Tenimi acıtan satırlar
Kadın çıkardı üzerindekileri birer birer
Yağmuru yaprakların altına koydu
Rüzgarı yaprakların yanına
Erguvanlara sardı dudaklarını
Memelerini sabaha karşı
Buğday büyüklüğünde
Baştan başa mermer
Baştan başa sarı
Mütehammil , acar ve de cevval
Yani Türkçe'siyle
Dayanıklı , hareketli ve de atılgan
Oysa dili yoktu bu ritmin
Makiler de anlatır denizin maviliğini
Bir de onlardan dinleyin
Başka dillerde söylenen türkülerin hüznünü
Siyah olsun, beyaz olsun
Sarı, yanık, kadife
Uzun olsun, kısa olsun
Dik, yalçın, geçilmesi güç mesafe
Göçmen kuşlar da anlatır göğün maviliğini
Bir de onlardan dinleyin
Zülfünde çağlayan olan genç kızların
Alnında şimşek çakan delikanlıların
İlk sevdasını
Kadın sokuldu adamın koynuna
Onlardan dinleyin,
Suyun şu yoksul güzelliğini yosun saçlarından
Ormanların şu alaca yeşilini kuş cıvıltılarından
Dağın dağa vuruşunu sahil boyunca dalgalardan
İki bedene ayrılmasını bir ruhun eski söylencelerde
Ve iki ruhun bir bedene dönüşmesini o gecede
Onlar bir ilmek olmuş
Eller kollar bacaklar bir ilmek
Bir Allahsızlık bütün gece
Serhat Mirdasi
Porno
boybos tamam ağzı bütün diş
tevahür bir kadın bol memeli
hayli genç kız dudağı çiğnemiş
çok erkek ağzına girmiş dili
yüksekkaldırım'da fahişeymiş
şaşı mustafa'nın yalancısıyım
hüneri dört kişiyle sevişmekmiş
ikisi kadın olacak ince belli
yok canım yoksulluktan düşmemiş
yaradılışı kahpe ruhu işveli
galiba hiç kimse başedememiş
şaşı mustafa'nın yalancısıyım
gözlüklü bir velet aklını çelmiş
şiir meraklısı biraz fakülteli
artık sabah akşam yolunu gözlemiş
mübarek kadın değil gözyaşı seli
gelince sanki oğlunu severmiş
şaşı mustafa'nın yalancısıyım
anlayamadım gitti bu nasıl iş
bre bunlardan hangisi deli
hangisi hangisinin kanına girmiş
kim kimin neresine kilitli
bu filmi kim yazmış kim çevirmiş
şaşı mustafa'nın yalancısıyım
Attila İlhan
Şimdi Sevişme Vakti
Çıplak heykeller yapmalıyım.
Çırılçıplak heykeller
Nefis rüyalarınız için
Ey önünden geçen ak sakallı
kasketli,
Yırtık mintanından adaleleri
gözüken
Dilenci
Sana önce
Şiirlerin tadını
Aşkların tadını
Kitaplardan tattırmalıyım
Resimlerden duyurmalıyım,
resimlerden...
Şu oğlan çocuğuna bak
Fırça sallıyor
Kokmuş manifaturacının ayağına
Dörtyüzbin tekliğinden
On kuruş verecek.
Seni satmam çocuğum
Dörtyüzbin tekliğe.
Ne güzel kaşların var
Ne güzel bileklerin
Hele ne ellerin var, ne ellerin
Söylemeliyim
Yok
Yok... meydanlarda
bağırmalıyım,
Bu küçük
Güllerin buram buram tüttüğü
Anadolu şehri kahvesinde
Kiraz mevsiminin
Sevişme vakti olduğunu.
Resimler seyrettirmeli, şiirler
okutturmalıyım.
Baygınlık getiren şiirler.
Kiraz mevsimi, kiraz
Küfelerle dolu pazar.
Zambaklar geçiriyor bir kadın.
Bir kadın bir bakraç yoğurt
götürüyor
Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını
Belediye kahvesinde hakla o eski,
o yalancı
O biçimsiz bizans şarkısı.
Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem
Nasıl etsem, nasıl yapsam da
Meydanlarda bağırsam
Sokak başlarında sazımı çalsam
Anlatsam şu kiraz mevsiminin
Para kazanmak mevsimi değil
Sevişme vakti olduğunu...
Bir kere duyursam hele
güzelliğini, tadını,
Sonra oturup hüngür hüngür
ağlasam
Boş geçirdiğim bağırmadığım
sustuğum günlere
Mezarımda bu güzel, uzun kaşlı
boyacı çocuğunun
Oğlu bir şiir okusa
Karacaoğlan'dan
Orhan Veli'den
Yunus'tan, Yunus'tan...
Sait Faik Abasıyanık
Çamaşır
Kadın uc uca asar
çamaşırları
ıslak çarşafları
Sıka çırpa
sütyenini
memelerini
Asar yan yana
Büyüklü küçüklü
orasını burasını
kurumaya
Sonra sıcaklığını
Yürek çırpıntılarını
Yatak fısıltılarını
aşkını
En arkaya çıplaklığını asar
Öyle güzel ki
kadınlığından da
Sabahattin Yalkın
Yapsam Mı?
Orospuluk bende ya!
tüm erkekleri alasım geliyor.
alsam mı acaba?
idam sehpası
orgazmı gibi,
boğasım geliyor.
boğsam mı acaba?
A.Canan
Tensöz
Bedenini betimlemek istiyorum. Uçsuz bucaksızdır Bedenin.
İnce bir gül tacı bir bardak tertemiz suda. Bedenin
bir yaban orman kırk kara oduncuyla. Bedenin
derin buğu basmış ovalar güneş doğmadan önce. Bedenin
çan kuleli, kuyrukluyıldızlı iki gece trenleri raydan çıkmış. Bedenin.
loş bir meyhane, sarhoş gemiciler ve. tecimenleriyle; kadeh tokuşturuyor,
kırıyor bardakları, tükürüyor, küfürler savuruyorlar. Bedenin
koca bir donanma-denizaltılar, zırhlılar, kruvazörler;
demir alıyor gürültüyle; sular akıyor güvertede; direkten
denize atlıyor bir miço. Bedenin ışıl ışıl suskunluk,
5 bıçakla, 3 süngü ve 1 kılıçla parçalanmış. Bedenin saydam bir göl - o batık beyaz kent görünüyor dibinde. Bedenin
kocaman kıpır kıpır bir ahtapot ayılivari içinde, kanlı kollarla
ışıklandırılmış caddelerin tepesinde, ikindi vakti
son imparatorun cenazesi geçmişti oradan alaylarla. Bir sürü
ezilmiş çiçek asfalt üzerinde benzinle ıslanmış. Bedenin
eski bir genelev Proastion sokağında yaşlı orospularla, ucuz
yağlı kalemlerle boyanmış; uzun takma kirpikleri var,
bir de genç torlak biri var - bütün müşterilerle yatıyor,
paraları komodinin üzerinde bırakır, unutur saymayı. Bedenin
gülpembe bir küçük kız; elma ağacının altına oturmuş, elinde
bir dilim taze ekmek ve tuza banıp kırmızı domates yiyor; bir de
bir elma çiçeği var durmadan sıkıştırıp duruyor göğsüne. Bedenin
kulağında bir cırcırböceği bağ bozanın - menekşe bir gölge düşüyor koyu esmer boynuna
ve tüm üzümlerin söylemediklerinin türküsünü söylüyor tek başına.Bedenin
tepe doruklarında kayran büyük bir harmanyeri-
on bir bembeyaz at harmanlıyor başaklarını Kutsal Kitabın; altın
başaklar küçük aynalar çakıyor saçına ve parıldıyor üç ırmak
elmas taçlı kocaman kara ineklerin eğilip
su içtiği ve ağladığı. Uçsuz bucaksızdır bedenin.
Betimlenmez bedenin senin. Ben de kalkmış onu betimlemeye
bedenime sımsıkı bastırmaya, onu kendime sığdırmaya ve ona sığmaya
çalışıyorum.
Yannis Ritsos
İmana Geldim
Bir kız buldu beni akşam üstünde
Bâkire değil ama kızmış
Allahına kadar
O ne memeler o
O ne uyluklar o
Ooo
Hele o engebesiz aşağlara
İnen o göbeği o
O müselles o müselles o
Hiç ağda görmemiş ayda
Allahıma güzel
İşte o zaman imana geldim
Can Yücel
Fazla mütevazilik "hiçliktir."
Bedenlerimizi Laflarla Sakatlıyoruz
Sex, yalanlarla dolmuş,
Beden, gerçeği görmeye çalışsada,
Kurallarla bastırılmış olduğundan,
Beceremiyor! !
Bedenlerimizi, laflarla sakatlıyoruz,
Toplum, gerçekten hissettiğimizi,
SÖYLEYEMEMENİN, başarı olduğunu,
öğretmiş bize.
Jim Morrison
Zbigniew Herbert / Dil (Cevat Çapan'ın Şiir Atlası'ndan)
Elimde olmadan geçtim dişlerinin
sınırlarından yuttum çevik dilini. İçimde
şimdi, bir japon balığı sanki. Çarpıp
duruyor kuyruğunu kalbime,
diyaframıma, çarpar gibi
akvaryumun canına. Kumlar
kaldırıyor dipten.
Dilsiz koduğum kız kocaman
gözlerini dikmiş üstüme, bir söz
bekliyor benden.
Bense bilmiyorum hangi dili
kullanayım konuşurken - çaldığım dili
mi, yoksa ağzımda fazla güzellikten
eriyen dili mi?..
Fazla mütevazilik "hiçliktir."
mep. sayfa her ne kadar seninse de yukarıda okuduğum güzel şiire eşlik etmesi babında...
Aliye Canangil'den
ŞİZOFREN 6
Seni kalabalık severdim.
6’kişiydim de, beşiyle severdim.
Sende bizi böler, çarpar, toplardın da öyle severdin.
Sonbaharı severdim ki , turuncuya aşinaydım.
Kırmızıdan vazgeçmedim.
maviye doğru...
Renklerden en çok seni severdim .
Birimizi değil,
İçimdeki bizi, beni, seni, onu,
orospuyu severdin.
Sen hepimizi severdin de...
Sohbetlerimiz kalabalık olurdu ,
sevişmelerimiz gibi.
Ben çok olurdum da
sen tek severdin.
Bağırmalarımı,ağlamalarımı,
Gülmelerimi,korkularımı,
Şizofrenimi severdin.
Beşimiz seni severdik de...
Ben artık altı oldum.
-*-*-*-*-*-*-*
canangil'in şiirine burada rastlamak kendi adıma büyük sürprizdi.
- 44 Forumlar
- 5,453 Konular
- 75.2 K Gönderiler
- 0 Çevrimiçi
- 9,000 Üyeler