sana rağmen senin iyiliğin için...
sana rağmen senin iyiliğin için...
acaba bir insan kendi iyiliğinin önündeki en büyük engel olabilir mi sahiden? acaba bizim sınırlarımız dediğimiz şeyler bizim önümüzde mutluluğumuza engel olan şeyler mi?
gerçek yaşantımızda bu sınırlarımızla (bir başka deyişle belli kişilik özelliklerimizle) başarılı olmuş, hayatta bir yerlere gelmiş, kariyer sahibi insanlarız. O halde bu sınırlarımızı bdsm dünyası içinde kaldırmamız veya genişletmemiz bizim normal yaşantımızı nasıl etkiler. Etkilemez mi?
En önemli soru. Biri karşına geçip "bak arkadaşım. sen bu şekilde davranırsan hiç mutlu olamazsın. senin formülün budur" dese, acaba ne düşünürsünüz. nasıl davranırsınız.
Bir de ek olarak şunu sorayım... iyilik uğruna kötülük yapılabilir mi?
yönlendirici olmamak için örnek vermiyorum. cevaplarınızı bekliyorum.
iyi eğlenceler.
İnsanın Sevgisi Ne Kadar Büyükse Vereceği Ceza da O Kadar Büyük Olur...
sayin Hyutt,
ince ve zor bir konu,
tasavvuf acisindan - bir tavsiye alindiginda,
once bir lafa bakacaksin laf mi diye,
sonta soyleyene bakacaksin adam mi diye,
ama hepsinden once kendine bakacasain soyleneni anladim mi diye..
"hoca" lik makaminin ihdas'i, genel kabul gormus "dogrularin" yayginlastiirilmasini amaclar. daha bireysel durumlar icin "aksacli kelami" kavrami vardir. Bir de "akil yas'ta degil bas'ta" soylemi.
Yani, kim ne derse desin - durum dinleyenin "anlama / idrak" kaabiliyeti ile sinirlidir.
selamlar

Bu, benzeri ile daha değişik sorular hep kafamdan geçti, hala geçiyor ve geçmesi de bence vazgeçilmez olduğu kadar da önemli.
Herkes hayatın içinde kendi yerini bulduğu gibi BDSM içinde de yerini bulmalı. Normal ile BDSM hayatı arasında hep çelişki olacak. Özellikle örf ve adetlerine değer veren bizim gibi toplumlar için sorunlar ve sorular daha yüksek boyutlarda. Ama yaşam ve yaşaya bilmek kendi başına bir çelişki. Ben BDSM'i hayatım olarak görmüyorum ki hayatımın büyük bir bölümünü dolduruyor. Ve evet, normal hayatımı etkiliyor. Kötü etkilerinden fazla iyi etkilerini gördüğüm için temelinde benim için sorun yok. Sadece bazen kendimi ayarlamam gerekiyor.
İki dünyanın karıştığı yerlerse bana ayrıca zevk yaşatan anlar oluyor.
Ama buna rağmen iki ayrı dünyalar benim için. Ama nasıl Parox, MasterDaPain ve kendi isimimin arkalarında durduğum gibi bu iki dünyanın içinde buluna bilme şansına sahip olduğum için hem mutluyum ve kendimle gurur duyuyorum. BDSM'i yaşam felsefesi yapmam bana o kadar güç veriyor ki. Normal hayatım da başkaların görmediklerini görebiliyorum, insanları ve bundan dolayı arkadaş, dost ve düşmanı daha çabuk ayırt edebiliyorum, kadınların dünyalarını daha iyi anlaya biliyorum, yaşamın cilvesine anlam verebiliyorum,...
BDSM herkesin kabul edebileceği bir şey değildir özellikle yaşam felsefesi olarak değerlendirirse. Ben böyle çok mutluyum.
İnsan bazı durumlarda kendi kendisini sınırlayan, değerini ya da kapasitesini düşüren bir varlık.
İlk akla gelen nedenlerden biri başta alkol ve benzeri bağımlılıklar. Bu tarz bir bağımlılığı olan bir dostunuz ya da aile bireyiniz olsa, ki hepimiz benzer durumlarla karşılaşabiliyoruz, duruma müdahale etme gereği duyup bazen de bu müdahaleyi o kişiye karşı kötülükmüş gibi görünen bir tavırla belki şiddet uygulayarak gerçekleştirebiliriz.
Kendi sınırlarımızı farklı bir dünyada genişletme ise ayrı bir konu. Burada, BDSM dünyası içerisinde edindiğimiz bilgi ve becerileri farklı bir biçimde iş dünyasına taşıma imkanımız var, ayrıca, iş dünyası dışında özel yaşam alanına taşıma imkanı da. Ya da orada edinilen deneyimleri BDSM dünyasındaki varlığımızı genişletmek için de kullanabiliriz. Bu tamamen kişisel tercih meselesi olmakla birlikte, yakın ve birbirini tanıyan dostlar arasında, bu yönde görüş alışverişi öneri ya da uyarılar olabilir.
Örneğin bu xxx işini istiyorum. Bu işi almak için boyun bükmek, fiyat düşürerek rekabete girmek ya da işin bana verilmesini beklemek yerine, kendi kurallarımı koyup ben bu işi bu koşullarla istiyorum ya da alırım demek, bana çoğu kere o işi kazandıran bir tavır oluyor. Ha işi kaybedebilirim ama bilirim ki, onun için eğilmedim ve bir başka iş oralarda bir yerlerde beni bekliyor. Ya da insan ilişkilerinde, ben böyle karar verdim demek, bu konuda ne yapmamı önerirsiniz demekten daha farklı çözüm üretiyor. Bunu hep gözlemledim.
huyyt sağolasın dost, bu konu üzerinde daha da tartışırız sanıyorum, akıl çalıştıran konular çok keyifli oluyor.
Direnme, güce teslim ol, onunla birlikte hareket et!
Bir de ek olarak şunu sorayım... iyilik uğruna kötülük yapılabilir mi?
ilk yorumumda altını kalın çizgiler ile çizemediğim bir konuya değinmek istiyorum tekrar... soruyu şöyle tekrarlayayım.
Karşınızda yanlış yaptığına inandığınız bir insan var. O kişiye rağmen - o kişi bu durumdan kurtulmak için çabalamamasına rağmen -, onun mutluluğu için onun kötü olarak algıladığı bir şeyi yapmak doğru mudur... yoksa bunun onun iyiliği için yapıldığını anlamıyorsa zorlamanın anlamı yok mudur acaba...
bunu bdsm açısından da gerçek hayat açısından da yorumlayabilirsiniz. zaten bence aralarında pek fark yok.
sorum çok karışık olmamıştır umarım
İnsanın Sevgisi Ne Kadar Büyükse Vereceği Ceza da O Kadar Büyük Olur...
Bir de ek olarak şunu sorayım... iyilik uğruna kötülük yapılabilir mi?
ilk yorumumda altını kalın çizgiler ile çizemediğim bir konuya değinmek istiyorum tekrar... soruyu şöyle tekrarlayayım.
Karşınızda yanlış yaptığına inandığınız bir insan var. O kişiye rağmen - o kişi bu durumdan kurtulmak için çabalamamasına rağmen -, onun mutluluğu için onun kötü olarak algıladığı bir şeyi yapmak doğru mudur... yoksa bunun onun iyiliği için yapıldığını anlamıyorsa zorlamanın anlamı yok mudur acaba...
bunu bdsm açısından da gerçek hayat açısından da yorumlayabilirsiniz. zaten bence aralarında pek fark yok.
sorum çok karışık olmamıştır umarım
başka bir başlıkta gemideki birinin sürekli aylayıp zırlamasından ve durumundan şikayet etmesinden dolayı onu denize attıklarını ve ardından tutup çıkarttıklarını anlatıyordu. sudan çıktıktan sonra sesini kesmiş gemide olduğu için haline şükretmişti. iyi bir örnekti. eskilerin çoğu yüzmeyi buna benzer şekillerde suya atıldıklarında öğrendiklerini söylerler hep. acımasız ama iyi bir yöntem.
herzaman değil ama çok gerekli olduğunda uygulanabilecek (benim de uyguladığım) en iyi yöntemdir. karşınızdaki insan ona göre kötülük olarak algıladığı şeyi yaptığınızda en azından size kızacaktır. belki de nefret edecek. bu tür duygular hırslanmasına ve daha güçlü olarak mücadele etmesine sebep olacaktır.
tabii ki böyle birşeyi yapabilmek için karşınızdaki insanı çok iyi tanımalı, yaptığınız şeyin sonucunda çökmesini değil ayağa daha sağlam kalkması ve kendisini bulmasını sağlamalısınız. ve tabii ki onu kaybetmeyi göze alacak kadar da sevmeli. çünkü yaptığınız şeyde algıladığı kötülüğe bakacaktır. sonucunda kazandıklarına değil.
KIYIYI GÖZDEN KAYBETMEYE CESARET EDEMEYENLER, YENİ OKYANUSLAR KEŞFEDEMEZ. (Andre Gide)
Elcevap :
Elbette yapılır köleniz hata yaptığı zaman cezalandırırsınız canı acır veya bir takım kısıtlamalara maruz kalır bu onun elbette hoşuna gitmez ama iyiliği içindir .
Günlük hayata gelince :
askerlik yapanlar bilir hoşunuza gitmeyen bir alay davranıa maruz kalırsınız ama bu sizin savaşta sağ kalmanıza yarar, veya yaşaamsal tehlike barındıran ekstrem sporlarda eğitim çok serttir ve yapılması gerekeni kafanıza çakarlar ve gerekirse eğitmen şiddet uygulamaktan da çekinmez ama bu sizin sağkalmanız içindir.
umarım cevap maksada kafidir
LPP
EVERY WOMAN HAS A SLAVE IN HER BELLY
Herkesin tekamül süreci farklılık gösterir. Doğruyu anlayıp görüp öğrenmesi için bazılarının defalarca kez aynı hatayı yapması gerekebiliyor. Öğrenme zamanı gelmemiştir ve tekrar tekrar aynı hatayı yaparak anlaması gereken noktaya ulaşır. Herkes karşsındakini dinler. Fakat uygulamada yine bildiğini okur. Bazıları dinlediklerinden yola çıkarak temkinli davranır. İyilik için kötülük diye bir kavrama inanmıyorum. Sonuç odaklı düşünmemiz lazım. Sonuca giden yol kişiden kişiye göre değişir. Ben birinin yanlış yolda olduğunu düşünürsem önce anlatırım. Dinliyorsa derine inerim. Uyguluyorsa desteğimi sürdürürüm. Dinliyorsa ve yine de bildiğini uyguluyorsa benim yapacaklarım sona ermiş demektir. Öğreneceği ve idrak edeceği zamanı beklerim. Diretmenin anlamı yok aksine yolu gösterip kendi başına ilerlemesini sağlamak en doğrusu.
sevgiler,
Bia!
A mediocre Dominant tells, a good Dominant teaches, an excellent Dominant explains, but a True Dominant inspires!
"doğru" oldukça göreceli bir kavram. kime göre doğru, neye göre doğru?
bir d/s ilişkisinde dom. her zaman doğrusunu bilir, sorgulanamaz.
ama normal hayatta;
herkesin doğrusu içinde bulunduğu şartlara göre farklılık gösterir ve herkesin yanlış yaparak doğruyu bulma şansı olmalı bence.
ve sizin doğrunuzun daha "doğru" olduğunu düşünerek yaptırımda bulunursanız; belki yaptığınız o kadar da doğru değildir
tıpkı kozadan çıkamayan ve çırpınan bir kelebeğe "onun iyiliği için" yardım ettiğinizde belki de uçma şansını tamamen elinden alıyor olmanız gibi...
sevgili Bia sanırım yorumunu gerçek hayata göre yaptın. ben de aynen bıraktığın yerden devam edeyim. benim de gerçek hayatta tarzım budur. doğru bildiğimi karşımdaki içinde faydalı olarak görüyorsam söylerim. Bir daha sorar bir daha söylerim. bıkmadan sayısız olarak da tekrarlarım.
gerçek hayatla ilgili şöyle bir örnek vereyim mesela... iyilik adına kötülük örneği olarak Robin Hood u gözünüzde canlandırın. Hırsızlık yapar. Hırsızlık kötü bir şeydir... Fakat sonuç olarak çaldıklarını başkalarına yardım için kullanır... Belki bu şekilde düşünürseniz gözünüzde daha iyi canlanır sormak istediğim şey
fakat bdsm açısından bakarsak birini birşey yapmaya zorlamayı bile bu kapsamda değerlendirebiliriz... Zaten Efendi kendi düşünce yapısına uygun olarak disipline etmeye çalışıyordur kölesini. ve zorlamak da kaçınılmazdır eğitim açısından.
fakat gerçek hayatta bir itaat sözkonusu olmadığı için daha aksi bir tepki doğurabilir yapılmak istenen...
iyi eğlenceler...
İnsanın Sevgisi Ne Kadar Büyükse Vereceği Ceza da O Kadar Büyük Olur...
doğru:Akla, mantığa, gerçeğe veya yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu diye tanımlamış tdk.Bu durumda herbirimizin ahlak anlayışı aynı mı? Tek bir doğru olsaydı hepimiz sıkıcı insanlar olurduk bence.
Bence doğru zamana,mekana ve bakış açınıza göre sürekli değişen birşey.Bazen bile bile yanlış yapmıyor muyuz?
Kanımca insan kendi öğrenme sürecini tek başına tamamlar,yol gösterenlere -mentor-ihtiyaç duymuyormuyuz elbette duyuyoruz ama özgür bırakıp seçimlerinde destek olmak her düştüğünde elini uzatıp ben söylememiştim demeden desteğe devam edeceğinizi bildirmek güven ilişkisini destekleyeceği için daha tercih edilebilir gözüyor.Bunu başarmaya çalışıyorum ben kendi hayatımda müdahil olmadan.Aslolan iletişim ,güven ve destek ilişiklerde.
doğru:Akla, mantığa, gerçeğe veya yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu diye tanımlamış tdk.Bu durumda herbirimizin ahlak anlayışı aynı mı? Tek bir doğru olsaydı hepimiz sıkıcı insanlar olurduk bence.
Bence doğru zamana,mekana ve bakış açınıza göre sürekli değişen birşey.Bazen bile bile yanlış yapmıyor muyuz?
Kanımca insan kendi öğrenme sürecini tek başına tamamlar,yol gösterenlere -mentor-ihtiyaç duymuyormuyuz elbette duyuyoruz ama özgür bırakıp seçimlerinde destek olmak her düştüğünde elini uzatıp ben söylememiştim demeden desteğe devam edeceğinizi bildirmek güven ilişkisini destekleyeceği için daha tercih edilebilir gözüyor.Bunu başarmaya çalışıyorum ben kendi hayatımda müdahil olmadan.Aslolan iletişim ,güven ve destek ilişiklerde.
+++ +++ +++
KIYIYI GÖZDEN KAYBETMEYE CESARET EDEMEYENLER, YENİ OKYANUSLAR KEŞFEDEMEZ. (Andre Gide)
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler