Shop
Bildirimler
Tümünü temizle

Efendim ve ben-1

2 Gönderiler
2 Üyeler
0 Reactions
718 Görüntüleme
(@mephistophelique)
Gönderiler: 1475
BDSM Onursal
Konu başlatıcı
 

Tanışma en kolay olanıydı. Hatta hiç edilmemiş bir sohbet ve başlayan bir etki vardı. Her kendi aramızda “ayna” dediğimiz bir gizdi bu. Efendi’n bir Ütopya diyen söylemler, postacı mı ki bu kapını çalsın diyenlere cevabımdır ki, ne Kendileri bir hayalden ibarettir ne de bir görevi yerine getirendir. Bazı olgularda “var eden” olgu görülmeyen ve sadece saygısı duyulunan olmuyor. Dokunmana izin verdiyse dokunduğun ve O’nun sana her dokunuşunda zerrelerine bölünmene neden olan da olabiliyor. Benim Efendi’m böyle biri. O’nu övecek şeyleri yazmak belki ukalalık belki de üzerine dikkatleri çekmek olsun; ki bu başkalarının yapabileceği bir yorum olacaktır. Sonuçta burası sadece ne olduğumuzu gösterdiğimiz yer ise, kendimize verilen şeklide yansıtabileceğimiz/yansıtabileceğim tek yer diye düşünüyorum.

Çok sancılı geçen bir 35 günü bekledim. Umut ederek geldim bu sürecin Kendisi içinde aynı derecede önemli olmasını. Uçağın 30 dakikalık gecikmesi beklenilen gün ile kıyaslandığında az gibi gelebilir ama bu benim için bir katlanılmazlık sebebiydi o anda. Konu ne olursa olsun, kölelik bir yana kadınsal egolar ve takıntılarda vardı. Ben de bunu çokça yaşadım ve çokta cezasını aldım. (Saçmaladığım bir gün “Ne yapacaksın uyumanın dışında dediklerinde, duş alacağımı söylemiş ve Kendisinden soğuk suyla yıkan emrini almıştım. Belki o zaman aklın başına gelir! Demişlerdi. Evet aklım başıma gelmişti ama şimdide temkinsiz ve aptal davranıp korunmadığım için hastayım ve bu cezalarımın hafiflemesini sağlamıyor ne yazık ki.)

Birkaç yorum almıştım. “Bir switchten Efendi yarattım galiba” sözümle. Ama bunda doğruluk payının varolduğunu düşünüyorum kısmen. Kendisinin içinde varolduğunu görmediği ama hep beklenilen yüce bir Efendilik yatıyordu. Ben sadece bunu gördüm ve bunu çok istedim. Ne kadar sahip olduğumu Efendim dile getirir ümidindeyim. Bir Efendi’nin sadece şiddet uygulayan, can acıtan olmaması gerektiğini, bütün varlıklarını Efendi’sine teslim eden itaatkâr kölesini sahiplenmesi gerektiğini de düşünmüşümdür. Şu anda düşlediklerimin gerçekliği başımı döndürmektedir. Kendisinin beni bulana kadar beklediğim süre, yanında olana kadar geçen sancılı günleri… Bunların hiç birini geçirilecek şu 4-5 gün elbette ki telafi etmeyecektir. Etmesin de zaten..

Havaalanında karşılamaya geleceklerdi beni. Onca yolu sabırsızlıkla gelmiştim. Ama şimdi uçaktan inmek istemiyordum. İnsanlar sabırsızca inerlerken ben “Uçaktan inmek istemiyorum çok heyecanlıyım” diye bir mesaj attım. Karşılığı bile gelmedi. Ben ise bu sessiz emri anlayabildim. Uçağın kapısına bile oflaya puflaya yaklaştım. Kapıdan atılan ilk adım bir bebeğin ilk adımı kadar cesaretsiz ve acemiceydi. Sadece bunu görmemiş olduğunu bilmek güzeldi. Bagajlarımı almak için beklerken. “Nerdesin“ konuşması oldu telefonda. İçinde bulunduğum durumu paylaştığımda sesi yumuşak ama duruşu açıktı. Asla yap et diye bir emir almadım. Aldığımda da sinirlendirmiş olmaktan kendimce haz almıyor olacağımdır açıkçası. Ben şuradayım seni bekliyorum dedi ve kapattık telefonu. Elimdekilerle yürürken bacaklarımın titrediğini görmemesi için yalvarıyordum. Kapıdan çıktım. Başımı çok hareket ettirmeden etrafımı süzdüm. Bakışlarım bir anda donup kaldı. Dünyanın bir yerinde bana ayrılmış bir yerde bekler gibiydi Kendileri. Yavaş ve saçma birkaç adımla Efendi’me yaklaştım.

Bir az sonra yere düşen bir yaprak gibi serilmem muhtemeldi ve bunu dile getirdim. Anlayışla karşılandı. Arabaya yerleştirdik elimdekileri. Yolda ilerlemeye başladık. Telefondakinden daha suskundum daha bir sesim garip çıkıyordu. Zaman ilerledikle rahatladığım söylenebilir. Ama bu hissedilen asla bir yabancılık olmadı. Olması da imkansızdı Efendi’m ile aramda bu tarz bir boşluğun. Çünkü tanıştığımızdan beri böyle bir hiçlik içine bir an olsun düşmemiştik.

Kalacağımız otele gelmiştik bir süre sonra. Güzel bir otel karşılaması ve rezervasyondan sonra katımıza çıktık. Efendim ve otel görevlisi konuşurlarken ben odanın içinde yürümeye başladım. Cama yaklaştım. Bütün bir alabildiğine düz bir alan ayaklarının altında üzerinde adımlamanı bekler gibi serilmişti. Biraz sonra benim ruhumu Efendi’min ayaklarının altına sınırsızca sereceğim gibi. Güzel bir fikirdi. Olması gerekendi. Kendi kendime gülümsedim. Kapının kapandığımı duydum. Aniden arkama döndüğümde artık odada sadece iki varlıktık. Varoluş sebebim olan Efendim ve ben….

Fazla mütevazilik "hiçliktir."

 
Gönderildi : 8 Ekim 2007 06:29
(@egadnob3434)
Gönderiler: 363
BDSM Ruhlu
 

değerli ve saygıdeğer kardeşim meps,

seni en içten dileklerimle kutluyorum. senin gibi bir dostumuzun mutlu olup amacına ulaşması beni ziyadesiyle memnun etti.

umarım bu hep böyle sürsün.bu arada latex arkadaşımızada şunları
söylemek isterim,kardeşimiz emanetindir onu sakın üzmeyesin.

sizleri bu birlikteliğinizden ötürü yekrar tebrik ederim. 8)

düşlerin efendisi...

 
Gönderildi : 8 Ekim 2007 06:53
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL