The Phantom Of The Opera
The phantom of the opera (Operadaki hayalet)
Kısaca...
Ünlü İngiliz besteci Andrew Lloyd Webber'in ünlü müzikalinden uyarlanan "Operadaki Hayalet" tutkulu bir aşk üçgenini konu alıyor. Yüzü tanınmaz halde olduğu için bir hayalet gibi Paris Operası'nın altında yaşayan dahi besteci (Gerard Butler), operanın korosundaki genç Christine'e (Emmy Rossum) gizlice müzik dersleri verir ve zamanla güzel öğrencisine büyük bir aşkla bağlanır. Sahneye konulacak yeni operanın divası ani bir şekilde operadan ayrılınca, yapımcılar çaresiz kalırlar ve rolü Christine'e verirler. Performansıyla yıldızlaşan genç kadıni operanın genç patronu Vicompte Raoul'la (Patrick Wilson) ilişkiye girer. Bu, onun geldiği yerde büyük pay sahibi olan ustasını kıskançlık krizine sürükleyecek ve bu aşk üçgeni Paris Operası'nı derinden sarsacaktır. Alıntı http://www.sinema.com
Klasik bir aşk hikayesi gibi görünsede aslında içinde aşk, tutku, saplantı, (ki sanatçı olan insanların çoğunda bu var bence) dair bir çok şey barındırmaktadır müzikal.
Opera sevmem hatta bana sıkıcı gelir her daim, The phantom of the opera sevdiğim tek operadır. Çokda anlamam operadan aslında konu operada değil. Konu daha doğrusu merak ettiğim sey, filmi seyredenler daha iyi anlar yada operayı izleme şansı olanlar. Aşkda tutku aşık olduğun insanın duygularına hiçe sayarak onun aşkını kazanmak için elinden geleni yapmakmıdır? (ki buna zorla alı koyma da dahil) yada bir başkasını öldürecek raddeye gelmek aşkın tepe noktasımıdır. Bunun bir sınırı varmıdır yoksa aşkda ve savaşda herşey mubahmıdır?
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,004 Üyeler