Shop
Karanlık Dünyam - P...
 
Bildirimler
Tümünü temizle

Karanlık Dünyam - Parox Dark

69 Gönderiler
20 Üyeler
0 Reactions
1,566 Görüntüleme
MasterDaPain
(@masterdapain)
Gönderiler: 4045
BDSM Ustası Yönetici Admin
Konu başlatıcı
 

Karanlık Dünyamın Işığıyım

Bu basliği açana kadar çok uzun zaman düşündüm. Sonuç da nereye varacağını bilemiyorum ama içimden geldiği icin başlıyorum.
Umarım okuyan olursa beni yanlış anlamaz. Ama bu saatten sonra beni yanlış anlayan zaten beni anlamayı denememiş diyecek duruma geldiğini düşünüyorum. Sonuç da en derin hislerimi bu ve diğer forum da paylaştım. Ancak burada canımın kopmasını, ruhumun kanamasını ve daha neler paylaştım. O bakımdan beni yanlış anlayan bu forumun değerini bilmiyor anlamına gelir çünkü arşivi inceleyen ne demek istediğimi anlar.

Demek istediğim beni "kendini beğenmiş" diye hemen damgalamayın.
Bu başlık da BDSM ile ilgili bildiklerimi, hislerimi ve ruhumu paylaşmak istiyorum. Bana has ve bana özel dilimde. Lakin beni yanlış anlamanıza neden olabilecek en önemli konu tavrımdır. Ben başlığımda daha dün BDSM dünyasına girmiş olana, iki satır BDSM üzerine okuyana, bir iki BDSM filmine bakana, birikimi olmayan ve var olan kuralları hiçe sayanlara bilmişlik taslayacak her han gibi yorumlarına yer vermeyeceğim!
Artik geldiğim noktada ya beni dinlerler ve ya içi boş bir kutunun içinde yaşamaya devam ederler ve kutularına bdsm yazarlar. Ben BDSM'i vücuduma ve ruhuma kazıdım. Bunun için kaç kez can verdim ve yeniden doğdum. Onun için bana yeni bir şeyler anlatacak kişi benden daha derine BDSM'i kazımış olmalı, daha fazla ölmüş olmalı ve daha fazla yeniden doğmuş olmalı.

Su an bana narsist yüzüyle bakana "haklısın" diyorum. Bana ayrıca psikolojik değerlendirme yapmaya gerek yok. Hem psikolojiyi kendim kullanıyorum ve her gün spiritüel aynayı yüzüme tutuyorum. Egomla barışık içindeyim. Sadece bir zayıf noktam var oda hataları kabul edemiyorum ve bu yanlış yapılınca kendime en büyük cezayi kesiyorum. Ancak unutmayın; zayıf noktasını bilen ve açık beyan eden bunu saklayanlardan çok daha güçclüdür.

Evet, kendimi çok güçlü buluyorum. İçimden gelen gücüm bana fazlasıyla yetiyor. Ben enerjilerimi kendime saklamam. Ama paylaştığım enerjiyi paylaştığım kişiden alırım; gerekirse emerim ama alırım. Kimseyi zorlamam, hatta kendimden uzak tutmayı denerim. Sonuç da çok karanlık bir dünyam var. Bu dünyamın bir ismi BDSM. Bu dünyaya kimsenin girmesini istemem. Ancak kendisi kaldıracaksa girmesine izin veririm. Zaten bu güce sahip olup bu dünyaya girecek insan benimle enerji paylaşacak güçte; ister Efendi olsun ister köle.

BDSM dünyam karanlık. Belki bazı BDSM'ciler icin böyle olmaya bilir. Ancak ben karanlık olmasından mutluyum. Bu dünya gizemle dolu, sırları var ve tehlikeli olduğu kadarıyla yaratıcı. Bu dünyaya ışık vere bilen herkes bu dünyanın bir parçasıdır. Çünkü ışık olmayan yerde karanlık olmaz. Beyazlar içinde girdiğin zaman bil ki kirleneceksin. Ben bunu her girişimde yaşıyorum.

Bunları acaba neden yazıyorum diyen olursa tek demek istediğim...bu bir giriş. Önce kendimden bir kaç parça vermem gerekti. Bu dünyanin içine verdiğim ışığımı göstermek istedim. Bundan sonrasıysa karanlık üzerine devam edecek...


Parox Dark - Gabriel Azrael

 
Gönderildi : 8 Aralık 2009 19:17
MasterDaPain
(@masterdapain)
Gönderiler: 4045
BDSM Ustası Yönetici Admin
Konu başlatıcı
 

Karanlığı hep his ettim

Yazılarımı anlamak zor, biliyorum. Türkçe yazımın yetersiz olması yanında birde seçtiğim anlatma şekli gizli kapaklı. Benim bildiğim felsefe, soru sorarak bir insana bir şeyi anlatmak en iyi yoldur. Soru işaretleri bırakmak bunun gibi bir şey olabilir. Zahmet edip beni anlamaya çalışanlara şimdikten teşekkür ederim.

Kendimi bildiğim bileli benim içimde BDSM dünyası canlıydı. Kendimi bildiğim bileli derken en küçük çocukluk yaşımdan beri. Hatta bana Anne'm doğumdan sonrasını anlatıyor da; evet yapım bir Master olmaya müsait.
Ben küçüklüğümden beri BDSM'i içimde taşıyor ve yapım Master olmaya müsait diye kendimi BDSM içinde yüksek görmüyorum. Tam tersine, tecrübem, eğitimim ve daima kendimi geliştirmem beni kendimden bu kadar emin olmamı sağliyor. Ve ben hala "öğreniyorum" diyorum çünkü öğrenmenin sonu yoktur. Her şeyi biliyorum diyen insan zaten ölmüş bir insandır. Ben ölümün ötesine gitmek istiyorum.

Eğitim ve kurallar BDSM dünyasında vazgeçilmez. Özellikle Aktif olan kişi (Mistress, Domina, Lady, Queen, Master, Sir, Efendi,...) eğitim konusunda daha yüksek önem taşıyor çünkü karşısında ki insanın yani kölesinin tüm mesuliyetini eline alıyor. Bir köle sadece vücudunu değil, ruhunu ve tüm varlığını sana teslim ediyor. Benim için bu nokta o kadar önemli ki bundan dolayı BDSM ilişkisine sadece seks için girenleri kınıyorum.
Seks için BDSM ilişkisine girmeye mecburiyet yoktur. Bulun bir partner, girin bir seks shopa ve orada yeterince BDSM ve Fetis oyuncakları alıp deneye bilirsiniz. Ama BDSM seks partneri bulmak için kullanıldığı an BDSM'in dşında bir şey oluyor. Ayrıca BDSM adı kirleniyor ve ayaklar altına alınıyor.

Karşıma kaç tane bayan ve bay Efendiler çıktı ve kaç kez münasip yerimle güldüm. Ama iki satır okuyup ve bir iki filme bakıp bir çok şeyi bilmeyen kişiye anlata bilirsiniz.
Kaç kez bu hikayeyi duydum ve yaşadım bile diye bilirim. İsimler kullanmayacağım ama hakikaten klasik bir hikaye. Adam Master diye ortaya çıkıyor, köle buluyor ve sonra onun kölesi olmak istiyor. Yapmayın etmeyin. Master olmak o kadar kolay mi? O kadar eğitimi almak kolay mi? O kadar ilim ve bilim kitabı ve yazıları okumak o kadar kolay mi?
Ya da Pro Domme'lara ne demeli? Bu ara...ben Pro Domme'lara kesinlikle karşı değilim ama Türkiye de gezen bir çok zavallılara kesinlikle karşıyım. Kadın bir iki ayak resmi gönderiyor, ayaklarını yalatıyor, karşılığında birde para istiyor ve Mistress oluyor. Ver onun eline kamçıyı diş macunu zanneder. Yapmayın etmeyin. Mistress olmak o kadar kolay mı? O kadar eğitimi almak kolay mı? O kadar ilim ve bilim kitabı ve yazıları okumak o kadar kolay mı?

Her şey eğitim mi soranlara...tabi ki BDSM zevk de ola bilir, cinsel hayatın bir parçası olabilir ve fantezi oyunu olarak olunca zaten uygulamalar soft oluyor. Ama kendisine ciddi ciddi Mistress ve ya Master diyenler mutlaka altyapılı, eğitimli ve tecrübeli olmalılar! Ellerinde bir can ve bir ruh tutuyorlar. Onlara kalıcı izler bırakabilir ve düzelmeyen hasarlar vere bilirsiniz. Bile bile başkasına kalıcı zarar veren zaten BDSM'in dışında hareket edendir!

Hayat BDSM'in bir parçası değildir. BDSM hayatın bir parçasıdır!


Parox Dark - Gabriel Azrael

 
Gönderildi : 8 Aralık 2009 19:42
MasterDaPain
(@masterdapain)
Gönderiler: 4045
BDSM Ustası Yönetici Admin
Konu başlatıcı
 

SSC Saçmalığı

BDSM de kural tanımam diyen ve kendi (saçma) mantıklarına göre sorumsuz davrananlara çok basit bir örnek vermek istiyorum. Siz BDSM'in içinde kanuna karşı gelirseniz ne olur? İllaki kendi kuralınız olsun inadına kölenizi, yani bir insanı öldürürseniz ne olur? Sizin görüşünüz kanunun üstünde olabilir mi?

BDSM'in içinde en çok tanılmış ve kabul edilmiş kural grupları SSC ve RACK'dır. RACK daha çok BDSM'in içinde, bilgisi ve tecrübesi olanlara uygun olduğu için SSC üzerine fikirlerimi paylaşmak istiyorum. SSC BDSM dünyasında kabul edilmiş bir kural sistemi ve dengesidir. Özellikle iki tarafın sorumluluğunu, güvenini ve haklarını dengeliyor. 'kölenin hakkı var mı' diye sorana ben şunu sormak istiyorum; BDSM'in ne olduğunu anlamayı hiç denedin mi? Her kölenin hakları vardır!
Vücut ve ruh sağlığı en başta gelen temel haklarından birileridir. Her ne kadar özellikle vücut sağlığı şu an saçma görünse de, burada işte BDSM'in inceliği ortaya cıkıyor. Tabi zevk için karşımızda ki insana acı veriyoruz, aşağılıyoruz ve eziyoruz. Ama kesinlikle yok etmiyoruz! Her kalıcı hasar yok etmek demektir!

Her köle kendi hür isteyi ve hür ifadesiyle bir köle oluyor. Bir Efendi tutup gönlüne göre uygulama yapamaz. Örneğin; anatomisi anal ilişkiye izin vermeyen bir insana anal oyunları yapılması kesinlikle yasaktır! Ama daha önemlisi, anatomisi uygun olsa bile kendisi buna izin vermiyorsa bu Efendiye karşı bir hayırdır ve Efendi bunu anlayışla karşılamaya mecburdur!
Tekrar ediyorum, her köle hür isteğiyle köledir. Hakları kesinlikle vardir! Bunun tersini iddia edenler BDSM'in dışında hareket edenlerdir. Ancak; bir köle de istediği gibi hakları vardir diye şartlar koşturamaz. Onun icin SSC vardır. SSC ye göre iki kişi bir BDSM ilişkiye ve ya seans'a girmeden önce temel kuralları kabul ederler.

  • Kalıcı hasar bırakmak yasaktır!
    İstenmeyen bir şey uygulanamaz!
    Vücut ve ruh sağlığı herşeyden önce gelir!
    Şifre kelime söylenirse uygulama anında biter!
  • Bunun dışında şahsi kurallar koyulur. Misal, anal seks istememe gibi. Bu kuralları ve yasakları yazılı şekilde belirlemek sağlıklıdır. Özellikle hastalık ve bedensel kusurlar açık dile getirilmeli! Sınırlar tam belirlenmeli!
    Özellikle şifre kelimesi çok önemlidir. Bu her han gibi bir tabir veya cümle olabilir mesela 'KİRAZ' gibi. Seansın içinde KİRAZ kelimesi söylendiği anda o seans anında durdurulmalıdır. Eğer bir köle tansiyonun gittiğini ve o an ki durumda kendisini tehlikede his ediyorsa veya Efendisi o an göremediği bir şey dayanılmaz acı verip hasar bırakacak bir şey yapıyorsa, o zaman şifre kelimesi kesinlikle kullanılmalıdır!

    Tabi bazı uyanık (daha doğrusu kendisini uyanık sanan) köleler bu imkanları kötüye kullanıyorlar. Tavsiyem; bir an bile böyle bir insanı yanınızda bulundurmayın çünkü bu ne bir köledir nede BDSM dünyanın bir insanı.
    Zaten SSC iki tarafın haklarını dengede tutuyor. Bir köle Efendisine haksızlık yapmaya ve yalan söylemeye müsadeli değildir! Daima doğruyu söylemelidir, itaat etmelidir ve Efendisini dinlemelidir!
    Hedefimiz BDSM ise, onu ancak her iki taraf da karşılıklı bulabilir. İki taraf emniyete, güvene ve karşılıklı saygıya dikkat ederse gerçek BDSM'i yaşayabilir. Bu yola böyle başlayan sonrasında daha büyük adımlar atabilir. Devamında daha derin duygular, daha yüksek hisler ve BDSM'in özünü yaşayacaktır.

    Her adımında ne olduğunu, kim olduğunu ve bu işin ciddiyetini bilen daima BDSM'i dolu ve gerçek yaşayacaktır.


    Parox Dark - Gabriel Azrael

     
    Gönderildi : 8 Aralık 2009 21:06
    yessboss
    (@yessboss)
    Gönderiler: 63
    Kanıyla Üye
     

    Uzun zamandır aktif olamadığım için kendimi kötü hissediyordum. Nihayet yine kafamı toparladım ve aranızdayım. :happy:

    Sevgili MDP,

    Başlığı görünce çok mutlu oldum. BDSM dünyasına katkılarınızın en büyüğü sanırım kendi karanlık dünyanızı bizimle paylaşmanız. Yıllardır deneyim ve bilgilerinizi farklı başlıklar altında takip ederken her zaman bunların bir başlıkta toplanması gerektiğini ve bu kadar yıllık BDSM hazinenizi bizimle paylaşmanız gerektiğini düşünürdüm. Reel sohbetlerinizden aldığım bu hazzı , sitemizde okuma imkanı bulabilmek hepimiz için çok faydalı olacak. Umarım her Efendi ve her köle yazılarınızı okuyarak birşeyler öğrenir , bu yaşantının ciddiyetini ve gösterilmesi gereken saygıyı anlayabilir. Keyifle ve merakla karanlık dünyanızın aydınlık düşüncelerini okumayı bekliyorum. :+1:

    sevgiler,
    yessboss

     
    Gönderildi : 8 Aralık 2009 22:01
    yessboss
    (@yessboss)
    Gönderiler: 63
    Kanıyla Üye
     

    Siteye her girdiğimde ilk kontrol ettiğim başlık olmasına rağmen devamını göremeyince merak ettim...MDP yazılarınızı merakla bekliyorum..BDSM arşivim için bilgi bölümünde saklamak istiyorum...:) Çalışmalarınızın yoğunluğunu bildiğim için fazla ısrar edemiyorum fakat en kısa zamanda devamını okumak istiyorum...

    sevgiler,

    yessboss

     
    Gönderildi : 15 Aralık 2009 20:42
    (@flostromo)
    Gönderiler: 5241
    BDSM Evrimci
     

    Sayin MDP,

    prensipler manzumesi olarak ortaya koydugunuz gorusler, umarim okuyan herkese yol gosterir.

    BDSM bir felsefedir ve oyle de olmak zorunda - sizin SSC olarak tarif ettiginiz, aslinda bu felsefeye ictenlikle gonul vermis insanlar icin cok kolay anlasilabilir bir doktrin.

    Yukaridaki goruslerinize ve SSC tarifinize, nacizane eklemek istedigim tek husus, BDSM'i icinde hissedenlerlerin mutlaka "iradelerine hukmetme gucune (self dicipline)" sahip olmalari; bu yolda "pisme ve ustalasma" gayreti gostermeleri geregidir.. Ancak o zaman, gercek "Master" payesine ulasirlar..

    Selam ve saygilar

     
    Gönderildi : 16 Aralık 2009 16:41
    MasterDaPain
    (@masterdapain)
    Gönderiler: 4045
    BDSM Ustası Yönetici Admin
    Konu başlatıcı
     

    flostromo, "iradelerine hukmetme gucune" tabir olarak o kadar hosuma gitti ki gelecek yazilarimda bu tabiri kullanarak "self dicipline" konusuna düsüncelerimi ve yasadiklari yazacagim.

    yessboss, belki düzensiz belki düzenli ama bu basligim hic durmayacak. Icimden paylasmak istedigim daha cok seyler var. Güzel sIM¤zlerin icin sana tesekkür ederim.

    Sana ve flostromo'ya tesekkür ederim.

    Belki simdi bazi BDSM'ciler diyecek ki bir Efendinin Efendiye tesekkür etmesi normal ama bir köleye kesinlikle tesekkür edilmez. Bu konuda herkesin keyfine birakmak lazim. Bir yönden böyle düsünenler kesinlikle haklilar ama geneleme yapamazlar. Sonucda BDSM temel kurallari disinda kisisel yasa bilinen bir zevk veya hayat tarzidir.
    Ben kendimi Master olarak bir Gentleman gibi görüyorum. Bir Gentleman zevkini yasar ve susar. Ayrica bir köleme kapiyi acmadayi, nezaketli davranmayi ve tesekkür etmeyi zevk bilirim. Bu davranisla hic birsey kayip etmiyorum; tam tersine daima kazaniyorum. Lakin beni Gentleman bilip bir Efendi olarak sakin 'yumusak' sanmayin. Herseyin ayri bir yeri olmali.

    Bir Efendi kendisine güvendikten sonra disariya zaten sembolik ve gösterisli davranma mecburiyetine kendisini köle etmez. köleniz size sonsuz saygiyla itaat ettikten sonra gönül rahatliyla onun ayaklarini bile öpe bilirsiniz eger ayak fetis zevkinizi yasamak istiyorsaniz. Önemli olan o iki insanin arasinda ki BDSM dengesi yerini bulsun. Fiyaka icin Efendilik BDSM'in disinda bir Efendiliktir. Kendine 110% güvenmeyen bir insan Efendi olmamali. Fakat kendine güvenmekle kendini kandirmak arasinda cok ince bir sinir vardir. Bu siniri bilmeyenler malesef yeterince Efendiligin hakkini veremiyorlar.
    Ilaki bir Efendi olmak icin bastan süper usta olun demek istemiyorum. Ama bu ünvanin hakkini vermeye mecbursunu. Hergün bilgi edinme, yetenekleri daima gelistirme, devamli egzersiz ve kendinizi ustalastirma minimum görevleriniz olmali. Bir insan bir iste ustalastikca öz güvenide gelisiyor ve yaptigi isi hem iyi hem sorumlu yapa biliyor. Ancak konu BDSM olunca lütfen geleneksel ustalar gibi oturup cay icerek hava basmayin.

    Bu ustalik anlayisi belki uzak dogu dövüs spor felsefeleriyle daha iyi anlatila bilinir. Bir Kung Fu ustasi kendisinden cok emindir ama kendisini hep calistirir ve her gün gelismesi icin caba gösterir cünkü hedefi mükemmelliktir. Mükemmeliyi hic bir zaman elde edemez ama her cabasiyla yaklasir. Bu kendisini gelistirme cabasi birde daima kendisini ögrenmeye acik tutar. Geleneksel ustalarin yerine kendisini bir ögrenci gibi görür mükemmeliye ulasa bilmesi icin.
    Bu ayarda olan bir Efendide hep hedefi olan bir yoldan gider, kendinden 110% emin olur, kendisini daima gelistirir ve bir köleye sahip cikacak kadar yetenklere sahip olur


    Parox Dark - Gabriel Azrael

     
    Gönderildi : 17 Aralık 2009 17:08
    (@myself_f)
    Gönderiler: 195
    BDSM Seven
     

    Yazınızı ilgi ile okuyorum..umarım daha çok detaya inersiniz..Yılların verdiği her türlü deneyimi dinlemeye dünden razıyım..

     
    Gönderildi : 26 Aralık 2009 03:03
    (@tornado)
    Gönderiler: 3626
    BDSM Ustası
     

    Zaten bu karanlık dünyamıza mutlaka ufakta olsa bir ışığımızı tuttuk ve söndürmedik..
    MDP bu serinin devamını istiyorum..

     
    Gönderildi : 31 Aralık 2009 02:40
    MasterDaPain
    (@masterdapain)
    Gönderiler: 4045
    BDSM Ustası Yönetici Admin
    Konu başlatıcı
     

    Hür, serbest ve bagimsiz olmak cagimizin en modern yasam lüksleridir. Aslinda lüks de degil, biz bunu en azindan hayat ve yasam standarti olarak kendimize sart kiliyoruz. Tabi bundan dolayi aile bagliliklari kadar güven, dostluk ve arkadasliklarda degisiyor. Güvensizlik, egoizm ve paranoik seklinde yasamayi kabul ediyoruz. Bu sekil zamanimiza uygun ve yakisir. Sectigim tabirler her ne kadar negatif olsada aslinda öyle veya böyle kabul ediyoruz bu durumu. Dostluk öldü, arkadaslik kalmadi ve kardeslik bitti demiyorum ama bagimsiz bir yasam tarzi icin bu degerler azaliyor bence.

    Beni sasirtansa modern yasayan insanlarin BDSM dünyasina bu kadar ilgi duymalari. BDSM dünyasi bagimsiz yasamin tam tersidir. Belkide tersi olmasi ve bir paradokson yaratmasi bir boslugu doldurmanin yolu ola bilir. Karsindaki insana bütün varligini ellerine vermek ve bütün hürlügü kayip edip tüm sorunlardan serbest olmak bir icten gelen boslugu tamamen yasamla dolduruyor ola bilir. Bir seans veya sadece bir haftalik bir BDSM iliskisi bile olsa kendini baska bir dünyada bilmek gercek hayata döne bilmek icin güc veriyor ola bilir. Bunun en güzel görsel örnegiyse bondage dir.

    Bizler daha bondajin (Resimli Bondage Eğitimi) degerini yeni anlayip BDDSSM tabirin ilk harfiyle baglanmayi ifade ederken asirlar önce uzak dogu insanlari komple bir felsefe kurdular baglanma üzerine. En iyi ve en eski bilinen baglama felsefelerinden bir tanesi japon bondajidir. Japon bondajin cok kapsamli tekniklerin yaninda her atilan dügüm ve ritüel haline gelmis baglama sekli icin bir felsefelik aciklamasi yapiyorlar (örnek 1, 2 ve 3). Baglamaya göre gecen enerjileri tarif ediyorlar. Ipe göre degerler kuruyorlar ve tekniklerinde kurbanin hareketlerine göre dügümlerin görevleri oluyor. Mesela ayaklariyla hareket ederken bir dügüm el bagini sertlestiriyor. Vücut ile hareket ederken özel bölgeden gecen ip orayi zedeliyor.
    Teknigin disinda birde kusursuz görüntü cok önemli. Iplerin ve dügümlerin birbirine uyumu, renklerin uyumlu olmalari ve görüntüyü bozacak bir kusurun olmamasi. Acaba Japonlar 'bagli olmanin' önemini mi ortaya koymak istediler? Acaba japon bondaji bazi degerlere bagli kalmanin kutsalligini mi anlatmak istiyor? Bilmiyorum...Japonlar da sonucda modern hayat icin bir cok degerlerini kayip ettiler. Ama toplumlarinda cok modern yasayip eski degerlerine cok bagli olan büyük bir kitleyede sahipler.

    Tabi bu bizim amaclarimizi acan konular. Bu kadar inceligini düsünmeye ilaki gerek yoktur. Ama BDSM ince istir. Ince düsünceler ve bu düsüncelerin sayesinde sorulan sorular bizi gelismeye ve daha iyi olmaya götürüyor. Unutmayin, özellikle Efendi olan kusursuzlaga dogru gitmek ister 😉
    Bondaj icin bilmeniz gereken bir kac temel bilgi vardir. Bondaj her ne kadar kisa veya uzun sürecek olsada, her ne kadar soft veya sert yapilacak olursa olsun dikkatli olmak sartir. Her bondaj kan dolasimini etkiliyor. Özellikle tansiyon sorunu olan insanlarin dikkat etmesi lazim. Efendinize mutlaka tansiyon sorununuz varsa bunu bildirmeniz gerekiyor!

    - Bayilacak gibi his ediyor veya gözünüzün önünde gördükleriniz karincalasiyorsa mutlaka sifre kelimeyi söyleyin. Aslinda direk sorunu dile getirin cünkü bunun sakasi bile olmaz. Bondaj cok ciddi riskler yarata bilir eger aninda müdahale edilmezse. Problem cikarsa hemen baglari cözün. Her seansda baglari aninda cöze bilmek icin cok keskin bir alet yaninizda bulundurun. Ayrica tuz, seker ve su bulundurun. Bayilma olursa hemen tuz ve ardindan seker yedirin ve su icirin. Mümkün oldugu kadar sirt üstü yatirip ayaklari havaya kaldirmaya deneyin. 5 dk icinde durum daha kötüye giderse mutlaka hastaneye gidin veya ambulans cagrin. Ama panik yapmayin cünkü genelde sorun bir kac dakika icinde normalasiyor. Ama o gün icin bondaja ve BDSM anlaminda yormaya devam etmeyin!

    - Baglamada kullandiginiz iplere dikkat edin. BDSM icin özellikle yapilan cok yumusak ipler var ama malesef Türkiye de yaygin degiller. Bu konuda tavsiyem 'Praktiker' gibi dükkanlara gidin. Orada her kalinlikda sert ve yumusak ipler vardir. Mümkün oldugu kadar pamuk dan yapilan (veya baska maddeden yapilan ve) deriyi zedeleyen ipleri kullanmayin.

    - Ayak ve el parmaklarini baglarken onlarin cabuk morardigini göre bilirsiniz. Kesinlikle moraran bölgedeki ipleri hemen cözün. Engellenen kan vücudun o bölümlerinde hasarlara neden ola bilir. En kötü durumda o vücud bölgelerin ölmesine neden ola bilir. Cekimlerde gördügünüz baglanmis ve siyaha dönmüs ayak parmaklari yüksek risk demektir. Bu tür cekimleri kesinlikle örnek almayin. Ne yaptiginizi biliyorsaniz icabinda hafif morarmis bölgeler problem degil ama uzman degilseniz hic riske girmeyin.
    Eger komple vücud baglamasi yapiliyorsa baglanan kisi nefesi cekip tutarken dügümler atilsin. Böylece vücudun icinden yeterince kan gecmesini saglaya bilirsiniz cünkü dügüm nefes verirken kan dolasimini (fazla) engellemez.

    - Baglanmis insanla daima konusun. Baglanmis durumdaki insanin piskolojisi tamamen degisiyor ve bagli olmasi uzadikca dahada derinden etkilenmeye basliyor. Konusarak bir tarafdan BDSM zevkini yasayin ama ayni anda nabiz yoklayin ve o insana yanliz olmadigini his ettirin. Tüm kontrol sizin elinizde oldugunu ama size 100% güvene bilir hissini verin.
    Panik atak ve klostrofobi olan insanlara mümkün oldugu kadar bondaj yapmayin. Sadece onu positif etkiliye biliyorsaniz deneyin ama korkuyu daha büyük boyutlara kadar beslemeyin.

    Eger dikkatle hareket ederseniz bondajin güzelliklerini zevkle yasaya bilirsiniz. Vurmali ceza yöntemlerinde kurbani etkisiz hale getirmenin disinda bondaj kendi basina cok zevkli bir iskence yöntemidir. Benim icin bondaj kendi basina bir keyifdir. Bir insani baglarken o heycani görmek, kurbanin kalp atisini duymak ve korkularini his etmek Efendinin sadist duygularini oksuyor. Fakat o insani baglarken aslinda size ne kadar cok güvene bileceginide gösteriyorsunuz. Hersey sizin elinizde. Istediginizi yapa bilirsiniz ama bir an icin bile kontrolü kayip etmiyorsunuz. O insana tüm sorumlulugunuzu göstererek ona endeksleniyorsunuz. Bunu karsinizdaki his eder. Sizinle en hassas seklinde kendisini paylasir. Baglanmis bir kisi birsey yapamaz. Belki en modern sekilde yasayan birisidir, kimseye baglanmak istemez ve egoist birisidir ama hareketsiz ve size muhtac sekilde tam bunlarin tersini yasar. Belki normal insan olarak kimseye bagli kalamaz, size bile, ama bir köle olarak bunlarin hepsini unuta bilir. Tam tersini yapar. Bir paradokson icinden trivial bir cözüm bulur kendisine.
    Bizde, yani bir Efendide, aslinda aynisini yapar. O an sende o insana baglisin. Tüm cani, hayati ve ruhu senin elindedir. Bagini bir kesersen ölür; bedenen veya ruhen. O an iste egoist olamazsin. O ipler bir an icin bile olsa o iki kisiyi görünür ve his edilir sekilde baglar. Tüm kendi kisiligine olan tek tarafli degerin bir parcasi o iplerden gecer ve karsindaki insana ulasir.

    Bondaj BDDSSM icinde herseyi baglayan ilk adimdir.


    Parox Dark - Gabriel Azrael

     
    Gönderildi : 5 Ocak 2010 20:53
    (@marquisde)
    Gönderiler: 141
    BDSM Seven
     

    "Yaşamı bir sanat gibi yaşamak gerek" der şairin biri...

    BDSM, yaşamın bir parçası olduğuna göre, aynı anda yaşam sanatının da bir dalı demek oluyor...

    Sorumluluk sahibi ve gerçek bir sanatçının günlüğünü topluluğu ile paylaşması zevk verici...

    Teşekkürler üstat...

    Akıllı bir adam fikrinin Efendisidir;
    Aptal bir adam ise kölesi...

     
    Gönderildi : 5 Ocak 2010 23:08
    (@myself_f)
    Gönderiler: 195
    BDSM Seven
     

    Teşekkürler MasterDaPain..Karanlık dünyalarımızın ışığı olmaya devam edin yazılarınızla...

     
    Gönderildi : 5 Ocak 2010 23:23
    (@monarshy)
    Gönderiler: 25
    Canıyla Üye
     

    Gözümü hafifçe kısıp çocukluğumun 3-4 yaşlarımdaki özel bir anını düşündüğümde bütün manalar yerle bir oluyor.Acaba! diyorum karanlığa doğru itelenmişmiydim yada zevklerin dünyasına güdülenmişmiydim?
    Buna bir tanım bulmak istemiyorum.Kendi kendime yabancı olmak istiyorum.ama kendimden kaçmak gibi birşey değil bu;ebediyete hafif alaysı bir dudak kıvrımıyla delice koşmak gibi birşey
    Sonra büyümeye başladım,cebimde, cüzdanımda en uç noktalara koyarak taşıdığım ve hala gözümün önüne gelen güzel bayan ayaklarının resimlerini bir giz gibi önemsediğim anlarda ,özel hissettim kendimi hep.Benim gibi birileri daha varmı diye düşünmedim bile..bütün kız arkadaşlarımı bu beğenilerime göre seçtim..Bazen sapık bile dediler,önemsemedim.Bazen bana bir ilah gibi baktılar,küçümsemedim
    İçkiler içtim,ağladım,kavgalara girdim.Psikopat dediler,manyak dediler.Sıradan bir insan olamadığımı anladım böylelikle,ama hayıflamadım kendimi
    Fetişizmin zevk doruklarına sayısız kere çıktım.Ama inerken pişmanlıklarımıda yükleyip geldim..Nedenmi??
    Çünkü ben kendi kendime yabancı olmak istiyorum..
    Kitaplar okudum,faşizan düşündüm,apolitik kişiliğe saklandım,seyrettim insanları.Durgun bir bilgenin tatminliği vardı üzerimde.''Hırs'' sız biri oldum olabildiğimce.Ama çetin kavgalara karıştım yine,yara aldım,yaralandım,sorgulandım.
    Bir pişmanlığın utangaçlığı yoktu üzerimde yinede
    Yıllar geçti Fetişizm diye birşeyin olduğunu öğrendim.Yani ben düşündüğüm kadar özel biri değilmiydim yani?
    Kalıplar çıktı önüme,tanımlar çıktı.Umursamadım aslında.Çünkü o kadar yalın yaşamıştımki o duyguları,bir kurallar yada çeşitler dizisiyle indirgenen tanımların içinde bana asla yanlış kişi denmeyeceğini biliyordum
    Şimdi bilgisayarımda,insan öldürülürken çekilmiş videolar,parçalanmış insan vücutlarının resimleri var.kafamın içinde,kendi tasarladığım işkence aletlerim var.Kitaplarımın arasına koyduğum,askeriyenin vermiş olduğu silah tutamaz raporunun altındaki anksiyete bozukluğu tabiri beni hiç rahatsız etmiyor
    Ben hard bir fetişistim..yani fetişistiymişim..bunu yıllar sonra öğrendim..Ama kız arkadaşlarımın ayaklarını öperken bu tabirden bihaberdim
    Tokat ata ata seviştiklerimde oldu..partnerimin bir çok yerini mosmor hale getirdiğim anlarım oldu...Ben hiçbir falaka videosu seyretmeme rağmen,beni düzgün öpmüyor diye falaka cezası verdiğimde oldu..
    Ben,sevgilim uyurken ellerini bağladım,başına yastığı geçirip,zor nefes almasını sağlayarak ilişkiye girdim.Bir köpek gibi yalvarttığım zamanlarda oldu.ama ben yine bdsm nedir bilmiyordum
    Şimdi,marquis de sade ın imgelediği bir yaşam tarzını daha sonra ''sadizm'' tabiriyle adlandıranlar bdsm in içine sokulan sadizmi kabul etmiyorlarsa şayet;bende,bdsm in kurallarını terbiyesini bilmiyorum...Kıt bir zekaya sahip olduğumdan değil,
    kendime yabancı olmak istediğimden öğrenmeyi hep erteliyorum..Çünkü yaşıyorum zaten.
    Eğer benim yaşadığım anlara bdsm tarzı denmiyorsa,o halde ben fetişistte değilim.Eğer bu yaşananlar karanlık bir dünyaya aitse,yüzümde karanlık demektir,vücudumda karalık demektir.Ben başkalaşmışım demektir.Ben aslında başka kişiyim demektir.Ben aslında birçok kişiyim demektir
    Ben kavga eden bir monarshy yim,ben ısıran bir monarshy yim,ben acı çeken birinden haz duyan bir monarshy yim,ben fetişist bir monarshy yim.Yaşadığım zevklerin tanımını monarshy yapıyor.Ben on kişiyim yüz kişiyim
    Öpüşürken ağlayabilirim,şiir yazabilirim mutlu gözlerle..Ama şair Ataol behramoğlu nun dediği gibi: ''yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver''
    Hiçbirşeyin kuralı beni asla terbiye etmeyecek..Çünkü içiçe yaşıyorum,kaçamıyorum hatta ve mecburum ihtiraslarıma
    aslında dünyam aydınlık ama ben karanlığım.
    KARANLIĞIM DİYORUM EY MABEDİNE SAKLANMIŞ ZEVK TANRILARI!!!
    VARMI SİZİN BİR İBADET ŞEKLİNİZ BENİM GİBİ DİZLERİNE ÇÖKTÜRECEK??
    VARMI BİR IŞIĞINIZ BENİ KÖ EDECEK??
    YOKSA GÖMECEĞİM SİZİ EZELİYETE!!

     
    Gönderildi : 12 Ocak 2010 03:29
    MasterDaPain
    (@masterdapain)
    Gönderiler: 4045
    BDSM Ustası Yönetici Admin
    Konu başlatıcı
     

    Silah sizi kontrol ederse!

    Benim icin bir Efendinin en kuvetli silahi dilidir. Onunla agizdan cikan tek bir kelime bile yok edici ola bilir. Bunu bildigimiz icin psikoloji acisindan kelimelerin, ses tonun ve söylenenlerin icerigine cok dikkat ederiz. Daha dogrusu etmemiz gerekiyor ama bunu yazarken biliyorum ki bir cok Efendiler "bu kadar incelik" niye gerekiyor diye düsünüyorlardir.
    Hatta ben abartiyorum diye düsünenler vardir. Sonuc da burasi Türkiye. Biraz rahat olmak gerekiyor.

    Ne komik ki Türkiye de vurulan sopayla diger ülkelerde vurulan sopa arasinda hic bir aci ve yara farki olmuyor. Ancak tene göre izler biraz degisik görüne bilinir. Bu bilgiyle hareket ederek ne kadar cok dikkatli olmamizin gerektigini senelerdir yazdigim, konustugum ve sagolsun by_kole artik mümkün oldugu kadariyla konu ettigi sopa konusuna getirmek istiyorum.
    Gecen gün yine konu oldu da, yine ayni hatalari gördümde, ayni konusmalarim ciddiye alinmadi da...tabi sonucu anlatmaya gerek yok sanirim.

    Insan vücudu sopaya göre cok veya az dayaniklidir. Bir polisin kullandigi cop ile demir boru arasinda tartisilmaz dünyalar kadar fark var dir. Cop ile defalarca vurulur ve acisi cekilir, boru ise tek darbeyle icabinda insani öldürür. Tabi bu iki silah sopaya daha az benziyorlar. Peki oklavaya ne dersiniz? Merdanede iyidir. Degil mi?
    Galiba merdanede herkes hayir demistir (en azindan ben bunun icin duva ediyorum) ama oklavada nedense kullanani gördüm. "Bununla ne yapiyorsun" diye sordugum her kisi cok normal "cezada kullaniyorum" dedi. Pes artik.

    Birde sopaya benzeyen cok sert ve agir ama ne olursa olsun kullanilan aletlerde artik hic bir duyarlilik görmeyince nedeni arastirmak istedim. Neden bu kadar sorumsuz davranan Efendiler var? Neden bu konuda burunlarindan kil aldirmiyorlar? Neden dogrusu acaba ne ola bilir diye en azindan sormuyorlar?
    Aslinda konuya biraz girince cevaplar cok kolay. Bu basligin icinde bir cok kez satir arasi ve acik bir sekilde belirtigim gibi bir cok Efendimiz ögrenmeye acik degiller. Bazilariysa bir yere geldikten sonra bu isi biliyor gibi, istedikleri her seyi yapiyorlar. Isimleri bir iki yerde ciksin tutamazsiniz bile. Bir sey dediginiz zaman sizden kötüsü yoktur. Cünkü kendisini kendi kendine usta ilan eden bir insan bu toplumda bir konuda bir seyi bilmemesi cok kötü oluyor. Daha dogrusu kendisinden emin olmayan disardaki tepkilere yenik düsüyor. Bu tür zihniyet hata yaptigi zaman özür dilemeyi bilemeyendir ayrica. Karsida ki insana saygisi olmadigi icin zaten onun sagligini düsünmez. 95% garantiyle BDSM'i kompleksi icin secer ve kendisi BDSM'i yaratmis gibi hareket eder.

    Biz BDSM anlaminda bir sopa dan konusursak kesinlikle agir bir silah dan konusuruz. Inanmiyorsaniz alin o sopayi ve kendinize vurdurtun. O aciyi bilen ne aci verdigini ve icabinda yaralar yarata bilecegini cok iyi bilir.
    BDSM anlaminda bir sopa esnek olmali. Agirligi vurma siddetiyle kemiklere zarar vermemeli. Bambu bu sekle ne kadar uygun görülsede kiymiklari vurunca deride yara actigi icin cok sakincalidir. BDSM'de tavsiye edilen kizilcik sopasidir. Lakin bu sopa 8 le 12 mm genisliginde, yumusak ve esnek olmalidir. Her kizilcik sopa bundan dolayi uygun degildir. BDSM camiasi benim dedigim sopaya Ingilizce Cane tabiri verdigi (kizilcik) sopadir. Kullanmadan önce suya koyulur ve büktügünüz zaman kirilmaz. Vurunca kiymiklari olusmaz ve agirligi hafif oldugu icin kemiklere degil ete ve deriye enerjisini birakir. Bundan dolayi en minimum riske indirir iskenceyi. Acimiyor sanmayin. Cok aci vere biliyor ama kalici yaralari (genelde) olmuyor. Tabi kullanan istedikten sonra bunu da basarir sonucda Cane'de bir silah.

    Silah kelimeme fazla sasirmayin. Örnek olarak bir Samurai'yin kilicini düsünün. O kilic o kisiye göre yapilir. Kilicin ustasi agirligini, keskinligini, tutma yerini, agirlik dengesini ve amacini kilic yapilmadan önce belirtir. Kullanirken bu degerlere göre isterse onunlar insan öldürür ve sadece tenin üzerindeki giyisiyi yirtar. Ancak kilici ona uyarsa en inceligine kadar onu ustaca kullana bilir. Sopada bunun gibi olmasada benzeri sekilde dikkat edilmesi noktalar:
    - sopanin uzunlugu,
    - kallinligi,
    - esnekligi,
    - agirligi,
    - agirlik dengesi,
    - tahtasi,
    - kalitesi.
    Bu ve BDSM kriterlere göre elinizle en iyi kullandiginiz sopa bir kilic gibi etkilidir. Kesmes ama kesmekten beter ola bilir. Kalici yara birakmaz ama en derin yaradan daha fazla his edilir. Öldürmez ama ölümü ölümden beter his ettirir.

    Sesi bir baskadir. O sesi bile bir köleyi derinden etkiler. Efendisine bambaska hisler yasatir. Bu hislerin bir denge icinde olmasi icin sizin silahi kontrol etmeniz gerekiyor. Bu silahin kontrolü seciminde baslar ve sizin uygulamanizda biter. Eger sadistliginiz kontrol disi cikarsa o silah sizi kontrol eder.
    Ancak siz kendinizi, silahinizi ve BDSM'in amacini bilirseniz silahinizi kontrol ede bilirsiniz. BDSM silahlari kursundanda nankördür. Nankör yapan bizleriz.

    Onun icin silahinizi daima siz kontrol altinda tutun.


    Parox Dark - Gabriel Azrael

     
    Gönderildi : 23 Eylül 2010 21:23
    MasterDaPain
    (@masterdapain)
    Gönderiler: 4045
    BDSM Ustası Yönetici Admin
    Konu başlatıcı
     

    Fiberglass ile sopa konuya devam etmek istiyorum. At kamçısı acaba BDSM uygulaması nasıl olur, olur mu, tehlikeli mi gibi sorulara açıklık getirmek istiyorum.

    [imglr=left] [/imglr] Daha çok bir değneye/sopaya benzeyen at kamçıları Fiberglass dan yapılır. Fiberglass üzerine sentetik ip veya band doluyorlar ve ucunda deriden (bazen lastikden) bir parça olur. Genelde atlara yapıldığı için insanlar da atlar da ki gibi kullanılamaz Smile Ayrıca Fetiş/BDSM shoplar da bunların insanlara göre ürütülenleri var. Onlar da bildiğim kadarıyla daha esnek ve ince Fiberglass kullanılıyor. Ama ikisinde aynı konulara dikkat etmeniz gerekiyor.
    Mümkün olduğu kadarıyla bütün kamçının boyuyla vurmayın. Fiberglass sapında çok serttir ama sonuna doğru esniyor. Son 20 cm ile vurmanızı tavsiye ederim. Ayrıça at akmçının deri parçasıyla vurmak da zevkli olur. Orasıyla hızlı ve sert vura bilirsiniz. Ancak Fiberglass'lı bölümle fazla sert vurmayın. Vuruşun başında hız verin, durun ve esnemesiyle vücuda doğru hareketi bitsin. Bu şekilde ki vuruş yeterince acır ama kemiklere hasar vermez. Ancak tüm kuvetinizle tüm kamçıyla vurursanız çok acı ve hasar verirsiniz. Lütfen bu konu da şaka veya güç oyunu yapmayın. Fiberglass'ın şakası olmaz.
    Birde Fiberglass belirli zaman sonra ve şiddete göre kırıla bilir. Kırıldığı zaman kamçıyı atın. Kırık uçları vururken bir çıkarsa deriyi kese bilir.

    At kamçının zevki ve sesi kızılcık sopaya nazaran daha değişik. Sesi daha ince ve daha yüksektir. Görüntüsü kamçıya göre kullanıcıya değişik bir asalet verir. At kamçıları değişik uzunlukda üretiliyor. Çok uzunları BDSM'de sadece gösteri amaçlı kullanılır çünkü onları kontrol etmek zordur. Hedefleri iyi tuturmaz birde vereceği acıyı kontrol etmeniz büyük ustalık ister. En iyileri 50-100 cm uzunluğun da olanları. Tabi almışken sapının afılı olması artık zevkinize kalmıştır.

    İnceleri genelde süs amaçlı üretilir. Fazla kalınlarıysa ete ve kemiye zarar vere bilir. İkisinin ortası en iyisi. Vurulan bölgelerde ince bir iz bırakır ve vuruşun dozajı iyi ayarlanırsa uzun zaman kırılmaz ve devamlı bir acı verir. Bu devamlı acı gittikce çekilemez hale gelip kölenin pes etmesine kadar gider. Sorumlu kullanılırsa mor lekeleri fazla yapmaz ve izleri 24 saat ile 1 hafta sonra gider. Ama acısı her zaman izleri kadar çabuk gitmez.
    Müsadeli vurma bölgelerinde ancak ellerde ve ayaklarda tavsiye etmiyorum. Kızılcık sopaya nazaran bu bölgeler için hiç kullanışlı değildir ve daha tehlikelidir. Benim kullandığım oldu ama çok az vurdum ve değişik bir teknik kullandım. Bilinçsiz kullanılırsa kücük kemiklere çok zarar vere bilir.

    Ben at kamçılarını kızılcık sopa kadar sevmiyorum ama değişik bir havası var. Birde sesi bana inanılmaz çekici geliyor. Bence at sopası süs olarak dursa bile bir BDSM evinde olmalıdır.


    Parox Dark - Gabriel Azrael

     
    Gönderildi : 26 Eylül 2010 17:11
    Sayfa 1 / 5
    Paylaş:
    BDSM Türkiye

    Merhaba

    Hoşgeldin

    Forumun Yeni Düzenine

    Tüm Forumu

    AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

    VEYA

    ÜCRETSİZ KAYIT OL