Şeytan Kim ?

Kitaplarla arası iyi olanlar,ya da kitap okumasını sevenler bilirler,SABAHATTİN ALİ’NİN bir kitabı vardır,İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN.Kitabın içeriği ve konusu insanların yaşamları boyunca gerek ilişkilerinde gerekse karşılaştıkları olaylara karşı düşünceleri,içinden geçenler ve sergiledikleri psikolojik tavırlar.Kitabın adından anlaşıldığı gibi tüm bu süreçte insanın yaptıkları,yapmak istedikleri ve iç geçirdikleri çoğu zaman normal insani karakterden çıkıp,şeytanca düşüncelerle hareket etmek.
Bu ne kadar insanların hayır dedikleri bir olgu veya davranış şekli olsa da,çoğumuz bunu kabullenmek ve yapmış olmayı reddederiz.Oysa ki,hayatımızın her alanında içimizin bir köşesinde elinde mızrakla her an harekete geçmeyi bekleyen bir şeytan mevcut.Bunu görmek ve anlamak için çok çaba sarf etmeye,telepati kurmaya bile gerek yok.En basit örneği yaşanacak veya yaşanması istenen ilişkilerde tarafların daha en baştan ortaya koydukları davranışlar ve söylemlerle beraber çoğu zaman eşleşmeyen zıt hareketler.Bu günümüzde her daim,her türlü ilişkilerde tek taraflı menfaatlerin uğruna,karşı tarafı tek taraflı kullanmak adına,zayıflıktan ötürü sergilenen davranışlar olmanın ötesine geçmez.Oysa ki,dünyada doğanın bizlere sunduğu kanunları hoyratça kullanmadan ve bu kanunları tanımadan yaşamaya çalıştığımız çoğu ilişkiler sonucuna ve daha fazla ilerlemeye fırsat bulamadan bitmekle sonuçlanması gayet doğaldır.İnsan dediğimiz canlının,diğer bir çok canlıdan en önemli özelliği ve bizleri diğer canlılardan daha önemli kılan ve de ayıran servet değerindeki akıl dediğimiz bu hissin şeytanca kullanılması yaşantımızın her alanını an geldiğinde zehirli bir sarmaşık gibi sarılmış olmasına zemin hazırlar.
Neden bu konu,neden forumda böyle bir yazı ?
Bu soru belki bir çok kişi tarafından sorulabilir,sorulmasıyla beraber,alakasız da bulunabilir.Ama biraz derinlemesine düşünüldüğünde bdsm gibi ciddi ve önemli bir yaşamın her iki taraf içinde temellerinin atılmaya başladığı ilk anda bu şeytanla karşılaşmak an meselesidir.Çoğu kimsenin sadece şeytani düşüncelerle bu ilişkiyi yaşama gayreti,ciddi ve doğru bir şekilde yaşamaya gayret edenlerin önünü kesmeye bire birdir.İnsan düşünmeden de edemiyor,acaba şeytan insanoğlunun içinde mi,yoksa insanoğlu mu şeytanının içine giriyor ? bu da ayrı bir muamma.Fakat şahsi kanaatim,bence şeytan hiç kimsenin içinde değil,şeytanı yoktan var eden insanın ta kendisidir.Herkesin karşısına çıkan şeytanlara karşı dikkatli olması dileği ile önemli bir üstadın bir cümlesini yazarak yazıyı sonlandırayım;
EN GÜZEL ÇOCUK HENÜZ DOĞMADI
Sir VALEK
Benim İstediğim Başka Bir Şey
Bilenleriniz vardır, Einstein küçük bir çocukken öğretmeni ile arasında geçen "Tanrının varlığı ya da yokluğu" üzerine bir dialog...
Kısaca Einstein'in anlatmaya çalıştığı tıpkı karanlık, aydınlığın yokluğu, soğuk, sıcağın yokluğu ise, şeytan da tanrının, ya da sevginin yokluğudur..
Kötü aslında İyi nin yokluğudur...
Ve içinde iyi niyet barındırmayan her hareket bir "şeytandır"..
Bu nedenle şeytanı var ettiğimizi, şeytan tarafından dürtüldüğümüzü ya da içimizdeki şeytana uyduğumızu düşünmektense, "Şeytanın" çıktığını düşündüğümüz olaylarda, içimizdeki iyi yi neden yok ettiğimizi/azalttığımızı sorgulayıp, daha "iyi" olmaya çabalamalıyız diye düşünüyorum...
Umarım demek istediklerimi anlatabilmişimdir...
Tartışmaya değer çok güzel bir başlık. Maalesef konuya çok ilgi gösterilmemiş. Diğer güzel konular gibi kısa bir süre sonra rafa kaldırılacağından eminim. Fakat ben yine de yorumumu yazmak istiyorum.
Öncelikle çok güzel bir kitaba benziyor. En kısa zamanda edinmeye çalışacağım.
Masternick bu konuda seninle fikirlerimiz sanırım ters düştü. Çünkü bana göre şeytan içimizde değil. Her bir insan bir küçük şeytan... Şeytana çok fazla iş bırakmıyoruz...
Sir Van Jalek BDSM ilişkisini şeytani düşünceler ile yaşamaya çalışan insanlardan bahsetmiş. Fakat BDSM ilişkisini başka türlü yaşama şansı zaten yok. Çünkü BDSM ilişkisinin içinde şeytani unsurlar, ego tatmini, üstünlük kurma dürtüsü vb. olmadan BDSM, BDSM olmaz. Aksi halde BDSM denilince insanın aklına zincirler, prangalar, zindanlar değil de çiçekler, kırlar, hoşgörü vb. şeyler gelirdi.
BDSM den hoşlanan insanlar olarak kendi kendimizi kandırmaya çalışmayacağız her halde... Sir Van Jalek şunu kabul etmek gerekiyor. Hiçbirimiz BDSM den hoşlanıyoruz diye cani, acımasız, seri katil vb. değiliz fakat birer melek de değiliz.
İnsanın Sevgisi Ne Kadar Büyükse Vereceği Ceza da O Kadar Büyük Olur...
ben biraz dinsel bir cevap vermek isterim..şeytan her zaman insanın etrafında olan ona her zaman her dakika vesvese veren bir varlık..sürekli insanı yoldan çıkarmaya çalışan ve zaman zaman bunu başaran zaman zaman ise bunda başarısız olan ama hiç bir zaman pes etmeyen bir varlık..huytt kardeşim bunu bdsm ile bağdaştırmaya çalışmış.buna kesinlikle katılmıyorum.bdsm ilişkisinin şeytanla hiç bir bağı yok.çünkü bdsm veya fetişizm tamamen insanın kendisiyle ilgili bir olgu.sonuçta zorlama yok.herhangi bir baskıda yok.iki tarafın arz talep meselesi..kimse istemezse bdsm yi yaşamaz.bdsm farklı bişey..o bir felsefe.kimse kimsenin boğazına bıçak dayayıp sen benim kölem olacaksın diyemez..ama zevkleri uğruna şeytana uyan birisi için düşünülürse orasını bilemem.oda zaten bdsm ile bağdaşmaz..kısacası şeytanın canı cehenneme.. 😀
BEŞİKTAŞ BİR GERİLLANIN HAYATA İTİRAZIDIR.SUSARSA ÇATIŞMA KONUŞURSA SAVAŞ YAZARSA DESTAN SEVERSE DEVRİM OLUR.....
SİNCE 1903
Keyifli bir konu özellikle ilk fırsatta kitabı temin edip okuyacağım.
Hayatın içinde doğru ve yanlış kavramlarının yansıması adımlar nasıl bilerek Ya da bilmeyerek bizler tarafından atılıyorsa BDSm içinde şeytan ya da meleksi kavram teorisi de bir o kadar yer tutuyor.
Bazen attığımız adımın nasıl yanlış olduğunu bilmemize rağmen hepimiz bu tür adımları atmış hatta atmaya devam edeceğiz. En nihayetinde şeytan da bir melektir. Hayattan zevk alırken onun yöntemlerine değmek bizi onun yolunda yürüyen yapmaz.
BDSm içinde elbette şeytani bir tat vardır. Olmalıda düz bir yaşam formatı yaşayan bir insanın tarzı değildir. Lakin kişisel düşüncem bizim şeytani fikirleri melekler kıvamında uygulayan bireyler olabilmemizle kişiliğimize ve yaşam içindeki zevklerimize yansıması olarak düşünebilirim.
Düz bir yaklaşımın Ya da yaşam formunun tarzı olmayan bir yolu seçen ve heyecan zevk tat adrenalin salgısını gizemli acısı ve tatlısıyla yaşamakta değişik bir erdemdir. Bizim şeytana uymadığımız tek nokta yaşadıklarımızın bilinçli yaşanması ve nerede durabileceğimizi bilme erdemimizdir.
Şeytanın bile bizim durduğumuz noktada eminim aklı tavana vuruyordur. Aklının ermediği bir felsefenin sadece isim yakıştırmasına girmesi bile onu hayrete düşürdüğüne eminim.
Şeytani zekası bol erdemi kuvvetli güzellikler diliyorum.
S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!
Diğer güzel konular gibi kısa bir süre sonra rafa kaldırılacağından eminim.
Sevigli huytt, aklından geçenin bu ifade olmadığına eminim ancak başkalarınca muhtemel bir yanlış anlaşılmayı önlemek için şunu ifade etmeliyim. Kurallara uyan hiçbir konu rafa kaldırılmıyor. Maalesef gerekli ilgiyi görmüyor ve/veya cevap verilmiyorsa sistem otomatik olarak arka sayfalara atıyor, o kadar 🙁
Masternick bu konuda seninle fikirlerimiz sanırım ters düştü. .
Ohhhh nihayet !!! 😀
😀
Bu arada byköle gerçekten iyi yorumlamışsın.
Bazen durup dururken yapılan eşek şakalarını düşünün. Sadece bilinçli olarak yapılan kötülükten başka bir şey değildir. Fakat bunu yapanda yapılanda eğlenir. (Sonu kavgayla biten şakalardan bahsetmiyorum tabiki.) Bu şakanın içinde bile şeytanlık vardır. Byköle nin dediği gibi hayatın zevklerine varmak için onun yöntemlerini kullanıyoruz diye hiçkimse şeytan olmaz.
İnsanın Sevgisi Ne Kadar Büyükse Vereceği Ceza da O Kadar Büyük Olur...
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler