Sınırlarınız nelerdir?
Submissive/itaatkar , Slave/köle ve Switch/Değişken olan üyelerimiz bu başlığın altına BDSM ile ilgili sınırlarını nedenleri ile birlikte yazsalar diyorum. Sonra da güzel bir sınırlar listesi oluşturmuş olsak. Böylece aramıza yeni gelip te sınırın ne olduğunu bilmeyen ya da ilgili tüm uygulamaları bilmeyen üyelerimize de bir refrans listesi oluştursak. Hani bilmediğinden ya da akledemediğinden Efendi'leri ile görüşürken bunları ifade edebilseler. Sonra aralarında hır gür çıkmasa
Ne kadar iyi olur değil mi?
Cok güzel bir başlık olmuş ama boş kalması kötü. Benimde çokça duyduğum ama cevabını bilmediğim bir sorudur bu. Tam teslimiyette sınırların gerekli olmadığı kanısındayım aslında. Tek sınır kişilerin sosyal hayatlarının bu iliskiden kötü etkilenmemesi olabilir. Yüzünde gözünde morlukla ise gitmek sosyal hayatı olumsuz etkileyebilir sonucta.
missy ....
Çok doğru. Teslimiyette sınır olmaz elbette. Bir insan kendini bir başkasına teslim ediyorsa tam güven içinde olduğu için teslim ediyordur / edebilir. Bu dediğin gerçek ve içten bir Efendi / köle ilişkisi için doğru. Ancak BDSM'i yatak odası oyunu gibi görenler de var. Bu çiftler işin psikolojik boyutuna değinmeden biraz mekanik olarak bu işin içindeler. Bunları bir eleştiri olarak söylemiyorum, vaka tespiti olarak al lütfen.
Başlıktaki soru bu ikinci sırada anlattığım ilişki tipi için geçerli.
Sorumu netleştirme imkanı sağladığın için teşekkür ederim.
Ben BDSM ilişkisine aynı zamanda birlikteliğin bir parçası gözü ile baktığım için, sınırlarım biraz daha farklı olabilir.
Öncelikle ben itaatkarımı paylaşmam, bu benim sınırlarımdan biri. Çünkü o aynı zamanda benim birliktelik yaşadığım kişidir. Bu nedenle de herkesle birlikte olmak, play partner v.b. ilgi alanlarım yok.
missy'nin dediği gibi sosyal hayatı etkileyecek iz bırakmayı onaylamıyorum. Bunların dışında çok özel bir neden olmadıkça itaatkarın kendisi için belirlediği sınırları da aşmamak gerektiği düşüncesindeyim.
Direnme, güce teslim ol, onunla birlikte hareket et!
En nihayetinde her birimiz özgür insanlarız. Buna rağmen köle ruhlu bireyler özgürlüklerinden vazgeçip kendilerini Efendi/Kadınefendi'lerine adamayı seçmiş durumdalar ise, emirlerine amade köleleri bulunan, hükmeden bireyler de kölelerinin sınırlarına özen göstermeliler diye düşünüyorum.
Fakat:
Köleyi cezalandırmaktan da ziyade Efendi/Kadınefendi'nin zevki için dahi kölenin sınırları önemsenmeyebilir. Şahsım adına, karşılıklı güven sağlanmış, ve hükmedilen taraf konumunu benimsemiş ise, Sahibemin bana yapabileceklerinin bir sınırı olmamalı. Benim de ona olan sadakatim ve itaatimin.
Bir köle için, Güven duyduğu, teslim olduğu, hayran olduğu, sevdiği, korktuğu ve en zor anında bile sığındığı EFENDİ'sinden gelen bir şey nasıl kötü olabilir ki?
Geliştirilebilir, genişletebilinir, renklendirilebilinir.
sınırsız gücü olduğu varsayılan Efendiyi, başroldeki köle ,acı eşiği ile dizginleyebilir..bu anlamda, bildiğiniz üzere,sınırı çizen hep köle olmuştur.
ama insan evladının sağlık sorunları gibi minik detaylar ışığında, domspace mertebesine ulaşmış Efendinin, kölesini, subspace sularında çerçeveyi genişleterek acılara boğması, başroldeki kölenin dizginlenmesini yok edip, tüm direncini kırabilir....öylesi zorlu bir atmosfere ulaşmak ise paha biçilemez.
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 1 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler