Her insan dünyaya gelmeden önce uzun bir dönem Anne karnında cenin pozisyonunda kalıyor. Tüm vücud gelişince, organlar tamamlanınca ve bedenimiz deriyle kaplanınca bu şekilde kalıyoruz.
Hayatımızda bu şekilde uyuyoruz, sevdiğimizle arka arkaya sarılmış yatıyoruz, kendimizi kötü his ederken kendimizi avutuyoruz ve saldırı ile depremde bu şekilde vücudumuzu zarardan koruyoruz. Bu pozisyonda bir insana daima bir mahsum gözüyle bakarız. Ama yanılmayalım; benlik gelişirken cenin pozisyonunu unutmuyoruz ama kişiliğimize BDSM ruhu da karışıyor. Bir Mistress içinde taşıdığı gerçek duyguları saklayamaz.
Tüm gizemliyle mahsum duruşuna bir şeytani çekicilik katar. Sen o ateşle yanmaya hazırsan duyguların en çıplak ifadelerine hazır ol. Dengenin içinde mahsumiyet ile günahlar aynıysa, tüm hükumdarlık Sadistin elindedir.
Bondage. Bağlı. Sadece bir anlık nefes alabiliyor. Biliyor ki acı çekecek. Kendisi istedi. Ancak bağlıyken kaçma imkanı yok. Sadece acıyla yüzleşme var. Korku sarıyor kalbini. İkinci nefes alacak imkanı buluyor ve derinlerine çekiyor. Tek şansı köpek gibi merhamet için yalvarmak.
Lakin kendini kurban eden, isteğiyle bağlanan, ceza için yalvaran bunu yapmayacak. Bu heyecanın, bağlı halde ki tüm hükümdarlık gücünün altında kalmanın korkunun ve acıların zevkini yaşayacak. Sonuna kadar, ağlayarak, bağırarak, utanarak, zevk yaşayarak, ıslanarak, her saniyesini tutkular içinde ruhuna çizerek.
Ayaktan sarkan güzel ayakkabının görüntüsü muhteşemdir. Görünen ayak tabanın kıvrımı, kırmızı ile karışan beyaz renkli tabanın ten rengi ve ayak ile ayakkabının arasında açılan boşluk adeta bir ayak fetişistini bakmaya davet eden inanılmaz güzel bir görüntü andır.
Emin olun ki böyle bir anı yakalayan bir çok insan gözünü çekemez. Bunun için ayak fetişisti olmaya gerek yor. Doğal güzelliye değer veren herkes bu görüntüden etkilenir.
Bizler daha dünyaya gelmeden bizim üzerimize çok düşülüyor. Yeni gelen bebek uğrun ve masumiyetin simgesi oluyor. En dehşet durumlarda bir bebek dünyaya gelir veya yeni doğmuş bir bebek kurtulursa bize yeniden candan umut verir.
Çocukluklarına kadar melek sayılan tohumlar nasıl kötülükle tanışıyorlar?
Her dengenin içinde bir karşılığın olması gerekir. İyinin yanında kötü olmasa iyiliğin farkında olamayız belki. Ama kötülüğün ağırlığı dengeyi değiştirirse neler olur acaba?
Günümüzde kötülüğün arkasında bıraktığı kan izlerini taze ve canlı izleye biliyoruz. Yeni çağımızın imkanlarıyla meleklerimize bile çok erkenden kötülüğün yüzünü göstere biliyoruz. Biz göstermesek bile etrafımız imkanlarla dolu.
Peki bunlar bizi ne kadar etkiliyor? Hepimiz katil mi oluyoruz? İçimizde ki şeytan mı bizi kontrol etmeye başlıyor?
İlk aşamada iyi gücümüz zedeleniyor. Savaşmaya başlıyor ve bizi adeta bir travma içinde bırakıyor; açık ve net değil, bilinç altı bunlar gelişiyor. Korku, depresyon, nefret, kin, intikam gibi duygular beslenmeye başlıyor.
Bin insanın katil olması kolay değildir belki ama her insan katil olabilir. Hiç mi katil olmadınız rüyanızda? Bir kadını vahşice öldüren adamı veya çocuğu tecavüz eden ruhsuzları izlerken hiç mi katil olmak istemediniz? Veya böyle kurbanların yakını olsaydınız ne olurdu acaba?
Kanlı Fetiş eserimle sadece bir ayna tutmak istiyorum. İyi ve kötü melekler savaşın gölgesini sunmak istiyorum. Rüyalarımızın ve duygularımızın perdesini aralamak istiyorum. Kan hayat olduğu kadar, ölümde olabilir.
Catwalk mankenin yürüyüşünü asil kılan bir adımlar atma tekniğidir. Kedi gibi aynı hizada giderken yürümenin hareketi adeta değişiyor. Yüksek topuklarla podyumda kedi yürüyüşü yapan bir mankenden gözleri çevirmeniz imkansızdır. Atılan her adım ayak fetiş kalbini canlandırıyor. Birde mankenin kendinden emin olan tavrı üstüne gelirse ayak fetişizm ile femdom bir araya geliyor.
-RSTGxH_Ot8
Kaynak http://www.paroxdark.com
Sallenaz Türkiye nin ilk ve şimdiye kadar en başarılı fetiş ve BDSM mankeni. Kendisi her iki dalın içinde güzelliği ile ruhuyla bambaşka boyutlar katan bir manken. Ayrıca BDSM içinde başarıyla hem bir köleyi hem de Domina’yı canlandıra biliyor. Switcher’liği, yani iki kişiliğin içinde yaşamanın BDSM eğitimini aldığı için, onun kadar farklı yüzlerle hareket etmeyi başaran yoktur.
Sallenaz mankenlikten önce BDSM içinde köleydi. Görsellerin içinde canlandırdığı her kişi daima kendisiydi çünkü köleliği, Domina’lığı ve fetişleri gerçekten yaşıyor. Tüm görsel çalışmalarını hayatın sanatı uğruna yapıyor. PX Group dan başka yuva tanımadı çünkü bu işi maddi gelir için yapmıyor. İnandığı bir misyon var ve oda insanlardır.
Onun sayesinde insanlığın güzelliğine inanmanın fetişini anladım. Sallenaz canımın ve ruhumun daima bir parçasıdır.
Ayak fetişi içeren videomuz sadece kadının ayak güzelliğini göstermek için hazırlandı. Erkek ayağı da belki güzel olabilir lakin kadın daima estetiğin simgesidir. Her kadının bir güzelliği vardır. O güzelliğin altını cizense ayaklarıdır. Onu ortaya koymak ayrıca kadının yeteneğidir. Bakın izleyin ve beni anlayın.
i9PiGAToKfA
Kaynak http://www.paroxdark.com
Benim dünyam karanlık, çok karanlık. Karanlığa tek ışık tuta bilen benimdir. Işık tuttuğum zamansa apaydın olur ve her tarafı ışık sarar...bilmeyeni kör bile eder.
Şimdi kendinden bu emin olan Master ne demek istiyor? köle mi avlıyor veya kendisini mi met ediyor?
O kadar ucuz felsefi oyunlara ihtiyacım yok! Zaten hiç bir köle bana aday olmasın. Kaldıramaz. Benim BDSM anlayışım da 3 boyutlu sınırlarla örülmüş bir duvar yoktur. Benim dünyama giren kişi bir kuş gibidir. Kafesin de yaşar. Lakin o kafese kendi isteğiyle girer ve o kafesin kapısı daima açık kalır. İstediği zaman uçmak için çıkar ve geri döner - tabi isterse.
Bir kamçı, bir sopa, bir işkence yöntemi benim verdiğim acıları veremez. Ya yapın da vardır veya yoktur. Genelde yoktur. Ama ben yok edici gücü kullanırım ama tekrar geri getiririm. Öyle bir dönersin ki günahların af olur ve tek kalan derin iz seni daima mutlu eder, onu gördükçe.
Lafım çok kısa, BDSM'i ya yaşa ya da 'normal' bildiğin yaşamın da kal!
Yoksa hem kendine hem başkalarına zarar verirsin!
Hayatımızda guzelıkler var . Paylasmak ıstıyorum bende
bu guzellıklerı zamam ıcınde. Ama sunu soylwyebılırım
Bdsm omadan hayat yok 
Kolenin sadece bedeni bana yetmez. Ben ruhunuda isterim.
çok güzel anlatılmış bende sahibelerime köpek olmayı benimsemiş biriyim
Bu galeriyle değişik ve normal mantığın dışında bir girişimime davet etmek istiyorum...
bi an olsun sıkılmadan hayranlıkla okudum büyüksün üstad :O
bi an olsun sıkılmadan hayranlıkla okudum büyüksün üstad :O
O aslında senin güzelliğin. Teşekkür ederim.
Bizler artık çöp çağında yaşadığımıza inanıyorum. İnsanlar değişik çağları arkasında bırakınca onları en güzel tanımlayan yaşam şekillerine göre çağlara değişik isim verildi. Ben bizim yaşam şeklimize, doğamızın değişmesine, kıymet bile anlayışımıza bakarsam çöp çağından daha iyi bir tabir bulamıyorum. Doğanın dengelerini komple bozma uğruna doğayı kirletmekten vazgeçemiyoruz. Bir gıda aldığın zaman bir paket yerine üç beş defa paketlendiğini görüyorsunuz. Önce kartondan çıkıyor, sonra folyosun dan, sonra ikinci folyo,... Tabi eve götürmek için birde torba alıyorsun ve yırtılmasın diye torbayı ikinci bir torbaya koyuyorsun. Elektronik eşya ve aletler desen ya 3-5 sene içinde her nedense bozuluyor (tabi ki tesadüf) veya tekniği eskiyip yetersiz kalıyor diye mecburen yenisi alınıyor. Trafik de kuyruk olacağı belli ama ne yapacaksın hayat bu. Gecinmek için işe gitmek gerekiyor ve kilometrelerce uzunluk da ki binlerce arabaların durarak yarattığı zehir bizlere artık normal geliyor.
Bende bu sistemin bir üyesi olduğum için bazen toprağı öpüp özür dilemek istiyorum. Ona ve yaşamıma zarar verdiğim kadar bu dünya da yoksulluk içinde yaşayan toplumlara da zarar verdiğimi biliyorum. Tabi sisteme karşı bizler ne yapa biliriz diye sineye çekiliyoruz. Belki ufak dan bir adım bile etki yaratıyordur. Bilmiyorum.
Ben mesela her ne kadar çöp çağına uygun bir birey olsam da kendi çalışmalarımda böyle değilim. Fotoğraflarım, videolarım ve filmlerim benim için inanılmaz bir değerdedir. Onun için ben diğer yapımcılar gibi sürüm şeklinde çalışıp 3 ayı gecen çalışmaları çöp olarak atamıyorum. Ben içlerinde hep kendi özümden bir şeyler kattığım için onlar sanki benim bir parçam. İçinde görüntülenenler köle de olsa manken de olsa gerçekleri yaşayarak eserin bir parçası oluyorlar. Can ve hayat veriyorlar. Ben ise imkansızlıklarımı değerlendirerek içimdekini tam istediğim gibi gerçekleştiremedim diye kendime kızıyorum.
Hayatın en güzel tarafı mücadele etmek; sınırlara karşı, imkansızlıklara karşı, pes etmeye karşı. Çoğumuz için BDSM içinde karşı kişiyi bulmak çok zor geliyor. Ülkemizde reelin içinde BDSM partneri bulmak için imkanlar olmayınca, bize sadece internet kalıyor. Ama orası sanal dünyanın hızlı ve daima değerleri değiştiren bir dünya. Kaç kişimiz sanalın sayesinde hedefine ulaştı? İnternet alternatif olarak kolay göründüğü için çaresiz bu yolu deniyoruz. Ama bu çöpte biraz yiyecek arama gibi. Yanlış anlamayın; sanalın içinde çok güzel insanlar hareket ediyor ama onların karşısında binlerce çürük gezince çöpte arama gibi oluyor. Aslında sanal ile en zor yol seçiliyor.
İmkansızı başarmaksa başta her ne kadar zor görünse de sonuç da daha kolay yoldur. Yürek, sabır, çaba ister ama reel de görerek, açılarak, dokunarak, onu his ederek bulduğun kişi en doğrusudur. Bu yol da bulduğun Sahiben, Efendin veya kölen bambaşka değerdedir. Onun değerini hiç bir zaman unutma. Kalbine gömeceğin insansa, sakın kalbinden çıkarma. Eğer onu unutursan o zaman çöpe atmış olursun. Eğer bunun nedeni başkasında gözün olmaysa, yeni bir tanışmanın heyecanıysa, bir maceranın merakıysa, avcılığın gücüyse bil ki bu yeni mutluluk uzun gitmeyecektir. Sende çöp cağın insanları gibi gerçek değerlerin peşinde koşacaksın ama değer bilmediğin için hep bir boşluk his edeceksin.
Bense birde değerlerin bakımına inanırım. Bunun için size (görsel örnekle başladığım için) görselle bir örnek vermek istiyorum. 'The Way of Falaka' isimli bir triloji çekim projesine girdik. Bunun içinde rol alan Sallenaz, Lexa ve Marsha benimle beraber gerçek duyguları paylaştılar. Biz çünkü çekime çekim olarak değil, BDSM yaşamını yaşayarak girdik. O zaman dan bu zaman bakınca aslında çekimi çöpe atmam gerekir çünkü bizler artık HD dönemine geçtik. Bakalım bu dönem ne kadar sürecek çöpe gitmeden önce. Kaset, VCD, DVD, HD derken aradan ne kadar zaman geçti ki... Ama bakın görün ki bugün ki teknik imkanlara göre ilkel kamerayla çekilen rahmetli Kemal Sunal'ın filmleri restore edildikten sonra HD kalitesinde parlıyorlar.
Aynısını benim yapmam mümkün değil ama benzeri bir şey denedim. Çünkü hayatta hiç bir şey bize hediye edilmiyor. Her şeyin bir bedeli. Sen değer vermesini bilirsen sana da değer verilir. Sahibene, Efendine, kölene sahip çık. Onun değerini hiç bir zaman ayaklar altında ezme.
Bugün kölem Nar Ezgim 'Temizlik ile Tuvalet' yazısının bir kısmında kendisini yüksek şekilde aşağılayan tuvaleti temizleme sahnesini anlatıyor.
Yazının içinde bu sahnenin ayrıca video görüntüsü var.
kölem elinde bir bezle tuvaletin iç kısmını tuvaletin suyuyla temizlemeye emir alıyor. Temizlerken her ne kadar zorlansa da ceza almamak için elinden geldiğince görevini iyi yapmaya çalışıyor.
Nar'ı çok iyi bildiğim için bu aşağılama yöntemini seçtim. Ancak bizler böyle yöntemleri anlatıp gösterirken genelde görselin içeriği akıllarda kalıyor ve her şey 1 dakikalık görüntüyle hazmediliyor. Sanki bunun öncesi ve sonrası yokmuş gibi konu algılanıyor. Bundan dolayı bu gibi açıklıkları getirmeye mecbur duyuyorum.
Bu yöntem her ne kadar 'kolay' görünse de ekstrem yöntemler arasında yer alıyor. Her köleye uygulanmaz. Her kölenin psikolojisi bunu sağlıklı algılayamaz. SSC kurallarına dikkat çekerek karşılıklı onaylı şekilde tuvalet temizleme yöntemlerini uygulamanızı tavsi ederim. Ayrıca hijyene yüksek dikkat gösterin. O tuvalet elle temizlenmeden önce defalarca ilaçlandı ve kaynar suyla ayrıca dezenfekte edildi. Temizlikten sonra eller ayrıca defalarca yıkandı ve alkolle dezenfekte edildi.
Ve ister inanın ister inanmayın tüm BDSM videolarında ki temizlik ile pislik aşağılama sahnelerinde tedbir alınarak çekim yapılıyor. Montaj dan sonra gördükleriniz belki sizi yanılta biliyor ama kimse bile bile kendisini tehlikeye sokmaz özellikle sağlık söz konusuysa.
Lütfen; önce dikkat sonra BDSM!
