Ben de öyle olduğunu tahmin etmiştim. Bununla birlikte, toplumda sıklıkla karşılaştığımız örnekler arasında “iyi eğitimli” kabul edilip de kadına şiddet uygulayanlar da var ki bu da “eğitim cehaleti alır, öküzlük baki kalır” sözü ile açıklanabilir İyi bir aile ortamı ve sosyal eğitimin önemi bu noktada ortaya çıkıyor ancak ben bunun da yeterli olmadığını düşünüyorum. Evrensel standartlarda kabul edilebilecek ve insanları diğer hayvanlardan ayırabilecek düzeyde duygusal bilinç ve empati geliştirebilme sürecinin temel gereksinimlerinden birinin sorgulayıcı düşünce ve araştırmaya açık bir eğitim (aile, toplum ve okul) ortamı olduğu kanaatindeyim.

“Eğitim alan erkek köle” konusuna gelince; bir doğa bilimci olarak doğadaki sistemin bu konuda gayet açık ve net olduğunu düşünüyorum. Her zaman savunduğum gibi: Dişiler edilgen, erkekler etken konumdadır kural olarak. İnsanlarda zaman zaman görülebilen bunun tersi durumlar doğallıktan uzak yapay zorlamalardır bana göre. Bir dişi doğal olarak her koşulda sahiplenilme ve aidiyet duygularını tatmin arayışındadır. Buna bağlı olarak erkek de doğallığı itibarıyla her koşulda sahiplenici ve koruyup kollayan konumda olmalıdır. Bu noktada erkeği güçlü ve muteber kılan da zeka ve bilgi birikiminin yanı sıra, duygusal bilinç düzeyi ve empati kurabilme yeteneğidir şüphesiz.

Yine uzun sözün kısası, yukarıdaki bütün özelliklere Sahip olmak demek düzgün bir insan olmak demektir ve “Efendi” olmanın özü bunlara dayanır.

Bu çok açıklayıcı ve aydınlatıcı olmuş.
Ben de teşekkür ederim.
Her daim tanımak,öğrenmek ve yaşamaktan geçiyor sanırım ne noktada nasıl bir insanla ne yaşadığımız konusu.