Firuzee ve Falarina'ya İTAFEN
F
Her İki İtaatkarı'ma
Evet her ikiniz içinde birbirinize karşı empati göstermek zordu. Bunun için gösterdiğiniz sabır'a Teşekkür ederim.
Biriniz 3 gün önce kendini dışlanmış hissederek azad isteğini dile getirmişti.
Diğeriniz Bir itaatkar la anlaşamadığını İtaatkarlığı Efendilikten öte kendine rakip görmesiyle Azad istemişti.
Her ikinize de hayatınızda başarılar dilerim.
İstekleriniz uygun görülmüştür.
Her ikinizi de Azad ediyorum.....
Seytanla beni ayiran tek fark,O hiç bir insani sevmez, Bense insan olmayi taklit edenleri....
"Pain is life, the sharper, the more evidence of life." - Charles Lamb
"The eye of the master will do more work than both his hands." - Benjamin Franklin
"You know what charm is: a way of getting the answer yes without having asked a clear question." - Albert Camus, "The Fall"

Burada yorum yapmak ne kadar doğru bilemiyorum ama her şeyin herkese hayırlı olmasını dilerim.
Bu konu burada açık dile getirildiği için iki yönden teşekkür ederim.
1. Burada bir aramızda aile gibi olduğumuzu kanıtlıyor. Yani biz birbirimize o kadar samimiyiz ki gizli saklımız yok.
2. Bir Efendi'nin ne kadar anlayışlı olabileceğini ve kölelerin duygu dünyalarına saygı gösterdiğini sergileyen bir hareket.
Ama üzücü ve buruk tat bırakıyor lakin doğrusu buysa bizim sadece saygı göstermemiz bize yakışır.
İtaatkar olmak zor iş. Duygularınız sizi yanıltabiliyor, aklınız size oyun oynuyor ve ne kadar sağduyulu olduğunuzu düşünseniz de eylemler veya söylemler karşısında bencilce sonuçlar çıkarabiliyorsunuz. Üstelik aynı, benzer hataları defalarca tekrar ediyor ve asla farkına varmıyorsunuz. Genel olarak korkak ve tırsak biri değilim ama bunca hatadan sonra gelinen noktada nasıl davranmam gerektiğine karar veremediğim için bir bilene danıştım dün. Sitemizin eski ve değerli büyüklerinden birine. Efendimin bu paylaşımı altına bir şeyler yazmalı mıyım? İç sesine kulak ver dedi, doğrusunu o bilir. İç sesim de beni buraya sürükledi. Geldim gördüm ki, tam da aklımdan geçenleri iki maddede özetlemiş MasterDaPain.
1. Burada bir arada aile gibi olduğumuzu kanıtlıyor. Yani biz birbirimize o kadar samimiyiz ki gizli saklımız yok.
2. Bir Efendi'nin ne kadar anlayışlı olabileceğini ve kölelerin duygu dünyalarına saygı gösterdiğini sergileyen bir hareket.
İlk madde uzun. Ayrı bir başlıkta değerlendirilecek kadar uzun ve göreceli. İtaatkarına, kölesine sahip çıkıp onlara profilinde yer veren yürekli Efendiler olduğu gibi, ilişkisini aşikar etmeyip perde arkasında yaşamayı, böylelikle bu ilişkiyi özel kılmayı prensip edinmiş beyefendiler de var. Bir de üçüncü grup var ki konumuz dışı. Bu konuda bir anket yapılacak oyumu ilkinden yana veririm.
İkinci madde: Bir Efendinin ne kadar anlayışlı olabileceği ve kölelerinin duygularına gösterdiği saygı. Ben Efendimden bu saygıyı fazlasıyla gördüm. Gördüğüm yalnızca saygı değil tabi. Sabır, anlayış, hoşgörü... Sevgi, şefkat, incelik... Hayatımın hiçbir döneminde annemden, babamdan, ailemden görmediğim ne varsa ben Efendimde buldum hepsini. Vaktiyle "...öyleyse senin ruhun aç!" demişti biri. Bunu öyle bir şaşkınlık içinde söylemişti ki duyunca ben bile şaşırdım. İşte bu açlığı bende, Efendim giderdi. Farkında değildim ama ben galiba biraz şımardım. Bana kendi dünyasının kapılarını ardına kadar açtığı halde arsızlık edip köşe bucak bakındım. Her taşın altına baktım. Taş dediğim Efendimin ağzından çıkacak olan bir sözcük, cümle. Çekmeceleri karıştırdım. Çekmeceler Efendimin gözleri. Dolapları alaşağı ettim ki dolaplar Efendimin kocaman yüreği. Aradım, aradım... Mutluluk nerede? İtiraf ediyorum, ben mutluluğu daha önce hiç görmedim. Görmediğim için de nasıldır, neye benzer bilmiyordum, görünce tanıyamadım. Şimdi görüyorum ki mutluluk Efendimin gözleri. Mutluluk Efendimin sözleri. Mutluluk Efendimin kendisi. Ben mutluluğun tam ortasındaymışım da anlayamadım.
Efendim her iki itaatkarına birden, birbirlerine karşı gösterdikleri empati ve sabır için teşekkür ediyor ilk cümlesinde. Bizim ona karşı sergileyemediğimiz empati ve sabıra hiç değinmiyor. İşte beni kalbimin tam ortasından vuran cümle bu. Azad isteğimi dile getirirkenki gerekçemin ne kadar yersiz olduğunu öyle iyi anlıyorum ki şimdi. Zamanı geri almak mümkün olsa ne güzel olurdu. Ama bu imkansız, biliyorum. Bilmediğim verilen kararların geri alınıp alınamayacağı. Öyle bir karar ki bu, veren de, uygulayan da, temyiz makamı da Efendim. Evet d/s ilişkisinin ardında duran ve gerektiği zaman bu ilişkisi kesip atan ama kocaman yürekli Efendime sesleniyorum.
Efendim ben kararınızı merhametinize sığınarak temyiz ediyor ve şunu da küçük bir not olarak eklemek istiyorum. Sonuç ne olursa olsun siz benim Efendim olarak kalacaksınız. Falarina için sizden sonrası olmayacak Efendim.
Öncelikle duygularınızı bizimle paylaştığınız için teşekkür ediyorum. Herkes için faydalı bir paylaşım. Bunu insanlarla paylaşmak yürek ister. Bu yüzden bu paylaşımın konusu kişileri gönülden tebrik ediyorum.
Bu durum vesilesiyle bir konuyu paylaşmak istiyorum. Sanırım bir çok kadın köle için sorun teşkil eden bir durum birden fazla kölesi olan bir Efendiye itaat etmek. Bir Efendi tabiki birden fazla kölesi olsun isteyebilir. Bu tercih meselesidir. Söz konusu kadınlar olduğunda, kendini teslim etmeyi seçse de 3. şahıslarla ilişkide ilerlemek zor oluyor. Dominant kişiyi tatmin etmek ya da daha güzel bir ifadeyle kusursuza yakın bir itaatkar olabilmek adına diğer köleleri kabullenmeyi deneme yoluna gidiliyor. Bu fazlasıyla özverili bir yaklaşım. Bir çok D/s ilişki içerisinde de olması gereken budur diye adlandırılabilir. Dominant kişinin ilk kölesi için 2. köleyi kabul etmek daha zor. 2. köle varlığını bildiği bir duruma dahil oluyor. Fakat bağlanmak , itaat etmek , kendini adamak öyle derin duygular gerektiriyor ki başka kölelerinin olduğunu bilse de Güç karşısında eli kolu bağlı kalıyor. Efendim öyle uygun gördüyse kabullenmeliyim diyerek elinden geleni yapıyor. Fakat nihayetinde köle zamanla bu duruma alışsa da hiçbir zaman tam anlamıyla mutlu olamıyor. Bu insanın doğası gereği malesef böyle. Her Dominant için doğru köle , iyi köle özellikleri değişkenlik gösterir. Amaç da kendin için uygun olan köleyi eğitmektir zaten . Birden fazla köle sahibi olmak kolay değildir. Bu durumda denge kurmak en önemli özelliklerden biri . Çünkü ne yaparsan yap bir köle diğerinden daha değerli olduğunu hissetmek ister. Bunu dışa vurmasa , dile getirmese de Efendisi için ''en'' değerlinin o olduğunu düşünür. Yıllarca birden fazla köle sahibi olan Efendiler var. Bunu başarabilenlerin BDSM dünyasında uzunca yıllar deneyim edinmiş kişiler olduğunu biliyorum. Başta konuşulan sınırlar bu ilişkiyi korumak adına çok önemli bir yer teşkil ediyor. Bu durumda Dominant taraf kadar itaatkar taraf da sınırlarını iyi belirlemeli. Neyi yapıp yapamayacağını tam analamıyla kendi içinde analiz etmeli. Çünkü malesef bu gibi durumlar deneme yanılma yoluyla ilerlendiğinde duygusal , psikolojik hasarlar bırakabiliyor.
Kadınlar köle de olsa kadındır ve mutlu olduğunu iddia etse de her zaman içinde başkalarının da Efendisi'ne hizmet ettiği duygusuyla çatışır. Bunu görmezden gelmek ya da kabul etmek ve bu durumun sorun teşkil etmemesi çok üstün bir algı gerektirir. Bu da yine Efendi'nin deneyiminden ve dengesinden kaynaklanır. Kölelerinin ne ifade ettiğini ya da etmediğini , önemini kişilere net biçimde anlatabilmiştir.
Erkek köleler bu durumu daha çok kabulleniyor gibi görünse de herkes Efendisinin tek kölesi olmayı tercih eder. Büyük çatışmaların, olayların çıktığını yakınen biliyorum. :islik:
Birine ait olmak Aşk kadar derin duygular gerektirir. Bu duygular olmadan tam itaat söz konusu olmaz. Bu sebeple birden fazla köle sahibi olmak her zaman yorucudur diye düşünüyorum. 😉
Bu konuyu paylaşma sebebim kesinlikle sevgili Falarina , Firuzee ve malibo thunder'ın ilişkilerine ithafen değildir. Sadece yeri geldiği için fikrimi paylaşmak istedim.
Not : Falarina kendini ifade ediş biçimin çok güzel. Duygularını bizimle paylaştığın için teşekkürler.
Not 2 : herkese yolculuğunda ferahlık ve mutluluk diliyorum.
sevgilerimle ,
Bia!
A mediocre Dominant tells, a good Dominant teaches, an excellent Dominant explains, but a True Dominant inspires!
Neredeyse ağlayacaktım. Hayat cidden çok garip, Bia'nın kadın kölelerle ilgili söylediğine katılıyorum. Birde bizim bu topikte yorum yapmamız umarım Thunder'ı ve söz konusu Azad'ı anlamsızlaştırmaz. Erkek ikisini de sevebilir, ilgilenebilir, yönlendirebilir vakit problemi yoksa bunlar mümkün olabilir. Ama kadın gözünde bu hep sıkıntı, yetersizlik duygusu, kölelerin sosya-kültürel durumları, efendiden alınan karşılık, tek ve özel hissetme ( çünkü bu zamana kadar uygun olanı bulduklarından yanmak, erimek ve ait olmak isteyebilirler ) emirler ve cezalar,kölelerin birbirleri ile olan diyaloglarda efendiyle ilgili ya da sıkıntılarıyla ilgili konuşmaları Efendiyi çok farklı konumlandırır. İnanılmaz şeffaf olmalı, adalet ve merhamet akla yatkın olmalı, köleler aldığı cezaları ve övgüleri ya da özel görüşmeleri değerlendirirken adalet duygusunu sezmeli. Eğer bunda bir sıkıntı varsa düşünce ayrılıkları başlar. Topiğe yorum yapan benden çok daha tecrübeli insanlar varken böyle konuşmaktan rahatsız oluyorum ama düşüncemi dile getirmek istedim. O tutkunun ve aitliğin bu hale gelmesinden kendi adıma ders almak, düşünmek için okudum ve yazdım.
I am the pure flame that burns
I am (ever shining) Sirius son
I am the infinite space
I am the most conquering One
Sevgili Bia, Vassago, ve Latina
Topik Efendimin topiği olmakla birlikte direkt olarak benimle de ilgili olduğu için katılımınızdan ötürü çok teşekkür ederim. Yazdıklarınızdan ötürü değil rahatsızlık duymakbir yana, bilakis sevindim bile. Durumu, dışarıdan bakan bir üçüncü gözün değerlendirmesi her zaman için iyidir. Çok teşekkürler, sevgilerimle...
Herkes birşeyler söyledi susmaya çalıştım ama susmakta yordu..
Bitti bitiriyor mu herşeyi..
Bu kadar basitmi yaşanmışlıkların üstüne bir çizgi çekmek, geçmişe elvada demek, ki geçmiş gelecekken.. BDSM nedir bilmiyorum hala, Siz demiştiniz Efendim ''daha B sindesin BDSM kadını olmana çok yol var diye,'' bende demiştim ki ''BDSM yaşam şekli bana hayat veriyor ama itaatim bu yaşam şeklini benimsediğimden değil sevgimden demiştim, sevmeden itaat edemem demiştim'' Sizi çok sevdim hani aç kalınca midemiz burulur içimiz kıyılır acıktık deriz ya, ben sizi her gördüğüm gün açmışım gibi midemde kasılmalar, burkulmalarla dolaşıyorum, bu aşk beni benden alıp Sizin bölünmez bir parçanız yaptı.. Hergün biraz daha sizle doldu içim..
Dediniz ki azadın sebebini yazarken '' Diğeriniz Bir itaatkar la anlaşamadığını İtaatkarlığı Efendilikten öte kendine rakip görmesiyle Azad istemişti.'' Rakip görmek değildi Efendim belkide oydu haklısınız. Herşeyden önce insanız, kardeşim olarak kabul ettiğimde insan kadın bende, bu kadınlık iç güdüsü ister istemez rekabete sürükledi tek taraflı değildi.. Kabul etmiş göründük empati yapmaya çalıştık yada çalıştım tekli konuşayım ama içten içe kabul görmedi ruhum sevgim büydükçe kabullenmem zorlaştı katlanılmaz kıldı.. Hatalıyım elbet çünkü onun varlığını bile isteye Efendim olun ne olur dedim zamanla size olan açlığım yanınızdayken bile size olan özlemim, katlanılmaz kıldı onun varlığını. Kendimi üzdüm Sizi yordum, elimde değildi iç sesim sakin ol derken bir yanımda volkanlar patlıyordu.. Azad dedim demez olaydım. bir yanım doğru derken bir yanım yapmasaydın nasıl yaptın bu hatayı diyen o 4 harflik hain kelime çıktı ağzımdan engel olamadım futursuzca konuştu lal olasıca ağzım dilim..
Bazen diyorum bu durumun kaybedeni kim diye kazanan yokki.. Kaybeden hem o hem ben, sizin güzel gözleriniz güzel elleriniz olmadan yaşanacak bir hayat zindan geceler.. Ama sevgi çabuk biter mi? bitmez.. büyür heleki taa içinin en kuytu köşelerini keşfetmiş ve girmişse.... sizi göremiyorum konuşamıyorum evet ama içime dokunduğumda kuytu köşelerimi yokladığımda siz varsınız her anımda her hücremde.. İşte bu kuytuda olan derin sevgim suskunluğumun sebebi dile gelmeyen göze gelmesinden korktuğum büyük aşkım..
Yüce gönlünüz kalbiniz beni affeder mi bilmem ama ben kendimi haklı görsemde affedemiyorum, canımdan can dediğim Efendimi mutlu edemediğim için.. kelimelerin anlamı nedir nerde neyi anlatır kestiremem sade ve basittir benim kelimelerim süsleyemem.. Ruhumun tek sahibi Canımdan can Efendim siz git desenizde ben en kuytularımda sakladım Sizi.......... beni affedin..
Bazı durumlar vardır, kimden dinlesen ona hak verirsin. İşte tam da öyle bir durum. Yalnız sadece şunu eklemek istiyorum, köleler (bayan yada erkek) Efendilerini paylaşmak istemiyorlar. Bu genellikle bayan kölelerde daha çok rastlanılan bir durumdur. Bazen kadınlık iç güdüleri onları bu konuda baskın olmaya itiyor. Bu yaşanılan da anladığım kadarıyla tamamen bununla alakalı. Üç tarafa da hayırlısı olsun demekten başka yapacak bir şey yok.
Ne istediğini bilmeyen, fantezi peşinde olan, anlattığımı anladığını zannedenler uzak durun..
Merhaba Kızlarım,
Umarım bu süreç içinde Bdsm 'in bir role , Azad'ın bir oyun olmadığını
Bdsm 'in Bir gerçek ,Bir hayat biçimi olduğunu öğrenmişsinizdir.
Ben Dominant'ım Sizler benim Kızlarımsınız.
24 saat bana aitsiniz.
Benim sözüm Son Söz,
Kontrolüm Kesindir.
.......Bu sadece Bizim Yaşamımızdır.....
Seytanla beni ayiran tek fark,O hiç bir insani sevmez, Bense insan olmayi taklit edenleri....
"Pain is life, the sharper, the more evidence of life." - Charles Lamb
"The eye of the master will do more work than both his hands." - Benjamin Franklin
"You know what charm is: a way of getting the answer yes without having asked a clear question." - Albert Camus, "The Fall"
Paylaşımlar için çok teşekkür ediyorum. Duyguların böylesine açık yüreklilikle dile getirilmesine büyük saygı duyuyorum. Bir kadın olarak paylaşmak çok ama çok zordur. Nasıl öğrenilir onu da bilmiyorum. Fakat bunu denemek, sürdürmeye çalışmak da önemli bir çabadır. Cesaret ister. Sonuç her ne olursa olsun hem Falarina hem de Firuzee'yi bu cesaretleri -yaşama cesareti- için tebrik ederim. Bu süreçte efendilerine saygı ve sevgilerini yitirmemiş olmaları -her ne kadar acı verici de olsa- deneyimin her üç taraf için de yaşanmaya değer olduğunun ispatıdır bence. Sevgilerimle...
Paylaşımlar için çok teşekkür ediyorum. Duyguların böylesine açık yüreklilikle dile getirilmesine büyük saygı duyuyorum. Bir kadın olarak paylaşmak çok ama çok zordur. Nasıl öğrenilir onu da bilmiyorum. Fakat bunu denemek, sürdürmeye çalışmak da önemli bir çabadır. Cesaret ister. Sonuç her ne olursa olsun hem Falarina hem de Firuzee'yi bu cesaretleri -yaşama cesareti- için tebrik ederim. Bu süreçte efendilerine saygı ve sevgilerini yitirmemiş olmaları -her ne kadar acı verici de olsa- deneyimin her üç taraf için de yaşanmaya değer olduğunun ispatıdır bence. Sevgilerimle...
Teşekkürler Semiramis, anlayışın ve saygından dolayı.. Saygımı yitirmedim yitireceğimi de hiç sanmıyorum, çünkü; Efendim bana karşı her zaman anlayışlı ve saygılı oldu, zorbalık değil incelikle karşılaştım hep.. Herkesin istediği türde bir kişiye ve ilişkiye kavuşması ve benim yaşadığım gibi bazen durgun bazen fırtınalı ama dolu dizgin bir doyum yaşaması dileğimle..
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,004 Üyeler