Efendi'yi efendi yapan kölenin sadakati ve itaatidir. Sadakat ve itaat ise herkese gösterilemez. Bu nedenle efendi, kölenin bağlılık duyacağı bazı niteliklere sahip olmalıdır.
Kimse evinde bir başına otururken köle ya da efendi değildir. İçimizde köleliğin ya da efendiliğin enerjisini duyarız ama bu enerjinin vücut bulabilmesi için iki kişinin bir araya gelmesi, bir ilişkinin kurulması gerekir. Ve hiçbir koşulda bir ilişki birinin emirlere başlaması, diğerinin de bu emirlere uyması ile kurulmaz. Eğer bir ilişkiden söz edeceksek bunun güven temelli olması gerektiğini göz önünde bulundurmamız gerekir. Güven ise kişilerin kendi öz değerlerini ortaya koyması ile başlar...
Fakat bu süreç gündelik hayatımızdaki normal ilişkilerimizde olduğu gibi işlemez. BDSM'nin doğasına uygun bir atmosferin kurulabilmesi için adım adım ilerlemek gerekir. Gerçek bir BDSm ilişkisi bir gecelik bir ilişki olamaz. Bir süreç içinde kurulduğu için kolay yıkılabilir bir şey değildir.

Çok uzatmak istemiyorum, not olarak şunu düşeyim: Gerçek bir efendi her köleye efendilik etmez. Kendisinde bulunan değerleri hak eden bir köleyi arar...

ve gercek bir kölede her EFENDİYİM diyene kölelik etmez .Herkesin peşinden köle olmak için koşan bir kölenin hizmetinin ne anlamı olabilir.Efendilik ve kölelik sadece hakeden kişilerce yaşanabilir diye eklemek istiyorum bende ..EFENDİLİK ve KÖLELİK ayrılmaz bir bütündür

Ne kadar güzel, ne kadar birbirini tamamlayıcı yorumlar gelmiş. Artık buna ilave edilecek birşey ben bulamadım.

Efendi-Köle ilişkisinde, deneyimlerim sırasında en çok karşılaştığım yanlış; Efendi'nin kendini sadece "cezalandırıcı" sanması. Bu yanlışa genelde izlediği filmlerin etkisinden çıkamamış toy gençler düşüyor. Normal hayatımız filmlerden elbette farklı. Bir köle sadece acı çekerek köleliğe devam edemez. Onun ödüllendirilmesi de gerekir. Acı'nın bir köle için ödül olduğu düşüncesini yadsıyacak değilim. Fakat köle Efendisinin denetimsizce saldırganlığı ile değil, kararlı ve bilinçli tutumu ile cezalandırılmalı. Eğer efendi böylesine denetimli, bilinçli bir tutum gösterecek olgunlukta ise eğer, kölesini nasıl ödüllendireceğini ve bu ödülün sadece cezadan geçmediğini de biliyordur.
Kölelerde gördüğüm en büyük yanlış ise, olayı cinsel bir tatmin sanmaları ve küçük hesapların peşinde koşmaları. Kölelerin büyük bölümü abazalıktan yanıp tutuşanlardan çıkıyor maalesef. Bu da ortamı kirletiyor ve Sahibe ya da Sahiplerin kuşkul duymalarına, mesafeli kalmalarına yol açıyor.

egitimin iki temel unsuru vardır ceza ve ödül.Efendi bunun dengesini kurabilmelidir.Ama ancak bu yaşanılarak yaratılabilir,tecrübeyle.İyi bir köle, efendisi tarafından cezalarla olgunlaştırılıp ödüllerle kendine baglatır.. ama ödül asla cinsellik olamaz,özellikle bir sahibe ödül olarak kendini veremez....(benim fikrim)

efendilik ve kölelik gercek hayatta yaşanmışlıkların içinden gecer

Luciferlethe nin de bahsettiği gibi bende foruma katılan arkadaşların maalesef bir kısmını, kendini izlediği filmlere kaptırmış hayal dünyasında gezinen insanlara benzetiyorum. Ve gerçek hayattaki ilişkilerle aralarında katetmeleri gereken uzun bir yol olduğunu düşünüyorum.

Efendilik demek idareci olmak demektir bence. İdareci kişinin hepsinden önce saygı duyulacak derecede akıllı olması lazım. Yerleşmiş değer yargıları olması gerekir. Ceza vermek için sebep arayan değilde karşısındakine gerçekten öğretmeye çalışan biri olması gerekir. İradeli olmalı ve arzularına kapılmaması gerekir.

Yadıklarımı okuyanlar benim, Almanların meşhur 'mükemmel ırk teorisini' anlattığımı sanacaklar.

Bir önemli konuda şudur ben efendiyim demekle kimse efendi olmaz. Efendilik statüsü bir ilişkinin içinde zamanla gelişen bir durumdur. Ve bu statüyü belirleyen önemli konulardan biride efendiye duyulacak sevgi ve saygıdır.

Aklı olan efendinin de bunu kötüye kullanmaması gerekir. (Ama kullanır ve karşı tarafta buna birşey demezse o da kendilerinin bileceği iş. Sevginin büyüklüğü derim sadece...)

"foruma katılan arkadaşların maalesef bir kısmını, kendini izlediği filmlere kaptırmış hayal dünyasında gezinen insanlara benzetiyorum. Ve gerçek hayattaki ilişkilerle aralarında katetmeleri gereken uzun bir yol olduğunu düşünüyorum." diyor Huytt. Buna katılmakla birlikte çok ilginç bir şey daha görüyorum ben: Kimileri de BDSM'ye bir aşk ilişkisinin pembe tonlarını katıyor. Bunu da toyluk olarak değerlendiriyorum.

Efendi-Köle ilişkisi bir aşk ilişkisi değildir. Sevgililik değildir. Genç bir erkeğin efendi olmasına engel olan en önemli durumlardan biri, henüz aşk-meşk işlerinde yeterli doyumu sağlayamamış olmasıdır. Kölesine aşık olması ihtimali çok yüksek gençler var. Öte yandan normal hayatında elde edemediği sevgi ilişkisini, ya da cinsel doyumu BDSM ilişkilerinden elde edebileceğini sananlar da çok. Bu kişiler BDSM'ye yumuşak bir doku vermesinler... Ya da yaşadıklarını BDSM sanmasınlar...

İlişki kelimesini 'insanlar arasındaki yaşanan her türlü iletişim ve etkileşim' olarak düşünecek olursak, insanların birbirleri ile ilişki kurması için üç faklı sebep vardır bana göre...

1. İhtiyaç
2. Öfke
3. Sevgi

Bu üç konunun içindede BDSM ilişkisi görülebilir.

1. Madde daha ziyade muhtaç olduğunuz birinin BDSM arzularına katlanmak olarak özetlenebilir.

2. Size çok sinirlenen ve bir ders almanız gerektiğini düşünen birinden gelecek tepkiler olabilir.

3. Sizi gerçekten seven ve hata yapmanızı istemeyen biri tarafından eğitim amacıyla yapılan baskılar. (Alıkoyma, zorlama, özgürlüğü kısıtlama, dayak vb.)

Tabi her zaman dediğim gibi bu durumlar her iki tarafında statüsünü bilip kabul etmesi ile mümkündür. (Sizin deyiminizle Köle-Efendi statüleri ile.) Aksi halde durum psikolojik yıkımlara varabilecek insanlık dışı boyutlara gelir. Her zaman haberlerde rastladığımız gibi. Bunu hiçbirimiz tasvip etmiyoruz sanırım.

İnsan karşısındaki insana değer vermediği sürece (başka bir deyişle onu cezalandırmaya değer bulmadığı sürece) onunla ilişkiye girmez.

Bu durumun analizini yapmak ve ilişkiye karar vermek efendinin görevidir.

konumu agir basliga, cok bilincli cevaplari okumak sevindirdi...

"sapıklık" ile "sapkınlık"ı birbirinden ayırmamız gerekiyor. bu bilinç bizleri "psikolojik yıkımlara varabilecek insanlık dışı boyutlar" konusunda düşünmeye sevk edecektir.

bir ilişkinin "ihtiyaç", "öfke", "sevgi" temellerine dayandırılması konusunda temelde bir itirazım olmasa da şüphelerim var.
ilk madde çerçevesinde aşağılanmaya ihtiyacı olan bir köle ile aşağılamaya ihtiyacı olan bir efendi arasındaki ilişkiyi düşünelim. köle: bir firmanın çalışanlarına oldukça mesafeli kalan erkek müdürü olsun. efendi: geçmişinde erkeklerle yanlış ilişkiler kurmuş ve iş yerinde statü olarak kendisinden yüksekte olanların baskısını duyan bir kadın olsun. bu durumda aşağılanma ve aşağılama arzularının nedenleri açık olarak okunabilir. fakat her zaman nedenler bu kadar net görünmez. bilinçaltının derinliklerine gizlenmiş olabilir ve gündelik hayatımız tüm bu ipuçlarını gizleyen bir karakterdeyse eğer biz kendimizi birtakım nedenlerden bağımsız hissederiz ama asla bağımsız değilizdir. bir bdsm ilişkisi bu iki kişiye normal hayatlarının gerilimini boşaltmak imkanını verebilir. şimdi sormak istediğim şey şu: bdsm ilişkisini bir terapi gibi düşünmek onu mekanikleştirmedi mi? hadi buna "sevgi" ve "öfke"yi de ekleyelim... ne değişti? bu etkenler bir ilişkiyi kurmakta mı, yoksa ilişkinin pratiğinde mi etkin? bizi bir bdsm ilişkisinin içine doğru sürükleyen şey ne?

kaşınırken tırnaklarımız deri paritküllerini kaldırarak bakteri ve mikropların alt tabakalara geçmesine neden olur. kaşınmak zevk verir ama zevk aldıkça ciddi bir iltihaplanmaya sebep olabiliriz. bdsm ilişkilerini gittikçe derinleşen bir arızaya çevirmemeliyiz...

Sapkınlık ve sapıklık..farklı seyler ve hayatın ıcınde kendını normal olarak alıglayan bır cok kısının ıcınde de olan seylerdir.Eger karsılıklı rıza ile yapılmış bir aksiyon ise, buna sapıklık yada sapkınlık nasıl denır? Bu sapkınlık,yada sapıklık ıse zorla,istemeden baskalarına zarar vermekten buyuk keyf alan, onun kişilik haklarını hice sayan zihniyete ne ad verecegiz.Sapkınlık,sapıklık kıme gore ,hangı zıhnıyete gore?

BDSM ruhunu gercek anlamda yaşayan kişileri sapık yada sapkın olarak görülmesi bence olayı sadece kolaya indirgemektir, yüzeyselliğinde kalmaktır.Maalesef ki bu sıfatları kendi kendimize bile yakıştırır olduk BDSM i kendıne yasam tarzı olarak goren kısıler olarak.

BDSM e ilgi duymak ile onu yaşam tarzı olarak secmeyi ayıralım bu arada.BDSM bir yaşam tarzıdır bunu bir cok kez soyledım ve soylıyecegımde.Insanın gecmışte yasadıgı şeylerden etkılenerek gercek bir EFENDİ yada KÖLE olunmaz, olursada bu olayı BDSM ile örtüştürmek dogru degil,o sadece kişinin egosunu tatmin etmesidir,içindeki zehri açığa cıkmak ıcın fırsat yaratmasından baska nedır? .Bir insanın damarında akan kandır BDSM. EFENDİ hayatının her anında bu DOMINANTLIGI uygulayandır.Evinde,işinde, sokakta, özelinde yaşar ve yasatır bu duyguyu.BDSM seansı dıye bir terım var bitürlü içeriğini dolduramadıgım bır terım bu.Neciyiz ki biz seans yapıyoruz.Nedir bu? 1-2 saat kendini bişeylere konsatre edıp şuh-u endam edip sonra tekrar köşelerimize mi çekılıyoruz.

Oyun mudur BDSM, bizde o oyunun içindeki oyuncular mı?

İngilizce aberrant relationships
Türkçe sapkın ilişkiler
Tanım Toplum normlarından sapan davranış yapılarıyla tanımlanan ilişkiler.

Elimdeki Bilim Sanat Yayınları'nın Psikoloji Sözlüğü'ndeki tanım ise şu:
sapkın: genel anlamıyla fiziksel ve ruhsal açıdan normal veya tipik olandan sapma.

sapkın sözcüğünün kötü bir manası yok yani.

İhtiyaç ile ilgili maddeyi sanırım biraz daha açıklayıcı yazmalıydım...

Bu maddedeki ilişkinin düşkün birinden faydalanmaya çalışmak gibi algılandığını gördüm. Hatta tartışma konusu "sapık"lıklara "sapkınlık"lara ve hatta doğal olarak "bir iki saatlik gönül eğlence"sine varan yorumlar yapılmasına sebep oldu.

İHTİYAÇ kelimesinde bir revizyon yapıyorum. Buna MECBURİYET diyelim ve sex olarak düşünmeyelim.

Etrafımızda karşı cinsteki gaddarlıktan ve hükümdarlıktan etkilenen ve onun emri altına girmekten zevk alan insanlar var. Ve bu insanla iletişim kurması için onun egemenliğinin altına girmeye MECBURdur. Bu ne bir düşkünlüktür ne seanstır ne de başka bir şey.

Hayatı boyunca hiç kimsenin sözünü dinlememiş, dik başlı bir insan dahi o andan itibaren onun emri altına girmeye gönüllü olabilir. Çünkü onunla bir arada olabilmesi için onun emirlerine uyması gerektiğini bilir.

Ve, luciferlethe bu dediğimden pek hoşlanmayacak ama, bunu sahiden seven insan yapabilir.

Öncelikle Luciferlethe ve huytt beyler sizlere tesekkür etmek istiyorum,tabiki aktif katılım yapan diger arkadaslarada.Düşüncelerinizi bizlerle paylaşıp ,zaman ayrıdıgınız için.Umarım yazıları okuyan arkadaslarında fıkırlerını yazdıkları gunlerı gorecegız...UMUT ..

..

huytt sizın yazılardan yola cıkarak sapkınlık,sapıklık ve seans olaylarını yorumlamadım yanlış anlasıldıysa özür dilerim.Zaman zaman chatte ki konusmalarda yada forumdaki yazılarda bu konular geciyor onlara atıftır.

Ayrıca D/S ilşkisinde ,köle EFENDİSİ'ne duygusal olarak baglanabilir ve bu onun itatt etmesini daha kolaylaştırabilir.Ama aynı şey EFENDİ için gecerli degil,insan aşık olup duygusal olarak baglandıgı kısının egıtımınde ne kadar ceza konusunda tarafsız davranabilir ? Ve bu baglılık zayıflık degılmıdır EFENDİ açısınan?