+++ :yelkn: +++ :yelkn: +++

Gerçekten muhteşem bir anlatım. Ders niteliğinde. Sadece bu yazıdan bile nice ''efendiyim'' diye geçinenlerin öğreneceği çok şey var. Herkes tekrar tekrar okumalı bu başlığı.

''kamcının ipleri öyle bir ses versin ki, kölenin çığlık sesinin altını çizsin.''

''Birde o parmağın değerini bil. O aslında zihnen sana hep o parmağını gösteriyor. Sanatsa, o parmağı sevmek ve onu ona daima geri iade etmektir. Ama öyle yap ki, iadeyi aldıktan sonra seni düşündükçe o parmağı kendi cinsel özlemini biraz olsun gidermek için kullansın. Sen bu durumda onu sadece bedensel değil, ruhen de orgazm'a getirmiş oluyorsun. Bunu başarmak istiyorsan penisinle değil, kafanla düşün ve yüreğinle his et. Kadının sesini duymak zordur ''

muh-te-şem!

sevgiyle kal MDP
kiss

BDSM yi bacak arası maceraları veya ego tatmini olarak gören zavallılar için öğretici bir ders olsun. Anlayabilene tabi...
Güzel bir anlatım MDP. Genellikle uzun yazıları okuyamıyorum. Ama bunu sonuna kadar dikkatim dağılmadan okudum. Teşekkürler.

+++

Kalemine ve objektifine sağlık MasterDaPain Ancak Lexa Sendikamın Almanya kollarında umarım anımsıyorsundur. Fazla kafeste tutma hatta fazla yorma ben kıyamam ona _o_ _o_ _o_

Çok güzel bir anlatım olmuş. Efendi nasıl olmalı sorusuna ışık tutuyor. Çok yararlandım. Elinize sağlık.
Sevgiler,
Semiramiss

Çok teşekkür ederim arkadaşlar güzel ve keyifli yorumlarınız için.

by_kole, yarın öyle bir resim paylaşacağım ki sanki dediklerini Lexa duymuş sanacaksın

Çok teşekkür ederim arkadaşlar güzel ve keyifli yorumlarınız için.

by_kole, yarın öyle bir resim paylaşacağım ki sanki dediklerini Lexa duymuş sanacaksın
Isırasım geldi seni bak hele yaw :verymad: :verymad: :verymad:

Biraz geriye gitmem gerekiyor...tatlı ve güzel anılar...

Lexa gibi bir kadın sana köle olduğu zaman biraz havaya giriyorsun. Yani o kadar BDSM içinde ve manken olarak geçmişi var ve seninle beraber çalışmayı istediği kadar sana köle olmayı şart koşturuyor. Şimdi o şart koşturuyorsa ben nasıl bir durumda oluyorum? O mu beni ve durumu kontrol etmiş oluyor? Peki benim bu durumu yaratığım olamaz mı? Siz hiç satranç oynadınız mı?

Kadınlar çok akıllı. Bunu sakın ve sakın unutmayın. En salak sandığın kadın bile öyle bir bekler ki, zamanı gelince nokta vuruşu yapar.
Ve yukarıda ki durumu ben yarattım yaratmadım hiç önemi yok çünkü kendisi beni öyle şaşırttı ki hala olayı anlatınca saygı duyduğum kadar gülümsüyorum. Touché.

'Ben çok zor bir Efendiyim ve benimle savaşacağını biliyorum ama kayıp edeceksin ve çok acı çekeceksin.'
'Biliyorum. Bunun için istiyorum.'
'Tekrar ediyorum, hiç emrimin altına girme. Yeni köleye ihtiyacım yok ve seni çok zorlarım.'
'Biliyorum ve bunu istiyorum. Beni sınırlarıma getirecek tek kişi sizsiniz. Sizi rüyamda gördüm ve doğru karar olduğunu biliyorum.'
Tabi biraz şımarttı beni ama kendisi çok istediği için kabul ettim. Ve çok şeyler yaşandı.

Bir gün eğitimi, psikolojikhali ve çekimlerin gidişatı öyle bir duruma geldi ki, çok ağır bir bel kamçılama cezası uygulamam gerekti; hem kamçıyla hemde cane sopasıyla. Kameranın kayıdı durduğu yerde çok karanlık bir geri zamana döndük. Bu kızın içindeki yaraları çok derindi. Bu derinliklere inerken o yaraların taze halindeki acılarını his ettim. Ağlamamak için kendimi çok zor tuttum. Onun suçu yoktu, o istememişti ve o gün Lexa aslında ölmüştü. Ve bugün yaşamını elimde tutuyordum. Ya ben öldürecektim veya o ölü olarak yaşamaya devam edecekti. Çünkü o heves için, salt acılar çekmek için bana yalvarmadı. O ona yapılan cinayetin sorumlusu olarak kendisini his ediyordu. Başkası onu öldürmüştü ama kendisini suçlu his ediyordu, kendisini suçlayan tecavüz edilmiş bir kadın gibi. Onun için kendisini yok etmek istiyordu.
Kalbim kan ağlayarak o yaralarını tekrar açtım, kanlar şelale gibi akıyordu sanki, durmak istemiyordu. Bağlı olduğu iplere yaşama tutunur gibi tutunuyordu. Saçını çekip marjinal aynayı tutuyordum yüzüne. Bakamamıyordu; bakmadıkça daha fazla acı verdim. Onu içindeki ağlayan çocuğu gösterince duramadı; ne bir sinir ne bir kas onu tutuyordu artık. Tüm vücudu sadece titriyordu. Acılarını ağlayarak atıyordu sanki. Dokunmadım, sicaklık bile vermedim. 'Ayağa kalk orospu' dedim. 'Demek ki sen kendini her önüne gelen Sahibi seni kurtaracak sanıyorsun'. 'Haaa...hayır Efendim...be be ben...'. 'Sus, ben senden iğreniyorum. Kendisinden vazgeçen hiç bir insanı sevmem. Kendisini bırakan ve sadece 3 delikli orospu sanan köleye acımam bile. Zavallı yaratık seni. Sen kendine saygı durmuyorsan sana kimse saygı duymayacak. Git seni başka Efendiler siksinler. Sen benim tırnağımın kiri bile olamazsın'.
Yaşları daha fazla akıyordu ama bu sefer bakışı değişmişti. Gözlerime bakıyordu ve çok ciddiydi. Titremesini kontrol etmeye çalışarak toparlanıyordu adeta. Duruşu değişmişti. Kendisini hiçe sayan köle gitti ve yerine asil duruşlu bir köpek gelmişti. O asil duruşu bilenler beni çok iyi anlarlar. 'Efendim ben orospu değilim.' 'Peki nesin?' 'Sizin kölenizim.' 'Değilsin.' Yalvarırım.' Peki. Hazırmısın?' 'Hazırım Efendim.'
Ne geleceğini ne olacağını biliyordu. Öyle bir acılar çekti ki size anlatamam. Bir yandan kalıcı izler bırakmak istemiyordum diğer yandan onun bu acılara ihtiyacı vardı. Ayrıntılarını sonraki yazılarımda anlatırım. Ama o merhametsiz acıların içinde günahlarından kurtuluyordu. İşkencesi bittiğinde artık gücü kalmamıştı. İpleri çözdüğümde yere yattı. Ben sadece üstünü örtüm. Yüzü yaşlar içinde gülüyordu. Ayağımı öpmüştü ve ardından gözlerini kapatarak biraz uyumuştu.

Sonra kendisini toparladı. Mutluydu. Sırtından inanılmaz acılar çekse de mutluydu; bu acılar onu mutlu ediyordu çünkü kalbindeki acıları hafiflemişti. O kadar mutluydu ki sonra by_kole gelince 'bak sırtıma ne güzel görünüyor' diyordu. by_kole bilirsiniz birde köleler sendika başkanı 'sen ne yaptın MDP' dedi çok ciddi bir şekilde. Sırtı izlerle ve mor lekelerle doluydu. 'Onun yüzüne baksana. O istedi ve kendisi şu an çok mutlu.' dedim.

Peki bu olayla 'Fuck You' başlığın ne alakası var? Siktir lan parmağı nerede gösteriyor?
İşte arkadaş kadınlar seni öyle bir duruma getirir ki, öylece donup kalırsın. Lexa'yı by_kole ile Lady Sade'la havalanına götürdük, bavullar verildi ve pasaport kontrol da yollarımız ayrılacaktı. Önümüzde ayrıca güvenli kontrollünden bir adam vardı. Lexa vedalaşmak için Lady Sade'a ve by_kole'ye sarıldı ve her şey için teşekkür etmişi. Sonra bana döndü tam sarılacaktım bu birden yere indi, dizlerin üstünde ayaklarıma kapandı. Daha 'ne yapıyorsun' demeden birde ayaklarımı öptü. Size o an ki şokumu, şaşkınlığımı tarif edemem. Etrafıma bakıyorum şok içinde yüz ifadeleri görüyorum. Lady Sade kahkaha atmıştı. Bense bir an öyle dondum kalktım.

Kalkmasını söyledim yoksa başımız belaya girer demiştim. Sonra kalktı, sarıldı ve her şey için teşekkür etmişti. 'Sen var ya' dedim, 'iyi yakaladın beni. Touché.'

Karanlık dünyandan gene "güzel" bir kesit MDP. Çok teşekkürler.

Dikkat ile okudum Lexa'ya yardımcı olduğunu nasıl yaralarını kanatarak içindekileri temizlediğini. Esasında bu metni okuyan bazı üyelerimiz şaşırıyordur dediğime ya da anlattıklarına. Nasıl olabilir böyle bir şey diye. İşte BDSM böyle bir şey. İyilikle acının, göz yaşları ile mutluluğun birbirlerine karıştığı, duyguların tenler vasıtası ile harmanladığı birşey.

Sonunda kahkahalarla güldüğüm harika bir yaşanmışlık. by_kole'nin izleri gördüğündeki yüz ifadesini de ayrıca görmek isterdim bazen sendika bile ne yapacağını şaşırabiliyor :islik:

Şaka bir yana BDDSSM'de herkesin farklı bir uygulamayla , yaklaşımla kendine olan güveni artıyor. Lexa bunu dibine kadar yaşayarak edinmiş. Belki başka yapıda bir köle bunu kaldıramayabilirdi. Fakat deneyimli ve karşısındakini iyi tanıyan ve anlayan bir Efendi senin gibi ,kölesine nasıl bir deneyim yaşatacağını iyi bilir. BDDSSM'in salt acılardan ya da zevklerden oluşmadığını , psikolojiye , felsefeye , edebiyata , insan anatomisine hakim olmanın ne kadar önemli olduğunu gösteren bir paylaşım bu. Yöntemlerini bunlardan bihaber bir Dominantın uygulaması vahim sonuçlara sebep olabilir. Bu yüzden bir Efendi kendini her yönde geliştirmeli. Lexa'nın da bunu başka bir Efendi ile bu şekilde yaşaması bence mümkün değildi. O da biliyordu kime ne şekilde itaat edebileceğini. O parmak kendi seçimini ve gücünü simgeliyor bence. Havaalanında ters köşe ile şaşırtması da bunun sonucu diye düşünüyorum.

Karanlık Dünyam başlığını her gün merakla bekler oldum. Ellerin , ruhun , kalbin dert görmesin MDP :bira

sevgilerimle,
Bia!

karanlık dünyanız bizler için özlem dolu bir ışık oluyor...erkek itaatkar olarak,bdsm de cinsiyetsizliği baz alarak coşkuyla okuduğum bir yazı olmuş.....psikolojik acıların fizyolojik acılarla bütünleştiği,kabuğu tutmamış yaraları oluk oluk kanatan çarpıcı ve gerçek muhteşem bdsm....bu şefkatli kanatlar da şekillenmek istedim yazıyı okurken,yüzüme,ruhuma,geçmiş hesaplarıma sert bir dokunuş,içli bir kırbaç darbesi hasretini derinden hisseder buldum kendimi...göklerdeki Tanrıçama minicik yaklaşamadan...
ellerinize,kocaman yüreğinize sağlık MDP

Bir çok zevkdaşımla tanıştım. Lakin Lexa bir başka duygu yüklüydü. Gözlerinin parıltısı yarım yamalak ingilizce anlaşma çabamız ama hislerin sıcaklığın paylaşımı keyifliydi. Hele Sendikayı kabul edip o içten doğal sarılışı yokmu keyifli bir kişilikti.

Sırtındaki izlere gelince onlar keyifliydi elbet haz almış onuda belli ediyordu lakin huyum kurusun karışmaz isem olmaz. Birde o havaalanı durumu gayet keyifliydi. Birde Lexa ile oynadığımız adam asmaca oyfffff.....

Mdp görürsen kocaman öp benim için Lexayı ama en kocamanından olsun......

sevgili MDP,
öncelikle paylaşımın için çok teşekkür etmek isterim.. forumda en hoşuma giden başlık bu oldu, bir çırpıda okudum. BDSM 'e olan ilgimi reele taşımaya ve felsefesini araştırmaya yeni başlamış olmakla beraber, bu felsefeyi iç güdüsel olarak kapmış olduğumu farkettim yazdıkların sayesinde.. bana doğru yolda olduğumu hissettirdiğin için de ayrıca teşekkürler.. ben de diğer tüm okurlar gibi paylaşımlarının devamını heyecan ve merakla bekliyorum.
saygılar..

Okuduğum ve okurken büyük keyif aldığım en güzel yazılardan biri daha.. Ruhumuz bizim en mahrem yerimizdir, Çünkü; sunmak istediğimiz kadarını sunarız karşımızdakine, göstermek istediğimiz kadarını. Aslında tüm istediğimiz tüm ruhumuzu açmak mahremiyetten uzaklaşmaktır.. İşin özü köle Efendisinin yanında, Efendide kölesinin yanında huzuru ve güveni bulmak ister.. İşte o huzur ve güvenden sonra gelsin mutluluk..