Köleyim" dedi, "ancak hayatımda ilk defa özgürüm."
Nomads of Gor, Sf 303
Gor konusu, başta sadece bir kitap serisine bağlı kalan bir fantastik edebiyat üzerine oluşturulan, oluşturulmaya çalışan bir BDSM uzamı olarak, özellikle BDSM'ye yeni girenler için eğreti gözükebiliyor. Özellikle BDSM'ye başlama ve keşfetme ihtiyaçları daha sıradanlaşmış hazlardan kurtulmak için ye...ni bir cinsellik kapısı boyutunda olurken, Gor gibi bir fantastik imgelem evreni, böyle bir soyut dünya, somut ihtiyaçların karşılanmasını geciktirecek gibi gözlemlenebiliyor. Özellikle toplumsal kültürün cinsellik algısına yönelik politikalarca -siyasi anlamda değil, bir amaca ulaşma yolu anlamında politika - cinselliğini yaşamaktan uzaklaştıkça acıkmış kadın ve adamların yaşadığı bizim gibi coğrafyalarda Gor daha da uzakta bir dağ olup kalıyor.
Haliyle belki ilk açlık krizleri atlatıldığında ya da belki toplumsalın dışında bir cinsellik algısını kendisi geliştirebilmiş bireylerde Gor'a bakıldığında - ki bu elbette belirli bazı başka bakış açılarını da gerektiriyor -, aslında çok daha gerçekçi ve çok daha somut bir BDSM karşımıza çıkıyor. Özellikle, ABD başta olmak üzere, Gor serisinin orjinal olarak bizden çok önce yayınlanıp okunabildiği ülkelerde, Gor yaşam kültürü, pratikleri ve hatta grupları, bu somutluğa örnek teşkil edebiliyor. (Bu noktada özellikle ingilizceniz varsa kişisel Gor sayfalarını incelemenizi öneriyorum, vaktim ve yeterli talep olursa ben bu başlığa bazılarını çevirebilirim belki daha sonra.)
Özellikle bizim yaşadığımız algılar çerçevesinde, BDSM'nin bir karşılıklı haz çıkarlarına ait alışveriş olduğu (haz - haz ya da para - haz ) anlayışının hakim olduğunu gözlemek çok zor değil. Gor dünyası elbette beraberinde yeni yemekler, yeni dans tipleri gibi örneklerle bu alışveriş algsını pekiştiren bazı unsurları beraberinde getirse de, farklı bir şeyi daha getiriyor: karşılıksız verilen haz. Yani haz, iki kişi arasında bir alışveriş unsuru değil, gerçekten karşıdakini mutlu etmeye yönelik bir araç haline dönüşüyor. Çünkü Gor pratikleri, özellikle kadın köle - erkek efendi boyutunda, kölenin efendiye karşılıksız hizmet etmesi, saygı duymasını ve onun mutluluğunu düşünmeyi getirirken, efendiye de kölesine sahip çıkma ve onu düşünme, bilme, algılama hali de ortaya koyuyor. Bu özellikle bizde mevcut olan alışveriş algısında, köleyi yadsınan kişilik halinden alıp, efendisine hizmet eden ve gerçekten onu mutlu etmeye çalışan bir düşünce kültürünün içine oturtuyor. Böylece bir karşılıklı ama karşılıksız akışın efendi - köle arasında oturtulması sağlanıyor. Sonuçta, bir yandan istekleri gerçek anlamda tatmin edilen mutlu bir efendi ve efendisince sahiplenilen ve diğerine kıyasla daha etkin daha kendini -Efendisi'nin onu tanımladığı şekilde- tanıyan bir köle karşımıza çıkıyor. Bu başlı başına, bizim içinde yaşadığımız BDSM algılarında olmayan birşey. Bilindiği üzere etraf kendini bilmeyen ve bilme arzusunda olmayan, aslında efendisi üzerinden kendi hazlarını tatmin etmek için köle olan sahte kölelerden geçilmiyor.
Genel anlamda Gor serisi, geniş bir bakış açısıyla ve daha derinlemesine bakıldığında, daha üretken ve daha mutlu edici bir BDSM ilişkisini kurmakta, özellikle bizim gibi bir toplumsal cinsellik algısı olan bireyler açısından bakılınca daha faydalı olabileceği fikrini veriyor.
Yabancı bir kajiranın (kadın köle) kendi teslimiyet anı üzerine söylediği şu ilk söz aslında çok şeyi özetliyor: "Herkesin hayatında mutluluğun anlamını gerçekten anladığı bir an vardır. Teslimiyet, benim hayat boyu süren mutluluk anım."
+++ +++ +++
Tebrik ederim. Uzun zamandır böyle güzel, kapsamlı ve manalı bir yazı okumadım. Kendi görüşlerinizi içine katarak GORa önyargılı olan veya bilmeyene çok güzel ışık tutuyorsunuz. Kaleminiz aydınlatan bir kalite de.
Gönülden GOR konusunda yazılarınızın devamını bekliyorum. Hatta çeviriler ve böyle güzel alıntılar olursa şahsen çok sevinirim. GOR bana biraz uzak gelse de yazınızı büyük ilgiyle ve zevkle okudum :++:
Teşekkür ederim
Aslında LORD PETERPEINE'ye rica ettik Portal bölümüne GOR üzerinde bir yazı hazırlaması için. Eğer siz ve kendisi kabul edip beraber çalışsanız mütiş olur bence.
Ek not
Diğer yazınızı sildim aynı olduğu için.
teşekkürler devam edeceğim bu taktirlere layık olmak lazım..:) evet yanlışlıkla göndermiş olmalıyım diğer yazıyı da...
nature40 su gor gunluklerını cevırmek muthıs bı fıkır bence
baska sansımızda yok sanırım.
Kolenin sadece bedeni bana yetmez. Ben ruhunuda isterim.
methinal kesinlikle katılıyorum ..Ancak malum çok zor ve ciddi bir iş...Yani 31 kitap olması bir yana(32. yi de bu sene çıkartması bekleniyor John Norman'ın) bırakınız Türkiyede dünyadaki sansür ve toplumsal korkularla baskılanmalarına bakılırsa nelerle karşılaşılacağı açık..Yani muhteşem kurgusu dahice alt yapısı ,karakterleri, mükemmel kast oluşumları ile film yapılsa en az lord of the rings kadar sansasyon yaratacak ve yapımcısına para kazandıracak bir film serisi olabilecekken yapılmasından çekinceleri bunun temelindeki rezilliği ve gizleri güçleri anlamak lazım.ayrıca taktir edersin ki 31 kitabın çevirisi için bir ekip lazım hem de sağlam bir ekip 
Gerçekten başka şansımız yok bu da doğru ama maalesef bu ülkede özgürlükler adına yıllardır şansımızı nasıl kullandığımız açık maalesef:)
yazık cok yazık 🙁 bır gun okutabılırım ınsllah
Kolenin sadece bedeni bana yetmez. Ben ruhunuda isterim.
Peki başlangıç olarak ilk 3 romanın bir uzun özeti hazırlanamaz mı?
Birde GOR felsefesini ve dünyasını burada başlangıç da yaptığınız gibi devam etseniz?
Katılıyorum zor olacaktır emınım. Ama bılgı bulmanın bu kadr
zor oldugu bır konuya emek vermek keyıflıde olacaktır
bence.
Bırde sunu sormak ısterı. Bu ko uda okunabılecek bır turkc eser varmıdır acaba.
Bılen varsa kaynak belırtebılırmı bende alıp okuup ozetlerle destek vermek ısterım.
Kolenin sadece bedeni bana yetmez. Ben ruhunuda isterim.
bu konuda türkçe eser yok ...varsa da ben bu kadar sürede bulamadım..birçok ülkede yasaklanan kitaplar arasında olan john norman eserleri korkular arasındaki güçlerle eziliyor..
bu konuda türkçe eser yok ...varsa da ben bu kadar sürede bulamadım..birçok ülkede yasaklanan kitaplar arasında olan john norman eserleri korkular arasındaki güçlerle eziliyor..
Artık bazı aktif kişiler kendi ellerinden geldiğince çevirirse bu iş olur. Hani şu yabancı dizilerin ve filmlerin alt yazılarını hazırlayan kahramanlar var ya, onun gibi. Onun dışında Türkiye de her han gibi bir yayın evin bu projeyi eline almasını düşünemem.
sayın bana mesaj atan ve gerek çeviri gerekse de yardım isteyen değerli arkadaşlar ..Sizlere cevap vermeyi isterim ancak mesaj gönderme yetkim maalesef kaldırılmış.Tamamen kişisel olarak algıladığım ve ilgili kişi ile konuyu sadece 1 mesaj ile görüşmeme rağmen bu tavırı kabul etmediğimden herkesin iznini rica ederek siteden ayrılıyorum.......
ilginize teşekkürler
sayın bana mesaj atan ve gerek çeviri gerekse de yardım isteyen değerli arkadaşlar ..Sizlere cevap vermeyi isterim ancak mesaj gönderme yetkim maalesef kaldırılmış.Tamamen kişisel olarak algıladığım ve ilgili kişi ile konuyu sadece 1 mesaj ile görüşmeme rağmen bu tavırı kabul etmediğimden herkesin iznini rica ederek siteden ayrılıyorum.......
ilginize teşekkürler
Siz bilirsiniz. Lakin aynı yazıyı değişik başlıklara yazmadan önce biraz olsun forum içinde yeni gelişmelere baksaydınız (misal https://www.bdsmturk.com/forum/yeni-kayitli-kullanicilar-t4733.html ), işin gerçeğini anlayıp yazdıklarınızın ne kadar yanlış, ön yargılı ve çirkin olduğunu anlardınız. Ama her insan kendine yakışan şekilde tavır gösterir ve yazar.
gorean de en sevmediğim şeylerden birisi de gerçek hayat ile gorean ı ayıramayan kişilerdir. mesela oyun içerisindeki bir davranışı sanki gerçek kimliğine karşı yapılmış gibi algılayıp eğlenceyi drama dönüştüren bir kitlenin yanı sıra gerçek hayatındaki kişiliğini artık sanki gor dünyasında yaşıyormuş gibi davrananlar da bir o kadar anlaşılamayacak davranışlar benim için.
az önce bir türk oyuncuya merhaba dedim ve Master'ı gerçek hayatta erkeklerle konuşmasını yasaklamış saygı duydum ve mesaj atmadım ancak türkçe bilmesine rağmen özellikle bunu türkçe değil de ingilizce belirtiyor.
gorean benim için güzel bir oyun ama bunu gerçek hayatıyla karıştıranlar için kafa karıştırıcı olabilir.
gorean de en sevmediğim şeylerden birisi de gerçek hayat ile gorean ı ayıramayan kişilerdir. mesela oyun içerisindeki bir davranışı sanki gerçek kimliğine karşı yapılmış gibi algılayıp eğlenceyi drama dönüştüren bir kitlenin yanı sıra gerçek hayatındaki kişiliğini artık sanki gor dünyasında yaşıyormuş gibi davrananlar da bir o kadar anlaşılamayacak davranışlar benim için.
...
gorean benim için güzel bir oyun ama bunu gerçek hayatıyla karıştıranlar için kafa karıştırıcı olabilir.
Sana bu iki noktada katılıyorum.
Ayrıca GOR'u sadece sınırsız ve kuralsız bir sadist ruhu tatmin etmek için kullananlar GOR'un ismini sadece kirletiyorlar.
