köle olma özgürlüğü
by_kole, GÜÇ'ün bir erdem olup olmadığı da tam netleşmiyor kafamda. Düşününce bana göre GÜÇ, yazılı-çizili, yüzyıllardır test edip onaylanmış, sessiz çoğunluktan-sürüden ayrılmamak için uyulması gereken erdemlere uymaya çalışmak değil, kendi bireysel erdemlerimizi her gün her saat, belki her dakika sorgulayabilmeyi göze almaktır.
Bir de GÜCÜ/AŞKI metafizik şeyler olarak adlandırıp dolabın farklı bir rafına koyabilmek benim için geçerli değil ELECTRA; ikisinin de gerçekliğini deneyimlemiş birisi olarak. Baskı hissiyle ve acıyla gerçeklik hissine ulaşılabilir, evet, ama bunun da ötesi var benim için.

Bir de GÜCÜ/AŞKI metafizik şeyler olarak adlandırıp dolabın farklı bir rafına koyabilmek benim için geçerli değil ELECTRA; ikisinin de gerçekliğini deneyimlemiş birisi olarak. Baskı hissiyle ve acıyla gerçeklik hissine ulaşılabilir, evet, ama bunun da ötesi var benim için.
Aslında yaptığım şey “Gücü” metafizik diye adlandırıp farklı bir kategori olarak değerlendirmek değil, Coro’nun sorusundaki rollendirme ve örneklendirmenin birbiriyle örtüşmediğine dair bir vurgu idi.
Ben bir insanın, bir başka insana sizin tanımınızla AŞK’la boyun eğmesi ile, Coro’nun metafizik güç olarak tanımladığı Tanrı’ya boyun eğmesi arasında, kendisinin sunduğu sebep olan “ikisini de kendisi yaratıyor" fikrine katılmıyorum.
Çünkü bu iki olgu arasında boyun eğen kişinin taşıdığı hisler açısından benzerlik olsa da, birini insanın zihninde yaratması(ya da sorgulamadan Tanrı’nın varlığını kabul edip, itaat etmesi de diyebiliriz), diğerinin ise tanıklığını etmesi ile farklılık gösterdiğini düşünüyorum.
by_kole, GÜÇ'ün bir erdem olup olmadığı da tam netleşmiyor kafamda. Düşününce bana göre GÜÇ, yazılı-çizili, yüzyıllardır test edip onaylanmış, sessiz çoğunluktan-sürüden ayrılmamak için uyulması gereken erdemlere uymaya çalışmak değil, kendi bireysel erdemlerimizi her gün her saat, belki her dakika sorgulayabilmeyi göze almaktır..
Benim burada “GÜÇ” bir erdemdir olgusundan bahsim zaten bireysel güçtür. Ancak kendine güvenen kendini geliştirmeye çalışan kendi çıtasını her zaman bir üst seviyeye çıkaran kişi kendince güçlü görülebilir. Bu özellikleri barındıranların itaat etmesi onları güçsüz göstermez. Krallıklar da dahi bir kılıç darbesi kadar yakın olunan Krala itaat gözden kaçırılamaz oysa bünyesinde nice güçlü beyinler ve kaslar barındırdığı da unutulamaz.
Sürü dediğin mantık değil sürüde edindiğin vazgeçilmezliğin önemli olduğunu düşünmekteyim. En iyi yemek tarifi bile doğru metot ve pişirme tekniği olmasa lezzetli olmaz. Her gücün bir terbiyecisi ve eğitmeni olmalıdır.
Saygı ve Sevgilerimle..
S.S.K. Emeklisi by_kole
BeLki Sandığın Kadar Ukala, BeLkide Tahmin Edemeyeceğin Kadar Mütevaziyim. Biraz SakLıyım Bazen YasakLıyım. Kimseyi Örnek ALmam. Kimseye Örnek OLmam. Arkama Bakmam. 'AsLa' Demem. 'Keşke'Leri Sevmem !! ELeştiri DinLerim Nasihat DinLemem !!
Hm, o zaman ELECTRA ve by_kole, ikinizle de hemen hemen aynı şeyleri söylüyormuşuz diyeceğim. Anlaşılmazlığa ve çelikşkiye neden olan sanırım coro'nun gücü ve Tanrısal olanı kendi dışında ve kendisinden üstün bir kavram ya da varlık olarak görmesi.
by_kole tabii, ben de sessiz çoğunluğun_sürünün gereksiz bir şey olduğunu söylemek istemedim, "cemiyette pişiyoruz", sessiz çoğunluk olmasa nasıl ayrışıp bir birey olabilir, farklılıklarımızın nasıl farkına varabilirdik.
ayrıca tabii ki, zaman zaman hepimizi sessiz çoğunluğun içinde yer alıyoruz.
S. S.
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,008 Üyeler