kölelik vs itaatkarlık
Köle misiniz yoksa itaakar mı ?
Bu iki kavram birçok kişinin kafasında net değil sanırım. Kısaca köleliğin koşulsuz her ürlü itaati kapsadığını belirtmem gerek. Kölenin bunu yaparım bunu yapmam deme lüxü yoktur. Eğer kişi kendini köle olarak adlandırıyorsa , belli koşullar neticesinde anlaşmaya varılıp ilişki başlamışsa , sonrasında Efendi'nin her türlü emrine ve yaşam şekline uyum sağlamak zorundadır.
İtaatkar olmak kölelikten biraz daha farklıdır. İtaatkar kişinin kafasında belli limitleri vardır. Hoşlandığı ya da hoşlanmadığı şeyleri Dominant kişiyle paylaşır. Sonrasında ilişki bu yönde devam eder. Yani daha önce de bir başlıkta söylediğim gibi her köle itaatkardır fakat her itaatkar köle diğildir.
Bu konuda kendi yorumlarınızı merak ediyorum. Bu ayırıma neler dahil , neler dahil değil ,
köle ve itaatkarlara sormak istiyorum ; kendinizi köle olarak mı yoksa itaatkar olarak mı görüyorsunuz. Neden ?
ve Efendiler/Dominantlar ; Sizler bu ayırım hakkında ne düşünüyorsunuz ? Bir köleye mi yoksa bir itaatkara mı Sahip olmak istersiniz ? Neden ?
Başta yaptığım kısa bir açıklamaydı. Bu konu üzerine söylenecek çok şey var. Hadi tartışalım
A mediocre Dominant tells, a good Dominant teaches, an excellent Dominant explains, but a True Dominant inspires!
sevgili Bia;
kölelik ve itaatkarlık arasındaki fark aslında bdsm yaşantısı içinde çok büyük bir fark değil bence. Çünkü bdsm yaşamı içindeki kölelik, zaten köle ile Efendinin tanışma ve birbirlerini tanıma aşamasında ortaya koydukları sınırlara göre şekilleniyor. Ve bu sınırlar çerçevesinde itaatkar kişi Efendisine kölelik yapıyor.
Bana sanki kölelik ile itaatkarlık birbirinden ayrı değil de birbirini tamamlayan iki kavram gibi geldi.
Yani bdsm yaşamı içinde sınırlarını belirlemiş olan itaatkarın izin verdiği sınırlar içinde Efendisine kölelik yapması...
Başka bir deyişle itaatkar kişi önce sınırları çiziyor. Ardından da bu sınırlarını çizdiği dünyada tüm haklarını bir köle mantığı ile Efendisinin kullanımına sunuyor.
Aynı şeyleri farklı şekillerle evire çevire anlattım. Umarım açıklayıcı olmuştur.
İyi eğlenceler.
İnsanın Sevgisi Ne Kadar Büyükse Vereceği Ceza da O Kadar Büyük Olur...
Ben her kolenin/itaatkarin sinirlari oldugunu dusunuyorum, efendinin de ayni sekilde. Yani kimse kimseye kelimenin anlamiyla sahip olamaz ya da itaat edemez. Bu sinir yasal sinir olur belki, fiziksel sinir olur, psikolojik sinir olur ama olur. Itaat eden kimsenin, efendisinden gelecek-gelebilecek olan herseyi kosulsuz sartsiz kabul etmesi gelecekte geriye donusu olmayan problemlere gebe kalir diye dusunuyorum. Elbetteki burada efendinin kolesini tanimasi, izlemesi, hareketlerini yorumlamasi bunun onune gececektir ama sinirsizliktan bahsediyoruz. Bu sinirsizlik kontrolsuzluk dogurur. Kontrolsuzluk ise iliskinin catirdamasini. O yuzden her iki tarafin da kafasinda belirli sinirlarinin olmasi saglikli olani diye dusunuyorum. Tabi ki kolenin sinirlari cok luks istekler barindirmamali. Aksi taktirde iliskinin d/s bolumu zedelenir saniyorum. Konuda bahsi gecen sinirsizlik yillar once var miydi? Evet vardi, efendi (!) kole satin alirdi ve onun uzerindeki yukmu sonsuzdu, kellesini de kesebilirdi, kucaginda da uyutabilirdi. Kole ise kosulsuz sartsiz itaat etmek zorundaydi, soz hakki yoktu. Bu bdsm mi? Elbetteki degil. Sinirsizlik kavrami sonsuzluk kavramini icinde barindirdigi icin mumkun degil. Sinirsizlik olumu de barindirabilecegi icin dogru degil
Bu arada konu cok hos, tesekkurler. Ben kendimi yukarida saydigim nedenlerden dolayi itaatkar olarak goruyorum.
Invetro , öncelikle katkın için ve farklı bir bakış açısıyla fikrini paylaştığın için teşekkür ederim.
Bu hayatta herşeyin belli bir sınırı tabiki vardır. Burada bahsedilen sınırsızlık iki tarafın birbirini tanımasıyla belirleniyor. Her Efendinin belli tercihleri ve yaşam şekilleri vardır. Bu yaşam şekline koşulsuz itaat edebilmek sınırsızlığı ifade ediyor. Aynı zamanda Efendi de kölesini yeteri kadar tanıyor ve talepler buna göre gelişiyor. Kimse kimseden ölümcül beklentiler içine girmiyor. Sınırsız itaati kabul etmeden önce bu ayırımların iyi yapılması gerekir. Mesela ait olduğu kişi dışında birine itaat etmemek bir sınır olabilir ve bu sınır 7/24 ilişkide önceden belirtilebilir. Bunu söyledikten sonra Efendi de bu konuda talepleri olup olmayacağını açıklar. Ve ilişkiye devam edip etmeyeceklerine karar verirler. Ya da bir diğer örnek Efendi'nin birden fazla köleye sahip olması olabilir. Bazı Efendiler birden fazla köle sahibi iken bazıları tek eşli olup tek bir köle ile hayat planlarlar. Bu durumda kölenin , kaldırabileceği ölçüleri mantık çerçevesinde , uygun bir dile ilişki başlamadan önce Efendisine belirtmesi gerekir. Buna göre ilişkiye başlarlar ya da uygun ikili olmadıklarını anlayıp ilişkiyi sonlandırırlar. Yani her zaman söylediğim gibi herkes için uygun bir eş mutlaka vardır. Köleliğin tek bir tanımı yoktur. Her Efendi kendi gereksinimleri doğrultusunda köle eğitir. Yani sınırsızlık denilen şey aslında kişilerin tercihleri doğrultusunda belirlenir. İki taraf birbirleri ile uyumlu olduklarını düşündükten sonra D/s resmi olarak başlar. İşte bu noktadan sonra kölenin artık söz söyleme hakkı yoktur. Kölelik 7/24 hizmeti ön görür.
Kısaca herkesin sınırsız itaat edebileceği biri mutlaka vardır. Aradaki bağ ve güven temeli sağlam ise sınırsız itaat gayet sağlıklı bir şekilde ilerler. Bu yüzden partneri doğru seçmek çok önemlidir. Herkes neyi yapıp neyi yapamayacağını bilmeli ve bunları ilişki başlamadan önce konuşmalı ve paylaşmalıdır. Sonradan gelecek sürprizler için belli zemin oluşmalıdır.
Ek olarak hiçbir Efendi sahip olduğu köleyi kötü amaçlar için kullanmaz-kullanmamalıdır. Zira aksi bir durumda bu D/s olmaktan çıkar ve suça dönüşür. Temelinde saygı - sevgi , bağlılık - disiplin olan bu ilişki biçiminde Efendi kişi kölesini kendisi için en uygun ve en iyi noktaya getirmek üzere psikolojik ve fiziksel uygulamalar gerçekleştirir. Amaç psikopatça uygulamalar için ruhsuz bir varlık edinmek değildir. =)
Her Efendi kölenin de bir kalbi ve ruhu olduğu bilincindedir. Aynı şekilde her köle de Efendi'nin insan olduğunu bilmelidir. Hatalarıyla , iyisiyle , kötüsüyle taraflar birbirini kabul etmelidir.
Sınırsızlık da sınırları baştan belli olan bir durumdur aslında. Efendi kölesini iyi tanımalı ve ona neyin zarar verip vermeyeceğini bilerek onu eğitmeli. Bu koşullarda sınırsız itaat kimseyi zorlamaz.
Umarım açıklayıcı olmuştur. Bunlar sadece benim görüşlerim. Kişiden kişiye farklılık gösterir.
sevgiler ,
A mediocre Dominant tells, a good Dominant teaches, an excellent Dominant explains, but a True Dominant inspires!
Şu sınırsızlık konusuna şöyle bir tanımlama getirilebilir mi acaba?
"Belli bir aralığın içerisinde sınırsızlık" ya da "belli bir çerçevenin içinde sınırsızlık"
Çok soyut bir tanımama gibi gözüküyor, biliyorum ama sanırım Calculus'a bir kenarından bulaşmış olanlara bir mana ifade edecektir.
@LordPeterpeine Ben ve Boynumdaki Taneler perdido'nun fevkalade derecede guclu anlatimi ve muhtesem kalemiyle ortaligi atese verdigi, cogu kolenin duygu ve dusuncelerini haykirdigina inandigim sahane yazisi, okudum. Ama benim vurgulamak istedigim nokta masternick'in de soyledigi gibi, sinirin bir yerlerde hapsolmus olduguydu. Ki bu olumlu bir sey bence, cunku kimi zaman anahtara ulasamamak bizi bizden korur.
@BiaStyle, ben burada aklimi kurcalayan bir celiski goruyorum. Konu basliginda da soylediginiz gibi kolenin secim luksu yoktur, ben onu yaparim bunu yapmam deme luksu yoktur. Itaatkar ise belirli sinirlar icerisinde, iliskide neler yasamak istedigini ve iliskiden beklentilerini efendisiyle paylasir ve birlikte orta yol ararlar. Ama yukaridaki yorumunuzda ornek verdiginiz gibi, bir kole iliskiye baslarken kendini paylasamayacagini vs soyluyorsa ben onu itaatkar olarak algilarim. Bunun sebebi: kafamdaki kole figurunun iliskiye baslanma asamasinda bile, efendisinin karsisina gecip, " ben ikinci bir koleye yokum " demesi gibi bir durumunun masada olmamasi. Kisacasi eger anlasma yapiliyorsa itaatkar, anlasma sirasinda ortaya sart kosmuyorsa koledir benim gozumde. Ama tabii ki bu benim sahsi fikrim, sizin de belirttiginiz gibi koleligin bir tanimi yok cunku. Ama derseniz ki o yazilacak maddeler disindaki sinirsizlik koleliktir, o durumda ben kendimi kole olarak adlandiririm. Zira benim itaatkar tanimim bazi sinirlar -mesela diski gibi- disinda tum varligiyla efendisinin olandir.
Isin 7/24 olayi tabii ki cok farkli bir boyut ama eger efendi kolenin zihnini ve ruhunu yonetiyorsa zaten sinirsizlik bulunmustur, o zaman gercek anlamda koleligin kapisi aralanir sanirim.
@LordPeterpeine Ben ve Boynumdaki Taneler perdido'nun fevkalade derecede guclu anlatimi ve muhtesem kalemiyle ortaligi atese verdigi, cogu kolenin duygu ve dusuncelerini haykirdigina inandigim sahane yazisi, okudum. Ama benim vurgulamak istedigim nokta masternick'in de soyledigi gibi, sinirin bir yerlerde hapsolmus olduguydu. Ki bu olumlu bir sey bence, cunku kimi zaman anahtara ulasamamak bizi bizden korur.
quote]
Öncelikle çok teşekkür ederimmm :))
Aslında herşey çok net, karmaşıklaştırmaya hiç gerek duymuyorum bu konuyu :)))
Kime ne kadar güveniyorsanız o kadar ait olursunuz :))
Sınırlarınızı da bu güven ve inancınız belirler.Belirtmeliyim ki " sınır " gibi bir kelimenin aklınıza dahi gelmediği ihtiyaç duymadığınız insana ait olmak kadar muhteşem mantıklı bir ilişki çeşidi yok bence :))
Not:
Aidiyet yürektedir. Yürek de dil gibi sersem değildir. :))
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 1 Çevrimiçi
- 9,008 Üyeler