1-Herşeyden önce yaş ve bilgeliğini kullanır.Kızı onun gururudur başarısı için onu över ve onun için çalışır 2-Ruhunun tüm çıplaklığını bilir nihai sırdaşıdır 3-Tehlikelere karşı korur koruma iç güdüsüyle hareket eder 4-Akıl hocalığı yapar sürekli yeni şeyler gösterir cinsel hayat maceralarını paylaşır 5-Sorularını cevaplayıp korkularından güvensizliklerinden uzaklaştırır 6-Fırtınalara boyun eğmez her fırtınada kızının yanında olur 7-Kızı disiplinin dışına çıktığında baskınlığını göstermek için normal ilişkilerde olduğundan daha sıkı ve sert cezalar uygulanır. Bu zorunlu özelliklere ek olarak kendi Sadizm ve Mazoşizm uygulamalar eklenebilir ve ortaya D/S yapı ortaya çıkar. Normal hayatında babacan davranmak zorunda değildir. Gizli bir yaşam tarzıdır her iki taraf derin ihtiyaç ve duygularını tatmin eder...

Tam olarak yetkin bir baba,ya da 'babacan' figüründen söz edilebilir öyleyse burada. Her şeyden önce bir insanı yönlendirmek maharet ister,hele ki bu insan 'küçük kız' kimliğiyle teslim olmuş bir kadınsa. Kız çocuklarının babalarına duyduğu hayranlığı,bağlılığı,babaya ne kadar tabii olduklarını biliyoruz. Doğru bir baba figürü bir kızı ne kadar özgüvenli yapabilecekse,yanlış bir baba figürü de o kadar sindirebilir. Bir kız babasına herhangi bir başarısını gururla göstermiyor,aksine 'ispat etmeye' çalışıyorsa,ona bunu yapamayacağı,beceremeyeceği söylenmiştir örneğin. Bir kadının teslimiyeti neden bu derece ileri bir aşamaya taşıyabileceğini de merak ediyorum öte yandan. Belki bunun bir nedeni vardır büyürken otorite yoksunluğu gibi,belki de hiçbir nedeni yoktur ve diğer başka arzularımız gibi sadece arzudur. Tartışmanın bundan sonrasını ilgiyle izleyeceğim,sözü edilen şey harika görünüyor sevgili Latina

latina'nın söylediklerine katılmamak mümkünmü. madde madde incelersek hepsi güzel. ama sözde sadece. 7/24 hüküm çok tercih edilen birşey değildir. kaldı ki kızlarımız gerçek babalarına bile kendilerini ispat etmek çabasıyla asiliklerini ön plana çıkartırken çakma bir babanın hükmü reel hayatta çok ta geçerli olmaz kanaatindeyim.

ilişkileri karıştırmamak en iyisi bence. babacan rolü sadece rol olarak kaldığı müddetçe mükemmeldir. hüküm altındaki genç kızımız hayat mücadelesinde tek başına ayakta durabileceğini göstermek ister. kendi seçimleri yada kaderiyle baş edebileceğini böyle yaşayabileceğini bir birey olarak hayatını kurabileceğini anlatmak ister. başkasının seçtiği yada gösterdiği hayatı kimse yaşamak istemez. bu yüzdendir ki baba figürü reel hayata çok müdahale etmemeli, akışına bırakmalıdır.

belki ben çok karamsarım, belki beceremiyorum, belki de bana benim gibi arıza tipler denk geliyordur hep. mesela: kız okulunu ciddiye almıyor, arkadaş seçimini düzgün yapmıyor, güzel laflara kanmayı yada kanmış gibi görünüp kendini kullandırmayı seçiyor. baba figürünün yapabildiği ise sadece her seferinde düştüğü yerden kızı kurtarmak ise bu baba ne kadar dayanabilir? olumsuz giden her şeyde otoriteyi şuçlamak en kolayıdır. peki teslim olan, gösterilen yolu seçmemekte direnirse ne olacak.

yanlış yapan bir insana nasihat edersin, olmadı ikaz edersin, daha da olmadı ceza verirsin. yanlışında ısrar ediyorsa ne yapacaksın? azat etmek biz masterler için en kolay çözüm. gerçek babalar azad edemez. bu yüzdendir ki hiçbir master kölesine gerçek bir baba olamaz.

sonuç: bu "daddy dom" sadece seanslarda oyun olarak kaldığı sürece güzel bir şeydir. :)))

Kadın hiç gitmeyecekmis gibi sever; ama yeri gelir hiç sevmemiş gibi gider. ' J. Christophe '

bir baba figürü bir kızı ne kadar özgüvenli yapabilecekse,yanlış bir baba figürü de o kadar sindirebilir. Bir kız babasına herhangi bir başarısını gururla göstermiyor,aksine 'ispat etmeye' çalışıyorsa,ona bunu yapamayacağı,beceremeyeceği söylenmiştir örneğin. Bir kadının teslimiyeti neden bu derece ileri bir aşamaya taşıyabileceğini de merak ediyorum öte yandan. Belki bunun bir nedeni vardır büyürken otorite yoksunluğu gibi,belki de hiçbir nedeni yoktur ve diğer başka arzularımız gibi sadece arzudur. Tartışmanın bundan sonrasını ilgiyle izleyeceğim,sözü edilen şey harika görünüyor sevgili Latina Golge cim bu yorumla istediğim yere geldi konu akıllı arkadaşım

Çok sevindim buna, konuyu hararetle takip ediyorum akıllı arkadaşım

Her şeyin bir nedeni vardır... Arzuların bile... çok yakında :))

Kadın hiç gitmeyecekmis gibi sever; ama yeri gelir hiç sevmemiş gibi gider. ' J. Christophe '
:++: :++: :++:

Bir kadın teslimiyeti neden bu kadar ileri aşamaya taşır.. sorunun cevabı Golge cim______ İstediğimiz sadece sevgi ve biraz huzurdu.. Tuttuğumuz her dal elimizde kalırken sıcaklığını hissedeceğimiz sıcak bir gögüs...çektiğimiz acıların devamında bendenimiz acıdıkça güven doluyoruz ve bu güven için sabrediyoruz.. bedenimizi ve ruhumuzu teslim ettiğimiz Ageplay.. yani yaş oyununun içindeki babanın elindeki bu özgürlüğe rağmen kendini kontrol edişinde sahiplenmesinde buluyoruz gerçek değeri.. teslimiyetin içinde yatan güvenin bedelini yaşıyoruz... zıtlıkların zevki...

Kesinlikle arkadaşım,ödenen güvenin bedeli orada. Hatta her iki taraf için de güzel de bir bedel bu. Çekilen fiziksel acının hiçbir kötü yanı yok,bu bir çeşit kendini cezalandırma da değil. Bu; birilerinin seni cezalandırılacak kadar önemsemesinin mutluluğu. İş onur kırıcı eylemlere ve sözlere kadar gitmedikçe,verilen acının sonunda sunulan şefkat bütün o boşluğun telafisi olabiliyor. Öte yandan; kendini hareketsiz bıraktıracak,kendini bağlatacak kadar güvendiğin bir varlığın senin iyiliğini,sağlığını öfkesinde bile gözetiyor oluşu,belki ilk defa gerçekten emin ellerde olduğun hissini yaratıyor.

'Gerçek insan iyiliği,ancak karşısındaki güçsüz bir yaratıksa bütün saflığı ile özgürce ortaya çıkabilir. İnsan soyunun gerçek ahlak sınavı,temel sınavı (iyice derinlere gömüşmüş gözlerden uzak sınavı) onun, merhametine bırakılmış olanlara davranışında gizlidir.' der Milan Kundera. Belki bu iyiliktir aranan,o kırbaçların altında.

Acı ile sınayarak doğruluğu tastiklenen sevgi... 2013 de