Peki Ya Güven Baştan Yiterse?
İfade zorlukları çekiyorum, kafam allak bullak ve tam olarak nasıl yapsam anlatsam bilemiyorum. Umarım kafamdaki soruları ve sorgulamaları açıklayabilirim.
Öncelikle ben mazoşist de değilim, deneyimli bir köle de değilim. Submissive bir karaketerim, hepimizin olduğu gibi reel hayatımın gerektirdiği belli limitlerim ve sorumluluklarım var. Bunların ötesinde sosyal bir yapım ve insanlarla temas gerektiren yıllarımı harcadığım hobilerim var.
Taze, çok çok kısa süren bir deneyimim oldu ve bu benim için çok sarsıcı, bir yandan “Allahım içimden alien çıktı” derecesinde şaşırtıcı, duygusal anlamda yoğun, çok çok yoğundu. Ve bu kısa dönemde varılan sonuç ise “benim de sahibim var”ın mutlu kikirdemelerinden bir anda uzaklaşıp, tamamen kafama yorganı çekip saklanmak isteği oldu.
Çoğu kişinin cevabının limitlerini sahibin belirler, o senin için doğru olanı bilir, sana zarar vermez olacağını biliyorum. Lakin sorguladığım ve tartışmaya açmak istediğim noktalar var;
- Bu şekilde ağır deneyimi olmayan birini kısa sürede böylesi bir ruhsal ya da fiziksel zorlamaya sokmak doğru bir hareket midir?
Dayanabiliyorsa doğrudur dendiğini duyuyorum ama bu kadar yoğun bir psikolojik savaştan sonra ben çok sarsıldım, ve bu sarsıntının etkileriyle savaşırken destek bulamıyorum. Kendi sarsıntını kendin tedavi et midir bu her zaman? Bu, bu şekilde olmamalı, hani Master/Efendi/Dominant karakter her zaman yanımızda olacaktı?
- Gizli kimliği reel hayatta tehlikeye atmak kabul edilebilir bir davranış mıdır?
Gerçek kimliği açık etmeye yönelik zorlama ve teşhir ihtimalinden bahsediyorum. Yaşanmadı ama devam ettiğim takdirde bu ve belki de daha fazlasının başıma geleceğini düşünüyorum.
- Bu kişinin bir de özel yaşantısı olduğu gerçeğini görmezden gelerek, belki de işinde başarısızlığa itekleyecek hareketlerde bulunmak ne kadar doğrudur?
Arkadaşlarım, ailem ve iş yaşantımı sıkıntıya ve tehlikeye sokacak durumlar yaratılması. Uykusuz işe gidip balık balık bakan gözlerle çalışmaya çabalamak, ardından aynı surat ifadesiyle akşam yemeğine oturup anneyle dün akşam çok mu içtin sen konferansına katılmanın zorluğu. Çevremle olan ilişkilerimin minimuma indirgenmesi vesaire…
- Bu kişiye maddi tarafı bir yana sağlığının zarar görmesine sebebiyet verme ihtimali.
Yorgunluk ve aşırı duygusal stres ardından olası bilinç kaybı eşiğinden kendi kendime dönmüşken, tansiyon düşmesi ve çarpıntı gibi durumlara rağmen limitleri zorlamaya devam etmeyi fiziksel sağlığıma tehdit olarak algılıyorum. Bu durumda ayağa kalkabilmem bile tamamen benim hayatta kalma iç güdümdü ve ben bunu sadece acı eşiği başlığında belirttiğim gibi kendi kişisel hobilerimle ilgili aldığım başka eğitimlere borçluyum. Deneyimli olunmasına rağmen, karşındaki insanın gözünün kararmaya başladığını farkedememek bence en büyük hataydı ve güvenim tam olarak bu noktada bitti.
Temeli tüm ilişkilerden daha derin bir güvene dayanması gereken bir D/s ilişkisinde, daha çiçeği burnundayken sub tarafın güvenini yitirmesi kimin suçudur? Ben çok zayıf ya da mızıkçı olduğumu sanmıyorum. Bu durumda geri dönüp devam etmeyi de makul ve mantıklı görmüyorum. Zaten temel baştan sarsıldıysa bir daha yerine oturur mu ayrı bir soru.
Bunları şikayet etmek için değil, bu konudaki düşünceleri ve sahip olunan psikolojileri her iki taraf açısından da biraz daha öğrenmek için paylaştığımı belirterek gidip 8 kere daha duş alıp oyuncak ayıma sarılacağım.
Okuyan ve yorum yapanlara şimdiden teşekkürlerimle…
I don't believe in an afterlife, so I don't have to spend my whole life fearing hell, or fearing heaven even more. For whatever the tortures of hell, I think the boredom of heaven would be even worse.
Hepimiz kendimizi Efendilerimize teslim ederken içi boş bir beden ya da kum torbası teslimi yapmıyoruz. Her kişinin bu noktaya gelişinde hamurunun şekillenmesi evreleri vardır. Herkesin sosyal hayatı bir özeli bir zevki bir deliliği bir gizemi olacaktır. İnsanı insan yapan hatta on numara değerli kılan bu birikimlerdir.
Sosyal çevre olsun arkadaş ilişkileri olsun iş ortamında hal ve hareket olsun bizi biz yapan en büyük vitrinlerdir. Şimdi köle olmak bir Efendiye hizmet etmek bunların yok olması ya da bitirilmesi anlamına mı gelmeli. Bu noktada Efendi denen kişinin himayesi kısmına kadar girebilmemiz bu etkenlerin mayamızı doğru şekillendirmesinden kaynaklı değil midir.
Efendiliğin en büyük erdemi ve olmazsa olmazı kölesine karşı şekillendireceği yansımadır. Bilinçli olan bilgili olan kültürlü olan her Efendi öncelikle köle alırken onun sosyal, ailevi, iş ve kültürel çevresini önemsemek zorunda olduğu gibi kişiliğine ve psikolejisine ve çevresinde bıraktığı saygın kimliğe sahip çıkma erdemini göstermeli. Hatta adam gibi bir Efendiyim diyebiliyorsa buna mecbur olmalı......
Bunun dışında köleyi alışılagelmiş hayatı içinde zorlamak ancak kölenin gerek psikoloji gerek sosyal kimliğinin içinde ondan değerlerini çalmadan küçük oyunlarla minimum risklerle oda taraflar bundan mutlu olabiliyor ve sınırları doğru çiziyorsa olmalıdır. Bunu ayrıca yaşamak için sadece Efendi kimliğinde olmak değil. Kendini gerçek anlamda geliştirmiş bir birikime sahip olmanın getirisi bir mertebede olmak gerekiyor.
Günümüzde gerek karanlık tarafa geçip Efendi olmak gerek aydınlık tarafta var olup köle olabilmek sadece kelimelerin etiketlerin bir yapışması durumunda yaşanmaktadır. Felsefesi BDSm olan kişiler zaten kendini geliştirme noktasında karşılıklı frekansların getirisi durumları algıda kolay kolay hata yapmıyorlar.
Sağlıklı bir BDSm birlikteliği ancak sağduyu ve bilgi birikimi ile mümkündür. Bilgilerinizi biriktirin sağduyunuzu geliştirin......
Not: Arada konudan çıkmış isem Ya da konuyu doğru analiz edememiş isem affola
S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!
Hepimiz bdsm kimlikleri dışında sosyal bir kişiliğiz,bunun tehlikeye girmesiyle büyük bir güven bocalaması olacağı elbette bir gerçektir.Sadece sosyal değil,yaptırımların psikolojik olarak olumsuz etkileri de bu tanımların ve çekincelerin içine girebilir.Güven baştan gereken bir olgudur" ben biraz deneyeyim sonra bakarım güvenilir mi değil mi"asla diyemeyiz.Gerçekten güvenilir bir Efendi de kölesinin sosyal hayatından psikolojisine,onun ruhsal durumundan iş yaşamına kadar her şeyiyle kendi sorumluluğu altına ilgilenir.Onu korur kollar diğer kimliğine zarar vermez,çünkü köle aslında değerlidir ve bu da verdiği değerin ölçütüdür.
Sanırım kötü bir deneyim yaşamışsınız,geçmiş olsun.
Benzer bir ilişki benim de başımdan geçti, o yüzden bu konu hakkında birşeyler paylaşma hakkını kendimde buluyorum.
Duygusal anlamda çok yoğundu diyorsun. Ben bunu -aşk- olarak algıladım. Eğer doğru anlamışsam:
Bu aşk tek taraflı mıydı; yani sen miydin yalnızca aşık olan?
Yoksa sahibin olduğunu söylediğin kişi de sana aşık mıydı; bunu görebiliyor muydun?
Eğer ikincisi ise, bu ilişki de zaten yanlış bir taraf varmış diyebilirim sana. Sana aşık olduysa bile bunu sana sezdirmemeliydi. Demek istediğim, sana olan ilgisi her ne kadar aşk da olsa, bunu sana köleye duyulan şefkat olarak göstermeliydi. Aksi takdirde senin üzerindeki otoritesini sağlayamaz, her ne kadar buna sen izin versen dahi.
Hayatımda ikisini de tecrübe ettim: aşık olduğumu itiraf ettiğim de oldu, bunu itiraf etmeyip de -o-na sadece acıma ve şefkat duygusuyla yaklaştığım da. Bu ilişkilerden biri şiddetli olmasına karşı saman alevi gibi zamansız geçip gitti, diğeri ise doğal ömrünü doya doya yaşadı.
Senin yaşadığın bu üzücü durum tabii ki sadece bundan kaynaklanmıyordur; ama inan ki önemli bir payı vardır kısa ömürlü olmasında.
Algıladıklarım ve sağduyum kaçmamı söylüyor işte by_kole.
Hayır SMaster, burda aşktan hiç bahsetmiyorum. Konuya dahil değil. Benim yoğunluktan kastım bu değil, bu sadece fizikselden çok psikolojik bir oyundu diyeyim... Konuyu açıklayacaktır sanırım.
I don't believe in an afterlife, so I don't have to spend my whole life fearing hell, or fearing heaven even more. For whatever the tortures of hell, I think the boredom of heaven would be even worse.
Kendi tecrübelerime dayanarak
Küçük Prens'te bir paragraf vardır ve der ki;Evcilleştirdiğin şeye karşı sorumlusun.
By_köle çok güzel ifade etmiş,sahip olduğumuz şey boş bir çuval değil,tecrübeleri,yaşanmışlıkları,sosyal çevresi ile şekilllenmiş bir ruh.Sahip olurken tüm bunları gözönüne alarak ve bunları anlayarak sahip oluyoruz.Tüm bu birikimleri yoksayıp 0 dan yeni bir ''şey'' yaratacağım demek sadece kendimizi kandırmak olur.Oysa bunların bilincine vararak ve bunları kullanarak kendimize uyarlamak,zaman içinde sabırla yapacağımız değişikliklerle hem sahip olduğumuzu daha iyi bir şekle sokmak hemde kullanımımız için en doğru olanı yaratmak elimizde diye düşünüyorum.
Ağır deneyimi olsun yada olmasın,öncelikle iki tarafta birbirini çok iyi anlamalı ve ifade etmeli.Kendisini iyi ifade etmeden,neyi ne için ve ne şekilde yaşatacağını kölesinin anlamasını sağlamadan aceleci bir zorlamaya sokan kişi D/s için (bence) en gerekli olan şeyi yani güven ve inancı sağlayamaz.
Dayanabiliyorsa doğrudur demek,kölenin ''katlanmak zorundayım'' demesi demektir.Oysa zorunluluk mu,teslimiyet mi ? İnanadığı,güvendiğine teslim olup,bu teslimiyet içinde ki zorunlulukları benimsemek bana daha doğru geliyor. (dağıldım bunu daha sonra tekrar açmaya çalışayım)
Verdiğimiz fiziksel ve ruhsal acı sonrasında tedaviyi yine bizim yapmamız,kölenin güvenini destekler.Dominasyon zaten atılan sopa sayısı ile değil,bu tür aktiviteler öncesi ve sonrası kölemize uyguladığımız,gösterdiğimiz,öğrettiğimiz ''şeyler''le mümkün olur.
- Gizli kimliği reel hayatta tehlikeye atmak kabul edilebilir bir davranış mıdır?
Kölemin sosyal çevresine karşı da kendimi sorumlu hissederim.Aile yaşantısı,işi,sosyal iletişimleri ile birlikte köle aldığıma göre onun düşeceği sevimsiz durumlar bana olan inancını zedeler.Tüm bunları yoksaymak ancak 7/24 hizmetime alacağım bir et yığını ile mümkün olur ve tanıdığım hiç bir aklı başında KadınEfendi/Efendi/Dominant karakter böyle bir sahiplenmeyi kendine yakıştırmaz.İçinde bulunduğumuz zaman ve şartlar zaten böyle bir sahiplenmeyi anlamsız kılıyor.Bir çoğumuz hayatlarımızın içine yaşam ve sosyal çevremizi göz önünde bulundurarak kölelerimizi dahil ediyoruz.Bunun ötesinde hareketler bana anlamsız ve yalan yaşanmışlıklar olarak geliyor.Hem güçlü karakterli bir ruha sahip olmayı isteyip hem de bir et yığını şekline sokmak çelişkili olmaz mı?Kölemin kişiliğinde,iş yaşamında,sosyal çevresinde başarılı olmasını sağlayacak şekilde hayatına müdahale etmem ve bu bilinçte olmam gerektiğine inanıyorum.
En değerli ''oyuncağımı'' kırıp oynanmaz hale getirmek işime gelmiyor
Ben sahip olmanın sorumluluğunu alacak kadar sabırlı ve yürekliyim
sabah kahvesinin yanında,darmadağınık bir anlatımla benim düşüncelerim bunlar

Öncelikle beyinlerden sunlarin cikmasi sart:
- 'videolarda gördügüm gercek BDSM',
- 'BDSM romanlarinda yazanlar gercek BDSM'
- ve 'en radikal anlatilan BDSM hikayeleri gercekten böyle oldu ve gercek BDSM' !
Malesef cogunlukla Türkiye de söyle bir gercekle karsilasiyorum; BDSM harfi harfine roman teorilerine göre yasaniyor veya yasanilmasi dogrudur diye düsünülüyor ve bu cok sakincali. Bizde daha BDSM oturmamisken herkes en cok aciyi, en cok iskenceyi ve en ekstremleri soruyorlar.
Birakalim artik bu absurt BDSM gerceginide hakiki BDSM'i yasayalim. Hic bir köle kendisini bir Efendiye sartsiz surtsuz birakmiyor. SSC den baslayarak her sey dengeli ve anlayisli olmasi sartir. Bir Efendi deneyimli degilse kesinlikle bir köleyi ekstrem deneyimlerle tehlikeye sokamaz! Bilmiyorsan 'bilmiyorum' de ve deniyerek ve bilgi edinerek (mesela BDSMTurk.com cok genis bir bilgi kayanagidir) bu ise basla. Bu köleler icinde gecerli. köle O olmayi birakinda siz siz olun. Var oldugunuz köle olun. Öbürübir roman siz gerceksiniz. Marquis de Sade bir roman kahramani. Gercek degil. Gercek sizsiniz. Onn romanlarindakini BDSM de gercekten yapacak olursa ne bir insandir nede BDSM'cidir. BDSM dengeler, sorumluluklar ve anlayis üzerine kuruludur.
Bunlari göz önünde tutunca:
- güveni saglayacak,
- her seyi güvene alacak,
- tüm sorunu üzerine alacak
- ve en iyisini yapmaya caba göstercek kisi aktif olandir yani Efendi.
kölelerse biraktiklari kisiyi:
- iyi secsinler,
- bastan sinirlari belirlesinler,
- her seyi mümkün olamayacagini belirlesinler,
- kendilerini maksimum güvne alsinlar
- ve ruhlarini bozacak hic bir seye müsade etmesinler.
BDSM hayatini fazlasiyla doldurur ve can verir. Lakin BDSM'i ynlis kullanirsan ölümden beter ruhu öldürür.
Teknolojinin gelisme surati, gittikce artan bir ivme ile basdondurucu bir seviyeye ulasti ve gorunuse gore oyle de devam edecek.
Ote yandan, gercek insan iliskilerini duzenleyen "psikoloji" neredeseye Freud'un "psikanaliz"inden beri kaplumbaga surati ile gelismeye calisiyor.
BDSM kelimeleri icinde, sadece "B" teknoljiyi temsil eder, "D + S + M" ise sadece ve sadece "insani = duygusal + felsefi" kavramlarda "psikoljik" ogelerdir.
Bahis konusu "guven" ise, sadece hissedilebilir, matematik formulasyonu yoktur. Yani, bir kisi ile, bdsm (veya herhangi baska ibr konuda) rotasinda yola cikmak mukadder ise; oncesinde oturup bir kahve sohbetinde "psikolojik frekanslarin uyumunu" hissedebilmeyi denemek, bircok potansiyel problemi baslamadan bitirebilir..
Yukaridaki oneri cok tebirli, belkide soguk bir yaklasim tarzi olabilir ama, bdsm gibi bir hazzin tadini kacirmadan yasamak icin - bence - basinda alinmasi gereken bir onlem..
Kedi msjını okurken ekranı kırabilirdim.....İnsanlar bu kadar zavallı olabilirlermi inanamıyorum.....Hayatının kopllekslerini kusmak için bdsm yi paravan olarak kullanan bir zavallıymış o ....Geçmiş olsun....
O kırılan çarpılan yüreginden öptüm.....
Her zaman küllerinden yeniden doğan Phoenix yani Anka kuşu gibi güçlü olacaksınız......
Sevgili kedi,
Mesajını okuyalı bir kaç gün oldu. Sindire sindire tekrar okuyup öyle cevap yazayım diyene kadar vakit geçti. Herkes söylenebileceklerin hemen hemen hepsini söylemiş. Bana da şunlar kalmış.
"Peki ya güven BAŞTAN biterse" demişsin ya başlığında, buna cevabım çok çok iyi olur/olmuş derim. Bitecek bir güven (ya da güven sanrısı) hemen bitsin, sürmeyi hak eden bir güven oluşmadıkça. Gündelik deyimle zararın neresinden dönersen kardır olmuş, geçmiş olsun.
MDP olayın özünü, olması gerektiğini formüle etmiş. Diğer arkadaşlarda çok güzel yorumlarda bulunmuşlar. Bu arada oxytocin'nin şu linkteki https://www.bdsmturk.com/forum/are-you-a-bully-or-master-zorba-misiniz-master-mi-vt2647.html yazısı/alıntısı iyi bir kontrol listesi. Bunu cebinize koymadan ve Efendi adayını bu hususlarda incelemeden, bunlara uyacağına kanaat getirmeden harekete geçmeyin, hiç bir şeyi kabul etmeyin, bir tanesini bile yerine getiremeyen birinin yanından hemen kaçın.
Şu linke bakmakta yararlı olabilir.
https://www.bdsmturk.com/forum/bir-kulenin-sahibini-sahibesini-senme-hakk-var-mdr-vt1269.html
Tekrar geçmiş olsun, herkesin yaşadığı, herkesin acısı kendine biz ne dersek diyelim yüreğindekiler küllelene kadar ne duygular içerisinde olacaksan olacaksın ama bizlerle paylaştığın her kelime korun sönmesine katkıda bulunacaktır. Bizler buradayız.
Teşekkür ederim tekrardan hepinize,
Ruj Hanım ben sizin o güzel yüreğinizden öperim
Evet yapacak bir şey yoktu zaten. Ben sadece o an içimin kararık kısmını dökmek istemiştim, başka kimlere anlatabilirdim ki?
I don't believe in an afterlife, so I don't have to spend my whole life fearing hell, or fearing heaven even more. For whatever the tortures of hell, I think the boredom of heaven would be even worse.
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler