Her ne kadar bu olayın sonunu bilsemde hikaye olarak okumadıgım bir yazıydı.Muhteşem olmuş canımmmmmm

Bu.. gerçekten güzel, tebrik ederim sizi... Devamını merakla bekliyorum...

Teşekkür ederim.Devamı burda.
Ne yazık ki bir şey göremeyecek kadar kördüm,bu adamın bir geceliğinede olsa sunağı olmuştum,etimi vinçlerle koparıyorlardı sanki,kaskatı bir bidenin önünde iki büklüm kalacaktım neredeyse.
Neyseki sinir beynimi alt üst ettiğinden korkmuyordum bu sefer,avazım çıktıgı kadar bağırır,olanca gücümle direnirdim,sonuçta beni alı koyamazdı ya?Yok bu kadar ileri gidemez diye düşündüm.
Ayak sesleri duyuyordum,kapı aralıktı.Birden Onun kapıda dikildiğini görüp korkuya kapıldım,belkide çoktandır ordaydı.Kimbilir aklını yine neler kemiriyordu,ah güvenmiş dilenmeyi öyle isterdim ki..
Yine gamzeleri beliriyor,yine ikinci kişiliğine bürünüyor,yine ne sert,ne yumuşak oluyordu.
-Ne görmem gerekiyorsa onu göster bakalım.
Birden yüz ifadesi hissizliğini ele verdi,aklına hızlı çarpan parçaları görmek mümkün değildi,neler oluyordu?Dünya mı durmuştu?Yeter.
Nasılda savunmasız yakalamıştı beni,kendimi yüzlercesine hüsrana uğrattığım şu akşam üstü birden beni tepeden tırnağa kutsal bir bakire edasına çeviriyordu.Nitekim aslında korktugum tek bir gerçeklik vardı ki bu adama kayıtsız aşık olmamdı.
-Görmeni istediğim şey ellerimde gizli,dedi.
Ellerini uzattı tekrardan,içim eridi,ayağa kalkıp yalpalayarak salona geçtik.Bana bir gecelik bulmuştu.
-Üstüne geçir!
-Ama ıslak bu,üşütürüm.
-Ben sana güveniyorum.
Bana güveniyordu bu hissiz ve kararlı adam,peki ben güvenmekte kusursuzluk mu çekiyordum?Hayır sadece Onun beyninin içinde dönen dümenleri göremeyecek kadar aptal ve kördüm.
Beni dizlerinin dibine yatırdı,aynı anda saçlarımı okşayıp geri tarıyordu.Birden bir çıtırdı duydum,ateş yakmıştı,ne güzeldi aşk;şarap ve tutku kokuyordu.Şimdi öylesine bir odada güzel iki kadeh şarabın yanında esaretin bedelini çirkeflikle ödeyecek bir kadındım.
Birden daha ileri gitmek istedim.
Dahasına.
Bu adamın Dünyasına girmekti niyetim.Hiç karşılık beklemeden ellerimi avucunun içine sıkıştırıp onunkilere kenetledim.Dudaklarım Onunkiyle buluşmaya,erkekligiyle tartılmaya can atıyordu.
Dudaklarına uzandım.
Ama o durmuş, saçlarımı bileğine doladığı gibi başımı olabildiğince geri çekip beni avaz avaz bağırtıyordu.
-Sence beni öpmeyi hak edecek ne yaptık pis sürtük!
O an hemen domalır bir pozisyonda ne yaptıgımı bilmeden önünde secde halini aldım.Bu adamı putlaştırıyor,bu adama tapma isteğim yüreğimi dağlıyordu.
Başımı halıya gömmüş Ona itaat edecek olmanın gururuyla ve tüm iyi niyetimle
-Özür dilerim yüce EFENDİM.affedin bu aciz kulunuzu,ne yaptıgımı bilmeden bilinçsiz davrandım.Affedin!
Ağzımdan çıkanları kulaklarım bile duymuyordu,fakat ne çıktıgının ne önemi vardı?itaat duygusu kusursuzdu,verdigi huzur kusursuzdu,ve bu gece kusursuz olmalıydı!!
-Bak nasılda istediginde uysal bir köpek oluyorsun.
Tapılası ayakları başımın üstünü süslüyordu,başım ayakları altında eziliyordu!

Değişik bir sistemdi bu,her yanıma buz gibi damlalar çarpıyor,it gibi titriyordum.Zaten hastalık derecesinde kansızdım ciddi anlamda donmaktan korkuyordum!
Bu mudur?
Budur!

Tebrikler,fazla merakta bırakma bizi.

O an tüm istediğimi ve isteyeceğimi elde etmenin huzuruyla gıkımı çıkarmadan öylece bekledim..Sadece ayaklarıyla başımı sertçe bastırıyordu,başka bir şey yok.Beni izliyor olmalıydı;kalçalarımı,sırtımı,bükülen belimi,dahasını..
Gözümü kapatıp yüzümü halıdan ayırmamamı emretti.
Bekledim.
Hemen az sonra başımda dikildiğini hissettim,birden el ve ayak bileklerimden kelepçelendiğimi anladım,bir de daha önce hiç denemediğim ağız tıkacını o bilindik sertliğiyle ağzıma geçirdi.Attığı tekmeyle irkildim.
-Yürüde endamını göreyim.
Yine ne yaptıgımı bilmeden,ama ne istedigimi biliyordum,ileri geri,sağa sola odanın boş buldugum alanlarında dizlerimin üstünde uysal bir köpek gibi dolanıp durdum,O'na bakmam yasaktı..Bazen yoruluyor bir hakaretle kendime gelip tekrar hareketlenmeye başlıyordum.Durmam kesinlikle yasaktı..Öylece belki bir yarım saat kalakalmıştım.
Dizlerinin dibinde çökmemi emretti.
Usulca dizlerinin altını süsledim.
-Ayaklarını geri ver,belini iyice bük.
Emrettiği şekildeki halimi aldım.
Bu sefer arkama geçti,o yıkık dökük binaların içinde yaptıgı gibiydi,tabanlarımı ısırıyordu,avını iştahla parçalayan bir hayvan gibi ısıra ısıra morartıyordu,yine gıkımı çıkaramıyordum çünkü böylesi müthiş bir haz veriyordu doğrusu.İçimde volkanlar,yanardağlar patlıyordu ama bu adam hiçbirini ama hiçbirini bilmiyordu!
Hem ısırıyor,hem ufak dokunuşlarla öpüyor,arada dişlerini yine ayak tabanlarımla bütünleştiriyordu,birden keskin bir acı duydum,etimi cidden parçalamış olmalıydı,çünkü kanadıgını hissettim ve ardından hafifçe tadına baktıgını..ama hiç bir şey söylemiyordu öylece beni ödüllendirmesini bekliyordum.Ödüllendirmesi gerekirdi değil mi?
Beklediğim olmadı.
Saçlarımdan tuttugu gibi kanepeye fırlatıp üstüme atladı,Tanrım yoksa tecavüz mü edecekti?İşte bunu istemiyordum,işte bunu kendime yediremiyordum.
Ama o soluk soluga bana bakıp önce gırtlaklıyor sonra olabilecek en sert bir biçimde bir tokat geçiriyordu yüzüme.Çenemi ısırıyor,yüzüme tükürüyor,gözümün içine bakıp,nefessiz bırakıncaya kadar boğazıma yapışıyordu.Arada da parmaklarını saçlarıma kenetleyip başımı ileri geri sallayıp saç köklerime tecavüz ediyordu.Başım ağrıdan çatlayabilirdi,o kadar çok dayak yemiştim ki sersemleyip başımı yana çevirince dayak atmayı bırakıp çenemden usulca tuttu.
Gözlerimi sımsıkı kapadım,çünkü artık dayanacak durumda değildim.
-Daha ne söyleseydim....tüm özürlerim...
-Ama ne istediğini biliyorum.
-Artık dayanamıyorum,resmen gözü önünde ağlamaya başlayıp yalvarmıştım Ona,bu hiç tarzım değildi.Ama pesetmektende başka çarem yoktu şimdilik.
-Sevgili Karyama ağlamak hiiiç ama hiç yakışmıyor doğrusu!

evet evet evet pekı ya devamı

Huzurunuzda
Gözlerimi kapayıverdim.
Gece tüm huzuruyla sürmeye devam ediyor,dayaktan nasibini almıs bedenim kanepenin üzerinde yorgun düşüyordu.
Kollarıyla avuçladı bedenimi,yatak odasına doğru yöneldi,ipek gibi yatagın üstüne serip yanıma uzandı.
Gözümü açtıgımda yüzüme bakıyordu,tebessümü yoktu,sert,duru bir bakıstı bu.
-Olmak istedigin yerde misin?
-Evet.
-Olmak istedigin yerde misin dedim!
-Evet yüce Efendi'm.Yanınızda olmanın gururu ruhumu susturacak bu gece,teşekkürler.
-Dikil bakalım.
Anlaşılan yeni görevler yeni acılar,yeni hazlar beni bekliyordu.Fakat bedenim buna müsade etmiyordu zira çok yorgundum.
-Yorgunum ama.
-Ben sana güveniyorum,sen de bana güven.
Bana güveniyor muydu sahiden?Başarabileceğimden emin miydi yani?Bir yanımda susturmuyordu ruhumu,bu gece itaatlik yeminiyle çalkalanıyordu ruhum ama dokunsalar yığılacak haldeydim.
Yatağın yanına geçip dizlerimin üstüne çöktüm,merakla yüzüne baktım,bakışlarım kendini ele veriyordu.
Ne kadar da güzeldi yüzü,saçları ipek gibiydi,gözleri kendinden emin ayrı bir cennetin hükümdarı gibiydi.Ya elleri ve tapılası ayakları;hepsi birer cennet ilahisi gibiydi.Şimdi bana şakıyordu ,benim için dua ediyor,bana toz kondurmuyordu hiçbiri.
Ama birden bire ne oldugunu tam kavrayamadan sert bir darbeyle irkildim,çok zaman sonra ayağıyla başıma darbeler yağdırdığını anladım.Başım patlayabilirdi o anda.Ciddi anlamda da beyin sarsıntısı geçirmekten korkuyordum.Hey yarabbi çok mu pinpirikliydim?Ama Ona güvenmem gerekirdi,oldugu gibi kendimi Ona verdim.
Ne yapmam gerektiğininden emin bu sefer kendi halimle ayaklarını ellerime aldım.
-İzin verin bu tapılası ayaklar dudaklarımı onurlandırsın Efendi'm.
Sessizce darbelerinden vazgeçip gözleriyle gözlerime evet dedi.
Usulca parmaklarımla dokundum her bir karesine,dudaklarımla keşfe çıktım,bileğini öpüyor ordan da tabanlarını dilimle süslüyordum.Parmaklarını tek tek dişlerimle ayırıp her bir santimini emiyordum.
Kendimden geçmiş gibi,arzuyla tutkunun bu görkemli dansında kendimi onurlandırıyordum.Yorgunluktan eser yoktu bedenimde,güzel bir masaj gibiydi sanki bu;benim tarafımdan O'na sunulan fakat benim bedenimi susturan...
Ayağıyla başımı okşuyordu.
-Güzel Karyam bana baksın.
Gözlerinin içine gömüldüm,ona binlerce kere teşekkür ediyor bana bu onuru verdiği için minnettar kalıyordum.Hayran hayran yüzünün her bir damlasını seyre koyuluyordum.
-Ehhhh sanırım güzel bir ödülü hakettin.
Tanrım sonunda belkide bütün gece yanında uyuyabilecek hatta ayaklarının dibinde kıpırtısız kalıp Onun uyudugundan bihaber aklımı emirleriyle çelecektim.Bundan güzel ödül mü olurdu?İşte geceden beri beklediğim an gelmişti.Ne olacaktı,ne olmalıydı,güzel hediyem beni bekliyordu şimdi.
Çekmecesinden üç dört şırınga çıkardıgını gördüğüm an korkuya kapıldım.Yoksa uyuşturucu bağımlısı mıydı?
Merak içinde ödülümü beklemeye koyuldum o ise şırıngaları bana uzatmış alaycı ifadesiyle bana uzatıyordu.
-Şırıngaları çıkar,kanatana kadar etine sok,her birini,anladın mı HER BİRİNİ! Kanatamazsan ya da dayanamazsan seni fena cezalar bekliyor haberin olsun,yoksa ödül mü demeliydim.Hahahahaha.
İşte senin ödülün işe koyul bakalım !
Beynimden vurulmuşa döndüm o an,ödülüm;şırıngalar!Bu korkunctu!
Tanrım,bu adamın niyeti beni öldürmek olmalıydı,nitekim böyle bir şeyi nasıl yapacağımı bilmiyordum,muhtemelen dayanamayacaktım,hayır acıdan değildi bu,benim korkunc derecede iğne fobim vardı!!
Kaşlarımı çatıp ürkek ürkek paketleri açmaya koyuldum,ne yapabilirdim ki başka,onca yol katetmiştim,hiçbir şey yüzüme gözüme bulaşsın istemiyordum.
O ise hala kendinden emin,duruşunu bozmadan bana bakıyor,olabilecek ikinci bir hamlemi itinayla seyrediyordu.
Cesaretimi toplayıp paketlerin hepsini açtım 4 tane şırınga elimde duruyor her biri etime geçmek için can atıyordu.
-4 dakika içinde her biri sol koluna saplanmış olacak,itinayla kanını süzdüreceksin,sokamadıgın her bir şırınga için sırtına 15 kemer darbesi inecek.Aptal aptal bakacağına başla hadi!
İşte sonun başlangıcı başlıyordu benim için…

Wooooow son bölüm çarpıcı!!!

Gerçekten çok güzel devam ediyor NormaJeane, tebrik ederim sizi... Ve teşekkürler tabii...