100.Mesajımın Anısına
Bazen hiç uykum yok, olmuyor. Sabaha kadar anlamsızca da ayaktayım ya da anlamımı bulabilmek içinde. Aslında böyle şeyler için çokta çabalamamak gerekiyor. Küçük düşünmek bazen beyninizin fazla yorulmasını engeller ama bunu alışkanlık haline getirmek büyük düşünmenizin önüne büyük setler çeker. Benim sahip olmadığım tek şeydir belki de o setler. Arkamdakleri düşünmekten , onları incitmemekten başka ne yaptım diyip kafamı vurduğum anlarda yıpratıldığımı fark edemedim. Ne zaman banane demeyi öğrendiysem o zaman mutlu olmaya başladım. Salaklığa tamammülüm yok. Kimsenin de olmamalı bence. Kimseye cahilliği için taviz vermek ve kurallarımı çiğnemek zorunda değilim de. İşte bu denli dik başlıyım. Kendi kurallarıyla yaşayanım ve bugün varolan herşeyimi kaybetsem yarına korkak gözlerle başlamam. Lakin varlıklarımı kaybedecek kadar da beceriksiz olduğumu sanmıyorum. Alçakça çalmaya çalışmadıkları sürece. Her zaman akıllı düşmanım olsun isterim çünkü küçük düşünmeyeli çok oldu ve nasıl düşünülür (düşünmek denirse tabiki) unuttum. Aslında bu bana öğretilmedi de sadece bundan uzak dur denip yüzeysel olarak anlatıldı.
Zorum değil mi? Chat odasında zor..
Forumlarda zor..
Özel mesajlarda zor..
Msn de zor...
Kolay olmaya çalıştığımda da beceremiyorum. O boyun eğişleri yapamıyorum. BDSM içinde bir itaat anlayışı var ki bu benim en zorlandığım bazen de zevk aldığım noktası. Lady Sade çok haklıdır ki benim eğitimim asla kolay olmayacaktır.
Bunlarıda ortalığa niye yazdım onuda bilmiyorum ama kafam allak bullak ondan sanırım. Kendim için özel birşeyler yapmayı seviyorum. Başkasından beklemek, başına geldiğinde de şaşırmak kendini kandırmak gibi geliyor. O yüzden kendi işimi kendim yapıyorum yani. Sürekli dalgın değilim ya da hayal dünyasında. Kafamı toparladığım anlarda oluyor tabii ki. İşte o anlarda hislerimi yazdığım bir yazıyı paylaşmak istedim sadece. Benim için önemli olan bu mesajı okuduğunuz için teşekkür ederim...
* * *
Bir insanı belirsizlik ve tanımsızlık bitirir ;ben buna inanırım. Birçok kadın ve erkekte hep başkalarından farklı hatta özellikli yaratıldıklarına inanırlar. Aslında haklıdırlar ama ifade ediş tarzları bence yanlıştır. Herkesin bir farklılığı vardır ve birisi için ya da bazı yaşamsal gruplar içinde bu farklılıklar bir bütünü oluşturmaktaki ana sebeptir. Bir forumda da paylaştığım üzere ben bedensel farklılıklarımı erken yaşta keşfettiğime inanıyorum. Etrafınızda sizinle aynı farklılıklara sahip olupta adını koymuş birileri yoksa benliğinizin tanımını bulmak zamanda alabilir. Benim ki gibi..
Vücutsal değişikliklerin yanı sıra düşsel ve beyinsel farklılaşmalar bedeninize dahi etki eder. Aynı duyguyu yaşayamayacağınızı bildiğiniz insanlarda uzaklaşırsınız sizi keşfetmesinler, aralarına girmek istediğinizde sizi dışlamasınlar diye. İlk başta böyle başladı bendeki gariplikler. Günümün büyük kısmını evde yalnız kalmaya çabalamak, kendimi saatlerce aynalarda izlemek için harcadım. Aynalardaki yansımalarıma tanımlar koymakla. Deniz Akkaya’nın bugün gazetelerde boy boy çıkan fetish resimlerini 13 yaşımdayken verebilen biri olarak onu amatör buluyorum denebilir çünkü yapılanlar tamamen maddi. Filmden aklımda kalan tecavüz sahnelerindeki en görsel öğe ise ellerdeki kasılmalar ve acı ifadesiydi. Acıyı seviyorum. Kabuk tutam yaramı kanatmaya çalışmam, çıkan kanı koklamam ve yalayarak aldığım zevk gibiydi o görsellikten algıladığım. Gariptim değil mi? Ama adını bilemediğim bir olgu. Başkalarında olup olamadığını bilmem o yaşta da mümkün değildi sanırım.
Etkilendiğim o görselliği kendim uygulamaya çalıştım. Ellerimi bağladım. Aynada kendime baktım. Çok kadınsı değildim belki ama kendimi öyle görmek beni heyecanlandırıyordu. Daha kadınsı görünmek için koyu göz makyajı ve kırmızı rujlar. Tırnaklardaki kırmızı ojeler. Puzzle tamamlamak gibi bir şeydi benim için. Varolmaya çabalamak ve var ettiğimi isimlendirmek. Çok zor inanın ki…
Ait olamadım kimseye uzun süreli. Kadın-erkek ilişkisini beceremedim. Hırçın, dizginlenemeyen ve hep saldırgan korumacı bir yapım oldu. Hep benimle inatlaşan ve dize getirmeye çalışan ilgimi çekti. Ona sahip olmak istedim her an ama dik başımı eğemediğimi gördüm. Dişilik özelliğimi keşfetmek ise çok vaktimi almadı. İlk duyduğumda aldığım zevk güzeldi. Sizi isteyen ve sizden etkilenen bir erkek. Bunu tarifi bile yok. Bunu sürekli olarak duymak için bile yapabileceklerinizin sınırı yoktur. Aklınız başınıza gelipte artık duramadığınız anda iste artık bir yere bir inanışa ait olmak istersiniz. İşte benim ait olduğum yeri bulduğum yer burasıdır: BDSM…
Bu ÖSS gibi bir kısaltma değil. Böyle sananlarda var farkındayım. Bu hep genelde gizli kalması gereken şeyler gibi kısaltılmış ama aslında bağıra bağıra söylenmesi gerekendir. Ben şahsen böyle yapıyorum. Aklının kaldırabileceğini inandığım yakınlarıma olguyu aktarıyorum. Hissettirdiğini anlatıyorum. Araştırmacı bir yapım var çünkü öğrenmek istediğim her şeye saygım var. Bu özellikle benim bedenime hükmeden şeyi keşfetmekse ona duyduğum sevginin ve benim üstümdeki baskısının sınırı yoktur. Sınırlarla benim işim yoktur açıkçası.
Bir şeyleri kalıplara koyup sen şusun ben de buyum demek beni her zaman bunalttı. Bu sebeple asıl varoluşumu aradım. İçinde bulunduğum grubun bir parçası olmak ve duyduğum saygıyı gösterebilmek için araştırmacı davrandım. Birçok yazı bunun içindir zaten. Sahip olmadığınız şeyi taklit edersiniz. Resmi, müziği vb şeyler olabilir bunlar ama başkasının duygusunu edemezsiniz. Duygularımı ancak paylaşabilirim ya da hissettirmek konusunda çaba sarf ederim.
Ellerim bağlı olduğu sürece kanımın akışı hızlanıyor. Bedenim sınırlandırıldıkça çağlıyor. Acı çektiğim anda aldığım hazzı daha hiçbir şeyde alamadım. İçimin acısı vücudumun acısını bastırdığında asıl ait olduğum yerdeyim. İpek bir eşarp ya da kalın bir ip… İkisi birbirinden bir o kadar farklı ve sertliklerinin şiddetleri zıtken verdikleri haz aynıysa bunu o iplerle alakası yok. Tamamen benliğimdir onları farklı kılan. Özel bir şey değildir o ses. Başkasının sırtında da şaklayabilirdi kırbacı Efendim’in.. Beni seçmesiydi durumu farklılaştıran. Hangi güç beni bu denli dik başlıyken aciz bırakabilirdi ki? Her gün önümde diz çöken binlerce sıradan erkek dururken hangi güç beni dizlerimin önüne çöktürüp gözlerine bakmak için izin istememi sağlayabilirdi ki? Bunun bir cevabı varsa ve biliyorsanız, senin asıl ait olduğun yer başka yerdir burası değil diyorsanız, bir an önce söyleyin bana ; içimi yakıp kavuran ve her kaçtığımda daha da yakınlaşan, bitti derken tamamen yapısına büründüğüm bu duygu nedir?
Méphistophélique
İstanbul-22.08.07/22:24
Fazla mütevazilik "hiçliktir."
mephistophelique demiş ki:
Başkasının sırtında da şaklayabilirdi kırbacı Efendim’in.. Beni seçmesiydi durumu farklılaştıran. Hangi güç beni bu denli dik başlıyken aciz bırakabilirdi ki? Her gün önümde diz çöken binlerce sıradan erkek dururken hangi güç beni dizlerimin önüne çöktürüp gözlerine bakmak için izin istememi sağlayabilirdi ki? Bunun bir cevabı varsa ve biliyorsanız, içimi yakıp kavuran ve her kaçtığımda daha da yakınlaşan, bitti derken tamamen yapısına büründüğüm bu duygu nedir?
Méphistophélique
İstanbul-22.08.07/22:24
Sevgili kölem aslında cevap vermek istediğim çok şey var ve kısa süre içerisinde belkide 1000. mesajımda bu cevapları bulabileceksin.
1000. mesaja kadar sabredemeyeceğim ve aklından kesinlikle çıkarmaman gereken bir konu ise yukarıdaki bölüm ;
Senin sınırlarını her zorladığımda yaşayacağın çaresizlik emin ol bana büyük bir haz verecek ve ben bu hazzı yaşayarak dahada yücelirken sen dizlerimin dibinde olmaya dahada alışacaksın.
Asiyim Asiiiiiii ! ! ! ! ! ! ! !
sevgili arkadaşım mephisto , seni ilk tebrik etmek isteyen ben olmak isterdim . bu hususta kendimi kabahatli sayıyorum .
mesajını okuyunca sana olan saygım ve hayranlığım bir o kadar daha arttı.
yüreğinden geçenleri açık yüreklilikle bizimle paylaşmışsın .
senin mutlu olmanı dilemekten başka yapacağım hiç bir şey olamaz
hayatı dolu dolu yaşayın ve mutlu olun.. 8)
düşlerin efendisi...
egadnob3434 sizin benimle ilgili olarak yaklaşımınız ve asla rahatsızlık vermemek adına aldığınız duruşunuz taktireşayandır. Bu sebepledir ki şu mesajı ilk okuyan ilk yorum yazan olmasanız da hatta en son fark eden olmuş olabilme ihtimalinizide düşünelim; bu bile olmuş olsa yorumunuz değerlidir bizce. Zaten önemli olan okunanı yüreğinizde hissetmektir değil mi sizce de?
Fazla mütevazilik "hiçliktir."
teşekür ederim . bir dost kazanabildiysem ne mutlu bana.
hani eski türk filmlerinde olurdu ya . mahallelinin sevdiği genç kızı
herkes koruyup gözetirdi . abiler ablalar bütün mahalle
üzerine titrerlerdi . işte sende bizim mahallenin o kızlarından birisin
evet ben biraz ağır abiyim . sizede bir dost ve arkadaş olarak çok
değer veriyorum. şunu bilmeni isterimki birdost ararsan her
zaman yanında olacağım . saygılar sana mephisto 8)
düşlerin efendisi...
üstadım latex dream ; mephisto dik duruşu ,ne istediğini bilen tavrı
yorumları, cesareti ve arkadaş canlılığyla forumda beni etkiliyen
ve saygı duymama sebep olan arkadaşlardan birisidir.umarım
aradığınız şeyi bulursunuz . bize sadece arkadaşlarımızın mutlu
olmasından ötürü sevinç duymak düşer...
haa birde şunu diyeyim;
mahallemizin kızına iyi bak
sonra demedi deme
herşey gönlünüzce olsun 8)
düşlerin efendisi...

- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,004 Üyeler