İstanbul Film Festivali'nde "the Mechanical Bride" (Silikon Gelin) isimli bir belgesel izledim. Film kendilerine "real doll" denilen yapma bebekleri (kadınları) satın alıp onlarla yaşayan erkekler üzerindeydi. Filmi izlerken "mutlak köle" bu mudur acaba diye düşündüm. Sonuçta bu yapma bebeklerin hiçbir iradeleri yok. Sahipleri onlari günlerce bir kosede unutabilir ya da isterse saatlerce sevisebilir ve hatta uzerinde her türlü sadistik arzusunu gösterebilir. Filmde bu bebeklerin tamirini yapan firmalar ile söyleşiler de vardı. Çok etkileyiciydi. Boynu kırılmış, vajinası darma duman olmuş bebekler mesela.Burada sınır yok. Her şey mübah gibi görünüyor ancak izleyici olarak görünce fena oluyoruz. Tamiri yapan kisi de filmde tepkisini dile getiriyordu. Neden? Çünkü Elimizde olmadan bebeklere bir deger atfediyoruz. Onlara tuzla buz olan bir bardak gibi kayıtsız kalamıyoruz. O noktada anlıyoruz ki bu bebekler onları satın alan sahipleri için de bir deger ifade ediyorlar. Üstelik bebeklerin sahipleri onları her gün giydiriyorlar, saclarını tarayip bakımlarını yapıyorlar. Kıyafetleri için servet harcayanlar da vardı. Bu durumda köle kim oldu diye de kendi kendime sordum. Fazla uzatmayayım. Meraklılarına bu filmi tavsiye ederim. Sevgiler...
Bende bu belgeseli izledim ve herkese tavsiye ederim.
Oradaki olayı BDSM ile karşılaştıramıyorum. Her ne kadar bebeklerin sahipleri onlara iyi baksalar da orada ki iyi bakma ile köleye iyi bakma arasında büyük bir fark var. Ruhu olmayan bir obje üzerine ne hükümdarlık nede itaatkarlık olabiliyor. Ayrıca o objenin üzerinde sınırları açmak, sentetik bedene ekstrem zarar vermek ve tüm vahşeti uygulamak ne BDSM'e nede SSC temellerine uyar.
Silikon bebeklere bende cinsel sosyoloji ve psikoloji açıdan bakmak lazım. Modern yaşam bir toplum da neler yarattırıyor açısından çok ilginç bir belgesel.
Evet haklısınız burada SSC yok. Bir anlamı da yok. Ancak mesele su ki bu bebekleri alanlar ruhları da varmış gibi davranıyorlar. Onlara bir kimlik ve kişilik atfediyorlar. Aynen sizin de söylemiş oldugunuz gibi modern yasamın getirdiği asırı bireylesme ve yanlizlasmanin bir sonucu bu tabii ki. İyi akşamlar...
