Okuduklarımdan..
Bir blogger ı takip ediyorum bir aydır ve tane tane sindire sindire okuyorum yazdıklarını...yaşadıklarını..
" Ve yine başka bir gün dayakların en fenasını yerken (eli bu kez o kadar ağırdı ki) her vuruşunda boynum yerinden çıkacak gibi sert vuruyordu, en sonunda herkesin sorduğu soruyu sordu bana –defalarca hem de- “bunu kendine neden yapıyorsun?” bir yandan vuruyor bir yandan bu soruyu soruyor.. Sonra kendi sorduğu soruya cevap verdi; “Çünkü benimle olmanın tek yolu bu, değil mi?” "
Bu cümleler can yakıcı cümleler.
Ama aynı zamanda sadece biriyle olabilmek için onun kölesi olmaya razı olduğunu düşünen bir Efendi nasıl bir Efendidir merak ederim şuan.
Not: anlatamadığımdan eminim :)) ama kuşkusuz cok güzel aklı olan bireylersiniz ve anlarsınız:))
Aidiyet yürektedir. Yürek de dil gibi sersem değildir. :))
Bir blogger ı takip ediyorum bir aydır ve tane tane sindire sindire okuyorum yazdıklarını...yaşadıklarını..
" Ve yine başka bir gün dayakların en fenasını yerken (eli bu kez o kadar ağırdı ki) her vuruşunda boynum yerinden çıkacak gibi sert vuruyordu, en sonunda herkesin sorduğu soruyu sordu bana –defalarca hem de- “bunu kendine neden yapıyorsun?” bir yandan vuruyor bir yandan bu soruyu soruyor.. Sonra kendi sorduğu soruya cevap verdi; “Çünkü benimle olmanın tek yolu bu, değil mi?” "
Bu cümleler can yakıcı cümleler.
Ama aynı zamanda sadece biriyle olabilmek için onun kölesi olmaya razı olduğunu düşünen bir Efendi nasıl bir Efendidir merak ederim şuan.
Not: anlatamadığımdan eminim :)) ama kuşkusuz cok güzel aklı olan bireylersiniz ve anlarsınız:))
peki... ya o soru ?
kendisini anladim ama herkes nereden biliyor ?
Bir blogger ı takip ediyorum bir aydır ve tane tane sindire sindire okuyorum yazdıklarını...yaşadıklarını..
" Ve yine başka bir gün dayakların en fenasını yerken (eli bu kez o kadar ağırdı ki) her vuruşunda boynum yerinden çıkacak gibi sert vuruyordu, en sonunda herkesin sorduğu soruyu sordu bana –defalarca hem de- “bunu kendine neden yapıyorsun?” bir yandan vuruyor bir yandan bu soruyu soruyor.. Sonra kendi sorduğu soruya cevap verdi; “Çünkü benimle olmanın tek yolu bu, değil mi?” "
Bu cümleler can yakıcı cümleler.
Ama aynı zamanda sadece biriyle olabilmek için onun kölesi olmaya razı olduğunu düşünen bir Efendi nasıl bir Efendidir merak ederim şuan.
Not: anlatamadığımdan eminim :)) ama kuşkusuz cok güzel aklı olan bireylersiniz ve anlarsınız:))
peki... ya o soru ?
kendisini anladim ama herkes nereden biliyor ?
Blogunda kendisine v paylaşımlarına yorum yapo-ılmayı açık bırakmasından dolayı herkes biliyor sanırım ve bu soru oradan kaynakalnıyor
Latina nasıl arzu ederseniz :)))
Aidiyet yürektedir. Yürek de dil gibi sersem değildir. :))
sanirim bu durumda kadin ve erkek arasindaki bakis acisi onem kazaniyor.
Mahremiyet ilkesini tarif ederken, duygularin teshiri ve paylasimi ne kadar gerekli acaba ?
Bunun bakış açısıyla alakalı olduğunu düşünmüyorum.
sonuç olarak aralarında mahremiyet ilkesi yoksa paylaşımlarda bulunmakta da sakına yok.
Bunun haricinde değinmek istediğim konu şu ki,
Bir Efendi, sadece ne şekilde olursa oldun onunla olacagını bildiği birine kölelik yaptırması ne derece doğrudur? Onu bırakması gerekmiyor mu? Karşılıklı olarka iki tarafında beklentilerini karşılayan bir ilişki değil çünkü. Zira köle kadının bu hislerinin varlığından haberdar olup da bencilce ilişkiye devam eden Efendiyi sorguluyorum ben.
Aidiyet yürektedir. Yürek de dil gibi sersem değildir. :))
Not: demek istediğimi daha iyi ifade ettiğim cümleyi paylaşmassam yerimde oturamam şimdi :))
bir kadın sırf onunla beraber olabilmek için kölelik yapmalımıdır? Bunu bile bile buna izin veren kişi bu kadını ciddi anlamda kullanmış sayılmaz mı ? ve Efendiliği ne derece bahsedditimiz adamlık saygın ve sorumluluk sahibi birine yakışır?
:))
Aidiyet yürektedir. Yürek de dil gibi sersem değildir. :))
Not: demek istediğimi daha iyi ifade ettiğim cümleyi paylaşmassam yerimde oturamam şimdi :))
bir kadın sırf onunla beraber olabilmek için kölelik yapmalımıdır? Bunu bile bile buna izin veren kişi bu kadını ciddi anlamda kullanmış sayılmaz mı ? ve Efendiliği ne derece bahsedditimiz adamlık saygın ve sorumluluk sahibi birine yakışır?
:))
Degerli Perdido,
kadin / erkek bakis acisindan kastim ve yukarida yazdiklariniz acisindan degerlendirmeyi - dogrudan sahsi tecrublerim kapsaminda yaparsam...
yasamimda pek cok kadin bana ulasabilmek icin, buraya konu olmus davranislara hatta daha otesinde setlige razi olabilirdi ve su an istesem herseye razi olaabilecek bir cok afet (hem de zerafet) var.. Ama, ben asla yukarida bahis edilen siddete basvumam ve bundan hoslanmam.
Benim zavyeimden efendilik, bircok ozelligin yaninda himaye ve "dusunme" kemiyetlerine sahip olmak demektir...
Ote yandan, tencere yuvarlanir kapagini bulur - yasadiklarini teshir ve paylasim, aslinda muellifin "itaat" degil "iltifat" pesinde oldugunu gosterir ki, bu da kendine uygun bir efendi buldugunun gostergesidir.
perdidoo ,
Anlattığın durum süistimal içeriyor mu emin değilim. Yaşanılandan bir cümleyle bu sonuca varmak istemem. İtaat her zaman savunduğum gibi aşkla başlar. İtaatkar ait olduğu kişiye aşık diğilse asıl sorun orada baş gösterir fikrimce. Bu aşka Efendi karşılık vermek zorunda diğildir. Fakat yine her zaman savunduğum gibi Sahip olan da aşıksa tadından yenmez. Evet zorlukları kat kat artar ilişkinin. Kendi adıma tercihim zordan yanadır. Belki de bu yüzden karşılıklı aşkla yaşanan D/s den hoşlanıyorum. D/s de aşk başlığında da savunduğum üzere bu aşkın tarifi yoktur. Sevgili anlamında bir aşktan çok öte bir kavram olduğunu düşünüyorum. Kestirmeden aşk diyoruz 😉
Bir köle Efendisinden çok zor gider. Köle gitmek istemediği için. Daima ait olmak istediği için çabalar , acılara katlanır , gelişmek ister. Bunlardan yola çıkarsak bahsettiğin Efendi kişinin kurduğu cümle çok da yanlış değil. D/s aşktan beslenir. Karşılıksız olsa da 😉
Tabii bir de şöyle bir durum var...kesinlikle itaat güdüsü olmayan biri sadece aşık olduğu için bu deneyimleri azap halinde yaşıyorsa evet bu suistimaldir. Fakat kimse bu tür bir ilişkiye sub hissetmediği halde devam edemez. Hele ki blog da yazacak kadar kendini kandıramaz. İnan bana 6. kamçı darbesinden sonra eeee noluyo sen kimsin der gider _o_ Normal aşkta bir tokatla terk ettiğimiz gibi. 8) Köle hayatından memnun olduğu sürece ve psikolojik sorunlara yol açmadığı sürece ortada süistimal olduğunu düşünmüyorum. Bu kızcağız da halinden memnun aşık bir itaatkara benziyor. :++:
Anlatabildim umarım kiss
Not : Senin bu tür paylaşımlarını çok seviyorum. Oku-araştır- fikir yürüt - sor. :++:
sevgilerimle
A mediocre Dominant tells, a good Dominant teaches, an excellent Dominant explains, but a True Dominant inspires!
Bİa Style! Ah siz olmasanız
Bakış açımı değiştiriyorsunuz daima ve bundan oldukça etkileniyorum :))
Ama hissettiğim ve farkettiğim şu ki saplantı derecesinde birinin sadece yanında olabilmek adına azap çekmeye razı göstermek..
Efendi nin de kıymet verdiği kölesine bunu yapabiliyor olması?
Aslında hiçbir ilişki çşidini yaşmaması gereken iki insanın en zoru için zoraki adımları gibi geldi. Ne o kadın köle bana göre ne de o adam Efendi..
Ya da benim tahayyülümdeki köle ile Efendi sadece filmlerde olacak cinstenler.
Sevgilerimi sunarım size :happy:
Aidiyet yürektedir. Yürek de dil gibi sersem değildir. :))
sevgili perdido;
harika bir soru olmuş. çok ince bir noktadan yakalamışsın. bir süredir yoğunluktan giremememe rağmen foruma bu konuya cevap yazmam gerektiğini düşündüm
gerçi düşüncelerimi, flostromo, "tencere kapak" benzetmesi ile iki kelime ile özetlemiş.
diğer taraftan Bia nın bahsettiği içinde sevgi olmayan hiçbir ilişki türüne sıcak değilim bende.
Belki yaşananları fiziksel açıdan değerlendirirsek adına BDSM - belki - diyebiliriz fakat bu benim açımdan olabilir bir ilişki tarzı değil. Ve sadece acı çektirmek amacıyla iki insanın bir araya gelmesi bence sadece BDSM fantezisinden başka birşey değil.
Tabi bu konuda da biraz daha detaylı açıklama yapayım. Sürmekte olan bir BDSM ilişkisinin belli bir süresi içinde hiç sevgi gösterilmeksizin sadece acı verme -belki- yapılabilir. Ama bence baştan sona kadar dayak atmak üzere kurulu bir ilişki bence BDSM ilişkisi değildir. Efendi görünen taraf için bir ego patlaması, itaatkar görünen taraf içinde bir fantezidir. Çok sürebilecek bir ilişki tarzı değildir.
Benim açımdan bakarsak BDSM ilişkisi her ilişki de olduğu gibi tek kişi ile mümkün olan en uzun sürede yaşanabilmesi gerektiğidir. Bunun içinde gerekli olan şeyler, sevgi, güven, iyi niyet... şimdi iyi niyet ile BDSM yi kafasındaki tablo da yanyana koyamayan insanlar olacaktır. Bence eğer Efendi denen arkadaş, ilişkilerinin daha iyi olması için sert davranabiliyorsa bu bence iyi niyet ile atılan adımlardır...
Neyse konuyu dağıtmayayım yine. umarım açıklayabilmişimdir
iyi eğlenceler...
İnsanın Sevgisi Ne Kadar Büyükse Vereceği Ceza da O Kadar Büyük Olur...
Eğer o yaratık Efendi ise Ben de metrobüsüm
Eğer kendisi ile beraber olmasının ön koşulu olarak kadının köle olmasını göstermişse bu iş EFendilik değil zalimlik ve suistimal olur.
Ama
M/s ilişkisi içinde bir gönül işi varsa bunun kuralı da olmaz
şimdi köleye sormak lazım ki hazreti öküzün olaydaki tek doğru davranışı Bence
KIzım bunu kendine niye yapıyorsun ?
saygılarımla
EVERY WOMAN HAS A SLAVE IN HER BELLY
hiçbirşey göründüğü gibi olmayabilir. her olayın illaki bir sebebi ve sonucu olduğu gibi çok net bilmeyenler açısından yorumlar da farklı farklı olabilir.
bence perdido olaya kadınlık güdüleriyle fazla duygusal yaklaşıyor. konuyu nekadar d/s ilişkisine çekmeye çalışırsak çalışalım iki karşı cinsin duygusal beraberlikleri olarak yorumlamaya çalışıyor. karmaşa da buradan çıkıyor.
bir kere ortada bir bdsm uygulaması yok. bir kadının dayak yemesi var. adam çok kızgın. biryandan sorguya çekerken biryandan da (büyük ihtimalle ayakta olan) kadının suratına şamar üstüne şamar atıyor (boynum kopacak gibi oluyor demişti). kadını böylesine durup sopa yemeye razı eden şey sadece sevgi mi? ya da bir erkek durup dururken birine bu derece dayak atmaktan zevk alabilirmi? eğer öyleyse bunların ikis de normal değil, hatta belki de insan bile değil.
ne olabilir diye düşündüğümde aklıma şu senaryo geliyor. herkes aynı soruyu sorduğuna göre bu dayak olayı sürekli oluyor. böylesine bir dayak ta ancak bir kabahatin sonucu olabilir. (tabii ki yaşayan kişiler açısından. yoksa dayak olayı asla insani bir şey değildir.) o zaman kadın erkeğe zarar verebilecek bir hatayı (aldatmak, kleptomani, savurganlık vs.) sürekli yapıyor. erkek te sürekli ceza veriyor. olayın en dramatik tarafı iki taraf ta bir şekilde kendince sebeplerle birbirinden vazgeçemiyor.
tabii ki normal bir ilişki değil, ama bu dayağı atan da yiyen de razıysa, bir sebebi vardır deyip iki tarafı da eleştirmiyorum ben.
KIYIYI GÖZDEN KAYBETMEYE CESARET EDEMEYENLER, YENİ OKYANUSLAR KEŞFEDEMEZ. (Andre Gide)
hiçbirşey göründüğü gibi olmayabilir. her olayın illaki bir sebebi ve sonucu olduğu gibi çok net bilmeyenler açısından yorumlar da farklı farklı olabilir.
bence perdido olaya kadınlık güdüleriyle fazla duygusal yaklaşıyor. konuyu nekadar d/s ilişkisine çekmeye çalışırsak çalışalım iki karşı cinsin duygusal beraberlikleri olarak yorumlamaya çalışıyor. karmaşa da buradan çıkıyor.
bir kere ortada bir bdsm uygulaması yok. bir kadının dayak yemesi var. adam çok kızgın. biryandan sorguya çekerken biryandan da (büyük ihtimalle ayakta olan) kadının suratına şamar üstüne şamar atıyor (boynum kopacak gibi oluyor demişti). kadını böylesine durup sopa yemeye razı eden şey sadece sevgi mi? ya da bir erkek durup dururken birine bu derece dayak atmaktan zevk alabilirmi? eğer öyleyse bunların ikis de normal değil, hatta belki de insan bile değil.
ne olabilir diye düşündüğümde aklıma şu senaryo geliyor. herkes aynı soruyu sorduğuna göre bu dayak olayı sürekli oluyor. böylesine bir dayak ta ancak bir kabahatin sonucu olabilir. (tabii ki yaşayan kişiler açısından. yoksa dayak olayı asla insani bir şey değildir.) o zaman kadın erkeğe zarar verebilecek bir hatayı (aldatmak, kleptomani, savurganlık vs.) sürekli yapıyor. erkek te sürekli ceza veriyor. olayın en dramatik tarafı iki taraf ta bir şekilde kendince sebeplerle birbirinden vazgeçemiyor.
tabii ki normal bir ilişki değil, ama bu dayağı atan da yiyen de razıysa, bir sebebi vardır deyip iki tarafı da eleştirmiyorum ben.
KIYIYI GÖZDEN KAYBETMEYE CESARET EDEMEYENLER, YENİ OKYANUSLAR KEŞFEDEMEZ. (Andre Gide)
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler