efendim ve şanslı köpeği yani ben (episod 1)
Günlerce aramasını bekledim
Dudaklarından çıkacak “gel buraya” emrini bekledim…
Gece ve gündüz kalmamıştı artık…
Hayatımı adadığım insan YÜCE VARLIĞI ile sahipti her damlama…
Etimin her köşesi gibi manamın da her saniyesine sahipti… SAHİBİMDİ
Seni birazdan arayacağım hazırlan dediği andan beri 11 saattir telefonunu beklediğim EFENDİM aramamıştı..
En beceriksiz olduğum konu sabırsızlığım deneniyordu, acıdan kıvranıyor ve heyecandan titriyordum..
Daha fazla dayanamadım ve efendimin isteyebileceği malzemeleri bir çantaya doldurup buz gibi sokağa çıktım… karanlık ve soğuk sokak beni birazcık ürkütmüştü ve bir an önce koruyucum, sahibimin yanına gidip güven dolu dakikalara başlamak istiyordum… Arabama bindim ve kontağı çalıştırdım. Evinin önüne gidip beklersem alacağım cezayı şöyle bir aklımdan geçirdiğimde o kadar korktum ki kontağı bir hamlede kapattım…
Aramam yasak olduğu için göz yaşlarımla ıslanan telefonu onun en sevdiği şey olan jartiyer çorabıma sıkıştırıp beklemeye başladım… gece 12 gibi bedenim efendimin çağrısı ile titredi yaşadığım heyecan dünyaya yeni gelmiş bir köpeğin sokakta çırılçıplak annesini beklerken yaşadığı heyecan ve korkunun kat kat üstündeydi…
GEL dedi ve kapattı onun dudaklarından çıkan üç harf ellerimi o kadar titretti ki kontağın yerini bulamıyordum…
Kalbim yerinden çıkmak ne kelime arabadan, hatta şehirden bile çıkmıştı…
Yeni banyo yapmam inanılmaz üşümeme neden oluyordu…
Nihayet kontağı çalıştırabildim…
Kaza yapmamak için dikkatli olmaya çalışıyor fakat dikkatimi hiçbir şeye veremiyordum…
Arabayı park edip el çantamı ve minik eşya bavulumu elime aldım..
Merdivenleri çıktığım anı hatırlamıyorum..bu günkü görevimi biliyordum… Efendimin gözleri önünde
Bir bakir erkeği memnun edecek ve eğer yeterince başarılı olursam
Efendim aylardır yalvararak istediğim ödülü verecekti….
Kapı aralıktı….
isterseniz devamını da anlatırım...
Ruhum
hiçlik sınırında gezerken
o büyük acı ile hayat buluyor,
bedenim yerde kıvranırken,
yaralarım derin derin sızlarken,
yeniden canlanıyor ve dünyanın en şanslı ruhu doğuyor.
İçeri girdim ve kapıyı ürkekçe kapattım.
Emriyle içeri geçtim
Büyük kırmızı koltuğunda oturuyordu
Çök dedi ne dediğini ne olduğunu nede ve ne zaman olduğumu unutmuştum
O kadar mutluydum ki çılgınca kuyruğumu sallamak oraya buraya koşmaktan başka bir şey geçmiyordu aklımdan
Anlamış olacak ki çökmeme yardım etmek için set bir tekme indirdi
Atık onun ayakları dibindeydim dizine başımı koymamı emretti
Saçlarımı okşamaya başlamasıyla biraz sakinleştim cici köpek aferin uslu olursan sana istediğin ödülü vereceğim dedi…
Misafirlerimiz gelecek çay koy diye buyurdu ve mutfağa gittim
Mutfak neydi çay neydi diye düşünürken heyecandan dizlerim titriyordu…
Çayı demledim ve ayakları dibindeki yerimi aldım
Sıra en sevdiğim şeye gelmişti…
Efendim bütün gün ayakkabıdan çıkmamış yorgun ayaklarını bana uzattı ve ayakkabılarını ve çoraplarını nazikçe çıkartıp yalayarak temizlemeye başladım…
Bu sırada benimle her zamanki gibi dertleşiyor bu gün yaşadıklarını anlatıyordu yorum yapmamak ve sadece dinlemek için emir aldığım halde ara sıra dayanamayıp yüzüne bakıp gülümsüyordum…
O da gözleri ile aferin işareti yapıp saçımı okşuyordu..onun için hazırladığım ve ona bağlılığımı anlatan internet sitesinden bahsettim göster dedi ve bilgisayarın başında diz çöktüm sitenin adresi aklıma gelmiyordu heyecandan bu kadar şanslı olduğuma inanamıyordum bu kadar yüce bir varlığın yanındaydım…
Siteyi hatırlayamamam çok pahalıya mal oldu ve aptal köpek diye bağırıp tekmelemeye başladı o kadar sert tekme atıyordu ki canımın yanmasına değil onun ayaklarının acımasına dayanamıyordum…
Biraz sonra sıkılıp bıraktı ve ben siteyi hatırladım
Beni masanın altına itekleyip ayaklarını sırtıma uzattı çok havasız ve küçük bir yere kapatılmıştım o kadar küçük bir alandı ki elimi bile kıpırdatamıyordum…
Siteyi beğenip beğenmediğini anlayamıyordum..
Sevgilisine telefon etti ve şefkatle onunla konuşmaya başladı sırtım ağrımış ve omuzlarım onun ayaklarının ağılığı ile çökmüştü…
Neden sonra geçip kanepeye oturdu yanına gitmemi emretti muhteşem varlığı ağzıma almamın zamanı gelmişti, bu kadar çabuk bir ödül beklemiyordum demek ki siteyi beğenmişti ağzımda o kadar büyük bir şey varken suratıma atılan sert tokatlar daha çok canımı yakıyordu gözlerim yaşardığı sırada beni yere iterek başıma ayağı ile bastırdı artık kıpırdamama imkan yoktu eteğimi sıyırıp sert bir hareketle ve tek hamlede tali yola dalmıştı… arkamdaki büyük acı inanılmazdı hem işin görüp hem popoma sert tokatlar atmak EFENDİMİ biraz yormuştu…benimle işi bitince her zamanki gibi hareket etmeden yarım saat öyle bekletti beni…
ve o sırada kapı çaldı… aceleyle giyindim ve EFENDİM in emirlerini dinledim
Ban bir takım uyarılar yaptı kendisinden başka kimsenin kölesi olmadığımı , sadece Onun emirlerine itaat etmem gerektiğini hatırlattı ve ödülü hatırlattı…
Gülümseyerek misafiri karşıladım…
Çay getir emri ile çay hazırladım ve EFENDİM in sigarasını yakma şerefine eriştim…
Efendimin asla başkasının yanında beni dövmeyecek olmasından emin olmak biraz daha rahatlamama neden oluyordu…
Ruhum
hiçlik sınırında gezerken
o büyük acı ile hayat buluyor,
bedenim yerde kıvranırken,
yaralarım derin derin sızlarken,
yeniden canlanıyor ve dünyanın en şanslı ruhu doğuyor.
olumlu eleştiriler aldıkça devam ediyorum
karya ....demek ki devamını paylaşmamam için bir neden yok...
zaten bu benim günlüğümden bir sayfa ve devamı tabi ki var
biraz heyecan olsun diye parça parça yayınlıyorum o kadar:)
yorumlarınız için telekkürler
Ruhum
hiçlik sınırında gezerken
o büyük acı ile hayat buluyor,
bedenim yerde kıvranırken,
yaralarım derin derin sızlarken,
yeniden canlanıyor ve dünyanın en şanslı ruhu doğuyor.
aynen masternick haklısınız
o anlık aptal düşüncem bana nelere mal olacak göreceksiniz...
Ruhum
hiçlik sınırında gezerken
o büyük acı ile hayat buluyor,
bedenim yerde kıvranırken,
yaralarım derin derin sızlarken,
yeniden canlanıyor ve dünyanın en şanslı ruhu doğuyor.
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler