmaktan çıkıp “yaşamı” haline gelmeye başladı. Öyle ki Amerika’da “internet bağımlılarını” tedavi merkezleri açılıyor. Bağımlıların alışverişlerini, işlerini internet üzerinden yapmalarını anlamak mümkün. Ancak ilişkileri de internet üzerinden yürütmeye başladıklarında “ilişki” sözcüğü öz anlamını kaybedip adı “bağlantı” olan bir bilgisayar terimine dönüşüyor. Çevirmeli bağlantı, yerel ağ bağlantısı, kablo bağlantısı, modem bağlantısı, şu bağlantısı bu bağlantısı. Bu bağlantıların hepsi aslında insanın gerçek dünyayla olan “bağlantısını” koparmasına yol açıyor.
Peki insanlar neden sanal kimliklere, sanal ilişkilere ihtiyaç duyuyorlar? Biraz kafa yorduktan sonra bunu keşfetmek hiç zor değil. Öyle bastırılmış yaşamlar sürüyoruz ki tıkıştırdığımız ne varsa sonunda dayanamayıp buldukları ilk boşluktan dışarı fırlıyorlar. Genelde bu bastırılmış duygular da cinsellikle ilgili oluyor. Sado-mazo eğilimler, eşcinsellik, grup seks fantezileri... İnsanların zaman zaman düşünmeye bile korktukları her tür fantezi, seks oyunu, yaşanmamışlıklar akacak mecra bulan bir dere gibi çağlıyor. Alemin en maço erkekleri kız isimlerini “nick” olarak kullanıp erkek peşine düşüyor, “Şu anda üzerinde ne var” diye başlayan sanal fantezilerle orgazm oluyor. Kocasıyla bir kez bile adam gibi sevişememiş kadınlar sanal aşıklarıyla bilgisayar başında maceradan maceraya koşuyor. Prezervatifle seks yapmaktan bile daha güvenli sanal seks. Risk yok, sorumluluk yok, yakalanma korkusu yok. Aksine istediğin gibi olma özgürlüğü var. Yaş, vücut ölçüleri, sosyal statü, hepsi bir FRP (Fantasy Role Playing-Fantezi Rol Oyunu) oyununun bir parçası.
Patronları, eşleri, anne babaları, öğretmenleri tarafından gerçek hayatta ezilenler sanal ortamın en saldırganları, en acımasızlarıdır. Sürekli eksiğinizi ararlar, sizi adam yerine koymazlar ve aşağılamak için ellerinden geleni yaparlar. En ufak açıklarını yakaladığınızda da yaralı bir hayvan gibi daha da kötü saldırarak hiç duymadığınız küfürleri etmeye başlarlar. Size açtıkları pencereyi kapattıklarında ise Mülayim Bey olur ve oyuncak ayılarına sarılarak uyurlar. Gerçek yaşamın Dr. Jekyll’ı sanal ortamın Bay Hyde’ıdır. Ezilen kişi kendini bir kez olsun açıkça ifade edememiş, hayatını yönetenlere, onu ezenlere karşı bir kez olsun sesini yükseltememiştir. Çoğul kişilik vak’aları da aynen böyle ortaya çıkar. Gecelerin Kralı, Şövalye, Peri Kızı gibi takma isimleri olan sanal sandığımız kişiler aslında gerçek kişiler. Sadece bu dünyada yaşamıyorlar, onların dünyası kablolar ve elektronik çiplerden oluşuyor. ASL (Age, Sex, Location); “yaş, cinsiyet ve yer” ilk sorulan sorudur “chat” ortamında. Ancak “chat” odalarının büyük çoğunluğu, varoşlarda her sokakta bulunan internet kafelerden bağlanan, yaşları ve sosyal ortamları dolayısıyla “beyinleri şeylerinde” olan gençler tarafından doldurulduğundan A ve L önemini büyük ölçüde kaybetmiş ve sadece S kalmıştır. ASL sorusuna beklenen yanıt “male” yani erkeğin “m”si ya da “female” yani kadının “f”sidir. “m”nin yanıtı genelde “bye”dır. Ancak adı “gay” ya da “sex” olan bir kanaldaysanız muhabbet farklı yönlerde gelişir. Sonraki sorular da neredensin, yaş kaç ve kendini tarif eder misin diye devam eder. Bu naçizane paragrafta “Chat” ortamlarında hatırı sayılır uzunlukta vakit öldürmüş biri olarak “Çetçinin El Kitabı” tadında “çömez” bilgileri vermeye çalıştım. Olur da yolunuz bir sanal sohbet ortamına düşerse, bunları hatırlayın. Ama esaslı bir karakter hazırlayın ki sanal alemlerde saygı görün, önemli insan olun.
Neşeli kalın!
NOT:Bu yazı alıntıdır....
Dün gördüm. Ama bu sabah adam gibi okuyabildim.
Çok teşekkürler LADY SADE paylaşımınız için. LPP üstadın dediği gibi çok güzel. Ancak bu konulara (chat - sanal kimlik) çok yakın olmayan birileri de bu postu okuyor olabilir ihtimaline karşı belirtmek isterim ki nette/chat te bulunan herkes bu formatta değildir. Elbette böylesi (oran / sayı nedir? bilemem) muhtemelen çoktur.
"Ancak ilişkileri de internet üzerinden yürütmeye başladıklarında “ilişki” sözcüğü öz anlamını kaybedip adı “bağlantı” olan bir bilgisayar terimine dönüşüyor. ........................... Bu bağlantıların hepsi aslında insanın gerçek dünyayla olan “bağlantısını” koparmasına yol açıyor."
Biraz da şeytanın avukatlığını yaparak derim ki; böylemi oluyor yoksa yoksa ilişkilerin formatı/mecrası [mecra nedir diyen olursa by_kole'ye sorsun lütfen ] mı değişiyor_? Köylerdeki çeşme başı kırıştırmalarının şehirlerdeki muhallebicilerde buluşmaların yerini chat room lar mı alıyor? Yok belkide daha doğrusu piyasa yapmanın yerini chat room larda birilerini gözüne kestirmek mi alıyor?
--- Son paragraftaki bazı kavramları bilmeyen/duymayan forum üyeleri lütfen burada sormayın , anlatması zordur. Beni ya da yaşça akranım birini chat room da yakalarsanız orada sorun Bu günlerde chat roomların dışında ne yapılıyor ben de bilmiyorum. Bende gençleri yakalarsam chat room da orada sorarım/anlatırsınız
-----

Ancak bu konulara (chat - sanal kimlik) çok yakın olmayan birileri de bu postu okuyor olabilir ihtimaline karşı belirtmek isterim ki nette/chat te bulunan herkes bu formatta değildir. Elbette böylesi (oran / sayı nedir? bilemem) muhtemelen çoktur.
Haklısınız Masternick yenı net alemını bılmeyen bırı bu yazıyı okuyunca önce söyle bir duraksama yaşayacaktır.Nasıl ya bu mu net alemı diye.Evet benım amacımda bu Netteki herkes boyle degıl tabı kı sonucata bızlerde nette bulunan bu kitlelerın ıcındeyız vede azınlık olan kısmı temsil ediyoruz.Her yerde ve her zaman oldugu gibi herkesi kötü kaka ilan etmek dogru degil.İyiler,güzeller de daima var ama oranı o kadar az ki.En azından bir bayan olarak benim pencere yansıyan hali bu..Bu tür kişilerin sayılarının ne kadar cok oldugu foruma yenı gelen ve chatrooma giren bazı uyelerın hallerınden bellı degıl mı.Bu yazının amacı okuyucuları bilgilendirip dikkatli olmalarını saglamak ve de insanların içlerindeki fırtınaları nasıl bastırdıklarını bir daha göstermektir.
Yani sadece konun altını bir kez daha çizmek..
İÇİMİZDE NE KADAR ÇOK KİŞİ VARDIR ACABA BU DURUMDA.....
Bu günkü işim; tozlu rafları karıştırmak oldu.
Bu yazının da gündeme tekrar getirilmesi gereken yazılardan olduğu kanaati hasil oldu fakirde.(Nedense?)
Şiir: Daha önce hiç kimsenin görmediğini görüp ifade etmek ya da herkesin görüp bildiğini, daha önce hiç kimsenin ifade edemediği şekilde ifade edebilmektir.(Bu nedenle hiç şiir yazamadım)
ÖZRÜNÜ BİLMEYEN ÖZÜNÜ BİLEMEZ!
(H.Bektaş Veli)
Gerçekten güzel bir alıntı, emeğe teşekkür ederim.
Kişisel fikrimdir ki; insanlar seksi herkesle yaqılır birşey olarak gördükleri sürece yakında asl içinde geçen s'yi bile sormadan buluşuq fiili gerçekleştirecekler. Eskiden mirc denen bir uygulama vardı. Hatta yazarken kelimeleri özenli seçtiğimi anımsıyorum. Olurda birşey sorarsa bilemezsem diye çekindiğimi. Ha elbette o zaman ben 18 yaşındaydım yılda 1999.
Şu bir gerçek ki; insanın gizlediği ikinci bir kimliği var ise varoş olmasına kalmadan bu denli alt kültürü çağrıştıran konuşmalar yaqması muhtemel.
Bir iki örnek vermek isterim. Arada sırada can sıkıntısı, çok düzgün ve cinselliği asla çağrıştırmayan geçici nickle server'a bağlanırım. Girdiğim kanallarda cinsellik kanalları değil. 35+, istanbul.. Ama kanala girer girmez size gelen oto mesajlar vardır: "Şu kadar alabilir misin?" "Gel annem ol, seviyeli takılalım" "sana kamera acayım, izle beni"
Şimdi ben bu dediklerinin heqsini yaqmak istesem cinsellik içeren bir kanala girerim. Sen beni niye taciz ediyorsun? İnanın ki; bu konuşmaları bir akademik karıyeri olan adam/kadın da yaqıyor, ınternet kafeden bağlanan 2-3 saatlik ir işadamı qrofilli varoşta. Bunun bir garantisi yok elbette. Ama çarqaz sorgu denilen üç beş soruyla neyin ne olduğunu anlarsınız o da ayrı konu.
Konuşabilceğimiz güzel konu için tekrar teşekkürler.
Fazla mütevazilik "hiçliktir."
YABRU iyiki bugün tozlu raflari karisdirmisinizki bu kacirdigim yaziyi okuma sanssi buldum.. tsk ederim.
LADY SADE ne kadar da güzel bir alinti bulmussunuz, ne kadar icerliligi aslinda acikli.. cok düsündürdü beni bu yazi.. iyiki bulmus iyiki paylasmisiniz cok tsk ederim..
YABRU iyiki bugün tozlu raflari karisdirmisinizki bu kacirdigim yaziyi okuma sanssi buldum.. tsk ederim.
Ahhhh.AH! Kara bahtım kem talihim.:) Ya ifade edemem ya da adım yanlış yazılır:)
Rica ederim sallenaz hanım..
Bu günler de hele ki bu anda çok ihtiyaç duydum bu yazıya..
ÖZRÜNÜ BİLMEYEN ÖZÜNÜ BİLEMEZ!
(H.Bektaş Veli)
gömlek değiştirir gibi değiştirdiğimiz "sanal" kimliklerimizle, her hata yaptığımızda yeniden başlayabildiğimiz bir sanal dünyada avutuyoruz kendimizi..
ve ardından gerçek dünyada da pervasızca hatalar yapıp geri dönme umutları arıyoruz.. halbuki bu hayatta sadece 1 kere "oturumu kapat"ma şansımız var....
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 1 Çevrimiçi
- 9,002 Üyeler