Yeni katılan arkadaşlar için BDSM nedir ne diğildiri anlatan , güzel toparlanmış ve anlatımını çok sevdiğim ismiyle müstesna Kaan'ın güzel bir dökümanını yayınlıyorum. Yeri gelmişken Kaan'a da tekrar teşekkürlerimi sunuyorum. Daha öncede yayınlanmıştı fakat nerede olduğunu hatırlayamadım . Tekrar yayınlamakta fayda var. BDSM'i yeni yeni anlamaya çalışan arkadaşlar için güzel bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Dökümanın bir kısmı aşağıda.
sevgiler,
Bia!

BDSM

Öncelikle kısaltmanın açılımını vereyim; BDSM altı tane İngilizce kelimenin baş harflerinden müteşekkil bir kısaltmadır. Altı kelimeye neden dört harf diye soranlara cevap kısa, çünki bazı kelimelerin baş harfleri aynı o kadar basit. Bondage and Discipline - Dominance and Submission - Sadism and Masochism. Baş harfler kolayca görülüyor.

Hergün D/s nedir ne değildir alanında bazı hatalı anlaşılmalarla karşılaşıyorum. Bu alanla alâkadar olanların çoğu için yatak odasına hapsolmuş bir mevzu bu genellikle. Aksi takdirde sıkıcı olacak bir sex münasebetine biraz heyecan katma unsuru. Sık sık "oyun" ve "vaka" veya "hadise" kelimeleriyle beraber anılıyor BDSM çatısı altındaki sex faaliyetleri. Bu oyunlar tabii vardır ve gayet de keyifli hadiselerdir muhakkak, fakat benim kanaatimce D/s bir hayat tarzıdır ve hayatın her alanına tesiri vardır, hatta sex faaliyetleri dışındaki varlığı çok daha önemlidir. Hatta tamamen standart sex hayatı olan insanlar dahi bence D/s bir münasebet yaşayabilirler. Buna en iyi örnek tarihi osmanlı ailesidir.

Dominance ve submission üzerine bazı düşünceler

Hakimiyet veya itaat ve/veya teslimiyet arzusu her şeyden önce doğuştan gelen bir şeydir, homosexualite veya heterosexualite gibi, sonradan olup da aa ben bir de şunu deyeyeyim şeklinde ortaya çıkmaz. Dolayısı ile de birçok insanda duyguların çoğu henüz kelimelere dökülüp izah edilmemiş olabilir ama hissedilir. Eğer bu konuya tabii bir alâkanız yoksa muhtemelen yazdıklarımı okuduktan sonra halâ yok yahu böyle şey olur mu? hissini muhafaza edeceksiniz, ama eğer eskaza bir alâkanız varsa o zaman yazdıklarım bir ışık yakabilir.

Anlaşılması gereken en önemli nokta (ve genellikle en sık yanlış anlaşılan) D/s in zorlama veya kötü davranışla uzaktan yakından alâkası olmadığıdır. D/s hayat tarzını benimseyen insanlar bu tarzı İSTEDİKLERİ için benimserler ve hiç bir zaman da bütün partnerlerin arzu ve rızası olmadan hiç bir şey gerçekleşmez. Tam bu noktada beyin seksi tabirini ele alalım, işin aslının kontrolun muti tarafından arzu edilerek hakim tarafa sunulmasının sağlanması, veya bu şiddetli arzunun uyandırılıp sürekli ayakta tutulması şeklinde bir açılım getirebiliriz beyin seksine.

D/s çiftleri genellikle "normal" çiftlerden daha fazla bir yakınlık ve güven hissederler birbirlerine karşı. Zira birbirlerine "normal" çiftlerin muhtemelen asla yapmadıkları kadar fazla açılırlar, birbirlerinin en zayıf ve en güçlü taraflarını çok daha yakından tanıma fırsatı elde ederler, ve bu hadise esnasında da herkesten daha fazla fizikî ve ruhi keyif alırlar.

Hakim tabiatlı kimse sathî teşhiste maço, kıro gibi bir intiba verse de hattı zatında eski moda anlamda gerçek bir "reistir", yani bir yandan talepkâr ve kat-i dururken diğer taraftan kendisine tâbi olanların beden ve ruh saadetlerini kendi mesuliyeti kabul eden bir ruh halindedir.

Bu tariflerden sonra bir de muti ruh haline bakalım. Muti kimseler kapı paspası değillerdir, hem zaten entellektüel bir hakim salağın birini ne yapsın, gerçek muti genellikle bağımsız, zeki ve hayatta başarılı bir kimsedir. Bu durum ruh halinin ilk keşfedildiğinde önemli bir paradox gibi görünebilir. Ama muti temayülleri olan bir kimse KENDİ SEÇTİĞİ bir partnere kontrolu devretme arzusunu ve bu arzunun hayata geçtiğinde getirdiği seksüel ve ruhî tatminleri de kısa zamanda görecek ve paradox çözülecektir.

Muti olmak aynı zamanda başarılı bir kariyerin devamına mani bir hal değildir zira, bil akis, hayattaki artan tatmin seviyesi diğer alanlarda başarıyı kolaylaştıracaktır.

Daha önce bahsettiğim gibi, hakimiye ve itaat duyguları doğuştan gelen bir ruh halidir. Ben bu durumu keşfettiğim zaman, aslında her zaman böyle hissettiğimi, ve hatta, hemen hemen her zaman davrandığımı anladım birdenbire. Eksik olan şey bu durumun anlaşılması, adam gibi kabullenilmesi ve tabii olarak tarif edilerek söze dökülmesiydi. Bu konuyu ilk keşfeden pek çok insanda olduğu gibi ben de hakimiyeti sadizm ile özdeşleştirmiştim, ama benim için sadizm insanların arzuları hilafına gerçekleşen "kötü" bir davranış şekliydi ve bundan hiç memnun kalmadım ilk zamanlar. Fakat aslında yukarıda da bahsettiğim beyin seksi tarifi ile birlikte SM bağlantılarının aslında o kadar da alâkalı olmadığını keşfedince tariflerimi daha iyi yerine oturtmayı becerdim.

D/s i bu kadar eğlenceli ve tatminkâr yapan nedir?

Önce ne olmadığından başlayayım. Daha önce de belirttiğim gibi D/s arzu hilafına fena muamele veya kötü davranış değildir. Incitmek hiç değildir. Mutinin kendi kimliğini kaybetmesi anlamına da gelmez, veya hakim tarafın partnerini üzerek veya inciterek keyif alması falan da demek değildir. Ayrıca tamamen seks ile ilgili de değildir.

D/S'in ana konusu güç değişimidir, muti kimse, tabiatı gereği, kendisini, partnerinin kontroluna terk etme eğilimindedir. Ama tabii gayet özel bir partner olmak durumundadır bu kişi, mutinin güvendiği, inandığı, çok sevdiği, büyük saygı beslediği, hatta zaman zaman şiddetle aşık olduğu bir partnerden bahsediyoruz. D/s münasebetlerde muti taraf partnerini memnun etmekten şiddetli keyif alan tarafdır, sürekli yeni usuller arayan ve gelişime açık alanlarında kendini geliştirerek partnerinin saadetini arttırmak yoluyla kendi saadetini arttıran tarafdır. Ve tabii hakim tarafın da tabii eğilimi, partnerinin bu gayretlerini mükâfatlandırmak ve onu korumak, kollamak ve gelişimine destek olmak yönündedir her zaman.
D/s hayat tarzında, ve özellikle seksüel oyunlarda muti kimsenin içinde bulunduğu gayet özel bir ruh hali vardır, buna uluslararası terminolojide subspace denir. Bu ruh hali sanki hipnotize edilmiş gibi bir durumdur, sanki çok yüksek volümlü bir müziğe kendini kaptırmak veya gayet hissi bir filmden etkilenmek gibi. Bir nevi trans halidir bu ve sanki keyifli bir sarhoşluk duygusu yaratır, bu durumda bir kimse konuşamaz hale gelebilir, veya en basit bir sözü bile anlamayabilir, son derece yoğun bir duygu halidir ve aynı zamanda da gayet yüksek seksüel heyecan yaratır.

Nedir allahaşkına şu mutilik dedikleri

Öyleyse nedir bu? Mutilik bir insanın kişisel gücünün tamamını veya bir kısmını bir başka insana teslim etmesidir. Başka birisinin, önceden belirlenmiş limitler dahilinde, vücudunuzu ve davranışlarınızı kontrolüne izin vermenizdir. Bu mutinin kendi rızası ile gelişmelidir aksi takdirde suistimal sınırları geçiliverir. Mutiliğin yöntemi ve derecesi sınırsızdır. Her insan bu güç değişiminin sınırlarını kendine göre geliştirir fakat güvenli, akıllı ve rızaya bağlı olma şartları her ahvalde geçerlidir.

İnsan bunu neden yapar?

Sexüel mutî: “alt” ya da şehevî mutî olarak da bilinir. Bu tür mutî bazı BDSM uygulamalarındaki faaliyetlerden seksüel bir tatmin aldığı için mutiliği seçmiştir. Bu ihtiyaçları karşılandığında şahsi güç veya kontrollarını teslim etmek ya da itaat etmek gibi bir arzusu da kalmaz. Temelde bu gibi kimselere mutî denmesi de hatalıdır bence doğru terim BOTTOM olmalıdır. Bundan sonra alt terimini kullanacağım.

Psikolojik mutî: bu gurup mazohistik mutilerin çoğunluğunu kapsar. Onlar genellikle sadist domlar tarafından uygulanan, acı, ceza ve aşağılanmanın peşindedirler. Daha önce suistimale uğramış birçok kişi, gerçekte mutî olmasalar bile önceki tecrübeleri yüzünden kendilerini hep “kurban” modunda tutan hissi problemleri yüzünden bu kategoriye girerler.

Tabii mutî: Gerçek mutî de denir. Bu tip muti öyle doğmuştur. Hissiyatı BDSM’in seksüel yönlerinin çok ötesinde, kendi tabii terkibinden gelmektedir. Yakınlarını ve sevdiklerini memnun etmek ve hizmet tabiatlarında vardır ve Efendilerinden hemen hemen hiç talep gelmeden şahsi güçlerini teslime zaten hazırdırlar.

Öyleyse mazohisti mutiden ne ayırır?

Benim cevabım motivasyondur. Bir mutî memnun etme ve hizmet etme arzusu ile motive olur. Tatmin ve doyum için acı gerekli oluyorsa, bu ilişki benim D/s anlayışımın ötesine, daha ziyade S/M tarafına geçmiş demektir. Acı motivasyon haline gelmiş ve tatmin de sırf acıdan alınır olmuşsa bu kişi mazohist olarak tanımlanır. Bu değişiklik en güzel şimdi anlatacağım iki tip şahsiyette gözlemlenebilir. SAM (Smart Ass Masochist – uyanık mazohist) ihtiyacı olan cezayı (acı veya aşağılanma) alabilmek için bilinçli olarak kötü davranır veya partnerini kışkırtır. Bu ilişkide, seks sahnesi dışında itaatin pek esamesi okunmaz.

Bir mutî ise (itaat etmeyi arzu eden) Efendisini memnun edebilmek için sürekli olarak onun beklentilerine ve kurallarına teslimiyet yolunda kendi davranışını iyileştirmeye çalışır. D/s ilişkinin hudutları içindeki itaatkârlık, bir insanın tahammül edebileceği acının değil, Efendisine terk ettiği kontrolün miktarı ile ölçülür.

Efendi olmak bir insanın sabah uyanınca bazı SM resimlerine bakıp, internetteki bazı siteleri dolaşıp, birtakım hikayeleri okuduktan sonra birden kendisine bir köle edinmeye karar vermesi şeklinde tezahür etmez. Bence hakimiyet sayacağım hususiyetlerin bir karışımı sonrası ortaya çıkar. Gerçek ve samimi bir hakimiyet duygusu, gerçek hayatta tecrübe edinme ve çuvallama cesareti, hatalarına "hata yaptım" diyerek sahip çıkma kabiliyeti, hatalarından öğrenme arzusu, seçtiği mutîye sonsuz bir saygı ve sevgi ve onun kendi hayatındaki değerini anlama, uzun zaman da alsa ve zorluklara ve manialara rağmen devam edip başarma arzusu, cesareti ve tabii inadı.

Benim kanaatimce hakimiyet aynen liderlikte olduğu gibi (zaten aynı kefede oldukları kanaatindeyim) insanda doğuştan gelen bir kaabiliyettir. Mutî için de geçerli olduğu gibi bir insan birden hakim olmaz nerede kaldı gerçek bir Efendi. Hakim kimseler genellikle çocukluklarından beri gelen fantazi ve uygulamaların zaman içinde gelişip toparlanmasından bahsederler. BDSM cemaatinde de zaten pek çok farklı uygulama dikkati çeker. Basit bir spankingden başka faaliyeti olmayanlar olduğu gibi gayet teferruatlı SM aktivitelerine giren çiftler de tabii vardır. Ama seksüel oyun bu işin kâlbinde yatmaz, piramidin en tepesinde mülküne hükmetme arzusu ve bu arzunun getirdiği mesuliyetler vardır. Sade ve gerçek bir efendinin bu pozisyona gelme arzusu vardır ve tabii bu pozisyonun mesuliyetlerini öğrenme ve taşima kaabiliyeti. Gücü herkes ister ama onu elde etmeyi pek az insan açıkca isteyebilir, ve daha da azı onu elde edecek işleri yapabilir.

Genel inanışa pek uymasa da bence sevk ve idare etmeyi istemek marifet değildir. Hakimiyet tecrübe ister. Tabii bir flogger'in nasıl kullanıldığının da öğrenilmesi şarttır temel münasebet teknikleri kadar ama bence hepsinden önemlisi mutîyi anlamak ve onun ihtiyaçlarını tanımaktan geçer hakimiyet. Mutî kendisini seçmiştir çünki, ancak bu Efendi onun çocukluğundan beri kâlbinde ve ruhunda taşıdığı arzuları gerçek hayata taşıyabilir. Ama mutîler kompleks yaratıklardır, herbirinin kendine göre meseleleri vardır ve bunlar partneri tarafından çözülmeyi beklerler. Efendi olmak mükemmel düğümler atmaktan geçmez, hatta efendi olmak mutînin uzun zamanda kâlbinin ve ruhunun etrafına attığı düğümleri birer birer çözebilmekten geçer. Hakiki bir efendi nasıl iyi şaplak vuracağından ziyade o şaplağı ne zaman vuracağını öğrenendir bence ve hatta daha önemlisi mutînin kendisini dövmesine mani olabilendir!

Gerçek baskın kimse kendisinin mükemmel olmadığının daima farkındadır. Hakiki baskın karakter kendi hata, eksiklik ve zayıflıklarını tanıyıp adlandırmakla kalmayıp onlarla nasıl efektif bir şekilde başa çikacağına da yeterince kafa yorup usuller geliştirmis olandır.

Baskın kimsenin baskınlığının delili ona Efendim diyenlerden değil kendisinden kaynaklanmalıdır, kendi şahsiyeti, standartları, etikleri ve değerlerinin bir kombinasyonu olmalıdır bu, ve tabii bu spektrum içinden çıkan kendisine özel arzu ve ihtiyaçlarından.

Baskın kimse BDSM spektrumu içinde edinebildiği bütün bilgileri edinen, muhtemel bütün alanlardaki kendi arzu ve ihtiyaçlarını analiz eden ve bunları muhtemel ve cari partnerlerine rahatça ve en net haliyle anlatabilen, bu arzu ve ihtiyaçlarından gurur duymayı öğrenmiş olan kimsedir.

Güven ve saygının her türlü münasebetteki değerini tanıyan ve bir insanın ancak saygı duyabileceği, bu saygıyı karakter özellikleri ile hak eden bir Efendiye itaat edebileceğini öğrenmiş olan kimsedir.

Gerçekten baskın olan bir kimsenin, bir insanın kendi bedeni ve hayatının kontrolunu ona teslim edebilmesi için önce kendi bedeni ve hayatını gayet iyi kontrol edebilmesi şarttır.

Bazı BDSM çevrelerinde bir Efendinin birden fazla mutî kimse münasebet halinde olması genel kabul görür durumda ise de unutmayalım ki çoğunluk insanlar monogam bir münasebet arzu ederler, dolayısı ile eğer birden fazla kimse ile münasebete girmek istiyorsanız bunu daha işin başında ve gayet açık bir şekilde ifade etmek zorundasınız. Düşünce ve arzularınızı en açık şekilde ifade etmek sizi zayıf düşürmez aksine daha kuvvetli yapar. Burada monogam bir münasebet içinde heyecan unsuru olarak başka bir insanın sadece sexüel amaçlı ve dar zamanlı olarak dahil edilmesini kast etmediğimi de eklemeliyim tabii.

Sağlam karakteri en eski moda manası ile anlaması da baskın kimsenin en önemli özelliklerinden biridir bence, bu karakterin içinde itaatin hakedildiği açıkca ortada olmalıdır, o zaman zaten en yüksek kendine güvenle itaat beklenebilir.

İtaatkâr kimsenin değeri de size olan itaatinden değil, bağimsiz bir insan olarak kendine ve cemiyete olan değerinden ortaya çıkar ve bu değerin artarak korunması için gerekli zeminin hazırlanmasi ve mufazası mesuliyeti de gene hakim tarafdadır.

Baskın kimsenin baskınlığının daimi gösterilmesi gerekmez, baskınlık bir sahsiyet özelliğidir ve zaten oradadır, ve de bence kendine olan güveninden ve mesuliyet anlayışından gayet güzel görülebilir daimi olarak.

Baskın kimse güvenilirlik, dürüstlük, namusluluk, şahsiyet, adalet, kararlılık, tutarlılık gibi kelimelerin sadece kelimeler değil hayattaki bütün davranışlarda görülmesi gereken unsurlar olduğuna inan kimsedir. Böyle bir kimse EFENDİ olmaya hak kazanmıştır zaten.

Ceza nedir?

Devam etmeden önce gayet net bir şekilde belirtilmesi gereken nokta cezanın keyif veren bir şey olmadığıdır. Ne tatbik eden ne de edilen için. Ceza arzu edilmeyen, kaçınılması gereken ve menfi motivasyona sebep olan bir şeydir. (Bunu yapmayacağım çünki eğer yaparsam başıma nahoş bir şey gelir, veya bunu muhakkak yapmalıyım eğer yapmazsam arzu ettiğim başka bir şeyi yapamam)

Pek çok tecrübesiz tanıdığım cezayı erotik oyunlarla karıştırmakta ve keyif alınan bir şey zannetmektedir. Meselâ spanking veya flogging gibi şeyler ceza değildir. Bunun aksini kategorik olarak belirtmeliyim, degildir! Ben burada erotik mevzudan müstakil olarak hakiki hatalı davranış karşısında tatbik edilen cezadan bahsediyorum, gayet keyifli okul müdürü/tale benzeri oyunlardaki "cezadan" değil.

Cezanın sadece ve tekrar ediyorum sadece bir maksadı olabilir. Davranış değiştirmek. Bu maksatla faydalı hatta gerekli bir araçtır ceza. Mükâfatla beraber cezayı kullanarak bir Efendi mutî partnerinin Efendisini ve pek tabii olarak dolayısı ile de kendisini daha memnun etmesini sağlayacak davranış değişikliklerine sebep olur.

Tabii olarak sadece bir tane temel kabahat vardır cezalandırılması gereken, Efendinin menuniyetine sebep olamayıp onu üzmek. Efendinin üzülmesi yegâne ceza sebebidir ve bu gibi durumlarda karar unsuru da tek başına Efendidir. Zor zanaattir demiştim hükmetmek değil mi? 🙂

Ceza pek çok şekilde olabilir, sınırı sizin hayal gücünüzdür aslında, ve tabii partnerinizi ne kadar iyi tanıdığınız, ama BDSM cemaatinde tanıdığım insanlar ve net vasıtası ile konuştuğum kalabalıklar arasında fiziki cezaların en yaygın tür olduğunu gördüm nedense.

Mutiye sahip olma rehberi
Bir Efendinin görüşleri

Kendimi güvende hissetmeliyim

Kendimi size açmadan önce emin olmalıyım ve size güvenmek için sebeplerim olmalı. Duvarlarımı yıkıp kendimi size emanet edebilmem için münasebetimizin iyice gelişmesine ve zamana ihtiyacım var. Beraberce birçok vakayı yaşamış olmamıza ihtiyaç var. Hatta kendimi tamamen size emanet ettikten sonra bile, zaman zaman bana hatırlatmalısınız güvende olduğumu. Ben gayet tehlikeli uygulamalardan heyacan duyabilirim, veya bunların daha fazlasını arzu edebilirim ama sizin ellerinizde tamamen korunacağımdan daima emin olmam da şarttır.

Beni bütün yönlerimle istediğinizi bilmeliyim

Münasebetimiz gelişip sürdükçe ben sizin için pek çok rol üstleneceğim ve her rolde ve her değişimde beni ben olarak kabul edeceğinizi bilmeliyim. Beni bir arkadaş, sevgili, dost, ve sizin mutî partneriniz olarak benimseyeceğinizden emin olmalıyım, ama sadece bunlar da değil, beni aynı zamanda ebeveyn, çocuk, personel, komşu ve daha aklıma gelmeyen ama cemiyette yaşarken üstlenmem gereken bütün rollerde benimseyeceğinizi ve taşıyacağınızı da bilmeliyim.

Benim açıkca ortaya konmuş limitlerim olmalı

Benden tam olarak ne beklediginizi bilmeliyim ve benim limitlerimi en iyi şekilde anladığınızı hissetmeliyim. Ben bazan oyun alanının etrafında bir çite ihtiyacı olan çocuk gibiyim, nereye kadar gidersem oynarken güvende olacağımı anlamalıyım. Benim eğer o çitlerin üzerinden atlamaya teşebbüs edersem düzeltilip mani olunmaya ihtiyacım var.

Tutarlı olmalısınız

Sizin söylediklerinizde ciddi olduğunuzu ve bugünün kaidelerinin yarın da geçerli olduğunu bilmeliyim. Bana karışık sinyaller vermeyin, bana verdiğiniz kaidelerin kırılabileceğini görmek kafamı fazlasıyla karıştırır. Zaman zaman benim için tesbit ettiğiniz yoldan çıkarak bana her zaman sahip çıkılacağını en baştan görmek isteyebilirim. Bu sizin sinirlerinizi bozmak için değil, bana daimi alâka gösterildiğinden ve benim gelişmemin daimi takib edildiğinden tekrar tekrar emin olmam içindir. Bu aslında bilinçli yaptığım bir şey de değil ve size söz veririm ki bunu sizi kızdırmak için asla bilinçli olarak yapmayacağım.

Limitlerimi geliştirmeliyim

Benim büyümeye ve gelişmeye ihtiyacım var zaman zaman yenmem gereken zorluklar da olmalı. Kendi halime bırakılırsam başta kabullenip beğendiğim sınırlar içinde sıkılıp bunalabilirim kolayca. Şiddetle zorlanmadan limitlerimin geliştirilip genişletilmesine ihtiyacım var. Bilmediğim veya denemediğim alanlarda teşvik edilmeliyim. Bu gibi durumlarda inatcılık yapıp korkularımı gündeme getirebilir, veya geri durmak isteyebilirim, ama aslında benim sizin elimden tutmanıza ve yol göstermenize daha çok ihtiyacım var demektir sadece.

Bana ögretmelisiniz

Benim öğrenmeye ihtiyacım var ve benim öğretmenim sizsiniz. Benim beynim yeniliklere ve kapasitemi keşfetmeye aç. Bu durum sizin de sürekli yeni şeyler öğrenmenizi gerekli hale getiriyor, ki bana öğretmeye devam edebilesiniz. Biz birlikte sahip olduğumuz kapasiteyi yakalayacak ve evrendeki her türlü farklılığı beraber yasayacağız.

Bana hedefler lâzım

Benim muti tabiatım benim hedeflerle daha rahat yaşamamın sebeplerinden biridir. Ben hedefler sayesinde terakki ettiğimi anlayabilirim ve bu hedefleri sizin tesbit etmeniz şart. Bana zaman ayırın lütfen ve bu hedefleri benim anlamamı sağlayın. Benim sizin partneriniz olarak gelişmem için düşüncelerinizi ve planlarınızı bana anlatın. Sizin tesbit ettiğiniz hedefler ve yön olmazsa ben hayatta kendimi kayıp hissedebilirim. Buna müsade etmeyin.

Zaman zaman düzeltilmem lâzım

Hata yaptığım zaman beni doğru yola çevirmelisiniz. Eger zamanında düzeltilmezsem hatalı alışkanlıklar geliştirebilirim ve bu alışkanlıklar hem bana insan olarak hem de bizim münasebetimize gayet zararlı olurlar. Siz beni düzeltmezseniz eğer hata yaptığımı hiç bir zaman anlamayabilirim. Eğer beni düzeltmeden bırakırsanız ikimiz için de hatalı ve arzu edilmeyen hadiseler yaşanabilir. Ben kararlı davranışa bayılırım ve sizin tesbit ettiğiniz hedeflere doğru hareket edebilmem için gerekli her şeyi kararlı bir şekilde yapacağınızı bilmek bana güven verir.

Bana örnek olmalısınız

Ben size saygı ve hayranlık duymalıyım, ve insanların ve tabii en başta da benim sizi takib etmem gerektiğine inanmalıyım. Eğer siz hayatta başarısız olursanız ben de sizin başarısızlığınızı takib ederim ve genellikle de iyice geç olmadan farkına bile varamam bu durumun. Ben en iyi örneklerden ve davranışlardan anlarım sözlerden ziyade, ve kendi davranışlarımı da benzer başka durumlarda gördüklerime göre ayarlarım. Ben sizi fazla da düşünmeden takib eden bir kimseyim, zira size hayranım ve güveniyorum.

Sizin onayınıza ve güven vermenize ihtiyacım var

Ben sizin arzu ettiğiniz gibi davrandığım zaman bunun sizin tarafınızdan her seferinde onaylanmasına ihtiyacım olduğu gibi tamamen hatalı davrandığım zaman da sizin olduğuma tereddütsüz inanmalıyım. Benim hareketlerimden memnun kaldığınız zaman bunu bana gayet net bir şekilde belirtmezseniz bazan sizin bir konuyu beğenip begenmediğinizi anlamakta güçlük çekebilirim. Ben her yeni problemde veya her tereddütte kaldığımda sizin fikrinizi almak ve sizin onayladığınız istikamette davranmayı arzu ederim.

Kendimi ifade edebilmeliyim

Hem iyi hem de kötü hissiyatımı veya vakaları size izah edebilmeliyim, ama bana kötü gelen şeyleri anlatmakta zorlanabilirim. Sizi üzmekten veya hayal kırıklığına uğratmaktan çekinirim, dolayısı ile menfi şeyleri size anlatmam için bana hem zaman vermelisiniz hem de sabır göstermelisiniz. Çok memnun kalmadığınız hadiseler için bile en azından benim görüşlerimin hadise esnasında geçerli olduğu yönünde bana destek vermelisiniz. Size kızdığım veya şiddetle sinirlendiğim zamanlar da olabilir, ve bu gibi durumlarda eğer hislerimi ortaya çıkaramazsam bunlar sadece birikerek daha zararlı neticelere sebep olabilirler. Size
kâlbimdekileri hem kendi kâlbimi hemde sizin kâlbinizi kırmadan anlatabilmeyi bana ögretmelisiniz.

Hatalarımdan ders alabilmeliyim

Ben bazı neticeleri zararlı veya üzücü de olsa kendi tecrübelerimi edinebilmeliyim ve bunlardan kendi derslerimi çıkartabilmeliyim. Beni koruma ve kollama adına bunları yaşamama ve gerekli neticeleri ve hasıl olan ruh hallerini öğrenmeme müsade etmelisiniz. Hata yaptığım zamanlar sizin beni rahatlatmanıza ihtiyacım olacaktır ama genellikle bu gibi durumlarda bunu sizden isteyemeceğim gibi hatta red dahi edebilirim. Bana
kendimle barışma zamanını tanımalısınız göz yaşlarımı silmeye başlamadan evvel.

Hatalı davranışlarımın affedileceğini bilmeliyim

Zaten hatalı davranmış olmak beni ziyadesiyle üzecektir, ve zaten ben kendimi affetmekte zorlanacağım. Bu gibi durumlarda sizin beni affedeceğinizi bilmek benim için en büyük ferahlık olacaktır. Hatta bu gibi durumlarda benim kendimi affetmeme yardımcı olmanız dahi gerekecektir. Bazan bu haller için cezalandırılmam bile gerekebilir sizin affınızı kabul edebilmem ve kendimi affedebilmem için. Böyle halleri teşhis etmenizi ve gerekli kararları alarak bizim için doğru olanı yapmanızı sizden bekliyorum.

Değerli olduğumu bilmeliyim

Ben birlikteliğimize değer katmaktan ve sizi memnun etmekten memnun olan bir kimseyim ve bunu yaşayabilmem için bana sizin için birşeyler yapma fırsatı vermeniz gerekir. Siz benim en temel hedefimsiniz hayatta birşeyler yapmak için. Bizim münasebetimiz ve bizim hayatımız için pozitif şeyler yapmama müsade etmelisiniz. İhtiyaç duyulmamak veya değersiz hissetmek benim için ölümden bile beterdir.

Müspet neticelerin mükâfatını görmeliyim

Eğer doğru davranışlarımın mükâfatını göremezsem sizin arzu ettiğiniz kimse olma yönündeki arzularım azalabilir. Beni mükâfatlandırın iyi şeyler yaptığım zaman veya benimle gurur duymanızı sağlayabildiğim zaman. Benim başarılarım size aittir ve bunların neticelerini de sizinle paylaşmak isterim. Ufak tefek şeyler için beni şımartmanızı beklemiyorum ama hakikaten değerli bir davranışta bulunduğumda veya bana tesbit ettiğiniz bir hedefe ulaştığımda bunun keyifli duygularını da yaşayabilmeliyim.

Sizinle paylaşabilmeliyim

Her konuyu ve her şeyi sizinle paylaşmak benim münasebetimin mihenk taşlarından biridir. Bu manevi hallerimi ve fiziki bedenimi de içeren bir paylaşmadır yaşadıklarımla beraber. Zaman zaman en derin ruh hallerimi, üzüntü ve pişmanlıklarımı veya yaşadığım yoğun manevi hadiseleri sizinle paylaşmakta zorluk çekebilirim ama aslında bunlardır en çok paylaşmak istediklerim. Sizin yardımınıza ihtiyacım var tam ve mutlak bir açıklık kazanabilmek için size karsı. Bu arada size ait her şeyi de paylaşmayı arzu ediyorum. Lütfen bana benimle korkularınızı, hatalarınızı ve mücadelelerinizi paylaşacak kadar güvenin. Sizi bana güvenerek bunları paylaştığınız için zayıf görmeyeceğim, bil akis, bunları rahatça paylaşabildiğiniz için gözümde daha da yüceleceksiniz.

Sizin aşkınıza, korumanıza ve kollamanıza ihtiyacım var

Ne kadar iyi veya kötü davranırsam, ne olursa olsun beni sevip koruyup kollaycağınıza inanmalıyım. Beni en çıldırtacak sey sizin sevgi ve saygınızı kaybetmektir. Ve tabii beni hayatta en memnun eden ve sizin için her şeyi yapmama sebep olacak tek şey de sizin beni çuvallasam bile aynı şekilde sevip koruyup kollayacağınızdan emin olmaktır. Beni sevmelisiniz ve bende sizi, ben onsuz yaşayamam.