Bugün Ayşe Arman'ın röportajında okudum, Suudi Arabistan'da erkeklerle kadınlar asla karşılaşamıyor, paravanlar ardından birbirlerinin bir tek ayaklarını görebiliyorlarmış, kaçamak.

Ayak fetişi bu hayallerden başlamış olabilir mi? Yoksa çok daha eskilere mi dayanıyor? Siz ne dersiniz Kralım?

Peki erkek ayağı seven erkekler, o zaman hadım mıydı? Esk hayatlarının fetişlerini bu hayatlarına mı taşıyorlar sizce?

Ayaklarınıza kapanarak, cevabınızı bekliyorum
:yelkn:

tamamen ruhlarla ilgili bir konu bu bence eski uygarlıkta efendi kole ilişkisi olduna gore bu ruhen olan birşey yani

Kralım,

hepimiz için biricik/kar-taneleri-gibi-benzersiz olanı ruh, Tanrısal ve hepimizde aynı olan enerjiyi Öz olarak ayırırsak. ruhumuzun da elbette bir kimliği var ve bu köle de manifest dünyadaki yansımalarımızın ruhumuzun kimliğiyle ilgili olduğunu düşünüyor.

reenkarnasyon tabii inançla ilgili ve hiçbir zaman tam olarak bilemeyiz ama benim hissettiğim kadarıyla zamanı biz yalnızca manifest düzeyde (dünyada, etlenmiş, bedenlenmiş, Tanrı'dan ayrı düalite bilincindeyken) lineer olarak algılıyoruz.

ama zaman aslında bu bilincimizde kavranamayacak bir şey ve hem gelecek hem geçmiş şu anda zaten yaşanıyor ve her an yaptığımız seçimlerle sürekli değişmeye devam ediyor.

bu yüzden şu anda köle olan bu kölenin ruhu başından beri köleydi diyemeyiz. her an her şeydi. Sahip de olmuştu. BDSM yaşayan insanları dışlayan sessiz çoğunluktan biri de olmuştu. Cadı da olmuştu cadıları yakanlardan da olmuştu ve yine de olacaktır (aslında umarım olmayacaktır ve bu son yaşamımdır : )

bir tek belki şunu diyebiliriz, bdsm yaşamı olan kişiler tüm önyargıları, genelgeçer kuralları, ayrımcılıkları aşmış, en azından aşmak üzere yola çıkmış ve bir gün aşacak insanlar oldukları için. belki de çoğumuz şu anda yaşayan insanlardan daha olgun ve evrime daha açık ruhlarız ve Tanrısal olana daha farklı bir düzeyde hizmet ediyoruz. (Bu başkalarından üstün olduğumuz anlamına gelmiyor, sadece farklı olduğumuz anlamına geliyor.)

benim mantığım ve deneyimlerim şu anda bana bunları hissettiriyor, on yıl sonra neler yaşamış olurum ve bu soruyu nasıl cevaplarım bilemem tabii.

karışık oldu biraz:)

Sevgiler Saygılar