YİTİP GİTMENİN TADINI ÇIKARMALI İNSAN
YİTİP GİTMENİN TADINI ÇIKARMALI İNSAN
"Hem aşkın "kirli" olanı bence daha makbul.
Ayakkabılarını çıkarıp toprakta koşmuş bir genç kızın ayaklarının altı gibi pis ve sınırsız olmalı. Temizliği deterjan reklamlarıyla beyaz dizilere bırakmış, hayatın çamuruyla yoğrulmaya hazır... Aşkın nerede bittiğini, şehvetin nerede başladığını asla bilememeli insan. En ummadığı anda şehvete dönüşmeli duyguları ve tenlerle kokuların birbirine karıştığı o inanılmaz burgaçta ruhu yitip gitmeli.
"YİTİP GİTMENİN TADINI ÇIKARMALI İNSAN" T.K."
Evrene dokunmak, bir anlamda, yitip gitmek demek. Dokunmayı bilmek gerek.
Desmond Morris, insanı incelediği kitaplarından birinin adını "SEVMEK DOKUNMAKTIR" KOYMUŞ, tüm canlılar dünyasını bir zoolog gözüyle incelerken, gözlemlerini aktarırken, dokunmanın bir iletişim biçimi ve duygu ifadesi olduğunu vurgulamak amacıyla kaleme aldığı yazıyı bu başlık altında toparlamış.
Evrene Dokunmak, duyumsamaktır. Varlığını, var olduğunu, var olduğu sürece bir umudu sürükleyebileceğini, güzellikler yaratabileceğini, güzellikler yaşayabileceğini, güzellikler yaşatabileceğini duyumsamak, buna göre davranmaktır.
Evrene Dokunmak, bir böceği saatlerce izleyip inceleyebilmek, bir bitkiyi günlerce gözlemleyip hareketlerinin farkına varmaktır.
Evrene Dokunmak, her varlıkta, müziği duyumsayabilmek, saçlarını rüzgâra bırakabilmek, giysilerinin altında çıplak olduğunu, ıslak toprakta çıplak ayakla yürümenin hazzını yakalayabilmek, kendisi ile birlikte var olanla bütünleştiğini hissedebilmektir.
Evrene dokunmak bin km uzaktan sevgiyi hissedebilmek, yanındaymış gibi, başını çevirsen görecek, elini uzatsan dokunacakmışsın gibi hissedebilmek, esen yelle sevgilinin saçlarına dokunduğunu düşünüp hissedebilmektir.
Evrene dokunun ...
3/07/2005 ............ Imperious_Zynja
Direnme, güce teslim ol, onunla birlikte hareket et!

Çok güzel bir paylaşım, teşekkürler...
Ancak kacimiz gündelik hayatın kosturmacasinda, sorumluluklerimizi yerine getirme telesindayken gerçekten bunu basarabiliyor tartışılır. Oysa yazarken veya yazılmış böylesine güzel anlatımları okurken insan, geri dönüşü olmayan bir yolda ilerlediğini ve anın değerinin yadsınamaz bir gerçek olduğunu düşünüyor ve biliyor. Sanırım iş uygulama kısmında sıkıntıya düşüyor ve bir gün gelip yolun sonuna geldiğimizde hepimiz evrene dokunmadigimizin pişmanlığını yaşayacağız ..
Doğru kişiye itaat en büyük özgürlüktür.
Yaşamın içerisinde en kötü, en olumsuz koşullarda bile yaşamak için zaman ayırmak, anı kavrayıp, onun tadına varmak, kısacası "ŞİMDİ"de "ŞU ANDA" olmak gerekiyor. Geleceğe ilişkin her düşünce ve kaygı endişeyi, geçmişe ilişkin düşünceler de çoğunlukla keşkeleri ve pişmanlıkları ana taşıyor ve çoğumuz AN'ı yaşayamıyoruz.
Bakış açısını değiştirmek, yaşamı farklı bir noktadan yakalamak en doğrusu sanırım.
Direnme, güce teslim ol, onunla birlikte hareket et!

Bu bence en başta farkındalıkla olacak bir şey, yaşama, etrafımıza, sahip olduklarımıza ve olmadıklarımıza bakarak, anı en güzel nasıl değerlendirebilirim düşüncesini içselleştirerek olur, ki senin bunu başarman çok daha kolay.
Direnme, güce teslim ol, onunla birlikte hareket et!
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,004 Üyeler