Karanlık Dünyam - Parox Dark

İki elimle tutuyorum kılıcımı. Taze kan akıyor keskin demirinden. Nefesimi derin alıyorum. Kanın kokusu tüm bedenimi azdırıyor...yerdeyse şelale gibi akıyor. Yaralarımdan akansa benim kisi. Elimde ki derin yaradan sımsıcak akan kandan yudum alırken beni tutacak başka güç yokmuş gibi his ediyorum kendimi. Sanki bir an tanrılaşmış gibiyin. Hayatın benim elimde. Her şey benim elimde. Bu an için savaştım. Şimdilik. Acılarsa şu an bedenimi ve ruhumu ısıtıyor. Günah duygularımla adeta sevişiyorum. Şu an sen şeytan bile benim kadar kötü değilsin. Şu an adeta ben seni yeniden yaratıyorum. Sen benim eserim oluyorsun. Sen tüm şeytanlığını sağ duyusuz yaptığın için, senin kisi sanat hatta marifet bile değildir. Ben sağ duyumla senin yapamadığını yaptığım için sana bile saygı duymuyorum. Ama tüm karanlığın içinde kalbin atıyorsa ufak bir ışık oluşuyor. O ışık karanlığın içinde sönecek gibi olsa da, etkisi çok derin. Gözlerim de hiç bir ifade yok. Hislerim ölmüş adeta. Ama...ama akan kanıma yaşlarım karışıyor. Hava soğuk; buharı bile çıkıyor. Hiç bir hareket yok, hiç bir ifade yok, hiç bir duygu yok; sadece bedenimden günahlarım, nefretlerim, kinim akıyor. Sana meydan okuyorum ŞEYTAN.
Ya Azraili gönder yada ben Azrailin olurum. Benimle savaşırken en yanlış düşmanını seçtin. Ben savaşmaktan, kanamaktan, ölmekten zevk duyarım. Ben ölümsüz savaşcıyım ve daima dirilirim. Cehennem de bile sana rahat vermem. Korku nedir biliyor musun; insanların kabul etmediği gölgelerdir. Ben senin gölgen, senin korkun olacağım. Biliyorum daha bitmedi ve hiç bitmeyecek. En zayıf noktalarımdan vuracaksın. Çok derin yaralar vereceksin bana. Ben her yaramla, her izlerimle gurur duyuyorum. Ama senin ateşini alırsam bakalım sen ne yaparsın. Senin ateşin öbür dünyada cezaysa, benim kalbimdeki ateşim senin sonunu getiren Azraildir.
ŞEYTAN, senden nefret etmiyorum. Sana sadece ve sadece acıyorum.
Benim duruşumdan bir anlık paylaşım. Kanım kaynıyor adeta. Eğer yazdıklarımı saçma buluyorsan zaten en yanlış kişinin en yanlış başlığını okuyorsun. Burası benim karanlık dünyam. Şu an ne kadar mutlu olduğumu anlatamam

Aslında şu an sadece bir video paylaşmak istiyordum. Bu paylaşım Şu an ne dinliyorsunuz ? başlığına uyan bir müzik videosu olacaktı ama bu şu an ne dinliyorum anlamından çıkmış bir keyif oldu. Benimle ilgili bir şeyler anlatarak paylaşmak istedim.
Ben Almanya da doğup büyüdüğüm için ama kalbimde ve evimde Türkiye de gibi yaşadığım için hep bir ikilem içindeyim. Almancı değilim. Alman da değilim. Türk müyüm peki? Bilmem ki...Türkiye de bana Almancı diyorlar, Almanya da Alman olarak tam kabul edemiyorlar başta ama sonrasından Türk olduğumu öğrenince, Türk olduğuma inanmıyorlar. Yaşam kendi kendine tam bir komedi
Ama ben kendimi biliyorum, kim bana ne derse desin. Şimdi sanmayın ki bu durum sadece ızdıraplı. 'Bir lisan bir insan' lafı o kadar doğru ki, anlatamam. O kadar yaşam kaliteniz artıyor ki eğer insanlara, sanata, yaşamaya ve yaratıcılığa önem veriyorsanız. Ruhunuz ve kalbiniz daima güzelliklerle karşılaşıyor. Görmeniz ve anlamınız önemli.
'Bilmem şu feleğin bende nesi var' parçasıyla 30 yaşımdan sonra tanıştım. Parçayı çok sevdim. Notaların akışı, sözlerin güzelliği ve yapılan bir çok değişik yorumlar. Eğer ufkumuzu açarsak bakın ne oluyor. 'MDP, kendinden örnek vereceksin ama sende iki dil var ve Almanya'yı biliyorsun' diyeceksiniz belki ama örneğim bambaşka.
Zam Helga bir Alman rock müzisyeni. Adamın ne Türkçe'si var nede Türk kökenlidir. Ama kendisi saz dersi alıp bu parçayı kendisi yorumladı. Bazı kelimelerde hata yapsa da, komple Türkçe okudu. Ama onu buna sürükleyen yeniliye ve yabancı etkinlere açık olmasından kaynaklanıyor. Bunun gibi nice örnekler var. Yurt dışında bizim parçaların sözlerini anlamadan sadece yapısına ve yorumuna hayran kalanlar var. Bu sefer ki başlığım belki biraz yüzeysel ve BDSM dışı gibi görüne bilinir ama değildir. Yeniliye, saygıya, sevgiye, sanata ve bağlı olduğumuz kalıplaşmış düşünmeden kurtulmaya açık olmalıyız.
KEj9W50-kKo

Bu gün benm için çok özel bir gün. Bugün BDSM dünya günü. Bu özel günü değerlendirerek bazı duruşlarımı ve çalışmalarımı değiştirmek istiyorum. Bunun bir noktası hitap ve sözler.
Hitap ve Sözler
Hikayemden önce bu ayrıntıya girerek kendi acizane görüşümü sizlerin değerli yorumlarınıza sunmak istiyorum. Bizde küfür ve argo yasak olduğu için bazı paylaşımlar sentetik duruyor. Küfür ile argo yasağıyla birbirimize diyalog içinde saygılı olmamızı hedefliyoruz. Lakin hikayemi anlatmak isterken çelişkiler yaşıyorum. Seans içinde örnekler:
Bunlar belki banal örnekler ama benim açımdan çok önemlidir. köleme seans dışında, bir bayana ve genelde mümkün olduğu kadarıyla kibarca hitap etmeyi çok severim. Ama şalteri çevirince olay tamamen değişiyor.
Belki de
Ahlak olayı ayrıca durumu zorlaştırıyor. Bazen BDSM içinde hiç seks yokmuş gibi davranıyoruz. Cinsel ilişkiye girilmese bile BDSM'in ve fetişizmin altında (kabaca söyleyerek) cinsel duygular yatıyor. Bunu kimse inkar edemez. Ama ben kölemle şunu veya bunu yaptım diye burada yazdığım zaman bazıları o kişiyle aynı yemek masada ön yargısız oturamıyor. Hangi buluşmada çiftler cinsellik, hatta kendi yaşadıkları cinsel zevklerini paylaşıyorlar ki? 'Amma da midesizler' diye hemen damgalanırlar. Peki biz BDSM üzerine konuşunca yüzeysel çay kahve muhabbeti mi yapacağız, yoksa açık dilli ve yürekeli bir şekilde mi muhabbet edeceğiz?
Velev ki X kölemin hikayesini paylaştım, hikaye içinde tüm ayrıntılarına girdim ve kölemle ve arkadaşlarla beraber bir masada oturuyoruz. Bu kölem şimdi orospu mu oluyor? Onu nasıl becerdiğimi de anlatığım için kendisi diğer masada oturan bayanlardan değersiz mi?
Bizler bu sorunları daha toplum içinde çözemezken fazla kafa yoruyorum ama artık bizler de bazı şeylerin değişmesini gerektiğine inanıyorum.
Ben karar verdim.
Artık hikayelerimde daha açık ve çıplak dille yazacağım. Olduğu gibi yazmak istiyorum ki yazım iki yüzlü olmasın. Bu şekil bir çok kişiden yanlış anlaşılacağını çok iyi biliyorum. Ama anlayışımızı değiştirmekten devamlı korkacaksak, o zaman hiç yaşamayalım daha iyi. Böyle geldi böyle gidecek anlayışına karşı diyorum ki, gelecek bizim elimizde.
Bu anlayışımı artık kendime yönelik görsel çalışmalarımda da değiştireceğim. Hep pornocu lakabı verirler diye korkmuştum. Hatta bu korkudan dolayı cinsel sanata bile yer ayıramadım. Görsellerime hala seks uygulamalarını yani porno eklemeyeceğim. Ama cinselliği gösteren sanatsal çalışmalara yer vereceğim. Korkunun ecele faydası yok. Saklanmaktan bıktım artık. Tamam, çok şeyleri yürekli olduğumuz için arkadaşlarla başardık. Ama son dönemlerde geriledik ve boş bir zihniyet taşıyan kitleye fazla yer verdik.
BDSM'in hayatımda ki değeri o kadar fazla ki onunla yaşamak ve onunla ölmek istiyorum.
Hikayemi ekleyeceğim...

Emrimi anladın mı?
Anladım Efendim.
Emrimi tekrarla!
Efendim, bir daha ki görüşmemize kadar amımı tıraş etmeyeceğim, kılları uzayacak ve her şekilde mastürbasyon yapmam yasak.
Aferin kölem. Sorun veya diyeceğin bir şey var mı?
Efendim...
Söyle!
Kıllı amımla karşınıza çıkmaktan çok utanıyorum.
Hele emrimi yerine getirme sana bundan daha çok utanacağın ceza veririm, bir daha yakınıma bile gelemezsin.
Özür dilerim Efendim. Emrinizi yerine getireceğim.
Aferin. 3 hafta sonra görüşürüz. Kendine iyi bak.
Telefonu kapattıktan sonra biliyordum, kölem çok zor bir zaman geçirecekti. Kendisi benim kölemdi, Almanya da yetişmiş bir Türk bayan. Bakımına çok değer verirdi. Bizi sadece BDSM bağlıyordu. İşlerimin sakin olduğu haftasonları bana gelip bir veya iki gün kalıyordu. Hem acıyı hemde seksi çok seviyordu. Biz sadece sert seks uyguluyorduk çünkü kendisi tecavüz şeklinde becerilmeyi seviyordu...en azından benimle. Ayrıca çok titiz birisiydi. Kollarına kadar hep kıllarını alan, daima tertemiz karşıma çıkan ve gelince bende bile temizlik yapan birisiydi. Bunu zevkle yaptığı kadar birde çok ayrıntılı yapıyordu. Bende en ufak bir toz görüp ona ceza verince çok hoşlanıyordu.
Önümüzdeki 3 hafta onun için daha zor geçmesi için ayrıca bağlantı kurma yasağı da vardı. Yoksa biliyorum benimle en azından SMS yoluyla rahat bırakmayıp 100lerce soru soracaktı. Bu sadistce bekleyiş bana ayrıca zevk veriyordu. Onun şu anda ne kuşkular, korkular ve hayalı acılar yaşadığını his etmek, benim için bir güzel ana yemekten önce bir o kadar güzel olan bir aperitif gibi bir şeydi.
Zil çalınca önce bekledim. Öyle hemen açmak olur mu Tekrar çaldı. Tekrar beklettim. Tekrar çaldı ve bu sefer açtım. Asansörün çağrıldığını anladım sesini duyunca. Asansör indi, sonra benim kata geldi ve kapı açıldı. Şık bir elbisenin içinde kölem bana doğru geliyordu. Açık yüksek topuklu ayakkabılar her adımla ses verirken, kırmızıya boyanmış ayak parmakların tırnakları güzel bir görüntü veriyordu. Ayak ve parmak tırnakları, benim isim olarak 'orospu kırmızısı' dediğim kıpkırmızı renge boyanmıştı. Makyajı da ayrıca istediğim gibi bir orospuya yakındı. Buradaki orospu kelimesini aşağılayıcı değil, tam tersine alevli bir kadının altını çizen, çok seksi anlamına geliyor.
Önce sarıldım, içeriye aldım ve sonra kapıyı kapattım. kölem hemen ayakkabılarını çıkardı, simetrik şeklinde yanyana koydu ve dizlerinin üstüne inip ayaklarımı öptü.
Hoş geldin kölem.
Hoş bulduk Efendim.
Kalk ayağa. Kalk ayağa. Nasılsın?
İyiyim Efendim. Siz nasılsın Efendim.
Kötü adamlar daima iyilerdir.
Estağfurullah Efendim.
Bacaklarını aç bakalım.
Ayaklarını ayırdıktan sonra eteğini biraz yukarı çektim. Hemen titremeye başladı. Sakin olmasını istedim ama kendisini zor tutuyordu.
Bakalım amının kılları ne kadar uzadı.
Efendim yalvarırım müsaade edin önceden kılları aliğim. Yalvarırım...yoksa benden tiksineceksiniz.
Anlından öptüm.
Her kölem benim helalimdir. Sende benim helalimsin. Senden tiksinecek olsaydım seni baştan kabul etmezdim. Bir daha böyle bir şey söylersen seni çok ağır cezalandırırım, hatta kalbini kırarım. Sen, senin tüm varlığın, hatta kılların bile bana aittir. Sen benim senin amında bulunan kıllarıma laf mı ediyorsun kölem?!
Kesinlikle Efendim, özür dilerim. Ben sadece...
Sus ve bir daha böyle bir şey deme.
Peki Efendim.
Eteğini tekrar yukarı çektim ve elimle amına doğru gittim. Kılları kısa ve çok yumuşaktı. Dokundukça kölem titrer gibi oluyordu ve ıslaklı artıyordu.
Çok mu özledin?
Efendim arsız orospu gibiyim. Yalvarırım sikin beni. Ne isterseniz yaparım.
Uslumuydun kölem?
Hayır Efendim. Emirlerinizi yerine getirdim ama hep sizi özledim ve sikinizi gördüm rüyamda. Hep ıslak kalktım sizden müsaade almadan.
Amını okşadıkça ıslaklığı artıyordu. Buda benim hoşuma gidiyordu. Yumurtalıkları nasıl acıdığını tahmin ediyordum. Hatta rahat durmak ona git gide daha zor geliyordu.
(düşük sesle) Yalvarırım Efendim sikin beni, lütfen sikin beni. Yalvarırım orospunuz olmak istiyorum...
Utanmaz! Böyle kıllı am sikilir mi!?! Sen ne kadar terbiyesiz olmuşsun görüşmeyeli!
kölem birden dondu kaldı. Yüzü kıpkırmızı olmuştu ve o sırnaşık yüz ifadesi tamamen utanç dolu bir ifadeye dönüşmüştü. O bana güvendiği için en utanç duyduğu durumu kabul edip amını bakımsız bırakmıştı. Yaşamak istemediği en ağır anlardan birini yaşıyordu o an. Saçlarından tutup kafasını aşağı eymiştim. Sonra koltuğa oturmuştum, onu bacaklarımın üstüne yatırmıştım ve elbisesini yukarı çekmiştim. Hiç vakit kayıp etmeden çıplak popsuna elimle 2 defa sertce vurmuştum.
Aaaaaaaaaaaaaaaahhhhhh...
Utanmıyor musun pis orospu. Utanmıyor musun böyle karşıma çıkmaya pislik seni.
Hemen hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Hıçkıra hıçkıra ağlaması beni hiç frenlemeden popsuna vurmaya devam ediyordum.
Bu ne hal böyle? Seni pislik seni. Bu ne kıl böyle. Ben sana tertemiz olacaksın demedim mi!?!
Aaaaaa...amaaa...AAAAAAAAAAAAHHHH...ama ama amaaaa Efendim siz bana kılların uzamasını...AAHHHHHH aman Allahım çok açıyor Efendimmmmmm...
Temel kuralların arasında amın temizliği yok muydu?
Vardı Efendim.
Sen temel kurala nasıl karşı gelirsin?
Ama siz emir verdiniz Efendim.
Bu sefer kemerimi almıştım elime ve dörde katlamıştım. Hiç başka bir şey demeden arka arkaya 10 defa ağırca vurmuştum. Poposu kıpkırmızı olurken kölem bağırarak alıyordu. Bağırmaya yasaklayıp sadece ağlamasına müsade ettikten sonra 20ye yakın daha vurmuştum. Yaşları gözlerinden akıyordu. Benim amacımı anlayacakmıydı bilmiyordum ama anlayana kadar ona acı vermekte kararlıydım.
Aklın başına geldi mi?
Ev...evet...evet Efendim...ühüüüü...
Tekrar soruyorum; bu amın hali ne böyle?
Özür dilerim Efendim, ihmal ettim.
İhmal edersen sana ağır ceza veririm demedim mi?
Şey...özür...özür dilerim Efendim. Ben salak, aptal, tembel bir köleyim. Yalvarırım beni cezalandırın. Lütfen bana ceza verin Efendim.
Aferin kölem. Uzun sürdü ama nihayet sonunda anladın. Efendin her zaman haklıdır.
Evet Efendim.
Duvarın rengi nedir?
Beyaz. Ahhhhhh...
Aptal köle. Rengi siyah.
Özür dilerim Efendim. Rengi siyah.
Ceza olarak kemerle 20 kere daha vuracağım ama hatanı hemen anladığın için 10a indiriyorum. Seslice say bakalım.
Teşekkür ederim Efendim.
Aferin. Bak dayakla nasıl hemen her şeyi öğreniyorsun.
Teşekkür ederim Efendim.
İlk vuruşlarım da sayıları kısaca içine çekercesine az sesle sayıyordu. İlk iki darbede ayakları kasılırken ardından yukarıya çekmeye başlıyordu ve dişini sıkmakta zorluk çektiği için sayıları bağırarak sayıyordu.
BEŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞ aaaAAAHHHHHHHHHHH
Bir daha ayaklarını yukarıya doğru çekersen yeniden başlar ve bu sefer 20 defa vururum. Anladın mı?!
Anladım Efendimmmmmm...özür dilerim. Yalvarırım af edin beni. Çok dayanıksız köleyim. Size layık değilim.
ALTI...offfff
Bunu hiç sayma. Senin bana layık olup olmamanı ancak ben karar veririm.
Peki Efendim.
Son 5 vurmamda kendisini baya kasmıştı ama istediğim gibi ses çıkarmadı fazla. Ağlıyor ve titiriyordu. Kucağımdan indirirken hemen önüme eğilmişti ve ayaklarımı öpebilir mi diye sormuştu. Bu şekilde itaat ettiği zaman her seferinde biliyordum ki her han gibi direnişi kalmamıştı. Bu noktaya gelince fuzuli inatçı tavırlar kalmıyordu ve her seferinde eğitime devam edebiliyordum. Ne bir kadınsı abartıyla cilve veya sorun kalıyordu, nede karşı geliyordu.
Bu ama onun oyunuydu işte. İş hayatında başarılı bir kadın hemen o havayı üstünden atamıyor. Seansa o ruh halinden enerjisiyle girince önce bilinçli hatalar yapar, sınırları zorlar ve bazı emirleri yüz ifadesiyle aslında kabul etmediğini belirlerdi. Beni hep denerdi ve bakardı, acaba yumuşak ağnıma veya acıma duyacağım zamana denk geldi mi diye. Ayrıca belirtmeliyim ki acıyı seven birisiydi. Seansdan sonra vücudunda iz bırakmayınca mutlu olmuyordu. Onun inadını kırınca zaten çok uysal oluyordu ama aynı anda ona cinsel sıcaklık veriyordu. Kendisiyle hiç normal seks yaptığımı hatırlamam zaten. İşkence olmadan, ağır ve zorla bir şekilde onu sikmeden seksi seks olarak saymıyordu sanki. Tabi ki bu sadece BDSM hayatına yönelikti. Diğer tarafta el üstünde tutulmayı ve sevgi ile aşk dolu cinsel hayatını seviyordu. Ama o tarafını hiç yaşamak istemedim. O benim için sadece kölem ve orospumdu. Bu sadece yanlış anlaşılmasın. BDSM içinde köle olacak ve orospu gibi seks yapacak kadın tanıdığım en güçlü, kendinden en emin ve en çekici kadındır. 'Sana köle olurum' lafını kaç kez duydum. Söylemesi o kadar kolay ki. Olda göreyim.
Orospunuz olabilir miyim?
Bak hele, sen sikilmeyi hak ettin mi?! Önce güzelce tabanlarımı yala bakalım. Cezan devam edecek. Yalamana göre cezanın içine güzellikler veya acılar katacağım.
Peki Efendim.
Aferin. İşte böyle. Güzel yala. Boş yer bırakma. Parmak aralarını da unutma.
O kadar güzel yalamıştı ki keyifle izledim. Diliyle ayak parmaklarımın arasına girerken gözüme bakmamaya çaba gösteriyordu. Tabanlarım da boş yer bırakmadan defalarca aynı yerleri de temizlemişti. Sonra saçlarından tutarak kaldırmıştım. Önceden üstüne havlu örtüğüm tek kişilik koltuğa oturtmuştum. Sonra ayaklarını omuzlarına doğru kaldırarak koltuğa bağlamıştım. Bacaklar komple ayrılmış vaziyette, ayaklar havada ve amı tamamen açık bir şekilde bağlıydı. Ellerini de kolluklara bağlamıştım. Duruma daha çok heyecan katmak için ayrıca gözlerini de bağladıktan sonra elime kamçıyı alıp boş boş havaya vuruyordum.
Sesi tanıdın mı?
Kamçınız Efendim.
Çok özledin mı?
Çok özledim Efendim.
Nerene vuracağım biliyor musun?
Tabanlarıma?
AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA...canım yandı Efendimmmm...ühüüüü...YANDIMMMMM offffff...
Bir daha karşıma böyle pis amla çıkacak mısın?
AHHHHHHH...hayırrrrrr Efendim. Yalvarırım acıyın bana. Yalvarırım.
Vajinasına kamçıyla vurmaya devam ediyordum. Hem ağlıyor, hem titriyor, hemde bağırıyordu. Önceden düşünseydi diye söyleyerek fazla bağırmamasını emretmiştim. Aşağı yukarı 30 defa vurmuştum. Hassas bölge olduğu için dikkat ediyordum ama maksimum acı vermeyi de ihmal etmiyordum. Acı dayanılmaz olduğu yerde durmuştum. Hem ağlıyor hemde merhamet için yalvarıyordu.
Daha vurayım mi?
ÜHÜÜÜÜ...siz nasıl uygun görüyorsanız Efendim. Amım size aittir. Siz nasıl uygun görüyorsanız.
Aferin kölem. Hep böyle ol ki seninle gurur duyayım.
Size minnetarım Efendim.
Aferin. Aç bakim ağzını. Sikimi ağzına almayı hak ettin. Kafanı bırak ben seni yönlendireceğim.
Çok teşekkür Efendim...mmmm
Yavaş orospu. Bunu hak ettin ama aç orospu gibi saldırma. Arada güzelce de yala ve tekrar ağzına al.
Peki Efendim...hımmmm
Boşalmamı ister misin?
Yalvarırım ağzıma boşalın. Yalvarırım.
Aslında tadı damağında kalmasını istiyordum ama artık benim hormonlarda yerinde durmuyordu. Onun doyumsuz ağzına alması, yalaması ve emmesi beni artık iyice deli etmişti. Kafasını tutarak arada gırtlağına kadarda sokuyordum. Dayanamadığı zaman tekrar çekiyor ve hafiften tokat atıyordum.
Bir damla bile dışarı akarsa seni doğduğuna pişman ederim.
Yapmam Efendim...hepsini yutacağım.
Oral seks sevenleri birde böyle bir şey yaşamalarını isterdim. Önünüzde ki bayan çıplak, acı çekiyor, bağlı bir şekilde, ellerini kullanamıyor ve yanlış yapmaktan korkuyor ama bunlara rağmen tüm gücüyle sikinizi emiyor, yeter ki ağzına boşalın. Zaten fazlada dayanamadım ve boşaldım. Ama nasıl bir boşalma. Seans içinde benim ki hep canlıydı ve tüm spermayı biriktirmişti ki bitmeyecek sandım. Kız da öyle bir zevkle yutuyordu ki anlatamam. Bir damla bile kaçırmadan hepsini yutmuştu ve emmeye devam ediyordu.
Yeter doyumsuz orospu.
Özür dilerim Efendim. Çok özlemişim tadını duramadım.
Aferin sana. Son damlasına kadar yuttun her şeyi orospu.
Teşekkür ederim Efendim.
Birden yüzü kızarmıştı ama mutluluk saçıyordu. Gözlerine bakmak isterdim ama seansın devamında kapalı kalması önemliydi.
Kendimi o kadar hafiflemiş his ediyordum ki biraz ara vermiştim. Kendime bir kadeh şarap doldururken bir yudumda elime akıtıp köleme doğru uzatmıştım. Köpek gibi alimden yalıyordu. Bense mutluydum çünkü oral seksin yeri bambaşka. Nebilim beni her seferinde büyücülü şekilde mutlu ediyordu. Tadını beğenmesi beni ayrıca mutlu ediyordu çünkü onun için ön hazırlıklar yapmıştım. BDSM de ön hazırlık kadar önemli bir şey yoktur.Tabi spermin tadı hoşuna gitmesinde bana duyduğu duyguların da büyük bir önemi vardı.
Seansa ve cezaya devam etmek için su kaynatıp elime jileti almıştım...
Merhaba,
Hitap ve sözler ile ilgili olarak naçizane düşüncemi belirtmek isterim. Seans sırasında kullandığınız sözcüklerin BDSM'i benimsemiş üyeleri rahatsız etmemesi gerekir. Burada beni rahatsız eden tek bir sözcük oldu o da "Bayan"
Bayan sözcüğü kadını dişiliğinden kadınlığından sıyırmaya çalışan, onu nötralize eden bir sözcük. Sanki kadın olmak, dişi olmak ayıpmış gibi. Kadına "kadın" demek sosyal yaşamda bir hakaret gibi algılanmaya başladı ve bu da beni üzüyor açıkçası. Tabii ki sosyal yaşamda samimiyetimiz olmayan bir kadına, "X Hanım", ya da "Bayan X" diye hitap edebiliriz. Fakat dikkatinizi çektiği üzere burada hanım ya da bayan kelimesi isimle birlikte kullanılmakta. Öte yandan "kadın cinsi"nden ya da genel olarak kadınlardan söz ederken "kadın" ifadesi kullanılmalı. Mesela yanılmıyorsam "Erkekler Voleybol Takımı"na karşılık "Bayanlar Voleybol Takımı" kullanılıyor. Neden? Böyle olmamalı bence.
Hikayenizi ilgi ile okudum. Devamını merakla bekliyorum.
İyi pazarlar Semiramiss
Merhaba,
Hitap ve sözler ile ilgili olarak naçizane düşüncemi belirtmek isterim. Seans sırasında kullandığınız sözcüklerin BDSM'i benimsemiş üyeleri rahatsız etmemesi gerekir. Burada beni rahatsız eden tek bir sözcük oldu o da "Bayan"
Bayan sözcüğü kadını dişiliğinden kadınlığından sıyırmaya çalışan, onu nötralize eden bir sözcük. Sanki kadın olmak, dişi olmak ayıpmış gibi. Kadına "kadın" demek sosyal yaşamda bir hakaret gibi algılanmaya başladı ve bu da beni üzüyor açıkçası. Tabii ki sosyal yaşamda samimiyetimiz olmayan bir kadına, "X Hanım", ya da "Bayan X" diye hitap edebiliriz. Fakat dikkatinizi çektiği üzere burada hanım ya da bayan kelimesi isimle birlikte kullanılmakta. Öte yandan "kadın cinsi"nden ya da genel olarak kadınlardan söz ederken "kadın" ifadesi kullanılmalı. Mesela yanılmıyorsam "Erkekler Voleybol Takımı"na karşılık "Bayanlar Voleybol Takımı" kullanılıyor. Neden? Böyle olmamalı bence.
Hikayenizi ilgi ile okudum. Devamını merakla bekliyorum.
İyi pazarlar Semiramiss
+++ +++ +++ +++ +++
Kadın kadar güzel bir kelime / hitap öyle ayaklar altında çiğnenip gidiyor 🙁

Tek derdimiz hitaben bayan mı kadın mı olsun. Benim tercihim böyle, kusuruma bakmayın lütfen
Bu hikayenin tabi devamı var ama galiba bir hata yaptım. Seçtiğim hikaye, anlatma şekli veya açık sözlülüğü uymadı. Bilemiyorum ama devamını paylaşmamaya karar verdim. Her zaman bazı sınırları açarım diye kuşkum olmuştur. Her şeyi bizim istediğimiz şekilde olamaz. Bir seansın içinde herkese güzel gelen dışarıdan bakılınca tam tersine bir tablo yaratabilir. Belkide benim canlandırdığım şekil çok yetersiz. Tepki almamak da bir tepkidir sonuç da.
Eğer anlatma şeklimle, seçtiğim sözlerle ve paylaştıklarım ile sizi rahatsız ettiysem kusuruma bakmayın. Kullanılan sözleri cicileştirme, olayları daha yumuşak şekilde canlandırmak ve içinde ki cinselliği örtbas etmek istemedim.
Bundan sonra bu başlığa klasik şekilde devam edeceğim.
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,004 Üyeler