Shop
AŞIK VEYSEL (1894-1...
 
Bildirimler
Tümünü temizle

AŞIK VEYSEL (1894-1973)

18 Gönderiler
7 Üyeler
0 Reactions
302 Görüntüleme
(@revolver)
Gönderiler: 372
BDSM Ruhlu
Konu başlatıcı
 

Merhaba,

Bugün Aşık Veysel'in ölüm yıldönümü. Bu büyük sanatçıyız anıyor ve sanata kattığı değeri burnumun direği sızlayarak hatırlıyorum.

AuTDKjfdyc

Az kalsın unutacaktım. Luna teşekkürler hatırlatman için...

Biyografi:

Veysel Şatıroğlu, 1894’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Babası “Karaca” lakaplı, Ahmet adında bir çiftçidir. Veysel’in doğduğu sıralar, çiçek hastalığı Sivas yöresinde etkisini çok şiddetli gösteriyordu. Çiçek yüzünden Veysel’den önce, iki kız kardeşi yaşamlarını yitirmişti.

1901’de yedi yaşına girdiği sıralarda Sivas’ta çiçek salgını yeniden yaygınlaştı ve o da yakalandı bu hastalığa. Sağ gözünün görme şansı vardı ve ışığı seçebiliyordu bu gözüyle o sıralar. Ne var ki, yakasını bırakmayan olumsuzluklar Veysel’in diğer gözünün de kör olmasına sebep oldu.

Emlek yöresi olarak adlandırılan Sivas’ın âşığı ve ozanı bol diyarında, Veysel’in babası da şiire meraklı ve tekkeyle içli-dışlı birisiydi. Veysel’in üzüntüsünü az da olsa unutması için bir saz aldı ve halk ozanlarından şiirler okuyup, ezberletir oğluna. İlk saz derslerini babasının arkadaşı olan Divriği’nin köylerinden Çamışıhlı Ali Ağa’dan (Âşık Alâ) aldı ve kendini de iyice saza verdi; usta malı şiirlerden çalıp söylemeye başladı.

Aşık Veysel’in hayatında ikinci önemli değişiklik seferberlikte başladı. Kardeşi Ali ve arkadaşları harp için cephelere gidince, arkadaşsızlık ve kardeş acısı, sefalet, onu umutsuzluğa sürükledi ve yalnızlığı daha derinden hissetmeye başladı.

Veysel’in annesi ve babası seferberlik sonlarına doğru “belki biz ölürüz ve kardeşi Veysel’e bakamaz” düşüncesiyle Veysel’i akrabalarından Esma adında bir kızla evlendirdiler ve Esma’dan bir kız, bir oğlu oldu Veysel’in. Oğlan çocuğunun daha on günlükken ölümüyle hayata küsen Veysel, bundan sonra 24 Şubat 1921’de annesi, ondan 18 ay sonra da babasının ölümüyle iyice yıkıldı.

Ağabeysi Ali’nin bir kız çocuğu daha olunca çocuklara ve işlere bakması için bir hizmetkâr tuttular. Bu hizmetkar ileride Veysel’in bağrında açılacak başka yaranın da sebebi olacaktır. Bir gün Veysel hasta yatarken, kardeşi Ali de keven toplamakta iken, Veysel’in ilk eşi olan Esma’yı kandırarak kaçırdı. Veysel’in acılı yaşamına bir acı daha eklendi böylece.

Karısı bir başına bırakıp gittiğinde Veysel’in kucağında henüz altı aylık kızı vardı. İki yıl yaşadıktan sonra o da hayata gözlerini yumdu.

Veysel’in köyünden ilk ayrılışı şöyledir: Zara’nın Barzan Baleni köyünden Kasım adında birisi Veysel’i köyüne götürerek iki üç ay beraber yaşadılar. Kendisini Adana’ya göndermeyen Deli Süleyman, Sivas’lı Kalaycı Hüseyin, Veysel’e yol arkadaşlığı ettiler. Dönüşte Veysel, Hafik’in Yalıncak köyüne ve Zara’nın Girit köyüne uğrayarak 9 liraya güzel bir saz aldı; Sivas’tan Sivrialan’a dönerken arkadaşları bir “üç kağıtçı” grubuna yakalanarak bütün paralarını kaybettiler. Arkadaşları Veysel’in 9 lirasını da alarak kumara verdiler. Veysel bu hadiseden bir müddet sonra Hafik’in Karayaprak köyünden Gülizar adlı bir kadınla evlendi.”

1931 yılında Sivas Lisesi edebiyat öğretmeni olan Ahmet Kutsi Tecer ve arkadaşları “Halk Şairlerini Koruma Derneği”ni kurdular. Ve 5 Aralık 1931 tarihinde de üç gün süren Halk Şairleri Bayramı’nı düzenlediler. Böylece Veysel’in yaşamında önemli bir dönüm noktası işlemeye başladı.

1933’e kadar usta ozanlarından şiirlerinden çalıp söyledi. Cumhuriyet’in 10. yıldönümünde Ahmet Kutsi Tecer’in direktifleriyle bütün halk ozanları Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Atatürk üzerine şiirler yazdılar. Bunlar arasında Veysel’in de vardı şiirleri. Veysel’in gün ışığına çıkan ilk şiiri böylece “Atatürk’tür Türkiye’nin ihyası”... dizesiyle başlayan şiir oldu. Bu şiirin gün yüzüne çıkışı, Veysel’in de köyünden dışarıya çıkması anlamına geliyordu.

O zaman Sivrialan’ın bağlı olduğu Ağacakışla nahiyesi müdürü Ali Rıza Bey, Veysel’in bu destanını çok beğeniyor, “Ankara’ya gönderelim” diye istiyordu. Veysel de “Ata’ya ben giderim” diye arkadaşı İbrahim ile yürüyerek yola düştüler ve Ankara’ya gittiler. Veysel Ankara’da konuksever tanıdıkların evlerinde kırkbeş gün misafir kaldı. Destanı Atatürk’e getirmek hevesiyle geldiğini söylüyorsa da destanı Atatürk’e okumak kısmet olmadı. Ancak, Hakimiyet-i Milliye (Ulus) basımevinde destanı gazeteye verildi ve destan gazetede üç gün boyunca yayınlandı. Bundan sonra da bütün yurdu dolaşmaya, dolaştığı yerlerde çalıp-söylemeye başladı.

Köy Enstitüleri’nin kurulmasıyla birlikte, yine Ahmet Kutsi Tecer’in katkılarıyla, sırasıyla Arifiye, Hasanoğlan, Çifteler, Kastamonu, Yıldızeli ve Akpınar Köy Enstitüleri’nde saz öğretmenliği yaptı. Öğretmenlik yaptığı bu okullarda Türkiye’nin kültür yaşamına damgasını vurmuş birçok aydın sanatçıyla tanışma olanağı buldu. 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, özel bir kanunla Âşık Veysel’e, “Anadilimize ve milli birliğimize yaptığı hizmetlerden ötürü” 500 lira aylık bağlandı.

21 Mart 1973 günü, sabaha karşı saat 3.30’da doğduğu köy olan Sivrialan’da, şimdi adına müze olarak düzenlenen evde yaşama gözlerini yumdu.

Biyografi kaynak : http://www.kimkimdir.gen.tr

Bir sabah uyandığında kendisini hamamböceğine dönüşmüş olarak buldu.

http://www.terssemsiye.com

 
Gönderildi : 21 Mart 2013 16:03
MasterDaPain
(@masterdapain)
Gönderiler: 4045
BDSM Ustası Yönetici Admin
 

Büyük üstadı böyle anmak gurur verici. Ellerin dert görmesin Revolver.

Asık Veysel olmasaydı hayatımda kesinlikle büyük eksikler olurdu. Gerçek yetenekler bir hazinedir. Onları bilmek, saymak ve anmak en doğal haklarıdır. İyi ki vardın Aşık Veysel, iyi ki kalbimizdesin.


Parox Dark - Gabriel Azrael

 
Gönderildi : 21 Mart 2013 16:10
(@revolver)
Gönderiler: 372
BDSM Ruhlu
Konu başlatıcı
 

Büyük üstadı böyle anmak gurur verici. Ellerin dert görmesin Revolver.

Asık Veysel olmasaydı hayatımda kesinlikle büyük eksikler olsun. Gerçek yetenekler bir hazinedir. Onları bilmek, saymak ve anmak en doğal haklarıdır. İyi ki vardın Aşık Veysel, iyi ki kalbimizdesin.
MasterDaPain çok güzel yazmışsınız. Sanatın bir ucundan tutupta Aşık Veysel'i hatırlamamak olmazdı. Bu bize yakışmazdı. Lakin benim aklımdan yinede çıkmış :(:( bu yüzden utanç duyuyorum. Bu ülkenin kendi sanantını sahiplenmeye ihtiyacı var. Kültürümüz bir çok kapıyı açacaktır önümüzde. Yeterki doğru perspektiften bakıp özetilik etmeyelim. Aşık Veysel vb. bir çok sanatçı bizim değerlerimizdir. Ve yaşatılması her gelen genç nesil için önemlidir.

Luna ' ya hatırlatması için teşekkür ederim.

Bir sabah uyandığında kendisini hamamböceğine dönüşmüş olarak buldu.

http://www.terssemsiye.com

 
Gönderildi : 21 Mart 2013 16:24
 luna
(@luna)
Gönderiler: 321
BDSM Ruhlu
 

rica ederim Revolver. böylesi güzel bir paylaşım için de teşekkür ederim.

ben tuzagim da dogdum, artik aldirmiyorum..

 
Gönderildi : 21 Mart 2013 16:41
(@masternick)
Gönderiler: 7123
BDSM Evrimci
 

Gerçekten bu büyük ozanı anmak güzel birşey.

Bu anmayı fırsat bilerek şunu söylemek istiyorum. Bizde böyle büyük insanlar ölüm yıldönümlerinde anılırlar ama batılı toplumlarda doğum günlerinde. Acaba bu fark nereden ileri geliyor? Bilen varsa paylaşırsa sevinirim.

 
Gönderildi : 21 Mart 2013 17:31
(@revolver)
Gönderiler: 372
BDSM Ruhlu
Konu başlatıcı
 

Gerçekten bu büyük ozanı anmak güzel birşey.

Bu anmayı fırsat bilerek şunu söylemek istiyorum. Bizde böyle büyük insanlar ölüm yıldönümlerinde anılırlar ama batılı toplumlarda doğum günlerinde. Acaba bu fark nereden ileri geliyor? Bilen varsa paylaşırsa sevinirim.
Bu ülke her şeyin değerini kaybedince anladığı içinmi acaba. Bunu zaman zaman bende düşünürüm Masternick...

Bir sabah uyandığında kendisini hamamböceğine dönüşmüş olarak buldu.

http://www.terssemsiye.com

 
Gönderildi : 21 Mart 2013 18:12
(@bia-style)
Gönderiler: 455
BDSM Tutkunu
 

ah veyselcim ah :bira

büyüksün.

A mediocre Dominant tells, a good Dominant teaches, an excellent Dominant explains, but a True Dominant inspires!

 
Gönderildi : 21 Mart 2013 20:29
(@ekmekci)
Gönderiler: 499
BDSM Tutkunu
 

Aşık Veysel vb. bir çok sanatçı bizim değerlerimizdir. Ve yaşatılması her gelen genç nesil için önemlidir.

güzel söylüyorsun hoş söylüyorsun da, "şu an ne dinliyorsunuz" başlığında paylaşılan parçalar aksini söylüyor.

keşke hepimiz bunun farkında olsak ve değerlerimize sahip çıksak.

KIYIYI GÖZDEN KAYBETMEYE CESARET EDEMEYENLER, YENİ OKYANUSLAR KEŞFEDEMEZ. (Andre Gide)

 
Gönderildi : 21 Mart 2013 20:50
(@yakari)
Gönderiler: 296
BDSM Ruhlu
 

Anadolu'nun orta vilayetlerinden bir köyde, yavaş yavaş güneş batmaya hava kararmaya başlar. Karanlık iyice çöker köyün üzerine. Evlerden birinde bir kadın ve adam yatma hazırlığı yapmaktadır. Erken yatıp yarın sabaha, güneş ışığına erken uyanılacaktır. Adam üzerini değiştirir, yatağına yönelir.

Evin penceresinden, karanlık bahçeye vuran ışıkta ağaçların arasında bir gölge belirir. Kadın pencereden dışarı bakar ve gülümser. Kadının sevgilisi bahçededir...

Tam sözleştikleri gibi, sözleştikleri saatte ve yerde adam onu beklemektedir. Kadın kocasının uyumasından emin olunca.

Sessizce yataktan kalkar, üstünü giyer...Ve pencereden aşağıya atlar.

Başka bir adam için... Kadın kocasını terk eder..

Koşarlar iki sevgili ....... kaçıyorlar... Tarlaları, ovaları aşarlar...

Anadolu'da bir köy nasıl nasıl koşmasınlar ki. Arkalarından onları kovalayacak onca şey vardır.. Namus belası. Töre cinayetleri.. Yoksulluk.. Cefa.. Korku... Arkalarında bunlar varken nasıl durabilirler..

Köyden uzaklaştıklarına iyice emin olunca soluklanmak için dururlar...

Kadın duraksamayı fırsat bilip nefes nefese der ki ;
"Evden çıktığımdan beri, ayakkabımın içinde bir şey var beni rahatsız ediyor"... Çıkartıp bakarlar ki !..

Ayakkabısının içinde bir tomar para!!!!!!

Kocası her şeyin farkında... Biliyor ki gidecek... "Beni terk edecek ama bunca yıl çorbasını içtim, çamaşırlarımı yıkadı, ütüledi. Bana emeği geçti"..

YABAN ELDE MUHTAÇ OLMASIN DİYE!!!!

O yoksul köylü ;

Bütün parasını ; başka bir adam için kendisini terk eden karısının, giderek kendinden uzaklaşan adımlarını attığı ayakkabısının içine koydu...

O güzel insanı...

O onurlu davranışı sergileyen...

O terk edilen adamı...

HEPİNİZ TANIYORSUNUZ.......

Çünkü o ;

Bir dizesinde bize yürekten seslendiği gibi...

Uzun ince bir yoldaydı ve

Gidiyordu gündüz gece.....

KARA TOPRAK

Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır.
Beyhude dolandım, boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır.

Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü istediğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır.

Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi
Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi
Kazma ile dövmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.

Adem'den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyve bitirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sadık yarim kara topraktır.

Karnın yardım kazmayınan, belinen
Yüzün yırttım tırnağınan, elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yarim kara topraktır.

İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.

Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yarim kara topraktır.

Bir dileğin varsa iste Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sadık yarim kara topraktır.

Hakikat istersen açık bir nokta
Allah kula yakın, kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi toprakta
Benim sadık yarim kara topraktır.

Bütün kusurumu toprak gizliyor
Melhem çalıp yaralarım düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sadık yarim kara topraktır.

Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sadık yarim kara topraktır.

Bu büyük üstadın ölüm yıl dönümünü hatırlattığınız için teşekkür ederim güzel bir başlık olmuş.

Bütün kadınlar melektir aslında. Sadece kanatları kırıldığında süpürgelerine binerler. Hepsi bu...

 
Gönderildi : 21 Mart 2013 22:23
 luna
(@luna)
Gönderiler: 321
BDSM Ruhlu
 

+++ çok güzel bir paylaşım olmuş.içime işledi. ellerine saglık

ben tuzagim da dogdum, artik aldirmiyorum..

 
Gönderildi : 21 Mart 2013 22:27
(@revolver)
Gönderiler: 372
BDSM Ruhlu
Konu başlatıcı
 

+++ +++ yakari dostum mükemmel olmuş bu paylaşım. heyecanla okudum. eline, beynine gozune saglık.

Bir sabah uyandığında kendisini hamamböceğine dönüşmüş olarak buldu.

http://www.terssemsiye.com

 
Gönderildi : 22 Mart 2013 01:08
(@yakari)
Gönderiler: 296
BDSM Ruhlu
 

Teşekkür ederim beğenmenize sevindim Smile

Bütün kadınlar melektir aslında. Sadece kanatları kırıldığında süpürgelerine binerler. Hepsi bu...

 
Gönderildi : 22 Mart 2013 01:56
MasterDaPain
(@masterdapain)
Gönderiler: 4045
BDSM Ustası Yönetici Admin
 

Ben büyük bir ihtimalle şu an ne dinliyorum başlığında Aşık Veysel'i paylaşmam. Kendisinden her ne kadar görüntülü müzik kayıtlarım olsa da onun asıl ustalığını eserlerini yaratma da görüyorum. Bestesiz sadece paylaşılan müzik sözlerine bakın. Beste ile sözün hakkını verdi büyük usta ama ben şahsen başka yorumları da çok kuvvetli bulduğum buluyor ve zevkle dinliyorum. İlk çıktığından beri defalarca ve hala dinlediğim en kuvvetli yorumlarından birisi bu benim için...


Parox Dark - Gabriel Azrael

 
Gönderildi : 22 Mart 2013 15:02
(@revolver)
Gönderiler: 372
BDSM Ruhlu
Konu başlatıcı
 

MDP mükemmel bir video gerçekten teşekkürler.
Sayenizde sevdiğim bir arkadaşımı bir kez daha izledim Smile

Bir sabah uyandığında kendisini hamamböceğine dönüşmüş olarak buldu.

http://www.terssemsiye.com

 
Gönderildi : 22 Mart 2013 18:09
(@revolver)
Gönderiler: 372
BDSM Ruhlu
Konu başlatıcı
 

pardon 3 arkadaş hehehe

Bir sabah uyandığında kendisini hamamböceğine dönüşmüş olarak buldu.

http://www.terssemsiye.com

 
Gönderildi : 22 Mart 2013 18:10
Sayfa 1 / 2
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL