Öyle sıradan ol ki, farkını bir tek o fark etsin, varlığını onun varlığına armağan et ki, yüzünde tomurcuklansın çiçekler, bahçe bahçe serpilsin.

Öyle koca yürekli ol ki, taşmasın kalbinden ona akan kocaman aşkın, öyle böyle değil, öyle büyük sev ki, ölesi tatlar bırak dimağ larda.

Öyle sabırla bekle ki çatlasın taşlar, bırak yer yerinden oynasın , göreceli dünyan da depremler sarssın her bir zerreni, sen yerini bil ama, seni bilen de kuvvetle bilir zaten.

Öyle kaldırımda bekleyen, onu bekleyen orosbu ol ki, tüm köprüaltı bekleyişlerin, onun selektörüyle bir gece de ışıldasın, açılır elbet özürlü, kirli ruhuna erişilen kerhane kapıları.

Öyle biri olup, öyle birine rastla ki, bir başına nefes alamadığını keşfet ve yine öylesine akıllı ol ki, senin zekan işlevsiz kalsın, aklın sesi o olsun, gönlün sesi sen ol….işte o zaman yüreğine kulak ver ve emin ellerde ki olağanüstü esaretin tadını çıkar, öylesine koyver ki kendini , öylesine yüksel ki kafesinde , sonsuzluğa kanat çırpasın.(olric-martı sesi)