Son dönemde malum televizyon kanalında yayınlanan "Telefon Kulübesi" adlı yarışmayı bilenleriniz vardır.

Konsept gereği, seçildiğini bilmeyen bir yarışmacının, sokak ortasında yakınındaki bir telefon kulübesinde çalan telefona cevap vermesi ile başlayan ve gönüllü olduğu takdirde verilen görevleri yerine getirmesiyle vaad edilen para ödülüne ulaşma çabası üzerine kurulu bir yarışma.

Fakat izlediğimde dikkatimi çeken bir yönü var; "Yönlendirici" diye nitelendirebileceğimiz, telefonun karşısındaki görevlinin tutumu..

Yarışmacının telefonu açtığı andan itibaren başlayıp, program sonuna kadar devam eden tümüyle dominant bir tutum.

Öyle ki, yarışmacıyı sürekli azarlayan, aşağılayan, renci eden, emreden, istedikleri yerine getirildiğinde sözlü olarak "aferin" ler ile ödüllendiren, getirilmediğindeyse yerin dibine sokan bir tutum bu.

Yönlendiricinin şahsına has olmadığını, yarışmanın konsepti gereği kasti olarak uygulandığını düşündüğüm bu tutum, günlük hayatta uygulanan dominasyona gerçekten oldukça uygun bir örnek bence.

Yarışmacı çabalıyor, emirleri yerine getirmeye çalışıyor, rencidelere, hakaretlere maruz kalıyor, utandırılıyor, gibi gibi gibi...

Günlük hayatta insanların dominasyona tepkilerini görmek adına "yönlendiricinin" tutumu ve yarışmacının tepkisi arada izlemeye değer..

Tavsiye ediyorum :]