Shop
Bdsm Fetis ve Nesne...
 
Bildirimler
Tümünü temizle

Bdsm Fetis ve Nesnel İlişkiler

1 Gönderiler
1 Üyeler
0 Beğeniler
76 Görüntüleme
(@bdsmmahkumu)
Gönderiler: 9
Aktif Üye
Konu başlatıcı
 

BDSM- FETİŞ VE NESNEL İLİŞKİLER
Şık olmak, güzel olmak, karizmatik olmak, estetik olmak gibi örnekler çoğaltılabilir… Peki birey olarak neden bu tür dışsal durumlara önem verilir? Beğenilmek, takdir edilmek, parmakla gösterilmek neden bu kadar önemlidir? Acaba kullandığımız nesnelerle aramızda bir bağ mı var yoksa bu bağın oluşması için mi bu nesneleri üretiyoruz? Eğer nesnelerle aramızda bir bağ yoksa neden böyle bir üretime ihtiyaç duyuyor olabiliriz? Bir zamanlar “sanat sanat içindir, sanat toplum içindir” gibi düşünceler var olmuştu ve halen bu ve benzeri düşünceler tüm sanat alanlarında ve yaşamda biz farkında olmasak bile ciddiyetini koruyor.

Peki; bireyler olarak günlük hayatta kullandığımız herhangi bir nesne; estetik, zarafet, haz, kullanım kolaylığı bakımından bizde uyandırdığı durumlar ne olabilir? Sorular, soru içinde sorular ve yorumlar tabi ki çoğaltılabilir. Günümüzde fetiş dürtüler ya da durumlarımız cinsel hazzı çağrıştırıyorsa; bdsm dürtülerde, ruhu ve felsefeyi yansıtan mutlak itaat, sadakat, saygı, sevgi beden ve ruhun acıyla, özlemle ve huzurla hicvedişini yansıtan bir olgudur… Ancak fetiş ve bdsm birbirlerinden ayrı da olsa iç içe de olsa bir denge noktasında birleşen ve bir bütünün parçalarını oluşturan zerrecikler olduğunu yadsımamak gerekir…
Peki; nesnel ilişkiler, neler olabilir? Gözümüzün gördüğü, elimizin ya da herhangi bir uzvumuzla hissedebildiğimiz, üzerimizde taşıdığımız yada taşımadığımız, içinde yaşadığımız yada binip bir yerden bir yere seyahat ettiğimiz insan oğlunun elinden çıkan veya mutlak yaratıcının kullarına bahşettiği herhangi bir şey. Daha da somutlaştırmak gerekirse ayaktaki ojeden eldeki eldivene, saçtaki boyadan gözdeki sürmeye, duvarda asılı olan tablodan binlerce kilometreyi yararak geçen uçaklara kadar, İçinde yaşadığımız binalardan şu an bu satırları okuduğunuz teknolojiye kadar insan aklının gördüğü ya da hayal edebildiği her şey. Zaten dürtülerimizi veya tasarlama gücümüzü hayata geçiren düşüncelerimiz hayal gücümüz ve tüm bunların gerisinde özünde yatan ruhumuz ve duygularımız değil mi! Gerek fetiş bdsm ve gerekse nesnel ilişkiler bir araya toplanıp bütün olarak irdelendiğinde ne gibi sonuçlar doğurabilir? Örneğin birbirinden güzel fetişizm kokan seksi ayakkabılar, kıyafetler gotik elementlerle bezenmiş yapılar… Tüm bu örnekler çoğaltılabilir… Ancak asıl soru neydi? Birey olarak neden bu tür dışsal durumlara önem verilir?
İnsan doğası gereği her ne kadar kabul etmese de güçlü olduğu kadar onu zayıflatacak zaafları olan bir canlıdır… İçinde ne kadar derin ve kalın duvarlar örse de; anı yaşasa da, planlasa da, belirli bir disiplini olsa da, olmasa da, özünde zayıftır… Çünkü insan muhakeme yeteneğine sahip, empati kurabilen, acıma duygusu olan, duyarlılığı olan bir yaşam formudur… Tercihlerini kendisi yapabilir bazen yanlış yapsa da yanlışlarından dersler çıkarabilir. Aslında bu zaaflar insanı güçlendiren olgulardır… İnsan duygusal bir varlıktır ve ruhundan süzülenleri, aklından geçenleri somutlaştırmak ve bu şekilde ifade ederek içindeki karanlık yolcusunu bastırmak, barışmak ya da savaşmak için bir strateji olarak geliştirir… Tüm bu yansımaları özümseyerek kendi ruhunu yansıtan nesneleri kullanır. Kimi zaman çizer, kimi zaman yazar, kimi zaman kurar, kimi zaman üretir, kimi zaman pazarlar… Toplumda vaktiyle birilerinin kurguladığı yüz yılları hatta bin yılları bulabilecek tabular vardır! Lakin bu tabuları yıkmak insan oğlunun önce kendini mahkum ettiği duygularını özgürleştirmekle mümkün olabilir. Bu duyguları özgürleştirmek her insanda farklı yollarda olacağı için tamamen bir bilim insanının tarafsız ve önyargısız bakış açısına benzer bir bakış açısıyla olaylara bakması gerekir. Hangi sosyal statüde, ekonomik durumda, eğitim veya kültür seviyesinde olursa olsun; hatta hangi cinsiyete hangi eğilime haiz olursa olsun ister sahibe, sahip, efendi; ister bir fetiş, ister bir köle fark etmez… Nesnel ilişkilerin duyguların somutluğu olduğu varsayılırsa, tabular yıkılmaya başlamış olabilir… Ancak yetmez çünkü nesnelliğin içselleşmesi, duyguların somutlaştırılması kadar önemlidir. Bu kısır döngüyü aşmanın yolu da aklını işletmesi gereken insanoğlunun meziyetidir. Acaba bu meziyette sahip olan kimseler var mı? Şayet varsa düşüncelerinin ne kadarını paylaşıyor? Paylaştığı noktada ilk adım atılmış olur…

 
Gönderildi : 21 Kasım 2016 20:05
Paylaş:
BDSM Türkiye

Merhaba

Hoşgeldin

Forumun Yeni Düzenine

Tüm Forumu

AÇMAK İÇİN GİRİŞ YAP

VEYA

ÜCRETSİZ KAYIT OL